|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Adem Aleyhisselam'a Ruh Verilişi
[...] Âdem Aleyhisselâm’ın Vücûdu Hakk Teâlâ’nın Kudretiyle Tamam Oldu. Hakk Teâlâ Âlem-i Emr’den Olan Rûha, “Şu Yaratmış Olduğum Cesede Gir!” Diye Emretti. Rûh Baktı, Karanlık Bir Yer Gördü. Özür Dileyip Girmek İstemedi. Hakk Teâlâ Üç Kere Hitâp Etti. Rûh Özür Diledi. Sonunda Hakk Teâlâ, “İstemeyerek Gir, İstemeyerek Çık!” Buyurdu. Çünkü Rûh, Lâtiftir. Madde Değildir. Cesed ise Madde Olduğu İçin, Rûh Girmek İstemedi. Lâkin Bu Cesedin Alnında, Sultân-ı Enbiyâ’nın Işığı ile Göz Pınarlarından Zevk ve Şevk ile Cesede Girdi. Âdem Aleyhisselâm’ın Dimağı Hayat Buldu. Rûh Yüz Yıl Dimağ İçerisinde Döndü. Sonra Vücûdu Dolaşmaya Başladı. Her Nereye Gitse, Saksı Gibi Olan Beden, Et ve Kan Olup Canlandı. Gözüne Ulaşınca Görmeğe Başladı. Kendi Bedenine Baktı. Henüz Vücûdunun Bâzı Yerleri Balçık idi Lâkin Alnındaki Nûrdan Işıl Işıl Parlıyordu.
Rivâyet Olunur ki, Âdem Aleyhisselâm Mübârek Gözlerini Açınca, Arş’a Baktı. Orada, “Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Rasülullah. Ümmetün Müznibetün ve Rabbün Gafür.” Yazılmış Gördü. İki Şey Düşündü; Hâbîbullahın Şânını, Yüksekliğini ve Ümmetinin Günâhkârlığını. Hayret Etti. Hakk Teâlâ’dan Sual Etti, “Yâ Rabbi, Bu Kimdir ki, İsmini Kendi İsmin ile Yan Yana Yazdın?” Hakk Teâlâ Buyurdu ki, “Evlâdından Bir Peygamberdir ki, Senden yâhut Evlâdından Bir Zelle Sâdır Olsa, Onun Şefaâti ile Affederim.” Âdem Aleyhisselâm’ın Hatırına Şöyle Geldi ki, ❛Babanın Oğla Şefaât Etmesi Daha Uygun Olurdu. Acaba Niçin Aksi Oldu?❜ Hakk Teâlâ Cebrâil Aleyhisselâm’a Buyurdu ki, “Yâ Cebrâil Çabuk Yetiş! Âdem’i O Düşünceden Kurtar, Yoksa Helâk Olur!” Cebrâil Aleyhisselâm Bir Ânda Geldi, Âdem Aleyhisselâm’ın Göğsünü Yardı, O Endişenin Yarısını Çıkarıp Toprağa Gömdü, Yarısı da Âdem Aleyhisselâm’ın Kalbinde Kaldı. Yere Gömülen Yarıdan Bir Ağaç Meydana Geldi. Sonra Bu Ağaç Hayata Sebep Oldu. Kalbinde Kalan Yarıdan Nefs-i Emmâre Hâsıl Oldu. Ondan Sonra Rûh Kulağa ve Dimağın Tamamına Geldi. O Zaman Aksırdı ve “Elhamdülillâhi Rabbil Âlemin!” Dedi. Hakk Teâlâ da, “Yerhamüke Rabbüke Velihâza Halaktüke Yâ Âdem!” Yani, “Ey Âdem! Seni Bunun İçin Halk Ettim. Nimetimi Yemeden Şükrettin. Ben de Seni Günâh Etmeden Affettim.” Buyurdu. Hakk Celle ve Âlâ Hazretleri, Âdem Aleyhisselâm’ın Hilkatinde Günâha Vesile Olacak Sebepleri Bilir ve İlacını Günâh Hâsıl Olmadan Buyururdu; Bu, O’nun Merhâmetindendir. Rivâyet Olunur ki Âdem Aleyhisselâm Rahmet Kelimesini İşitince, “Eyvâh!” Dedi ve Elini Başına Koyup Ağladı. Musibet Zamanında Böyle Yapmak, Evlâdına Âdet Oldu. Hakk Teâlâ Buyurdu ki, “Yâ Âdem Niçin, ❛Eyvâh!❜ Dedin ve Ağladın?” Âdem Aleyhisselâm, “Ey Rabbim Gözümü Açtım, ❛Ümmetün Müznibetün❜ Yani, ❛Günâhkâr Ümmet❜ Yazısını Gördüm. Kullarını Duymağa Başladım, ❛Yerhamüke Rabbüke❜ Yani, ❛Rabbin Sana Acısın❜ Kelâmını İşittim. Bundan Anladım ki, Bu Ümmet İsyân Eder. İsyân ise Cezayı Gerektirir. Ben ise Cezaya Dayanamam...” Dedi. Hakk Teâlâ’dan Hitâp Geldi ki, “Yâ Âdem, ❛Ümmetün Müznibetün❜ Yazısına Baktın Hemen Sonra ❛ve Rabbün Gafür❜ Yani, ❛Allahû Teâlâ Çok Affedicidir❜ Yazısını Görmedin mi?” Ey Aziz, Hakk Teâlâ Âdem Aleyhisselâm’ın Çamurunu Kendi Kudret Eliyle Yoğurdu. Bunun Gibi Rûh Vereceği Zaman Kimseyi Vâsıta Yapmadı, “Ona Kendi Rûhumdan Üfledim.” Buyurdu. Hakk Teâlâ’nın Bu İşte Kimseyi Vâsıta Yapmamasının Hikmeti Şudur ki; Âlem-i Emr’dendir. Âlem-i Emr Ulvîdir, Yüksektir. Beden ise Âlem-i Halktandır. Âlem-i Halk Süflîdir, Alçaktır. Aradaki Mesafe Çoktur. Yolda Düşmanı Fazladır. Rûh O Ulvî Âlemden Bu Süflî Âleme İnerken, Düşmandan Zarar Görmesin ve Rabbine Yakınlığının Lezzetini Unutmasın Diye, Hakk Teâlâ Onu Bizzât Kendisi Bedene İletti. Rûh İnsan Bedenine Girince, Baktı ki Karanlık Bir Yer ve Ateş, Hava, Su, Toprak Gibi Tıpkı Birbirine Zıt Maddelerden Yapılmış. Kendi Kendine, ❛Bu Bina Ebedî Kalmaz Çabuk Çöker?❜ Dedi. Sonra Dört Taraftan Vahşi Hayvanların Kendisine Saldırdığını Gördü, İnsan Tabiatında Bulunan Kötü Huylar ve Sıfatlar Birer Hayvan Suretinde Saldırdı. Şehvet Akrep Suretinde, Gazâb Yırtıcı Hayvan Şeklinde idi. Her Sınıf Hayvan Orada idi ve Hep Birden Hücuma Geçtiler. Yedi Başlı Bir Ejderha Rûha Kast Etti. Önünden ve Arkasından Sinek ve Arılar Gibi Hamle Yaptılar. Nazlı Rûh Uzun Müddet Mukaddes Âlemlerde Durup, Hakk Teâlâ’ya Yakınlık Peyda Etmiş iken, Bu Vaziyet Karşısında Geldiği Yere Dönmek İstedi Lâkin Kendi Kendine Gidemezdi. Çâresizlik İçerisinde Bir Kere, “Âh!” Etti. O ❛Âh❜tan Buhar Yükseldi, Dimağa Erişti. Bir Kere Aksırdı, Bu Aksırma ile Vücûduna Hareket Gelip Her Azâsı Canlandı. Âlemi Temâşaya Başladı. Yeri Rengârenk Çiçeklerle Süslü, Göğü Sayısız Yıldızlarla Nûrlu Gördü. Âlemdeki Bu Büyük Sanatı ve İncelikleri Seyretti. Sonunda, ❛Bu Eser, Bir Kudret Sahibine ve Bu İncelik Yüksek Bir Sanatçının Hikmetine Delâlet Eder!❜ Dedi. Tekrar Hamd Etti ve ❛Hakk Teâlâ’nın Zâtının Nûrunu Müşâhededen Mahrûm Kaldımsa, Bâri O’nun Varlığını ve Büyüklüğünü Gösteren Sıfatlarının Nûrlarını Müşâhede Ederim.❜ Dedi. [...] [Meâricü’n Nübüvve]
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Adem Aleyhisselam | Kâf-u Nûn | Peygamberler | 1 | 03.02.21 15:20 |
Davud Aleyhisselam | Och | Peygamberler | 1 | 22.03.20 23:40 |
İsa Aleyhisselam | Och | Peygamberler | 0 | 22.03.20 23:06 |
Kabalanın Verilişi | Naim | Kabala | 1 | 13.06.19 10:48 |
Adem Aleyhisselam | aşk | Peygamberler | 0 | 01.06.17 17:18 |