|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Düşleyerek Dünyayı Oluşturan Şamanlar.
Fark edin ya da etmeyin, hepimiz düşleyerek dünyayı oluşturmaktayız. İçine daldığımız, aşina olduğumuz rüya uykusu değil de gözlerimiz açıkken işlediğimiz uyanık rüyadır. Gerçekliği, evrenin de yardımıyla, yaratmada işbirliği yaptığımızın farkında olmadığımızda, güç elimizden kayıp gider ve rüyamız, kabusa dönüşür. Tesir edemediğimiz veya değiştiremediğimiz korkutucu ve bilinmez bir yaratımın kurbanları olduğumuzu hissetmeye başlarız. Olaylar bizi kontrol etmekte ve kapana kıstırmakta gibidir.
Bu sefil gerçekliği sona erdirmenin tek yolu ise bunun da bir rüya olduğu olgusuna uyanmak ve tezahür ettirmede evrenin de bizimle çalışacağı daha iyi bir hikaye yazma becerimizi tanımaktır. Düşleme gücünüzü uyandığınız anda, cesaretinizin kaslarını esnetmeye başlarsınız. Ardından, cesurca düşleyebilirsiniz: sınırlayıcı inançlarınızı bırakarak ve korkularınızı aşıp geçerek. Ruh varlığınızda tohumundan çıkıp yaşamınızda meyve veren gerçekten orijinal düşleri yaratmaya başlayabilirsiniz. Cesurca düşlemek; kaynaktan, yani her şeyin potansiyel veya uyku halinde olduğu evrenin kuantum çorbasından hareketle yaratmanızı sağlar. Fizikçiler evrenin en küçük, en temel parçalarının kuantum aleminde gözlemlenene dek hiçbir şeyin “gerçek” olmadığı görüşündedir. Ama kuantum olaylar yalnızca laboratuvarda gerçekleşmez. Beyinlerimizin içinde, okuduğunuz bu sayfada ve çevremizdeki her şeyde de olmaktadırlar. Bu rüyanın, yani büyük enerji matrisinin herhangi bir parçasını gözlemlediğinizde gerçekliği değiştirebilir ve rüyanın tamamını farklılaştırabilirsiniz. Modern fizik, Amerika yerlilerinin kadim bilgelik aktarıcılarının çok uzun zamandır anlattığı şeyi tarif ediyor. Yerbekçileri olarak bilinen bu şamanlar, yeryüzüne tanıklık etme eyleminin ta kendisi aracılığıyla dünyayı oluşturmak üzere düş gördüğümüzü söylemekteler. Bilimciler bunu ancak çok küçük ölçekli, atom altı alemde yapabildiğimize inanmaktayken şamanların anlayışına göre, bizler duyularımızla deneyimlediğimiz daha büyük ölçekli dünyayı da düşlemekteyizdir. Yerbekçileri, tıpkı Avustralya yerlileri Aborjinler gibi, rüyazamanın, bizim için geçerli olanın aksine uyku bölgesine itilmemiş olduğu bir alemde yaşarlar. Yaratılışın tamamının bizden doğup bu rüyazamana geri döndüğünü bilmektedirler. Rüya zaman ya da yaratıcı matris, bizim dışımızda bir yerde mevcut değildir. Maddenin ve enerjinin tamamına nüfuz etmekte; her yaratığı, her taşı, her yıldızı, her ışık huzmesini veya kozmik toz parçasını birbirine bağlamaktadır. Düşleme gücü, yaratılışın ta kendisine katılım gücüdür. Yerbekçileri için, gerçekliği düşlemek bir yetenek değildir; torunlarına huzur ve bolluk içinde yaşayabilecekleri bir dünya miras bırakabilmesi için kişinin nezaketle ve sevgiyle gerçekleştirmesi gereken bir görevdir. And Dağları ve Amazon şamanları, bu kuvvete ancak bilinç düzeyimizi yükselterek erişebileceğimize inanırlar. Bunu yaptığımızda engin ve tanrısal bir okyanusta belirgin ama kendimizden çok daha büyük olan bir şeyin içine gömülü bir su damlası gibi olduğumuzu fark eder hale geliriz. Ancak sonsuzlukla bağlantımızı deneyimlediğimiz de, güçlü bir tarzda düşleyebilir haldeyizdir. Aslında, işin başında bizi bir kabusa hapsolmuş hale getiren şey de sonsuzluktan ayrı olduğumuz duygumuzdur. Kabusu sona erdirmek, gerçekliği düşleme gücümüzü yeniden kazanmak ve daha iyi bir gerçeklik işlemek için bedenimizdeki her hücrede var olan düşleme gücümüze dair deruni bir idrake ihtiyacımız var. Bu kavramı yalnızca entelektüel tarzda anlamanın ötesine geçmez isek çıtayı düşürüp şekil verebileceğimizden daha az muhteşem ve güzel bir dünya deneyimi yaratmakla kalacağızdır. Sonsuzluğun tadını almak cesaret gerektirir. Yer bekçileri dünyanın gerçek olduğuna inanırlar ama bizler onu düşleyerek var ettiğimiz için gerçektir. Cesaretimiz eksik olduğunda, kültürümüz veya genlerimiz tarafından düşlenen dünyaya, yani kabusa razı olmak zorunda kalırız. Cesaretle düşlemek ve güçlenmek için kalbinizi kullanmaya ve kutsal bir neşe, huzur, ihtişama ve istediğiniz yaşama dair kutsal bir düşü düşleyebilmek için bilinçli bir karar vermeye istekli olmalısınız. Alıntı. |
#2
|
|||
|
|||
Allah razı olsun
|
#3
|
||||
|
||||
Resulullah, “insanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar” buyurmuş. Allah’ın Veli kulları gördüğümüz her şeyin hayal olduğunu farklı ifadelerle belirtmişler. Bilimin geldiği nokta da bu. Gördüğümüz yada dokunduğumuz şeyleri var saymamızın nedeni, bu işlem sırasında beyne giden ve değerlendirilen elektrik akımı. Değerlendiren kim ve değerlendirmesi doğru mu. Dünya hayatı Elest meclisindeki secdemizde görülen bir rüyadan ibaret olduğundan ve rüyamızda imkansız gibi görünen şeyleri kolayca yapabildiğimizden. Halife olarak yaratılan insanda bilkuvve olarak mevcut olan ve ilgi alanına, gösterilen gayrete vs. Şeylere göre abilfiile çıkabilen güçleri bir kısmı olan düş gücü yada hayalin derinlikleri yazınızda belirtilen şeyleri gerçekten de yaptırabilir.
. |
#4
|
|||
|
|||
Paylasiminiz icin tesekkurler...
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Delailul Hayrat Türkçe Okunuşuyla | Sin | Peygamberler | 15 | 15.05.24 12:13 |
Bize Her Şey Dünyayı Hatırlatıyor. | Gercek | Sizden Gelenler | 1 | 05.03.24 21:54 |
Dünyayı değiştireceğim dedi... | Gercek | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 1 | 21.12.21 00:12 |
Bir virüs dünyayı değiştirebilir mi? | fanatik | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 6 | 29.05.20 22:29 |
Dünyayı aslında kimler yönetiyor? | Mube | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 5 | 17.07.19 13:33 |