|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Yaşanmış Paranormal Deneyimler
“Şehir dışında oturan büyükannemleri bir pazar sabahı ziyaret ediyordum. Oturmuşlar, geçmişin güzel anılarını yad ediyorlardı. Bu arada, içlerinde bulunmayan Neil, bir grup genç arkadaşlarıyla yüzmeye gitmişti. Sohbet sırasında büyükannem aniden fenalaşarak, göğsünü yumruklamaya başladı ve ‘Nell’e bir şey oldu. Bir yerini incitti.’ dedi. Bunun üzerinde çok durmadık, fakat iki saat kadar sonra şerif geldi ve halamın, hastaneye kaldırılırken yolda öldüğünü bildirdi. Otomobil kazasında direksiyon göğsüne saplanmıştı.”
1960’larda parapsikologlar, Cape Town’da yaşayan mühendis Bay W.Van Vuurde ile epeyce ilgilenmişlerdi. Van Vuurde’un yeteneği, önceden belirlenen bir saatte uykudan uyanmayla ilgiliydi. Bunu, aslında biraz gayretle hemen hemen herkes yapabilir ve bunun DDİ ile bir ilgisi de yoktur. Çünkü biliyoruz ki, insanın bir “içsel saati” vardır. Van Vuurde’un başkalarından farkı, başka bir kimsenin belirlediği bir saatte uyanmasıydı. İlk önce Van Vuurde, bozuk bir saati kutu içine koyarak, kendisini denemişti. Kutu içindeki saati görmeden, akreple yelkovanı ileriye doğru rasgele hareket ettirmişti. Bu rasgele çevirişte gündüz saatine rastlıyorsa bir sonuç almıyor, fakat geceye rastlayan saatlerde muhakkak uyanıyordu. Uyandığı saatleri bir kağıda not edip tekrar uykuya dalıyor ve notlarını sabah uyandığı zaman, kutu içindeki bozuk saatle karşılaştırıyordu. Van Vuurde, bu yeteneğini ilerletmek amacıyla, deneyimlerini muntazam olarak Johannesburg’da Witwatersrand Üniversitesi’nde Prof A. E. H. Bleksley’e göndermeye başlar. Prof. Bleksley, Van Vuurde’un birkaç mektup raporunu okuduktan sonra, Van Vuurde’un kalkacağı saatleri kendisi belirlemeye karar verir. Bu şekilde 284 deneme yaparlar. Van Vuurde’un kalkması gereken her saat, profesör tarafından belirlenmişti. Sekiz saatlik bir uyku döneminde 480 dakika bulunduğuna göre, tesadüf olasılığı 250.000’de bir olmaktadır. Bu denemelerde Van Vuurde on bir kez başarılı olmuştur. Bu konuda, çok önemli olmasa da, birkaç bilgi kırıntısı daha vermek mümkün. Van Vuurde ve Bleksley, deneylere başlamadan önce birbirlerini tanımıyorlardı ve ilk denemeleri de, yine bir araya gelmeden yapmışlardı. Fakat daha sonra, birbirlerini tanımalarından ve deneylerini birlikte yapmaya başlamalarından itibaren, Van Vuurde daha isabetli sonuçlar kaydetmeye başlamıştır. Bozuk saati Bleksley de kullanmıştır. Profesör, Van Vuurde’un uyanmasını istediği saati, sadece bir yere yazdığı zaman o kadar isabet kaydedilmiyordu. Fakat, bu eski ve bozuk saat ile zaman işaretlendiği zaman daha isabetli sonuçlar ortaya çıkıyordu. PENCEREYE YANSIYAN GELECEK Helen C. YORK Kocam Earl ve yerel radyo istasyonundan arkadaşımız Smitty, evimizin ön tarafındaki odada, politik konularda tartışıyorlardı. Ben, evin arka tarafındaki mutfakta, akşam yemeğinden kalan bulaşıkları yıkıyordum. O akşam bir randevumuz vardı. Bu olayın tümü, 1946 başlarında oldu. Lavabonun üzerindeki pencereden dışarıya baktım ve yaşlı komşularımızın nereye gittiğini merak ettim. Wileoxlar’da hiç ışık yoktu ve hava kararıyordu. Son tavayı bitirirken pencereye göz attığımda, titremekte olan camın üzerinde, tıpkı bir film seyreder gibi, evin ön tarafında dışarı park edilen Buick marka arabamızın görüntüsünü gördüm. Sonra görüntüde, kuzeyden hızla gelen bir arabanın, arabamıza yandan çarptığını fark ettim. Sürücü arabayı kenara çekti. Arabasından bir adam sendeleyerek çıktı, ezilen arabamıza baktı ve caddenin aşağısına doğru zigzag çizerek kaçmaya başladı. Bu “sinema”, evinin bodrum katındaki, ağaçtan ve kartondan yapılmış kutuların arkasına saklanana kadar devam etti. Sonra görüntü değişti ve polisin geldiğini, arabamızı incelediğini, öteki arabanın ruhsatını kontrol ettiğini, daha sonra telsizle ana polis istasyonuna haber verdiğini gördüm. Bu “filin’, öyle sanıyorum ki, sadece birkaç saniye sürdü. Cam birkaç kez titredi, sonra tekrar normale döndü. Artık evi eski haliyle görebiliyordum. “Acaba, hangi gelecek zaman kesitine atladım?” diye düşündüm. O sırada kocam, “Orada ne yapıyorsun? Çabuk ol, yoksa geç kalacağız.” diye seslendi. “Her şey tamam, ellerimi kuruluyorum.” dedim. Oturma odasına yürüdüm ve paltolarımızı giydik. Mutfakta lavabo penceresinde gördüğüm şeyden kocama bahsetmedim. Araba kullanma sırası bizdeydi, ama Smitty kendi arabasını almakta ısrar etti, bende bizimkini garajda tutmayı önerdim. Sonra başımı eğdim ve sustum. Randevuya Smitty’nin arabasıyla gittik. Bizimkini evimizin ön tarafında caddede bıraktık. Eve oldukça geç geldik. Yorgun ve uykulu olarak, onlar arabamızı garaja koyarken, eve yalnız girdim. Tam mantomu çıkartmak üzereydim ki, ikisi de heyecanla içeriye koşarak, arabamıza yandan birinin çarptığını ve hemen polise telefon etmemi söylediler. Gelecekle ilgili gördüğüm vizyonların çok yakın bir zamana ait olduğunu anladım. “Aman sende!” diye bağırdım. Sonra: “Niçin polise telefon edeyim? Yorgunum ve yatmak istiyorum. Kendin telefon et. Hem sana bir şey söyleyeyim mi; polis her şeyi biliyor. Bu işi yapan adamı yakaladılar bile.” dedim. “Nereden biliyorsun?” diye sordu, Smitty. “Hoca tahtasıyla ruhlara mı sordun?” diye ekledi alaylı bir şekilde. ‘Yoksa kristal küre mi kullanıyorsun?” deyip güldü. Hayır.” diyerek sertçe karşılık verdim. ‘Tabakları yıkarken...” derken kestim, çünkü Earl ve Smitty anlattığım şeylerle dalga geçmekten hoşlanırlardı. Ve ben bunu istemiyordum. “Earl, onlara sen telefon et, yorgunum ve yatmak istiyorum.” dedim. “Aramayacağım.” dedi Earl. “Madem adamın polisin elinde olduğunu söylüyorsun, sana inanıyorum.” “Peki, o halde polise ben telefon edeceğim.’ diyerek hemen telefona sarıldım. “Olay açıklığa kavuştuktan sonra Smitty eve gidebilir ve ben yatabilirim.” dedim. Polise telefon açtım. Komiserle görüştüm ve ona kim olduğumu söyledim, adresimi verdim. Devam etmeden önce, araya girdi: “Evet, Bayan York, komşunuz olayı bize bildirdi. Arabanıza çarptıktan sonra bu adam eve koşmuş, bodrumda deste deste yığılmış ağaçtan ve kartondan yapılmış kutuların arkasına saklanmış. Şimdi, içkili araba kullanmaktan ve bir kazaya neden olmaktan dolayı gözaltında tutuluyor.” Olay, mutfak lavabosunun üzerindeki pencerede gördüğüm vizyonun aynısıydı. Geleceği önceden görmüştüm. (Ocak 1988 FATE’den Çeviren: Rıfat KARSLI) Alıntı
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#2
|
|||
|
|||
ALLAH razı olsun
|
#3
|
||||
|
||||
Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.
.
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Teta ve paranormal olaylar | SiLence | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 2 | 15.06.18 00:21 |
Yabanci ünlülerden paranormal deneyimler | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 3 | 30.05.18 10:43 |
paranormal araştırma | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 3 | 30.05.18 10:43 |
Paranormal Deneyimler | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 3 | 15.05.18 01:35 |
Yaşanmış Paranormal Deneyimler | Tuana | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 3 | 26.03.17 23:56 |