Mirac-ün Nebi (Miraç) Hakkında olan menakıbtır - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Peygamberler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27.03.19, 13:57
Hal Hal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 19.08.14
Bulunduğu yer: Russian
Mesajlar: 398
Etiketlendiği Mesaj: 12 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Mirac-ün Nebi (Miraç) Hakkında olan menakıbtır

Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaati , Resul-i Ekrem Aleyhisselam Hazretleri'nin , Alem-i Melekut'a ve Seb'i Semavat'a (70 gök alemi) yükselişini üç şekilde anlamış ve kabul etmişlerdir .

1.si , Resul-i Ekrem Aleyhisselam mübarek Cesed-i Şerifleri ile ve Cism-i Latifi Nurani (ruh ibadet yönünden gelişip mükemmelleştikçe , ceset de ruh gibi latif ve nurani olmaya başlar) ile birlikte dünya ve cisim alemi üzerindeki Tecelliyat-ı İlahi aşarak , Mekke-i Mükerreme'den 25.000 senelik mesafeye yükselmesini kabul etmek .

2.si , Hak Teala Hazretleri'nin Kudret-i İlahi'si ve Resul-i Ekrem Aleyhisselam Hazretleri'nin ruhani kuvvetleriyle , mübarek ruhlarını , O'nun mübarek bedenleriymiş gibi kabul edip , Sidretü'l-Münteha'ya yükselmesini kabul etmek . Sidretü'l-Münteha demek , hiçbir yaratılmış ya da meleğin bilemeyeceği anlayamayacağı yer demektir . Cibril Aleyhisselam ile Resulullah o makama varınca , Cibril dedi ki ,
“Haza furak-ül halil makamı , arkadaşın arkadaştan ayrılacağı makamdır demektir . Şimdiye kadar sana eşlik ettim fakat şimdi ayrılmaya mecburum”
Ondan sonra Refref geldi . Refref demek , bir koltuk ve taht demektir . Refref , Resul-i Ekrem Aleyhisselam için sanılsa da Cibril Aleyhisselam için gelmiştir . Resulullah Aleyhisselam , Alemlerin Rabbi'nin huzurundan geri dönünceye kadar , tabiri caizse , Cibril Aleyhisselam O'nun için taht yada iskemle gibi olmuştur . Yoksa Resulullah'ın Refref'e ihtiyacı yoktur ve Refref vasıtasıyla Allah'ın huzuruna gitmiş değildir .

3.sü , Resul-i Ekrem Aleyhisselam , Alem-i Emir'den (fizik kuralları – mükemmel işleyiş sebebi olan İlahi emirler) yükselmesidir . Demek ki Alem-i Emir , canlı ve ruhlar alemine giysi oldu , içine aldı . O makamın Alem-i Emir diye isimlendirilmesi , Cenab-ı Hak Teala Hazretleri'nin ilahi emirlerini aracısız kabul etmesinden ve Hak Teala Hazretleri'ni tam manası ile anlayıp kabul etmesindendir .

Mevlana İmam-üt Tarikati Şah-ı Nakşibendi Hazretleri bir toplantıda , halifeleri ve kendine bağlı olanlara Mirac-ı Şerif'in hakikatlarından bahsederken buyurmuştur ki ,
“Resul-i Ekrem Aleyhisselam , Cibril'den ayrıldıktan sonra dokuz yüz bin dokuz yüz elli yedi adet nurani hicaptan (Allah ile kul arasındaki perde) geçmiştir . Bir perdeden diğerine kadar olan mesafe , beşyüz senelik mesafe kadardır . Her perdenin kalınlığı da yine beşyüz sene kadardır . Bu kadar alem ve perdelerden geçerken her an , Cenab-ı Hak kendisine türlü türlü ilim , fazilet ve İlahi mükemmellikler bağışlamıştır . Cibril ile ayrıldığı makamdan itibaren kat etmiş olduğu makamlara , Harem-i Muhammed-i derler . Çünkü ondan başka hiçbir yaratılmış için , o makama varmak ya da durmak mümkün değildir , haramdır ve kimsenin gücü o makama gitmeye yetmez . Hak Teala Hazretleri ,
Resul-i Ekrem Aleyhisselam ile orada özel bir şekilde konuşmuştur .
Bu makamın sonunda da , Hak Teala Hazretlerine yaklaştı .
Kab-ı Kavseyn ev edna (Allahu Teala'ya en yakın olan mesafe) makamına vardı . Hak Teala Hazretleri buyurdu ki ,
“Ya Muhammed ene ve ente masivaya halak tüha li eclik”
Habibim Muhammed , bu makamda ben vardım şimdi bir de sen varsın . Ben bütün mahlukatımı ancak senin için yaratmışım”
Resul-i Ekrem Aleyhisselam da cevaben dedi ki ,
“Ya Rabbi sen varsın senin varlığında ben de varım , Senden başka olan herşeyi Senin uğrunda terk ettim . Senden başka dayanağım ya da güveneceğim şey yoktur” Sonra , Cenab-ı Hak Teala Hazretleri ümmet için konuşmaya , hitab etmeye başladı . Fakat , Resul-i Ekrem Aleyhisselam'a olan yakınlığı ve verilen Makam-ı Huzurun fazlalığından , Efendimiz'e avuntu olsun ve daha iyi anlayabilsin diye , sözlerini Sıddık-ı Ekber'in sesiyle konuşuyormuş gibi Resul-i Ekrem'e hayalen dinletti . Bu durumdan dolayı Hak Teala , Sıddık-ı Ekber'e bu makamın ilmini bağışlamıştır ve Resul-i Ekrem Aleyhisselam'da buna işaret ederek şöyle buyurmuştur ,
“Ma hubbe sadri Şey'ün illa ve cebtehü ala sadri Ebubekiris Sıddık - Kalbime dökülen ilim , hikmet ve Esrar-ı İlahiye'den , Sıddık-ı Ekber'in kalbine de dökmeden bırakmadım”
Cenab-ı Hak Teala Hazretleri , Resul-i Ekrem Aleyhisselam'ı
bu özel davet ve Mirac ile şereflendirirken , O'na , Cibril'i dokuz yüz bin kere göndermesinden ortaya çıkan şeref ve faziletin yüz bin kat fazlasını ikram etti ve bağışladı .
Geri dönerken bütün zerre ve ruhlarla karşılaştılar . Sıddık-ı Ekber'den sonra Resulullah'ı ilk görme şerefine ulaşan , Şah-ı Nakşibendi Hazretleri'nin Zerre-i Şerifi'dir . Bu şeref kendisine verildiği için , Ebubekir Sıddık Hazretleri'ne verilen ilim , fazilet ve Mirac'a özel olan faziletlerin tamamına da Şah-ı Nakşibendi mirasçı oldu . Sonra bütün Sadat-ı Nakşibendiye'de , derecelerine göre varis oldular . Sonra Şah-ı Nakşibendi , Kubbet-ül Erzak denilen makama baktı . Cenab-ı Hakk'a yalvardı ki ,
“Ya Rabbi , kıyamete kadar tarikatıma bağlı olanların , talebelerimin ve halifelerimin yiyecek ve ihtiyaçlarını haramdan , şüpheden sakla ve koru”
Cenab-ı Hak Teala , dua ve yalvarışlarını kabul buyurdu .
Şah-ı Nakşibend her zaman imsakde bu şekilde dua eder . İkinci defa olarak , o Mirac gecesinde kendine bağlı olanlara ve öğrencilerine baktı . Cenab-ı Hak bu bakış üzerine , onları , dine sokulan yeni adetler , şeriat ve tarikata karşı olan haram işlerden ve günahlardan korudu ve sakladı . Bu şekilde , Şah-ı Nakşibendi'nin Zerre-i Şerif'i , Resul-i Ekrem Aleyhisselam
Mirac-ı Şerif'ten dönünceye kadar , dokuz kere kendisine emanet edilen öğrencilerine , bağlı olanlara ve halifelerine baktı .
Şah Hazretleri'ne bağlı olanlar ve halifelerinin , ihtiyacı olan hakikat , olgunluk ve iyilikler o bakışları sayesinde tamamlandı .
Ruh Aleminde , talebe ve halifelerinin emanetlerini (Ahit-Misak) tamamlamak sadece O'na mahsus ve özeldir . Diğer tarikat imamlarının ilimleri ve kendilerine bağlı olanların ihtiyaçlarını karşılayabilme kuvvetleri ancak Sidretü'l-Münteha'ya kadardır .

Şah-ı Kul Hazretleri'nin , bağlılık derecesinin ve olgunluğunun ne kadar yüksek olduğu burdan anlaşılır.

Kaddesallahu Teala Sırreh-ul Aziz ve Eada Aleyna min Berakatim Enfasihum-ül Kudsiyeti
Amin

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 03.11.20, 13:48
Torlak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Mesajlar: 851
Etiketlendiği Mesaj: 30 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Hz. Peygamber İsrâ gecesinde ürktüğünde, kendisine Ebû Bekir’in sesiyle nida edilmiş ve Ebû Bekir’in sesine ünsiyet etmiştir.

Çünkü Hz. Peygamber ve Ebû Bekir, aynı topraktan yaratılmış, Hz. Muhammed öne geçmiş ve Ebû Bekir geride kalmıştır. ‘İkinin İkincisi.

Onlar mağarada iken arkadaşı ona ‘Üzülme, Allah bizimle beraberdir demişti.’ Böylelikle her ikisinin sözü Allah’ın kelâmı olmuştur.

kaynak : ibni arabi (r.a.) / Futuhat mekkiye -266

__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?

Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 10.03.21, 17:35
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 901
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

MİRAÇ GECESİ OLAYI VE ABDULKADİR GEYLANİ HAZRETLERİ

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'in mi'râc gecesinde önüne bir engel gelip orayı aşabilmek için yardıma ihtiyacı olduğunu Hazreti Pir Abdulkadir Geylani'nin maneviyatının o anda orada bulunup Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e boynunu eğdiğini Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) O'nun boynuna basıp o engeli aştığı Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Allahu Teâlâ'ya soruyor:
- O engeli aşmak için bana bir adam boynunu eğdi, onun boynuna basıp engeli aştım. O kimdi yâ Rabbi? Cenâb-ı Hakk Teâlâ Hazretleri:
- O senin neslinden gelecek Abdulkadir kulumdur. Kıyamete kadar, çağıranlara çok seri yardımı yetişip kurtaracaktır. Sana onu gözünle gösterebilmek ve seni müjdelemek için o engeli çıkarttım. Onun ruhaniyeti geldi, onun boynuna bastın, orayı aştın buyurdu.[1]
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem): “O bana boynunu bastırdı, O'nun ayağıda bütün evliyâların başının üstünde olsun,” dedi. Hazreti Pir kendi zamanında “Hazihi kademeni külli veliyyullah” yani; benim bu ayağım bütün evliyâların başının (veya omuzunun) üstündedir, dedi. O zamanda yeryüzünde dörtyüz evliyâ vardı. Onların hepsine bu ses duyuldu. Hepsi boynunu eğdi. Bir tek Şeyhi San'a eğmedi. Onun başından çok büyük iptilâlar geçip Hazreti Pir'in seri yardımı ile kıl payı imanını kurtardı.
(Bak. c.1, s.464)
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) mi'râctan geldikten sonra Hazreti Pir'in bu kendisine olan yardımını ümmetine anlattı. Ve O'nun ayağı bütün Evliyâların başının üstündedir, buyurdu. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu):
- Ya Rasûlullah! Bütün evliyâların diyorsun, bunların içinde ben de dahil miyim? dedi.
- Evet ya Ali! Sen de dahilsin, buyurdu.
- Nasıl olur ya Rasûlullah! Hem benim neslimden gelecek hem de ayağı benim başımın (veya omuzumun) üstünde olacak, dedi. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Ya Ali! Şu kitabı ver dedi. Hazreti Ali uzandı, yetişemedi. O sırada sekiz, on yaşlarında bir çocuk içerde görüldü. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu) çocuğu omuzuna bastırdı. Çocuk kitabı aldı, kendine verdi. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu)'de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e verdi, çocuk kayboldu. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Ya Ali! O çocuk kimdi? dedi. Hazreti Ali (Radiyallahu anhu):
- Bilmiyorum ya Rasûlullah! Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- O Abdulkadir Geylanî'nin ruhaniyeti idi, sana da yardım etti, buyurdu. Bunu ben bizzat babamdan duydum.
“Benim bu ayağım bütün Evliyâların başının, omuzunun üstündedir.” dediğine Hz. Ali (Radiyallahu anhu)'ye de Hazreti Pir'in maneviyatının yardım ettiğini ve Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) bunu vaaz olarak Hazreti Ali (Radiyallahu anhu)'ye söylediğine göre bu mirâc'ta ki boynuna basma meseleside doğrudur. Hazreti Pir'in gösterdiği kerâmetin hepsi de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'dendir. Hem ana hem de baba tarafından iki taraflı evlad-ı Rasûldür. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem):
- Benim ümmetimin Uleması (evliyâsı) Ben-i İsrail Peygamberi gibidir, demedi mi? O Peygamberlere tek tek uğruyor, görüşüyor, konuşuyor. Abdulkadir Geylani Hazretleri de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'den yediyüz sene sonra dünyaya geldi. Onu Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e müjdelemek için neden olmasın?
Haşa, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'in orayı Hazreti Pir'in yardımı olmadan geçemeyeceği manasına değildir. Cenâb-ı Hakk Teâlâ Hazretleri, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'e ümmetinde bu kadar seri yardım edenin var olduğunu gözü ile göstermesi bizzat müjdelemesidir. Peygamberler ashâbtan, ashâb tabîinlerden, tabîinler tabîin olmayanlardan çok çok üstündür. Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)'de diğer peygamberlerin hepsinden çok çok üstündür.

[1]- Abdulkadir Geylâni'nin menkibeleri, s.68-77.
[2]- Berîka, Cild 1, s.58.

.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
abdülkadir geylani, mirac, miraç gecesi, miraç kandili


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Miraç Gecesi Amelleri !! 1XBHIX ibadetler 3 27.02.22 17:54
mirac ornegi bir namaz imas Allah Dostları & Evliyalar 0 29.07.20 22:34
MiRac KandiLi için BiR Dua.. Tuana Özel Günler & Bayramlar 8 21.03.20 16:13
Miraç Kandili (Allah katında makbul olan dua) Benden1sana Sorularınız 4 02.04.19 22:37


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 17:10.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147