Hz. Danyal aleyhimesselam - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Peygamberler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 03.02.21, 15:31
Kâf-u Nûn - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 15.01.19
Bulunduğu yer: ..
Mesajlar: 349
Etiketlendiği Mesaj: 8 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hz. Danyal aleyhimesselam

Bismillahirrahmanirrahim

Danyal Aleyhisselamın Soyu:
Danyal b.Hızkıl’ül asgar, Peygamber oğullarından, Süleyman b.Dâvud Aleyhisselamın soyundandır.

Danyal Aleyhisselâmın Resul Olmayan Bir Nebi (Peygamber) Oluşu:
Hz. Ali, Danyal Aleyhisselâm hakkında: “O, Resul olmayan bir Nebî idi.” demiştir.

Danyal Aleyhisselâmın Esir Edilerek Babil’e Götürülüşü:
Bâbil hükümdarı Buhtunnassar’ın, Beytülmakdis’i, yıkarak İsrail oğullarının çocukları arasından seçip kumandanlarına paylaştırdığı esir çocuklar arasında Danyal Aleyhisselâm da, bulunuyordu.

Danyal Aleyhisselâmla Üç Arkadaşının Zindana Atılışı:
Bâbil halkı, Buhtunnassar’a baş vurarak;

“İsrail oğullarından esir edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik.

Sen de, onları, bize vermiştin.

Vallahi, onlar, bizim yanımızda olalıdan beri, kadınlarımızın, bizi tanımadıklarını, onlarla ilgilendiklerini ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz.

O çocukları, ya bizim aramızdan çıkar, al, ya da, onları, öldür!” dediler. Buhtunnassar:

“İçinizden, her kim, elindekini öldürmek isterse, öldürsün!” dedi.

Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ bırakılmaları için, Allah’a, yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ bırakılan Danyal Aleyhisselâmla Hananya, Azarya ve Mişaye Bâbil Zindanına atılmışlardı.

O sırada, Buhtunnassar; bir rü’yâ görmüş, fakat, gördüğü rü’yada görüpte, kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu.

Buhtunnassar, gördüğü rü’yadan, korkmuştu.

Sihirbazlarla Kâhinlerden, bunun, yorumunu sormuşsa da, onlar, yoramamışlardı.

Danyal Aleyhisselâm, arkadaşlarıyla birlikte zindanda bulundukları sırada, bunu, işitti.

Zindancı; Danyal Aleyhisselâmın hal ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine sevgi göstermekte idi.

Danyal Aleyhisselâm, ona:

“Sen, bana bir iyilik yap: Sahibinizin katında aracı ol da, görmüş olduğu rü’yâyı, ona yorayım.” dedi.

Zindancı, gidip Danyal Aleyhisselâmın dileğini, Buhtunnassar’a haber verdi.

Bunun üzerine, Buhtunnassar, Peygamber oğullarından Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşını huzuruna çağırdı.

Buhtunnassar’ın önünde, ona, secde etmedikçe, hiç kimse duramazdı.

Fakat, Danyal Aleyhisselâm, onun önünde secde etmeksizin ayakta durdu.

Buhtunnassar, ona:

“Seni, bana, secdeden alıkoyan nedir?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm:

“Benim bir Rabb’im var ki, bana, ilim ve hikmet verdi.

Kendisinden başkasına secde etmememi de, bana, emretti.

Ben, kendisinden başkasına secde edersem, Onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden korkarım!” dedi.

Buhtunnassar; Danyal Aleyhisselâmın verdiği cevaba hayret etti ve:

“Evet! Secde yapma! Sen, ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş, gözetmiş oluyorsun.” dedikten sonra:

“Sende, şu gördüğüm rü’yânın ilmi ve yorumu var mıdır?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm: “Evet!” dedi. Buhtunnassar:

“Görmüş olduğum rü’yâyı, sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttuğum, beni hayrette bırakan o şeyin ne olduğunu, bana, haber verinizi” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Sen, o rü’yâyı, bize haber ver de, biz, sana, onun yorumunu, haber verelim.” dediler.

Buhtunnassar:

“Ben, onu tanımıyorum.

Eğer, siz, bana, onu, onun yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerinizi, sökeceğim!” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı, Buhtunnassar’ın huzurundan çıktılar.

Allah’a, dua ettiler. Tazarru ve niyazda bulundular.

Kendilerine, yardım etmesini, sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler.

Yüce Allah da, onlara, sorulan şeyi öğretti.

Onlar, hemen Buhtunnassar’ın huzuruna vardılar. Ona:

“Sen, bir heykel görmüşsün!” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi.

Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:

“O heykelin iki ayağı ve iki bacağı: seramikten,

İki dizi ve iki baldırı: bakırdan,

Karnı: Gümüşten,

Göğsü: Altından,

Başı ve boynu: Demirdendi!” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Sen, onu, hayretle seyredip durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da, onu, ufaltı verdi!

İşte, sana, rü’yânı unutturan da, bu idi.” dediler.

Buhtunnassar:

“Doğru söylediniz!” dedi ve:

“Peki, bu rü’yânın yorumu, nedir?” diye sordu.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

“Bu rü’yânın yorumu, şöyledir:

Sana, kralların kudret ve tasarruf durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısının kudret ve tasarrufu, bazısından, daha gevşek ve yumuşaktı.

Bazısının, kudret ve tasarrufu, bazısından, daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından, daha sert ve katı idi.

İlk kudret ve tasarruf: Seramik olup o, kudret ve tasarrufun en zayıfı ve gevşeğidir.

Sonra, onun üstünde bakır olup o, öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o, bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altın olup o, gümüşten daha güzel ve daha üstündür.

En üstünde bulunan demir, senin kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarların en katısı ve kendisinden önce olanların en kudretlisidir.

Senin görmüş olduğun ve üzerine, gökten Allah’ın salıp heykeli yere seren Kaya ise, Allanın, (semâdan indireceği Kitapla) Ahir zamanda göndereceği bir Peygamberdir ki, o, hepsini ufaltacak, emir, onun olacak, ona, varıp dayanacaktır!” dediler.

Danyal Aleyhisselâmın Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı:
Danyal Aleyhisselâm; Buhtunnassar’ın rü’yâsını, haber verdiği ve yorduğu zaman, Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti.

Danyal Aleyhiselâmı, sık sık, huzuruna kabul eder, yapacağı işleri, ona ve onun arkadaşlarına danışırdı.

Danyal Aleyhisselâmı, üstün mevkilere getirdi.

Danyal Aleyhisselâm, Buhtunnassar’ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu.

Danyal Aleyhisselâm’ın Buhtunnassar’dan Sonraki Durumu:
Rivayete göre: Buhtunnassar’la ondan daha üstün olan Büyük kral Lührasp öldükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp geçmişti.

Beştasp; Şam ülkesinin harap bir halde bulunduğunu, Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını ve orada, insanlardan hiç kimse kalmadığını işitince:

“Babil toprağında bulunan İsrail oğullarından, Şam’a dönmek isteyen kimseler, dönsün!” diye nida ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir Zâtı da, onların üzerine kral yaparak kendisine, Beytülmakdis’i imâr etmesini ve Beytülmakdis Mescid’ini yapmasını emretmişti.

Diğer rivayete göre;

İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi Ahşu Yereş’e yazı yazarak, İsrail oğullarına yumuşak davranmasını, kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kimseyi, başlarına koymasını emretmişti.

Danyal Aleyhisselâm’la Hananya, Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis’e gitmek için Ahşu Yereş’ten izin istemiş idiyseler de, izin vermeye yanaşmamış ve:

“Benim yanımda, sizin gibi, bin Peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlardan, bir tanesini bile, yanımdan ayırmam” demiş, Danyal Aleyhisselâmı, Devletin Kadılık işleriyle birlikte kendisinin her işini yürütmeye memur etmişti.

Hattâ, Buhtunnassar’ın, Beytülmakdis’ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp Beytülmakdis’i iade edilmesini ve Büytalmakdis’in, onunla, yeniden yapılmasını da, ona, emretmiş ve yapılmıştı.

Enbiya Suretlerinin Danyal Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi:
Adem Aleyhisselâm, çocuklarından gelecek Peygamberleri görmeyi, Rabbinden, dilemiş, Yüce Allah da, onların suretlerini, Cennet ipeklerinden kumaşlara, onun için çıkarttırıp kendisine indirmişti.

Bunlar; Adem Aleyhisselâmın, güneşin battığı yerdeki Mahzeninde saklı bulunuyordu.

Zülkarneyn Aleyhisselâm, onu, ele geçirdi

Adem Aleyhisselâmın Mahzeninden çıkarıp Danyal Aleyhisselâma verdi.

Danyal Aleyhisselâm da, onlara göre, bu sûretleri, ipek kumaşlara çizdi.

Danyal Aleyhisselâmın çizmiş olduğu bu suretler, Zülkarneyn Aleyhisselâmın ele geçirdiği suretlerin aynı idi.

Zülkarneyn Aleyhisselâm tarafından verilen suretlere göre Danyal Aleyhisselâmın ipek kumaşlar üzerine çizmiş olduğu, Adem Aleyhisselâmdan, Muhammed Aleyhisselâma kadar olan bazı Peygamberlerin suretleri, kraldan krala -tevarüs sûreti ile- geçerek Kayser Herakliüse kadar gelip erişmiş, o da, onları, Sandığından birer birer çıkarıp Hz. Ebû Bekr’in Elçilerine göstermişti.

Danyal Aleyhisselâmın Vefatı, Cesedi Ve Kabri:
Danyal Aleyhiselâm, bir müddet, Bâbil’de oturdu.

Bâbil’den ayrıldıktan sonra, Huzistan’ın Sus nahiyesinde kaldı. Orada, vefat etti. Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!

Kendisinin cesedi kabri Sus’tadır.

Yüce Allah; Hz. Ömer’in Halifeliği zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş’arî’nin eliyle fethetti.

Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur’u, öldürdü.

Sus şehrini, kuşattı.

Şehirde bulunan şeyleri, Sabur’un mal ve mülklerini ganimet olarak aldı.

Mal depolarını, dolaşıp onların içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki, deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

“Bu depoda ne vardır?

Ben, onun kilidinin de, kalayla mühürlenmiş olduğunu görüyorum.” dedi.

Sus halkı:

“Ey Emîr! Onun içinde, sana yarayacak bir şey yoktur!” dediler.

Ebû Mûsâ:

“Onun içinde ne olduğunu, muhakkak, benim, bilmem lâzım!

Deponun kapısını açınız da, içinde ne vardır bir bakayım?” dedi.

Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar.

Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca:

Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve içinde de, altın sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir adam gördü!

Ebû Musa da, yanında bulunanlar da, ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar.

Sonra, onlar, onun burnunu, karışladılar.

Bir karıştan fazla olduğunu gördüler.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

“Yazıklar olsun size! Kim bu adam?” diye sordu.

Sus halkı:

“Bu adam, Iraklıdır.”

Irak halkı, yağmurları kesildiği zaman, bununla, tevessül eder, yağmurla sulanmak isterler, yağmurla sulanırlarmış!

Iraklıların kuraklığa uğramadıkları sırada, biz, yağmursuzluktan, kuraklığa uğramışız.

Iraklılara adam salıp onu vesile kılarak yağmur dileyelim diye bize, onu, yollamalarını, istemişiz.

Iraklılar, göndermeye yanaşmayınca, yanlarında elli adam rehin bırakıp bunu, beldemize getirmiş, kendisine tevessül ederek yağmur dilemiş, yağmurla sulanmışız.

Kendisini, Iraklılara iade etmemek görüşüne varmışız.

Kendisi de, ölüm döşeğine düşünceye kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş.

İşte, onun kıssası ve hali, böyle imiş.” dediler.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus’ta bir müddet oturdu.

Hz. Ömer’e bir yazı yazıp Sus şehrinden, Allah’ın, kendilerine nasip ettiği şeyleri haber verdi ve ölü zâtın işini de, yazısında, yazdı.

Yazı, varıp Hz. Ömer, onu, okuyunca, Ashabın Ulularını, yanına çağırdı.

Onlara, ölü zat hakkında bir bilgileri olup olmadığını sordu.

Onlardan hiç birinde, onun hakkında bir bilgi bulamadı.

Ancak, Hz. Ali:

“Bu Zat, Danyal Hakîmdir.

Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir.

Eski zamanda, Buhtunnassar’ın ve ondan sonraki krallardan bazısının yanında bulunmuştu.” dedi ve onun, başından sonuna ve vefatına kadar kıssasını anlattıktan sonra:

“Sahibine (Ebû Musa’ya) yaz! Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus’luların erişemeyecekleri bir yere gömmesini, kendisine, emret!” dedi.

Hz. Ömer, bunu, Ebû Musa’ya yazdı.

Yazısında:

“Onu, beyaz Kabatî bezinden kefene sar, ve kefene, koku sür.

Üzerine, cenaze namazı kıl.

Sonra, onu, Peygamberlerin gömüldüğü gibi, göm!

Malına, bak. Onu, Müslümanların Beytülmaline koy!” dedi.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıtmalarını, Sus halkına emretti.

Sonra, Danyal Aleyhisselâmın üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.

Sonra, yanında bulunan Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna çevirterek onun üzerinden akıttı.Hz. Yuşa ve Hz. Danyal (aleyhimesselam) hakkında Yûşa' B. Nûn Aleyhisselâmın Soyu:

Yûşa' b. Nûn, b. Efrâim, b. Yûsuf, b. Yâkub, b. İshak, b. İbrahim Aleyhisselâm'dir.

Yûşa' b. Nun Aleyhisselâmın Şekil Ve Şemaili:

Yûşa' b. Nun Aleyhisselâm: orta boylu, buğday benizli, yassı yağrınılı, büyük gözlü, mücâhid, gazi ve yiğit bir zât idi.

Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâmın Peygamber Oluşu Ve Bazı Faziletleri:

Mûsâ Aleyhisselâm; vefat edeceği sıralarda, Yüce Allah, Mûsâ Aleyhisselâma, Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm'ın, Kubbetüzzeman'a götürülüp bereketinin ona geç*mesi için, elini, onun üzerine koymasını, kendisinden sonra, İsrailoğullarının ida*resini, üzerine almasını ona vasiyet etmesini emir buyurdu.

Mûsâ Aleyhisselâm da, böyle yaptı. İsrailoğullarına:

"Bu Yûşa' b. Nûn, benden sonra, içinizde sizi yönetecektir. Onun sözlerini, dinleyiniz! Emirlerine, itaat ediniz! O, aranızda hak ve adalet üzere hükmedecektir. Ona, muhalefet ve isyan eden, mel'undur!" dedi.

Tîh çölünde kırk yıllık mecburî ikamet sona erdikte ve Mûsâ Aleyhisselâm vefat ettikten sonra, Yüce Allah, Yûşa' b.Nûn Aleyhisselâmı, İsrailoğullarına pey*gamber olarak gönderdi.

Hızır Aleyhisselâmla buluşmağa giderken, Mûsâ Aleyhisselâma yoldaşlık eden genç adam, Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâmdı.

İsrailoğullarını; Mûsâ Aleyhisselâmın, Erîha'daki zorbalarla savaş emrine itâata davet ve teşvik ettikleri ve Allah'ın nimetine erdikleri bildirilen İki Er'den bi*risinin de, Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm olduğu rivayet edilir.

Erîha'da, Ken'an ilinde yerleşen Âmâlık, zorbaları ile savaşmaktan korkan yaşlı İsrailoğulları, kırk yıl içinde ölüp gitmiş, onların yerlerini, güçlü ve gözüpek nesilleri almış bulunuyordu.

Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm; genç İsrail oğullarını çağırıp kendisinin Peygam*ber olduğunu, yüce Allah'ın, Ken'an ilindeki zorbalarla savaşmayı, kendisine emrettiğini, onlara haber verdi.

İsrailoğulları, ona, bey'at ettiler ve kendisini, doğruladılar.

Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm, İsrailoğullarını, Tîh çölünden çıkarıp Erîha'yı (Beytülmakdis'i) altı ay kuşatarak fethettikten sonra, Şam ve çevresindeki kral*larla da, çarpışıp onları, yenilgiye uğrattı.

Ele geçirdiği Şam ülkesine valiler tayin etti.

Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm; Mûsâ Aleyhisselâmdan sonra, İsrailoğullarını, Tevrat hükümlerine göre, yirmi dokuz veya yirmi yedi yıl idare etti. Bu yirmi yedi yılın, yirmi yılı Fars kralı Minuşihr (Cihr), yedi yılı da, İfrasyab zamanında idi.

Yûşa' b. Nûn Aleyhisselâm, yüz yirmi veya yüz yirmi altı veya yüz yirmi yedi yaşında iken vefat edip Efrâim dağına gömüldü. (Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!)

Danyal Aleyhısselamın Soyu:

Danyal b.Hızkıl'ül 'asgar, Peygamber oğullarından, Süleyman b. Dâvud Aleyhisselamların soyundandı. Danyal Aleyhisselâmın Resul Olmayan Bir Nebi (Peygamber) Oluşu: Hz. Ali (ra), Danyal Aleyhisselâm hakkında: "O, Resul olmayan bir Nebî idi." demiştir.

Danyal Aleyhisselâmın Esir Edilerek Babile Götürülüşü:

Bâbil hükümdarı Buhtunnassar'ın, Beytülmakdis'i yıkarak İsrailoğullarının çocukları arasından seçip kumandanlarına paylaştırdığı esir çocuklar arasında Danyal Aleyhisselâm da, bulunuyordu.

Danyal Aleyhisselâmla Üç Arkadaşının Zindana Atılışı:

Bâbil halkı, Buhtunnassar'a başvurarak; "İsrailoğullarından esir edilen şu çocukları, bize vermeni, senden istemiştik. Sen de, onları, bize vermiştin. Vallahi, onlar, bizim yanımızda olalıdanberi, kadınlarımızın, bizi tanımadıkları*nı, onlarla ilgilendiklerini ve yüzlerini, onlara çevirdiklerini görüyoruz. O çocukları, ya bizim aramızdan çıkar, al, ya da onları, öldür!" dediler. Buhtunnassar:

"İçinizden, her kim, elindekini öldürmek isterse, öldürsün!" dedi.

Öldürülmek üzere çıkarılıp sağ bırakılmaları için, Allâh'a yalvarmaları üzerine, Buhtunnassar tarafından sağ bırakılan Danyal Aleyhisselâmla Hananya, Azarya ve Mişaye Bâbil zindanına atılmışlardı.

O sırada, Buhtunnassar; bir rü'yâ görmüş, fakat, gördüğü rü'yada görüp de, kendisini şaşırtan şeyi unutmuştu.

Buhtunnassar, gördüğü rü'yadan, korkmuştu. Sihirbazlarla kâhinlerden, bunun yorumunu sormuşsa da, onlar, yoramamışlardı.

Danyal Aleyhisselâm, arkadaşlarıyla birlikte zindanda bulundukları sırada, bunu, işitti.

Zindancı; Danyal Aleyhisselâmın hal ve gidişatındaki güzelliği ve doğruluğunu görüp hoşuna gitmekte ve kendisine sevgi göstermekte idi. Danyal Aleyhisselâm, ona:

"Sen, bana bir iyilik yap: Sahibinizin katında aracı ol da, görmüş olduğu rü'yâyı, ona yorayım." dedi.

Zindancı, gidip Danyal Aleyhisselâmın dileğini, Buhtunnassar'a haber verdi. Bunun üzerine, Buhtunnassar, peygamber oğullarından Danyal Aleyhisse*lâmla üç arkadaşını huzuruna çağırdı.

Buhtunnassar'ın önünde, ona, secde etmedikçe, hiç kimse duramazdı. Fakat, Danyal Aleyhisselâm, onun önünde secde etmeksizin ayakta durdu.

Buhtunnassar, ona:

"Seni, bana, secdeden alıkoyan nedir?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm:

"Benim bir Rabb'im var ki, bana, ilim ve hikmet verdi. Kendisinden başkasına secde etmememi de, bana, emretti. Ben, kendisinden başkasına secde edersem, Onun, bana verdiği ilmi, benden çekip almasından ve beni, helak etmesinden korkarım!" dedi.

Buhtunnassar; Danyal Aleyhisselâmın verdiği cevaba hayret etti ve:

"Evet! Secde yapma! Sen, ahdine vefa etmekle, çok iyi etmiş ve sana verilen ilmin şerefini yükseltmiş, gözetmiş oluyorsun." dedikten sonra: "Sende, şu gördüğüm rü'yânın ilmi ve yorumu var mıdır?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâm: "Evet!" dedi. Buhtunnassar:

"Görmüş olduğum rü'yâyı, sonra, bana isabet eden bir şeyden dolayı, unuttuğum, beni hayrette bırakan o şeyin ne olduğunu, bana, haber veriniz." dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Sen, o rü'yâyı, bize haber ver de, biz sana, onun yorumunu haber verelim." dediler.

Buhtunnassar:

"Ben, onu hatırlayamıyorum. Eğer, siz, bana, onu, onun yorumunu, haber vermezseniz, omuz kemiklerinizi, sökeceğim!" dedi.

Danyal Aleyhisselâmla üç arkadaşı, Buhtunnassar'ın huzurundan çıktılar.

Allah'a, dua ettiler. Tazarru ve niyazda bulundular. Kendilerine, yardım etmesini, sorulan şeyin öğretilmesini, dilediler. Yüce Allah da, onlara, sorulan şeyi öğretti. Onlar, hemen Buhtunnassar'ın huzuruna vardılar. Ona:

"Sen, bir heykel görmüşsün!" dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi.

Danyal Aleyhisselâm ve arkadaşları:

"O heykelin iki ayağı ve iki bacağı: seramikten, iki dizi ve iki baldırı bakırdan; karn gümüşten; göğsü altından; başı ve boynu demirdendi!" dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Sen, onu, hayretle seyredip durduğun sırada, Allah, onun üzerine, gökten, bir kaya saldı da, onu, ufatıverdi! İşte, sana, rü'yânı unutturan da, bu idi." dediler.

Buhtunnassar:

"Doğru söylediniz!" dedi ve: "Peki, bu rü'yânın yorumu, nedir?" diye sordu.

Danyal Aleyhisselâmla arkadaşları:

"Bu rü'yânın yorumu, şöyledir:

"Sana, kralların kudret ve tasarruf durumları gösterilmiştir ki, onlardan, bazısının kudret ve tasarrufu, bazısından, daha gevşek ve yumuşaktı."

"Bazısının, kudret ve tasarrufu, bazısından, daha güzeldi. Bazısının kudret ve tasarrufu da, bazısından, daha sert ve katı idi."

"İlk kudret ve tasarruf: Seramik olup o, kudret ve tasarrufun en zaifi ve gevşeğidir."

"Sonra, onun üstünde bakır olup o, öncekinden daha üstün ve daha serttir. Sonra, bakırın üstünde gümüş olup o, bakırdan daha üstün ve daha güzeldir. Sonra, gümüşün üstünde altun olup o, gümüşten daha güzel ve daha üstündür."

"En üstünde bulunan demir, senin kudret ve tasarrufundur ki, o, hükümdarla*rın en katısı ve kendisinden önce olanların en kudretlisidir."

"Senin görmüş olduğun ve üzerine, gökten Allah'ın salıp heykeli yere seren kaya ise, Allan'ın, (semâdan indireceği Kitapla) ahir zamanda göndereceği bir peygamberdir ki, o, hepsini ufatacak, emir, onun olacak, ona, varıp dayanacaktır!" dediler.

Danyal Aleyhisselâmın Buhtunnassar Katında Yüksek Bir İtibar Kazanışı:

Danyal Aleyhisselâm; Buhtunnassar'ın rü'yâsını, haber verdiği ve yorduğu zaman, Buhtunnassar, ona ve onun arkadaşlarına, çok ikram etti.

Danyal Aleyhiselâmı, sık sık, huzuruna kabul eder, yapacağı işleri, ona ve onun arkadaşlarına danışırdı.

Danyal Aleyhisselâmı, üstün mevkilere getirdi. Danyal Aleyhisselâm, Buhtunnassar'ın yanında, insanların en şereflisi ve en sevgilisi olmuştu.

Danyal Aleyhisselâm'ın Buhtunnassar'dan Sonraki Durumu:

Rivayete göre Buhtunnassar'la onun daha üstü olan Büyük kıral Lührasp öl*dükten sonra, yerine, Beştasp b.Lührasp geçmişti.

Beştasp; Şam ülkesinin harap bir halde bulunduğunu, Filistin toprağında vahşî, yırtıcı hayvanların çoğaldığını ve orada, insanlardan hiç kimse kalma*dığını işitince:

"Babil toprağında bulunan İsrailoğullarından, Şam'a dönmek isteyen kimse*ler, dönsün!" diye nida ettirmiş, Dâvud oğulları Hanedanından bir Zâtı da, onla*rın üzerine kıral yaparak kendisine, Beytülmakdis'i imâr etmesini ve Beytül-makdis Mescid'ini yapmasını emretmişti.

Diğer rivayete göre;

İran hükümdarı Behmen, Babil Valisi Ahşu Yereş'e yazı yazarak, İsrailoğulla*rına yumuşak davranmasını, kendilerinin, istedikleri yerlere gönderilmelerine, memleketlerine dönmelerine müsâade edilmesini ve kendilerinin seçecekleri kim*seyi, başlarına koymasını emretmişti.

Danyal Aleyhisselâm'la Hananya, Azarya ve Mişayel, Beytülmakdis'e gitmek için Ahşu Yereş'ten izin istemiş idiyseler de, izin vermeğe yanaşmamış ve:

"Benim yanımda, sizin gibi, bin peygamber bulunsa, ben, sağ oldukça, onlar*dan, bir tanesini bile, yanımdan ayırmam." demiş, Danyal Aleyhisselâmı, Devletin Kadılık işlerile birlikte kendisinin her işini yürütmeğe memur etmişti.

Hattâ, Buhtunnassar'ın, Beytülmakdis'ten aldığı, hazinelerde saklanan her şeyin çıkarılıp Beytülmakdis'i iade edilmesini ve Büytalmakdisin, onunla, yeniden ya*pılmasını da, ona, emretmiş ve yapılmıştı.

Enbiya Suretlerinin Danyal Aleyhisselâm Tarafından İpek Kumaşlara Çizilişi:

Âdem Aleyhisselâm, çocuklarından gelecek peygamberleri görmeyi, Rabb'ından dilemiş, Yüce Allah da, onların suretlerini, Cennet ipeklerinden kumaşlara, onun için çıkarttırıp kendisine indirmişti.

Bunlar; Âdem Aleyhisselâmın, güneşin battığı yerdeki Mahzeninde saklı bulunuyordu. Zülkarneyn Aleyhisselâm, onu, ele geçirdi. Âdem Aleyhisselâmın Mahzeninden çıkarıp Danyal Aleyhisselâma verdi. Danyal Aleyhisselâm da, onlara göre, bu sûretleri, ipek kumaşlara çizdi.

Danyal Aleyhisselâmın çizmiş olduğu bu suretler, Zülkarneyn Aleyhisselâmın ele geçirdiği suretlerin aynı idi.

Zülkarneyn Aleyhisselâm tarafından verilen suretlere göre Danyal Aleyhisselâmın ipek kumaşlar üzerine çizmiş olduğu, Âdem Aleyhisselâmdan, Muhammed Aleyhisselâma kadar olan bazı peygamberlerin suretleri, kraldan krala -tevarüs sûretile- geçerek Kayser Herakliüse kadar gelip erişmiş, o da, onları, sandığından birer birer çıkarıp Hz. Ebû Bekr'in Elçilerine göstermişti.


Danyal Aleyhisselâmın Vefatı, Cesedi Ve Kabri:

Danyal Aleyhiselâm, bir müddet, Bâbil'de oturdu. Bâbil'den ayrıldıktan sonra, Huzistan'ın Sus nahiyesinde kaldı. Orada, vefat etti. (Ona ve gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun!)

Kendisinin cesedi kabri Sus'tadır.

Yüce Allah; Hz. Ömer (ra)'in halifeliği zamanında Sus şehrini, Ebû Mûsâ El Eş'arî'nin eliyle feth etti. Ebû Mûsâ, Sus kralı Sabur'u, öldürdü. Sus şehrini, kuşattı. Şehirde bulunan şeyleri, Sabur'un mal ve mülklerini ganimet olarak aldı. Mal depolarını, dolaşıp onların içinde bulunanları, alırken, bir meydanda, kilitli bir depoya rastladı ki, deponun kilidi, kalayla mühürlenmişti.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Bu depoda ne vardır? Ben, onun kilidinin de, kalayla mühürlenmiş olduğunu görüyorum." dedi.

Sus halkı:

"Ey Emîr! Onun içinde, sana yarayacak bir şey yoktur!" dediler.

Ebû Mûsâ:

"Onun içinde ne olduğunu, muhakkak, benim, bilmem lâzım! Deponun kapısını açınız da, içinde ne vardır bir bakayım?" dedi.

Kilidi, kırdılar ve kapıyı açtılar. Ebû Mûsâ, depoya girip bakınca:

Uzun, havuz gibi oyulmuş bir taş ve içinde de, altun sırma ile dokunmuş bir kefenle kefenlenmiş, başı açık, ölü bir adam gördü!

Ebû Musa da, yanında bulunanlar da, ölü zatın boyunun uzunluğuna hayrette kaldılar. Sonra, onlar, onun burnunu, karışladılar. Bir karıştan fazla olduğunu gördüler.

Ebû Mûsâ, Sus halkına:

"Yazıklar olsun size! Kim bu adam?" diye sordu.

Sus halkı:

"Bu adam, Iraklıdır."

"Irak halkı, yağmurları kesildiği zaman, bununla tevessül eder, yağmurla su*lanmak isterler, yağmurla sulanırlarmış! Iraklıların kuraklığa uğramadıkları sırada, biz, yağmursuzluktan, kuraklığa uğ*ramışız."

"Iraklılara adam salıp onu vesile kılarak yağmur dileyelim diye bize, onu, yolla*malarını, istemişiz. Iraklılar, göndermeğe yanaşmayınca, yanlarında elli adam rehin bırakıp bunu, beldemize getirmiş, kendisile tevessül ederek yağmur dilemiş, yağmurla su*lanmışız."

"Kendisini, Iraklılara iade etmemek görüşüne varmışız. Kendisi de, ölüm döşeğine düşünceye kadar yanımızda oturmuş ve vefat etmiş."

"İşte, onun kıssası ve hali, böyle imiş." dediler.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus'ta bir müddet oturdu. Hz. Ömer (ra)'e bir yazı yazıp Sus şehrinden, Allah'ın, kendilerine nasib ettiği şey*leri haber verdi ve ölü zâtın işini de, yazısında, yazdı.

Yazı, varıp Hz. Ömer (ra) onu okuyunca, Eshabın Ulularını, yanına çağırdı. Onlara, ölü zat hakkında bir bilgileri olup olmadığını sordu. Onlardan hiç birinde, onun hakkında bir bilgi bulamadı.

Ancak, Hz.Ali (ra):

"Bu Zat, Danyal Hakîmdir. Kendisi, Resul olmayan bir Nebîdir. Eski zamanda, Buhtunnassar'ın ve ondan sonraki krallardan bazısının yanın*da bulunmuştu." dedi ve onun, başından sonuna ve vefatına kadar kıssasını an*lattıktan sonra:

"Sahibine (Ebû Musa'ya) yaz! Onun üzerine, cenaze namazını kılmasını ve onu, Sus'luların erişemeyecekleri bir yere gömmesini, kendisine, emret!" dedi.

Hz. Ömer (ra), bunu, Ebû Musa'ya yazdı. Yazısında:

"Onu, beyaz Kabatî bezinden kefene sar, ve kefene, koku sür. Üzerine, cenaze namazı kıl. Sonra, onu, peygamberlerin gömüldüğü gibi, göm! Malına, bak. Onu, Müslümanların Beytülmal'ına koy!" dedi.

Bunun üzerine, Ebû Mûsâ, Sus ırmağının yolunu, başka bir yola çevirip akıt*malarını, Sus halkına emretti. Sonra, Danyal Aleyhisselâmın üzerinde bulunan kefenden başka bir kefene sarılmasını, emretti.

Sonra, yanında bulunan Müslümanlarla birlikte onun cenaze namazını kıldı. Suyu çekilen ırmak yatağının ortasına kabrini kazdırıp, kendisini gömdürdükten sonra, ırmağı eski yoluna çevirterek onun üzerinden akıttı.

(M. Asım Köksal, Peygamberler Tarihi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: 2/121-122.)
Ahd-i Atîk’te adı Dânîêl (Daniel, 1/6-8) olarak geçmektedir. Ahd-i Atîk’te bir başka Dânîêl daha zikredilmektedir ki (Hezekiel, 14/14, 20; 28/3) onun kutsal kitap yazarıyla ilgisi yoktur. Muhtemelen bu ikincisi, Ugarit metinlerinde nakledilen Fenike geleneğinin meşhur salih ve bilge kişisidir (Ancien Testament, s. 1027). Dânyâl İbrânîce’de “Tanrı hükmetti” (NDB, s. 167) veya “Benim hakîmim (savunucum) Tanrı’dır” (DB, II/2, s. 1247) anlamına gelmektedir.

Dânyâl’in hayatı hakkındaki bilgi, Ahd-i Atîk’te kendisine nisbet edilen Daniel kitabında bulunmaktadır. Bu bilgilere göre Dânyâl, milâttan önce VI. yüzyılda Bâbil sarayında yaşamış bir yahudi peygamberidir; İsrâiloğulları’nın Yahuda kabilesinden ve kral zürriyetindendir (Daniel, 1/3-7). Yahuda Kralı Yehoyakim’in (Yoyagîm) saltanatının üçüncü yılında (m.ö. 606), Buhtunnasr’ın (Nebukadnezzar) Kudüs’ü ilk kuşatması sonunda, henüz ergenlik çağında olan Dânyâl (muhtemelen on dört yaşında) arkadaşları ve diğer esirlerle birlikte Babilonya’ya götürülür. Orada harem ağalarının reisi Aşpenaz’a, “kral zürriyetinden ve asilzadelerden, kendilerinde hiçbir kusur olmayan, görünüşleri güzel ve her hikmette anlayışlı ve bilgili ve fenden anlayan gençleri”, ileride saray hizmetinde çalıştırmak için Keldânîler’in yazısını ve dilini öğretmek üzere seçmesi emredilir. Seçilenler arasında, adı Belteşatsar olarak değiştirilen Dânyâl ile arkadaşları da vardır. Dânyâl kralın güzel yemekleriyle ve içtiği şarapla “kendini murdar etmemek için” harem ağaları reisine yalvarır ve ondan sadece sebze ile su verilmesini ister. Sonunda isteği kabul edilir ve böylece yahudi şeriatında yasak olan şeyleri yemek ve içmekten kurtulmuş olurlar. Allah, Dânyâl ve üç arkadaşına her çeşit kitap ve hikmette bilgi ve akıl bağışlar; ayrıca Dânyâl’e bütün rü’yet ve rüyaları anlama kabiliyeti verir. Bunlar üç yılın sonunda huzura çıkarılırlar ve Buhtunnasr kendileriyle konuşunca bütün ülkedeki sihirbaz ve falcılardan on kat üstün olduklarını görür. Daha sonra sarayda görevlendirilen Dânyâl, Pers Kralı Kuruş’un (Cyrus) saltanatının birinci yılına kadar (m.ö. 538) bu görevinde kalır.

Buhtunnasr, gördüğü kötü bir rüyanın hiçbir yorumcu tarafından aydınlatılamaması üzerine Dânyâl’in de dahil olduğu Bâbil’in bütün hikmet sahibi adamlarının öldürülmesini emreder. Fakat Dânyâl Allah’a yalvarır, nihayet kendisine kralın gördüğü rüyanın tabiri bildirilir (Daniel, 2/1-46). Bu başarısı üzerine Buhtunnasr Dânyâl’e secde kılarak onun Allah’ının ilâhların Allah’ı ve kralların rabbi olduğunu kabul eder; sonra da Dânyâl’i Bâbil vilâyetine hakîm ve bütün hikmetli adamlara reis yapar (Daniel, 2/46-48).

Daniel kitabında Buhtunnasr’ın Dânyâl’e gösterdiği ilginin, onun oğlu olduğu ileri sürülen (aş.bk.) Kral Belşatsar tarafından da devam ettirildiği bildirilmektedir. Buna dair rivayetlerin birine göre Kral Belşatsar’ın verdiği bir ziyafet sırasında sadece parmakları ve ayası görünen meçhul bir el sarayın duvarı üzerine bir yazı yazar. Hiç kimsenin okuyamadığı bu yazıyı Dânyâl okur ve mânasını açıklar. Bu yazıyı okuyacak olan kimse için kralın daha önceki vaadine uygun olarak Dânyâl’e, itibar sembolü olmak üzere erguvan renginde bir elbise giydirilir, boynuna altın gerdanlık takılır ve ülkede üçüncü hükümdar olacağı ilân edilir (Daniel, Bab 5).

Keldânî Kralı Belşatsar’ın öldürülmesi üzerine onun yerine kral olan Med Darius Dânyâl’i vezir yapar. Dânyâl diğer vezirlerin ve emri altındaki satrapların kıskançlığı sebebiyle aslanlar çukuruna atılır, fakat aslanlar ona zarar vermez (Daniel, 6/3-27). Darius’un hükümdarlığının birinci yılında Bâbil esaretinin yetmiş yıl süreceğine dair Yeremya peygambere verilen bilgiyi (Yeremya, 25/11-12) kitaplardan öğrenen Dânyâl (Daniel, 9/1-2) oruç tutar, dua eder, İsrâiloğulları’nın suçlu olduğunu kabul eder, tövbe eder ve Allah’tan kendilerini tekrar Kudüs’e döndürmesini diler. Bunun üzerine Cebrâil gelerek bu iş için yetmiş haftalık bir sürenin hükmolunduğunu bildirir (Daniel, 9/3-27). Pers Kralı Kuruş’un üçüncü saltanat yılında (m.ö. 536) bu dünyanın güçleriyle göklerin melekûtu arasında vuku bulacak son çatışmanın rü’yetini görür (Daniel, 10-12). Dânyâl, Buhtunnasr’ın saltanatının başından itibaren Medli Darius ve Persli Kuruş’un saltanatları dönemine kadar peygamberlik yaptığına göre oldukça uzun yaşamış olmalıdır. Ancak ne zaman ve nerede vefat ettiği bilinmemektedir.

Ahd-i Atîk’te Dânyâl ile ilgili olarak verilen bilgilerde hatalar mevcuttur. Dânyâl’in Bâbil’e götürülüşü, Yahuda Kralı Yehoyakim’in saltanatının üçüncü yılında (m.ö. 606), Buhtunnasr tarafından Kudüs’ün kuşatılması ve mâbedin hazinelerinin kısmen yağmalanmasıyla tarihlendirilmektedir. Halbuki söz konusu tarihte ne Kudüs kuşatılmış ne de mâbedin hazineleri yağmalanmıştır (Ancien Testament, s. 1679). Diğer taraftan Belşatsar Buhtunnasr’ın oğlu olarak tanıtılmaktadır (Daniel, 5/12). Halbuki Babilonya Krallığı’nda böyle biri yoktur; Mezopotamya geleneği Belşarusur diye birinden bahsetmektedir; ancak o da Buhtunnasr’ın değil son Bâbil kralı Nabonid’in oğludur (Ancien Testament, s. 1694). Kitâb-ı Mukaddes’te Belşatsar’dan sonra krallığa Medli Darius’un geçtiği belirtilir (Daniel, 6/1). Ancak tarihte Medli Darius diye birisi de bilinmemektedir (Ancien Testament, s. 1697).

Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde Dânyâl’in ne ismi ne de kendisiyle ilgili herhangi bir bilgi yer alır. Dânyâl diğer İslâmî kaynaklarda mürsel olmayan nebî ve bir bilge kişi (hakîm) olarak takdim edilir ve hayatıyla ilgili Kitâb-ı Mukaddes’ten kaynaklanan bazı rivayetler nakledilir. Bu rivayetlere göre Dânyâl peygamberler zürriyetindendir ve Buhtunnasr’ın Kudüs’ü işgalinden sonra Bâbil’e götürdüğü esirler arasındadır. Buhtunnasr’ın gördüğü rüyayı tabir etmesi üzerine Dânyâl ve arkadaşlarına iyi davranılmış, Buhtunnasr işlerinde ona danışmaya başlamış, bunu çekemeyen Mecûsîler, Buhtunnasr’ın ilâhına tapınmıyor, onun sofrasından yemiyor diye onu krala şikâyet etmişler, bunun üzerine Dânyâl yırtıcı hayvanların bulunduğu bir çukura atılmışsa da hiçbir zarar görmemiştir. Melek tarafından aynı çukura atılan Buhtunnasr ise hayvana dönüşmüş, yedi yıl bu vaziyette kalmış, daha sonra eski şekline döndürülerek krallığına devam etmiş ve Dânyâl ile arkadaşlarına tekrar değer vermek zorunda kalmıştır. İslâmî kaynaklara göre de Buhtunnasr’dan sonra onun oğlunun krallığında meçhul bir el tarafından sarayın duvarına yazılan esrarengiz yazıyı okuyup yorumlayan Dânyâl daha sonra Bâbil diyarındaki Sûs şehrinde yaşamış ve orada ölmüştür.

Bazı İslâmî kaynaklarda, Dânyâl’in cesedinin Hz. Ömer zamanında Ebû Mûsâ el-Eş‘arî tarafından fethedilen Sûs şehrinde kralın hazine dairesindeki bir odada bulunduğu ve cenaze namazı kılınarak defnedildiği şeklinde mevsuk olmayan rivayetler nakledilmiştir (bk. Taberî, I, 553-554; Sa‘lebî, s. 258-261).


BİBLİYOGRAFYA
Ancien Testament, s. 1027, 1679, 1694, 1697.

İbn Kuteybe, el-Maʿârif (Ukkâşe), s. 49.

Taberî, Târîḫ (Ebü’l-Fazl), I, 553-554.

Sa‘lebî, ʿArâʾisü’l-mecâlis, s. 258-261.

İbn Kesîr, Ḳıṣaṣü’l-enbiyâʾ, II, 315-319.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01.03.21, 12:28
Acemi
 
Üyelik tarihi: 23.10.19
Bulunduğu yer: türkiye
Mesajlar: 19
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

bunu bende okumuştum bir kitabta

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Bu Halveti Gerçekleştirene İdris ve Danyal (a.s) İlmini Öğretirler. Yafes Keşif ve istihare Uygulamaları 21 01.09.22 19:39


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:35.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147