|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
çok uyumaktan şikayet eden kimse için
Çok uyumaktan şikâyet eden ve uykusunun
azalmasını isteyen bir kimse aşağıdaki tılsımı yazıp üzerinde taşır ise uykusu azalır. |
#2
|
|||
|
|||
Allah razı olsun hocam. Ders çalışanlar için ideal bir terkip.
|
#3
|
|||
|
|||
Bu tılsımı baka baka yazabilir miyim veya çıktı alıp üzerine mi yazsak hocam?
. |
#4
|
|||
|
|||
benim şikyetimde az uyumak her gece 4-5 saat en fazla
günde 7-8 saat uyku uyuya bilsem hem daha sağlıklı hem daha verimli olurum bu tılsımın normal uyku uyuyabilmek içinide lbilmek varmi acaba |
#5
|
|||
|
|||
Uykusu çok olanın ruhu hasta, işi zordur
Uykunun en iyisi 5 saati geçmeyendir. Yetişkin bir insan için 6 saat uyumak normaldir. Çocuklar, ağır çalışanlar, hasta ve zayıflar 7-8 saat uyuyabilirler. Akşam yemekten 2-4 saat sonra, saat 22:00-23.00'den 04.00-05:00'e kadar olan süre uyku için ideal bir zaman dilimidir. Hiç olmazsa, saat 24.00'e kadar yatılmalı ve güneş doğmadan kalkılmalıdır.
Hazreti Ömer (r.a.) "Sabahın erken vaktinde uyumaktan sakınınız! Zira ağız kokusu, ruhi dengesizlik ve tabiat (mizaç) bozukluğu meydana getirir." Ayrıca "Uyku, kuşluk vaktinde uyuyana akıl noksanlığı, ikindide uyuyana ise delilik getirir" demiştir. Güneş doğmadan kalkmak ve güneş batmadan uyumamak çok önemlidir, çünkü bu saatlerde bütün organları ve sistemleri faaliyete geçiren hayati hormonlar üretilir. Uyku halinde tüm işlemler yavaşladığından hormonlar da yeterli derecede üretilemez. Böylece fazla uyku hormon denge- sizliğine ve buna bağlı hastalıklara, ayrıca psişik rahatsızlıklara sebep olur. Sağlıklı insanlar uyurken nefes sayısı ve derinliği azalır, sağlıklı bebekler gibi sessizce nefes alıp verirler. Sağlıklı olmayanlar ise uyku esnasında derin nefes alıp verirler. Saatlerce derin nefes alıp-verme ile vücudun oksijen-karbondioksit dengesi bozulur. Bu dengesizlik de bazı hastalıklarla birlikte astım hastalığına yol açar. Yatak sert, yastık yeteri kadar yüksek, yorgan veya battaniye yumuşak ve hafif, odanın havası taze ve serin olmalıdır. En iyi uyuma şekli sağ yana yatarak uyumaktır. Baş göğse doğru eğik, dizler karma doğru çekik, kollar göğse bitişik halde uyumak en iyi pozisyondur. Bu pozisyon kalbe, kan dolaşımına, enerji dolaşımına ve hazmedilmiş yemeğin mideden bağırsağa inmesine kolaylık sağlar. Ayrıca, uyku esnasında vücuda bir zarar gelecek olursa, iç organlar bu pozisyonla muhafaza edilmiş olur. Hazmı zayıf olanlar, önce sol, sonra da sağ yana yatma ihtiyacı duyarlar. Omurga problemi yaşayanlar, kas ve iç organları zayıf olanlar ve yaşlı insanlar ise sırtüstü yatarlar. Hasta ve yaşlılar, çene kasları zayıf olduğu için, genellikle ağzı açık uyurlar. Alçak yastıkla sırtüstü yatarken geniz akıntıları kesilir, yüksek yastıkla sırtüstü yatarken akıntı burun yerine, boğaza, akciğere ve mideye akar. Geniz akıntısı yakıcı ve zehirli olduğundan, dışarıya akamazsa, sinüslerde iltihaplanmaya ve baş ağrısına sebep olur. Boğaza akarsa, bademcikler ve ses telleri rahatsızlanır, boğaz ve yemek borusunda yanma ve yaralar meydana gelir. Mideye akarsa, mide bulantısına ve mide hastalıklarına, akciğere akarsa, akciğer hastalıklarına yol açar. Yüzüstü yatış pozisyonuna ise eski alimler "şeytan yatışı" derler, bu pozisyonda yatmayı yasaklarlardı. Yatmadan evvel bol ve karışık yemek yiyenin midesinde üretilen enzimlerden tükürük bezleri de etkilenir, tükürük çoğalarak uyku esnasında ağızdan akmaya başlar. Bağırsak kurtları da tükürük bezlerini aynı şekilde etkiler. Bağırsak kurtları için tavsiye edilen tedaviyi uygulayan, beslenme alışkanlıklarını düzelten ve az yiyen, yemekten en az 3-4 saat sonra uyuyan kimse tükürük akıntısından kurtulur. Uykuda horlama, uykudan önce yeme alışkanlığından, hazımsızlıktan, kabızlık ve gazdan, kalın bağırsak bozukluğundan ve genişlemesinden, küçük dil şişliğinden ve kalp zayıflığından kaynaklanır. Sirke içinde şap eritilerek veya sirke içinde nar kabuğu kaynatarak gargara yapılırsa küçük dilin şişliğini alıp küçültür ve horlamayı azaltır. Bağırsak tedavisi yapanlar ve yemeği azaltanlar şiddetli horlamadan kısa zamanda kurtulabilirler, ancak hafif horlama devam eder. Arap alfabesindeki "ayn" ve "ğayn" harflerini doğru telaffuz ederek, Kur'an-ı Kerimi nefes kontrolüyle okumaya çalışan kimse bu dertten de kurtulabilir. Ancak tabiata uygun olmayan, hazır yiyecekler ve sağlıksız gıdalar tüketenler, tıka basa yemek yiyenler, yemekten sonra meyve yiyenler, horlama probleminden kurtulamazlar. Uyurken karabasan gelmesi ve kabus görülmesi, beyinde kan ve su dolaşımının bozukluğunun işaretidir. Karaciğer, kan ve damar temizlemelerini yapmak, saunaya gitmek, hacamat yaptırmak, sülük tutturmak bu durumdan kurtulmak için yeterli olabilir. Uykuda dişleri gıcırdatan yetişkinler sara hastalığına yakalanma riski taşırlar. Çocukların uykuda diş gıcırdatması ise yaş ilerledikçe geçer. Kışın güneş ışığının azlığından, yemeklerin ağırlığından uyku çoğalır. Ancak beslenme kurallarına uyan ve oruç tutanların durumu kışın da değişmez. "Az ye, rahat uyu!" (Atasözü). Çok uyumaktan kurtulmak için yemeği azaltmak, saunaya gitmek, anason, keten tohumu, kimyon ve sinameki kullanmak gerekir. Uyuma zorluğu çekenlere ise hamama gitmek, uykuya yatmadan önce bal şurubu, yulaf suyu veya arpa suyu içmek, veya çimlenmiş arpa yemek, kafa derisine zeytinyağı sürmek, reyhan ve kediotu koklamak ve hacamat yaptırmak iyi gelir. |
#6
|
||||
|
||||
Erickson ve Uykusuzluk Üzerine
Milton Erickson'un uyku sorunu (insomnia) yaşayanlara yaptığı ve başarılı olan bir yöntemi vardı bunu da isterseniz bir deneyebilirsiniz. Mesela geceleri uykusu gelmeyen bir bayan danışanına uyku tutmayan gecelerde yatağından veya oturduğu yerden kalkıp yorulana, uykusu gelene kadar temizlik yapma görevi vermişti. Kadın da bu öneriyi ciddiye almış ve uyku tutmayan gecelerde harıl harıl temizlik yaparak vücudunu yormaya, haliyle güçten düşmeye ve uyumaya başlamıştı.
Bir diğer yöntem ise vücudun otomatik refleks gibi çalışan döngülerini tersine çevirme yöntemidir. Mesela uykusu gelmeyen insan normal şartlarda uyumak için her şeyi yapar ve bu şekilde uykusu gelmez. Neden? Çünkü uyumaya odaklandığı ve uyumaya çalıştığı için uyku döngüsünü (loop) daha da güçlendirir. Yani siz bir şeyin üzerine gittikçe onu güçlendiriyorsunuz. Bunun için mantık şöyle işliyor: madem uykusu gelmeyen bir insan uyumak için çabaladıkça uykusuzluk daha da güçleniyorsa o zaman uyumamak için elinizden gelen her şeyi yapacaksınız. Mesela uykunuzun geldiğini hayal edebilir, vücudunuzun çok bitkin düştüğünü, gözlerinizin ağır ağır kapandığını hayal ederek bu imajinasyona bir oyun gibi inanabilir ve uyumamak, ayakta kalmak için elinizden gelen her şeyi yapabilirsiniz. Bu şekilde döngüyü tersine çeviriyor ve uyku uyuma döngüsünü daha güçlü hale getirebiliyorsunuz. Birkaç kere üst üste bunu deneyerek bir şans da buna verebilirsiniz. Yani bir kere denedim, olmadı diye hemen pes etmeyin. Bunun yanına bir şey daha ilave edeyim. Şu an Milton Erickson'un külliyatını, tüm bilimsel makalele ve çalışmalarının toplandığı binlerce sayfalık İngilizce bir kitabı okuyorum. Haliyle modern hipnoz tarihinde çığır açan bu adam hakkında yeni şeyler öğreniyorum. Bunlardan ilgimi çekenler Erickson'un renk körlüğü, disleksi, kas ve eklem ağrıları (kitapta fibromilyaji geçmiyor ama olabilme şansı yüksek) ton sağırlığı gibi rahatsızlıkları var. Özellikle omzunda ve sırtındaki masif ağrılar geceleri uyku uyumasına çoğu zaman engel oluyor. Erickson bunun için kendi yöntemlerini geliştiriyor. Bunlardan bir tanesi vücudunda hipnozda çok sık kullanılan bir terim olan his yitimi (catalepsy) oluşturmak. Yani mesela kolunuzu tamamen yok ediyorsunuz. Yani kolunuz adeda yok gibi, iğne batırsalar, tıknakla çimdikleseler dahi bir şey hissetmiyorsunuz. Bu kısaca otohipnozdur ve bunu herkes çalışarak kimileri de doğuştan gelen doğal bir yetenekle başarabilir. Ikincisi ağrısı olduğunda deneme yanılma yöntemi ile dikkatini çocukluğunun güzel anılarına yönlendirdiğinde ağrılarının hafiflediğini fark ediyor. Yani kısaca insan ağrıya odaklandığında daha çok acı çekiyor ama dikkatini başka bir yöne çevirdiğinde acının şiddeti azalıyor veya ortadan kaybolabiliyor. Yaptığı başka bir yöntem ise gece ağrılar içinde uyumak için yatak odasına geçtiğinde yatağının yanına bir sandalye çekiyor sırtını yatağa yaslayıp sandalyenin baş kısmına (sandalye ters olacak şekilde) boğazını dayıyor ve baskı uyguluyor. Haliyle boğazı acımaya başlıyor. Burada Erickson'un yaptığı ve özellikle belirttiği şey sırt veya eklem ağrılarının bizim isteğimiz dışında istemsiz bir şekilde, kontrolümüz dışında gelişen şeyler olduğu ama kendimize uyguladığımız (self-inflicted pain) ağrı/acı veren şeylerin ise bizim kontrolümüz dahilinde olduğunu belirtiyor. Milton Erickson dayanılmaz sırt ağrıları içinde boğazına sandalye ile baskı uygulayarak dikkatini kendi üzerinde uyguladığı kontrollü acıya odaklıyor, bu şekilde sırtındaki ağrılardan uzaklaşıyor ve bu şekilde kısa sürede uykuya daldığını belirtiyor. Sadece sabahları uyandığında boğazında hafif bir ağrı ile gözlerini açtığını belirtiyor. |
#7
|
||||
|
||||
Hocam bunu kurşun kalemle yazalabilir miyim ve belirli bi saati varmıdır? Birde herkes yazabilir mi acaba havas erbabı olmayan insanlar da
|
#8
|
|||
|
|||
niyet edip birde imkan varsa safran mürekkebi ile yazılması daha makbuldür
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Zikir saatleri - Utarid Saati | aizen | Sorularınız | 15 | 02.10.24 19:28 |
Dua ve Sağlık | HavasHoca | Dualar & Dua Kardeşliği | 4 | 15.09.24 16:56 |
açık ve kapalı okuma saatleri hesaplamak | Sibel1982 | Sorularınız | 5 | 20.07.24 16:40 |
PEYGAMBERLER Tarihi 2 | Cazgircinx | Peygamberler | 10 | 13.02.24 21:25 |
Hangi Sure Ne için Kaç Defa Okunur? | HeartLess | Sure ve Ayet Havasları | 3 | 14.06.17 18:56 |