Araştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının hergün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tesbit etmiştir.

Uzun süre çalışmaktan sonra görülen durumdur. Organların sürekli olarak yorgunluğu sonucu bozulmasına da sürmenaj denir. Gereği gibi çalışmama, isteksizlik, halsizlik, baş veya sırt ağrıları, hazımsızlık, huzursuzluk ve huysuzluk, can sıkıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. En kolay tedavi, ılık duş alıp, istirahat etmektir. Sabah akşam, kol ve bacakları soğuk su ile yıkamak da çok faydalıdır. Ayrıca aşağıdaki reçeteler de uygulanır.

Tedavi için gerekli malzeme : Taze fasulye, su.

Hazırlanışı : Taze fasulye yemeği yenir. Veya taze fasulyeler yeteri kadar suda haşlanıp, günde 3 kere birer çay bardağı suyu içilir.

Altı aydan uzun süren yorgunluk hissine dikkat!

“Altı aydan uzun süredir kendimi son derece yorgun ve bitkin hissediyorum. Bütün kas ve eklemlerim ağrıyor, dökülüyorum. Pek çok şeyi hatırlamakta zorluk çekiyorum. Sabah zor kalkıyor ve akşama kadar hiçbir iş yapmak istemiyorum. Devamlı olarak yatmayı ve dinlenmeyi hayal ediyorum. Fakat yatmama, iyi uyumama ve hatta egzersiz yapmama rağmen iyileşmek bir yana, yorgunluk ve bitkinliğim daha da artıyor, bir türlü kendimi toparlıyamıyorum”

Yukarıdaki gibi devam eden yorgunluk şikayetlerinizin hastalık belirtisi olabileceğini unutmayın. Bayındır Hastanesi Söğütözü Dahiliye Bölümü’nden Dr.Sertaç Yıldırım, yorgunluk şikayetinin pek çok hastalığa bağlı olarak gelişen ve genel dahiliye polikliniklerine başvuran hastaların yüzde 1-3 ünde görülen bir yakınma olduğunu söyledi. Yıldırım, “Bir ölçüsü olmadığı için yorgunluk şikayetinin ağırlığı her hastaya göre değişir. Genellikle sebep olan hastalık geçtikten bir kaç hafta sonra kaybolur” dedi.

Kronik yorgunluk sendromunun 6 ay ve daha uzun süredir devam ettiğini belirten Yıldırım şunları kaydetti : “Kronik yorgunluk sendromu yatak istirahati, fizik ve mental aktivite ile düzelmeyen ve hatta artan, sürekli veya tekrarlayan, önemli derecede halsizlik, ortalama günlük aktiviteyi yüzde 50 azaltacak kadar bitkinlik ve yorgunluk ile seyreden bir hastalıktır. Hastalık yıllarca devam edebilir. Çoğu kez yanlış olarak tembellik ya da psikiyatrik bozukluk şeklinde yorumlanmaktadır”

KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

Yıldırım, hafif vakaların yanında evden çıkamayacak kadar ağır hastaların da olabildiğini belirterek, dünyanın her yerinde görülen hastalığın 2006 yılında ABD de yaklaşık 4 milyon insanda olduğu ve vakaların yüzde 80’nine tanı koyulamadığını bildirdi.

Hastalığa her yaş, cins ve sosyoekonomik grupta rastlandığını ifade eden Yıldırım, kadınlarda görülme sıklığının 4 kat daha fazla olduğunu vurguladı. Yıldırım, “Hastalığın nedeni bilinmemektedir ve birden fazla nedene bağlı olabileceği düşünülmektedir. Genellikle hastalığı viral bir enfeksiyonun tetiklediğine inanılmaktadır.

Hastalığın tanısı için belirli bir laboratuvar ve hastalığa özel muayene bulgusu yoktur. Düşük derecede ateş, hafif farenjit, boyun ve koltuk altında 2 cm den küçük olarak ele gelebilen yumuşak ve hafif hassas lenf nodları gibi çok fazla değeri olmayan muayene bulguları saptanabilir” dedi.

HASTALAR EN ÇOK NEDEN ŞİKAYETÇİ?

Kas ve gezici eklem ağrıları, kas gücünde azalma, boğaz ağrısı, boyun ve koltuk altı lenf bezlerinde ağrı, hafif ateş ve üşüme, gerilim tipi baş ağrısı, unutkanlık, düşünmede zorluk, dalgınlık, uyku bozukluğu, karın ağrısı, karında şişkinlik, ishal, alkol intoleransı, göğüs ağrısı, çarpıntı, kronik öksürük, baş dönmesi, göz ve ağız kuruluğu, psikolojik problemler (depresyon, endişe, irritabilite, panik atak), nefes darlığı, kilo kaybı, gece terlemesi, ellerde ve vucutta şişme, sertlik ve uyuşmalar, ışıktan rahatsız olma, bulanık görme, egzersiz sonunda yorgunluğun 24 saate varan süre devam etmesi.