#1
|
|||
|
|||
Deniz kızı efsanesi
Şu an Dünya okyanuslarının içinde ne var yalnız %5 ni biliyoruz, başlı başına bir uzay gibi.. Yarı insan yarı balık vücutlu insansıların efsaneleri MÖ 5 000 yılına kadar dayanır. Genel bir kanı ise, bu efsanelerin oluşumunda, denizineklerinin büyük etkisi olduğudur. Bu teoriyi destekleyecek bir örnek olarak, Christopher Columbus’un yenidünyaya olan yolculuğu sırasında denizkızları gördüğünü, ama çok çirkin olduklarını ve daha cazip olmalarını beklediğini söylemesi verilebilir. Denizinekleri gibi büyük vücutlu deniz memelilerinin kolları, yavrularını bir beşikte gibi taşıyabilmeleri için evrim geçirmiş ve insan kollarına benzemiştir. Denizcilerin, bu deniz memelilerini görüp doğaüstü yaratıklar olduklarını düşünmeleri oldukça mümkündür. Geleneksel denizkızı betimlemelerindeki, akan uzun saçların ise, denizineklerinin okyanus yüzeyine yakın yerlerde yüzerlerken kafalarına dolanan yosunların verdiği uzun saçlı görüntüsünden kaynaklandığı düşünülmektedir. Denizkızı gördüğünü iddia edenlerin verdiği ortak bilgiler de yosun renkleriyle ve denizineklerinin özellikleriyle oldukça uygundur. Denizkızlarını konuşmayan, yeşil, siyah, kahve rengi veya sarı saçlı, balık kuyruklu, genelde okyanuslarda ve bazen de nehirlerde yüzen doğaüstü insansılar olarak tanımlarlar. Asur efsanesi Denizkızı hikâyeleri neredeyse evrenseldir. Bilinen ilk denizkızı hikâyesi MÖ 1000 yılında Asurlularda görülmüştür. Asur kraliçesi Semiramis’in annesi Atargatis, ölümlü bir çobana âşık olan ölümsüz bir tanrıçadır. Fakat âşık olduğu genç çoban ölür ve o da bir balığa dönüşmek için bir göle atlar. Ama su, onun mükemmel vücudunu ve doğasını gizlemez, bunun yerine ona bir balık kuyruğu ve suda nefes alabilme yetisi verir. İlk Atargatis betimlemeleri insan kafası ve bacakları olan bir balık şeklindedir (Babil tanrısı Ea gibi). Yunanlılar ise Atargatis’i Derketo diye tanımışlar ve Afrodit’in yanında betimlemişlerdir. MÖ 546’dan önce, Miletli filozof Anaximander, insanlığın hızla suda yaşayan bir tür hayvana dönüştüğü teorisini önermiştir. Popüler bir Yunan efsanesine göre Büyük İskender’in kız kardeşi Thessalonike, öldükten sonra bir denizkızına dönüşmüştür. Denizkızı formunda Ege Denizi’nde yaşadığı ve denizciler onu bulduğunda onlara tek bir soru sorduğu söylenir: “Kral İskender yaşıyor mu?” (Yunanca: Ζει ο βασιλιáς Αλá ξανδρος;), ve denizcilerin de ona “Yaşıyor ve hâlâ yönetiyor” (Yunanca: Ζει και βασιλεáει) dedikleri anlatılır. Bu cevaptan başkası, bir Gorgon’a dönüşmesine, ve gemiyi batırıp üzerindeki denizcileri öldürmesine yol açacaktır. Perilerin daha romantik yönünü temsil ettiğine inanılan denizkızları mitlerin içinde en masum olanlarıydı, hastalık vb. çaresiz durumdaki kişilerin rüyalarına girerse, karşılarına çıkarsa iyileşecekleri inanışı yaygındı, denizkızları modern rüya tabirlerinde de yardımseverdir, rüyada peri görmek en ümitsiz hayallerin gerçek olacağına işarettir. Bundan başka İncinin esiri olduğu medusanın derinlerdeki başının yuttuğu balıkçılara her akşam ağlayan denizkızının gözyaşları olduğuna ve takılmasının hüzünlü bir sevgi getireceğine inanılır. Bin Bir Gece Masalları “Denizinsanları”na ait çok çeşitli öyküler içerir. Efsanelerden farklı olarak, Bin Bir Gece Masalları’nda bu deniz insanları karada yaşarlar, ama suya girdiklerinde de hiçbir zorluk çekmeden nefes alabilirler ve denize girdiklerinde kıyafetleri ıslanmıyor. Aynı zamanda insanlarla cinsel ilişkiye girdiklerinde doğacak çocukları da kendileri gibi “Deniz insanı” olarak doğacaktır. Deniz insanlarının, insan görünüşünden farkları yoktur. Bu efsane hâlâ yaşamaktadır. (Bkz. Pers Kralı ve Denizin Prensesi.) Denizkızları İngiliz kültüründe uğursuz, felaketlerin habercisi yaratıklar olarak gözükmüşlerdir. Bazıları devasa büyüklükte, 160 feet’ten uzundur. Tatlı sularda yaşayan deniz kızı benzeri bir yaratık olan ve Avrupa kültürüne yerleşen Melusine, çoğu zaman iki balık kuyruğuyla ya da bazen yılan bedeniyle betimlenir. Japon kültüründe denizkızı eti yiyenlerin ölümsüz olacağına inanılır.. Deniz kızları popüler kültürün en ünlü yaratıklarındandır ve bu yüzden olsa gerek edebî eserlerde ve filmlerde pek çok kez konu olmuşlardır. Pek çok dile tercüme edilen Hans Christian Andersen’in “Küçük Denizkızı” adlı öyküsü de bu tezi destekler. Andersen’in bu öyküsü, Kopenhag limanındaki bronz deniz kızı heykeliyle ölümsüzleştirilmiştir. Küçük Denizkızı, basıldığından beri, tartışmaları beraberinde getirse de Batı dünyasında “denizkızı”nı tanımlayan en önemli simge haline gelmiştir. Hikâye, televizyon programları, filmler ve diğer sihirli öyküler içerisinde defalarca anlatılmıştır |
#2
|
|||
|
|||
Keşfedilmemiş oknayunların derinliklerde herşey olabilir
|
#3
|
|||
|
|||
Kayılıyorum keşfedilmemiş denizlerde herşey olabilir
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Lilith efsanesi | MrBerkHD | Kabala | 8 | 30.05.24 20:19 |
Cin Efsanesi | SiLence | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 4 | 31.07.20 14:45 |
Lilith Efsanesi | madlen | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 1 | 28.01.19 14:54 |
Arap ülkesinde bulunan Deniz Kızı | Mavi | ilginç konular & Teoriler | 9 | 25.10.18 10:00 |