Hz Üzeyr'in (a.s) Hayati - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Peygamberler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 13.03.19, 04:14
Manevi
 
Üyelik tarihi: 07.04.15
Mesajlar: 1,124
Etiketlendiği Mesaj: 54 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hz Üzeyr'in (a.s) Hayati

Yüz senelik bir ölümden sonra tekrar diriltilerek kıyâmetteki yeniden yaratılışa misâl olan Hz. Üzeyr’in (a.s.) hayatı… Hz. Üzeyr kimdir? Hz. Üzeyr Tevrat’ı asıl hatırladı? 100 yıl sonra geri geldiğinde nasıl bir durum ile karşılaştı? Hz. Üzeyr’in oğlu babası hakkında ne dedi? Kısaca Hz. Üzeyr’in hayatı…

Hz. Üzeyr’in (a.s.) Hârûn -aleyhisselâm-’ın neslindendir.

Tevrât’ı ezberleyen sayılı kimselerdendi. Yahûdîlerce “Ezrâ” olarak bilinir.

Hazret-i Üzeyr’in peygamber olup olmadığı husûsunda Kur’ân-ı Kerîm’de kesin bir bilgi yoktur. Nitekim Allâh Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“Üzeyr’in peygamber olup olmadığını bilemiyorum!..” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 13/4674; Ali el-Müttakî, XII, 81/34087) buyurmuştur.

Kur’ân-ı Kerîm’de, sadece Allâh Teâlâ tarafından öldürülüp yüz sene sonra tekrar diriltildiğinden bahsedilir.

YÜZ SENELİK BİR ÖLÜMDEN SONRA TEKRAR DİRİLTİYOR AMA NASIL?

Hazret-i Üzeyr’in yaşadığı devirde de azgınlık ve taşkınlıklarını artıran İsrâîloğulları’na Allâh Teâlâ, belâ olarak Buhtünnasr’ı vermişti. Buhtünnasr, Şam ve Ürdün bölgelerini istilâ etti. Mescid-i Aksâ’yı yıktı. Bağ ve bahçeleri harâb etti. Savunmasız insanları hunharca öldürüp, genç ve işe yarar gördüğü kimseleri esîr olarak yanında götürdü. Hazret-i Üzeyr de bunların arasındaydı.

Rivâyete göre Üzeyr -aleyhisselâm-, elli yaşında iken kaçarak esâretten kurtuldu. Bir merkeple Kudüs’e doğru yola çıktı. Kudüs’e yaklaştığı sırada şehrin yıkık binâlarına, harâb olmuş bağ ve bahçelerine bakarak mahzun oldu. Karnı da iyice acıkmış olduğundan, merkebini bir ağaca bağlayarak orada bir miktar incir toplayıp yedi. Üzüm sıkıp suyunu içti. Sonra bir ağacın altına oturdu. Perişan ve harâb olmuş memlekete, çürümüş tenlere, yığılmış kemiklere ibretle baktı. Hakk’ın kudretini tefekkür ederek, her şeyin yeniden nasıl dirileceğini düşünürken uykuya daldı.

HZ ÜZEYİR İLE İLGİLİ AYETLER

Allâh Teâlâ buyurur:

أَوْ كَالَّذِي مَرَّ عَلَى قَرْيَةٍ وَهِيَ خَاوِيَةٌ عَلَى عُرُوشِهَا قَالَ أَنَّىَ يُحْيِـي هـَذِهِ اللهُ بَعْدَ مَوْتِهَا فَأَمَاتَهُ اللهُ مِئَةَ عَامٍ ثُمَّ بَعَثَهُ قَالَ كَمْ لَبِثْتَ قَالَ لَبِثْتُ يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالَ بَل لَبِثْتَ مِئَةَ عَامٍ فَانْظُرْ إِلَى طَعَامِكَ وَشَرَابِكَ لَمْ يَتَسَنَّهْ وَانْظُرْ إِلَى حِمَارِكَ وَلِنَجْعَلَكَ آيَةً لِلنَّاسِ وَانْظُرْ إِلَى العِظَامِ كَيْفَ نُنْشِزُهَا ثُمَّ نَكْسُوهَا لَحْمًا فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُ قَالَ أَعْلَمُ أَنَّ اللهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

“Yâhut görmedin mi O kimseyi ki, evlerinin duvarları, çatılarının üzerine çökmüş (alt-üst olmuş) bir kasabaya uğradı:

«–Ölümünden sonra Allâh bunları nasıl diriltir acabâ?!» dedi.

Bunun üzerine Allâh O’nu öldürüp yüz sene bıraktı; sonra tekrar diriltti:

«–Ne kadar kaldın?» dedi.

(O da

«–Bir gün, yahut daha az!» dedi.

Allâh O’na:

«–Hayır, yüz sene kaldın! Yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır. Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Şimdi Sen kemiklere bak; onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz.» dedi.

(O etleri çürümüş, kemikleri parça parça olmuş merkep, Allâh’ın emriyle tekrar dirildi.) Durum kendisi tarafından anlaşılınca (Üzeyr):

«–Şimdi iyice biliyorum ki, Allâh her şeye kâdirdir!» dedi.” (el-Bakara, 259)

HZ. ÜZEYR UYANDIĞINDA NELER YAŞANDI?

Üzeyr -aleyhisselâm-, uyuduğu zaman sabah vakti idi, uyandığında ise güneş batmamıştı. Ancak geçen zaman, yüz yıldı. Bu arada Buhtünnasr ölmüş, bütün esirler serbest kalarak Kudüs’e dönmüşlerdi. Mescid-i Aksâ tâmir edilmiş ve bütün şehir tekrar mâmur hâle gelmişti.

Üzerinde tahakkuk eden bu büyük tecellîlerin ardından Üzeyr -aleyhisselâm- merkebine binerek Kudüs şehrine girdiğinde, herşeyi değişmiş olarak buldu. İnsanlar tanıdığı insanlar, binâlar da bildiği binâlar değildi. Tahmînî olarak mahallesini aradı. Bir evin önünde durdu. Kapısında rastladığı kör ve kötürüm bir kadına:

“–Üzeyr’in evi neresidir?” diye sordu.

Kadın hüzünle:

“–Üzeyr’in evi burasıdır, ama kendisi yüz yıl önce kayboldu. Ben de onun câriyesiyim!” dedi.

Hazret-i Üzeyr:

“–Ben Üzeyr’im!” diyerek kendisini tanıttı ve başından geçenleri nakletti.

Câriyesi çok sevindi ve eski hâline dönmesi için ondan duâ etmesini taleb etti. Üzeyr -aleyhisselâm- da, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine verdiği nîmetlere şükrederek duâ etti. Kadın, önceki sıhhatine ve eski hâline kavuştu.

Hazret-i Üzeyr, uyuyup vefât ettiği sırada 18 yaşında bir oğlu vardı. Şimdi o, 118 yaşında ak sakallı bir ihtiyardı. Bu ihtiyarın babası olan Üzeyr -aleyhisselâm- ise 50 yaşında bir kimseydi. Oğlu babasını tanıyamadı:

“–Benim babamın sırtında hilâl şeklinde siyâh bir ben vardı!” dedi.

Üzeyr -aleyhisselâm-’ın sırtını açıp baktıklarında bu hilâl şeklindeki siyâh beni gördüler. Artık kimsenin Hazret-i Üzeyr hakkında şüphesi kalmadı.

Buhtünnasr, Kudüs’ü işgâl edip yağmaladığı zaman, bütün Tevrât nüshalarını da yaktırmıştı. Bunun için Üzeyr -aleyhisselâm-, dîni yeniden ihyâ etti.

ÜZEYR ALEYHİSSELAMA, YAHUDİLER NEDEN -HAŞA- ALLAH’IN OĞLU DEDİLER?

İbn-i Abbâs’tan gelen rivâyete göre, Allâh Teâlâ İsrâîloğulları’nın Tevrât’ı bırakıp hevâlarına uyduklarını görünce, Tevrât’ın içinde bulunduğu sandığı onlardan aldı, Tevrât’ı da onlara unutturdu. İsrâîloğulları buna çok üzüldüler. Bilhassa Üzeyr -aleyhisselâm- Allâh’a çok ibâdet etti; O’na yalvarıp yakardı. Allâh’tan inen bir nûr, onun kalbine girdi. Unutmuş olduğu Tevrât’ı hatırladı. Ondan sonra Tevrât’ı yeniden İsrâîloğulları’na öğretti. Daha sonra Tevrât’ın içinde saklandığı sandık bulundu. İsrâîloğulları, Üzeyr -aleyhisselâm-’ın öğrettiği Tevrât’ın aslına uygun olduğunu gördüler ve Üzeyr -aleyhisselâm-’a olan sevgileri daha da ziyâdeleşti.

Bu büyük tecellîler karşısında Benî İsrâîl kavmi, daha sonraları bâtıl bir akîdeye kayarak Üzeyr -aleyhisselâm-’a “Allâh’ın oğlu” diyecek kadar ileri gittiler. (Taberî, Câmiu’l-Beyân, X, 143)

Âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:

وَقَالَتِ الْيَهُودُ عُزَيْرٌ ابْنُ اللهِ وَقَالَتِ النَّصَارَى الْمَسِيحُ ابْنُ اللهِ ذلِكَ قَوْلُهُمْ بِأَفْوَاهِهِمْ يُضَاهِؤُونَ قَوْلَ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُ قَاتَلَهُمُ اللهُ أَنَّى يُؤْفَكُونَ

“Yahûdîler: «Üzeyr, Allâh’ın oğludur!» dediler. Hristiyanlar da: «Mesîh (Îsâ) Allâh’ın oğludur!» dediler. Bu, onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Onlar, sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allâh onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar.” (et-Tevbe, 30)

اِتَّخَذُوا أَحْبَارَهُمْ وَرُهْبَانَهُمْ أَرْبَابًا مِنْ دُونِ اللهِ وَالْمَسِيحَ ابْنَ مَرْيَمَ وَمَا أُمِرُوا إِلاَّ لِيَعْبُدُوا إِلـهًا وَاحِدًا لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ سُبْحَانَهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ

“(Yahûdîler) Allâh’ı bırakıp bilginlerini (hahamlarını; hristiyanlar) da râhiplerini ve Meryem oğlu Mesîh’i (Îsâ’yı) rabler edindiler. Hâlbuki onlara, ancak tek ilâha kulluk etmeleri emrolundu. O’ndan başka ilâh yoktur. O, bunların ortak koştukları şeylerden uzaktır.” (et-Tevbe, 31)

Her ne kadar bugünkü Yahûdîler Hazret-i Üzeyr’e “Allâh’ın oğlu” yakıştırmasını kabûl etmeseler de, o zamanki bir grup Yahûdî, Üzeyr -aleyhisselâm-’a karşı tâzîmde çok aşırıya gitmişler ve içlerinden bazıları O’na bu isnadda bulunmuştur.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 21.07.19, 00:22
dagistani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 07.04.19
Bulunduğu yer: Kütahya
Mesajlar: 171
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Yahudiler Üzeyr Allahın oğludur dediler ahiretlerini kaybettiler... Allah razı olsun

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 02.09.21, 13:00
 
Üyelik tarihi: 26.07.21
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 313
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

bast-ı zaman olayının en keskin örnegidir bu olay

.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Hayati bir rica! Timsah ve ben mikailhuseyin Rüya ve Rüya Tabirleri 0 23.01.22 07:01
Sessizlik Beyinlerimiz için hayati öneme sahiptir Buba Tekamül & Kozmik EnerJi 0 17.07.21 05:57
NEFSİN SIFATLARI .. MUHTEREM ÖMER ÖNGÜT Hayati saadetlerinden inciler Aliye Tasavvuf & Tarikatler 5 31.07.17 09:01
Sıtma ve Malarianın Hayati Tehlikesi SiLence Alternatif Tıp ve Bitkiler 2 09.05.17 14:07


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 20:49.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147