Ecel ve ömür - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Evrensel Enerjiler & Parapsikoloji > Parapsikoloji & Spiritüalizm

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 02.02.17, 00:43
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,484
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Arrow Ecel ve ömür

Mânâ (belli bir anlamı ortaya koymak üzere programlanmıs bilinç) + Enerji (nur /

hayatiyet / prana)

Iste o güç, bizleri dünya planında yasatan, hayat veren bir enerjidir. Bu boyutu

algılamaya, özden gelen bu destek güç varoldugu sürece devam ederiz. Eger madde

beden ve beyin, süptil bedendeki bu hayatiyet enerjisi ile desteklenmezse, yasamlarını

devam ettiremez, demistik. Fakat bu öz enerjinin miktarı, dünya yasamında açıga çıkacak

olan mânâlarla baglantılıdır. Nasıl ki kundalini bir enerji idi, ama bası bos bir enerji



degildi. Programlı, bilinçli, bir mânâ içeren bir enerji idi. Berberinde vehim (varsanma veya

varsayma) melekesi tasıyordu. Iste bunun gibi, yaradılıs sebebimiz olan tüm mânâlar da

beraberinde bir enerji (nur) tasır. Yaradılıs sebebimiz dogrultusunda bu mânâların miktarı

ve hangilerinin açıga çıkacagı bastan belli oldugu için, beraberlerindeki enerjinin toplam

miktarı da bellidir. Zaten bu mânaların toplamının açıga çıkmasına ecel süresi,

beraberindeki enerjinin dünya bedeniyle kullanım süresine ömür süresi denir. Dıssal

yoldan alınan enerjiler de yine bu mânâlar (kader) dogrultusunda öz enerjiye destek

olur. Ömür, bu toplam enerjinin bedenli yasamda kullanım süresidir, demistik. Dünya

yasamında kullanılacak olan bu kozmik enerji toplamının, dogru veya yanlıs kullanılmasına

baglı olarak, kullanım süresinin uzayabilecegini veya kısalabilecegini düsünüyorum.

Ömrün bereketli olması yada ziyan edilmesi kavramları da bu sekilde açıklanır kanımca..

Bunu suna benzetebiliriz:

Bir çamasır makinesi, sürekli çalıstıgında dahi, arıza yapmadan azâmi ne kadar süre

kullanılabilecekse, mühendisler tarafından daha meydana getirilirken bu tespit edilir.

Hatta bu sartlar bilinçli sekilde olusturulur ve makina buna göre dizayn edilir. Eger bu

süre 3 yıl ise, bu süreye garanti verilir, ama daha iyi kullanılırsa 7 yıl makineden arızasız

verim alınabilir, diye belirtilir. Siz artık bu makineyi nasıl kullanırsanız kullanırsınız, buna

karısmazlar. Ister garantisi dolmadan makinenizi bozarsınız, ister 7 yıl dolunca.. Yada

anneannelerimizin yaptıgı gibi dikkatli kullanır ve makineye hiç arıza yaptırmadan 15 yıl

kullanırsınız. Makinenin ömrünü, mühendislerin matematiksel hesap bilgisi, kullanılan

malzeme, isçilik ve kullanma sekli belirler. Bunları ne kadar dikkatli kullanırsanız o kadar

uzun süre yasatırsınız makineyi.. Al sana bir bardak su! Ya bir dikiste içer bitirirsin, yada

taksit taksit ziyan etmeden içip, 24 saat idare edersin, gibi... Bu örnekler üzerinde

düsünerek ömür konusunu anlamaya çalısabiliriz. Bir doktor arkadasımın dedigine göre, insan bedeni dahi bu sekilde çalısırmıs. Örnegin bir

kalbin, bebek daha ana karnındayken olusup atmaya basladıgı ilk anda, kaç kere atacagı

belli imis.. Yani organlarımızın da kullanım süresi var, tıpkı çamasır makinesi gibi.. Simdi,

ya strese girip kalp atıslarını bosa harcarız ve 90 yıl atabilecek kalbimizin, atıs sayısını 45

yılda bitiririz. Yada sakin ve yavas atan bir kalple 90 yıl yasarız! Bos yere dememisler

büyüklerimiz, "nefesler sayılıdır!" diye.. Demek ki kalple birlikte cigerlerimizin nefes alısı

da sayılı.. Birbirine baglıdır zaten tümü.. Beyin orkestra sefidir, digerleri de orkestra

elemanları demistik, önceki bir yazımızda.. Bu enstrümanlardan biri dahi digerlerinden

önce sussa, bu orkestranın yaptıgı müzik dinlenmez, kulak tırmalar.. Demek ki hepsi

birbiriyle uyumlu ve öz enerjileri ile dıstan aldıkları destek toplamını azamî kullanım

süreleri de esittir. O halde bunları uyumlu, ziyan etmeden, verimli sekilde kullanmak

gerekir. Madem ki madde beden elbisesi giyinerek bu boyutu algılıyoruz ve ebedî

hayatın mühendisi olan madde beyni kullanıyoruz ve evrensel gerçeklere uyanmak

sansımız bu planda mümkündür, o halde bu bedenin hayatiyetini saglıklı ve uzun süre

devam ettirmek kârdır.

Aldıgımız dıssal enerjiler de, bedende kullanılan bu öz hayatiyete kader dogrultusunda

katkıda bulunan ekstra takviyedir, demistik. Çamasır makinesine bakım onarım yapmak

gibi... Burada bir noktaya dikkat çekelim. Ecel yaradılısın sebebi olan mânâların tümünün

kuvveden fiile çıkısı ile alakalı oldugu için, bastan belli olan bu sebebin degismesi mümkün

degildir. Dini terminolojide buna ayan-ı sabite denir. Bu sebeple ecel süresi degismez.

Yaradılıs sebebiniz olan mânâlar tümüyle kuvveden fiile çıktıgında, bu boyutta isiniz

bitmistir. Ama beraberindeki enerjinin ziyan edilmemesi ve daha bereketli kullanılması

mümkündür. Yoksa ecel gelmeden ömür bitiverir Allah korusun!



(Sevgimle kalın)

(Kaynak: Hayat ağacı)

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 21.03.17, 16:37
Drogo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 13.09.16
Bulunduğu yer: manisa
Mesajlar: 1,581
Etiketlendiği Mesaj: 17 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.

__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir.
Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan
biri kadar aptal değildir.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 04.02.20, 01:48
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 901
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bir insanın rızkı, eceli, nerede öleceği bu Allah'ın hep bildiği, yazdığı, kader, mukadderat, alnının yazısı... Yani, Hindistan'da ölmeyi murad etmişse; Hindistan'dan bir davet çıkar oraya gider. Şimdi ben, coğrafya kitaplarında görüyordum Avustralya'yı... Ne param yeter, ne aklımın köşesinden geçer Avustralya'ya gitmek. Bizi oradaki arkadaşlarımız çağırdılar; 'Aman Hocam, konferans var, üniversitede eğitim var, seminer var, bilmem ne... ' 'Gelemem, edemem. '… Kalkıyor gidiyor insan oraya. Yani, eceli oradaysa diyecekler ki: 'Esad Hoca Avustralya'ya gitti, vefatı oradaymış!', öyle olacak! Allah cümlemizi sevdiği bir kul olarak, sevdiği bir işi yaparken, hayır üzerindeyken, canımızı alsın...
Sohbet Tarihi: 29 Aralık 1991
Vefat Tarihi: 4 Şubat 2001

.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
ecel, omur


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ecel değişir mi? 3KEDI Sorularınız 6 02.07.21 13:08
Rızık Ecel Tevekkül ve Çalışmak Kavramları Naim islam & islami Konular 0 20.06.20 02:48
Nuh Suresi Açıklamalı Tefsiri Havasokulu Kuran-ı Kerim Tefsiri 1 06.01.20 01:27
En-am Suresi Açıklamalı Tefsiri Havasokulu Kuran-ı Kerim Tefsiri 20 03.07.18 11:59
Ömrünüze Ömür Katmak İster misiniz? SiLence Alternatif Tıp ve Bitkiler 5 24.05.17 01:47


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:10.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147