Paranormal yetenekleri üst sınırlarda olan kişilerin,karşısındakinin izni ve onayı olmadan düşüncelerini okumasına denir.Alıcının,vericinin onayı olmadan gerçekleştirilen bu eylemler çoğu zaman çok üst düzey kişiler tarafından yapılmasına karşın,gündelik yaşamımızda farkında olmadan sık sık gerçekleşen bir durumdur,karşınızdakinin hislerini anlayabilme,aklından geçenleri görebilme gibi olaylara rastladığımızda çoğunlukla kalp kalbe karşıdır,yada ağzımdaki lafı aldın gibi terimler kullanıp olayın rastlantısal olduğuna beynimizi şartlandırırız,peki ama ya bunlar rastlanrı değilse ?



Düşünme okumaya başlarken



1-Düşünme okuma işlevi çok yüksek frekans ve enerji aralığında bir eylem olduğundan,aranızda bu etkileşimi gerçekleştirebiliceğinize inandığınız kişiler ile başladın,Örneğin anneniz



Anne ile;Anne ile çocukları arasında gözle görülemeyen bir psişik bağ vardır,bu bağ bize ihtiyacımız olan enerjiyi fazlası ile sağlayacak,ve düşünme okuma güdümüze alışmamızı onu kontrol etmemizi sağlayacak olan tecrübeyi bize kazandırıcaktır



2-Kendinize sorun,sürekli olarak durumlar olaylar düşünceler karşısında siz ne hissederdiniz ne düşünürdünüz neler yapardınız gibi sorular ile,beyninizi,hedef kişi yada canlının yerine koymaya şartlandırın,bu bir süre sonra sizin içinizde olacak bir şeydir,beyniniz bu duruma o kadar şartlanır ki kişinin her olayda verdiği tepkiyi düşünceyi daha kendisi bile farkına varmadan algılamaya başlarsınız.



3-İyi bir zihin okuyucu aynı zamanda iyi bir duru görü yeteneğine sahip olmalıdır bu yönünüzü geliştirmeye çalışın



4-Zaman ve mekan kavramlarından soyutlaşın.Bu söylediğim şeyi bir çoğumuz sessiz ve yanlız iken yapıyoruz,medit hale geçip uzay ve zaman sürekliliğinden kopuyoruz,ancak bunu sessiz ve yanlız ortamlarda denemek yerine daha kalabalık ve sesli yerlerde yapmaya kendizi alıştırın,zihin okuma iki yada daha fazla kişi ile gerçekleşicek bir eylemdir dolayısıyla bunu yaparken medit olma durumunuz zorlanıcak ve tıkanıcaksınız,kendinizi sürekli olarak deneyin,yolda,işte,sosyal yaşamda kısa molalar halinde medit duruma geçmeyi,fiziksel bedeniniz çalışıyor,eğleniyor iken,zihninizi ordan uzaklaştırma üzerinde çalışmalar yapın



5-Madde ile bütünleşme zihin okumayı tetiklicek bir etmendir,karşımızdakinin aklını okumamız için bize bir kapı gerekir,bu kapı genellikle bir madde bir obje olucaktır,madde ile bütünleşme deneyimlerinizi arttırın,bu bir çeşit truva atı tekniğidir,girilemez kaleye bir truva atı sokarsınız,ancak o kaleye girmek içinde truva atının içine sızmanız gerekir yani madde ve objeler ile ilişki kurabilme ve bütünleşme



6-Dünya ile bütünleşme maddelerin ve fiziksel yapıların ardında dünyanın merkezi ile bütünleşmedir,dünyanın yaydığı enerji ve açılımlar çoğu zaman insanların farkında olmadan aldıkları sinyallerdir,ve bu sinyaller düşünceleri iletirler,boşlukta,uzayda giden sonsuz düşünce ırmakları dünyanın yaydığı enerji iler beslenir eğer bunu başarırsanız sonsuz bir materyale sahip olup sınırsız bir zihin okuma yeteneği geliştirirsiniz



Tüm bunlar elbetteki çok ileri derecede psişik yetenekleri olan arkadaşların uygulayabiliceği ve anlayabiliceği yazılar,yeni başlayanlar için önerim öncelikle,ailenizden başlamanız,bu altı basamağı tek tek çıkmalısınız,ve bunun içinde sabırlı ve zamanı iyi kullanan kişiler olmalısınız.Hiç bir şey imkansız değildir,insan için sadece zor olan vardır ve zor olan şeylerde genellikle inanılmaz olarak nitelendirilir,böylelikle zaten olabilicek bir şeye beyini kitlemiş ve şartlandırmış olursunuz,bunu siz değil bilinç altınız farkında olmadan yapar,inanmak başarmanın yarısı değildir,inanmak başarmak demektir.

Allah razı olsun.

Teşekkürler.

Ellerine sağlık

Ve bunu yapabildiginizi kimseyle paylaşmayın

Teşekkürler Allah razı olsun

Zihin okuma, en çok ortaya çıkan otomatik düşüncelerimizden biridir. Sık sık karşımızdaki kişinin düşüncelerini veya hislerini bildiğimizi düşünür ve hatta bazen düşünmekle kalmaz, neredeyse emin oluruz. Karşımızdakinin neyi, neden yaptığı, bakışlarının altında yatan anlam, ağzından çıkan sözün gerçek manası gibi şeylerde tahmin ve yorumlarda bulunarak onun zihnini okumaya çalışırız.
Okuruz da…
Ancak bizim okuduğumuz ile gerçekte olan çoğu kez tam olarak aynı şey değildir. Bizim duygularımızsa, bu tahmine dayalı düşüncelerimize göre şekillenir ve eylemlerimizi de belirler. Kendi zihnimizdeki senaryoya uygun biçimde düzenlediğimiz bu düşünce, duygu ve davranışlarımız, tam olarak gerçekte olana uygun olmadığından, çoğu kez olayların istemediğimiz bir yöne akmasına meydan verir.
Bu tarz otomatik düşünceler, kendiliğinden ortaya çıkan, duygularımızı ve eylemlerimizi derinden etkileyen, temel inanç sistemlerimizden beslenen yapılardır. Çoğu kez bizi olumsuz ruh durumlarına ve ardından gelen olumsuz eylemlere sürüklerler.
Ancak düşünme süreci içinde artan bir farkındalıkla, bizi kontrolü altına alan olumsuz otomatik düşünceleri yakalamak ve değiştirmek her zaman mümkündür. Böylece de, davranışları etkin şekilde yenilemek imkanı doğar.