|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Berzah âleminde ve kabirdeki duyu algısı nasıldır?
Berzah âleminde ve kabirdeki duyu algısı nasıldır?
SORU: Berzah âleminde insanların alacağı bedenlerde duyu ilişkisi nasıl olur, mesafe ile değişir mi? CEVAP: Değişir, orada da değişir. Çünkü berzah âlemindeki mertebeler de farklıdır. Nice berzah âleminde olan var ki, sadece kabri ile sınırlıdır. Kabrinin içinde hapsolmuş vaziyettedir. Bu kişi Mü'min de olabilir. Yani ameli, evet kendisini kurtarmaya yetecek kadar lakin daha ötesi yok. Yine bazı rivayetlerde geçer, kabrinde ameli güzel bir surete bürünerek gelir ona arkadaşlık eder. Kıyamete kadar ameli ile muhabbet eder ve bir de bakar kıyamet kopmuş. Bu kabrinin dışındaki mekânları görmesi mümkün olmayan kişilerdir. Görüş yok orada, sadece kabrinin içi ile sınırlı, mertebesi onu gerektiriyor. Bazıları var ki kabrinin dışını da görebiliyor. Berzahta kabirler arası komşuluğa gitme var. Yani kişi o mertebede ise birbirlerinin arasında; biz nasıl şimdi, her biriniz evinizden çıktınız geldiniz, burada oturduk sohbet muhabbet ediyoruz, aynı bu şekilde orada da, berzahta belli mertebede olan, belli düzeyde olan Mü'minler bir araya gelip oturup konuşabiliyorlar. Ruhaniyetleri itibarı ile sohbet edebilecekler berzahta. Bunun ötesinde, bunlar dünya hayatından haberdar olmazlar. Allah'ın öyle kulları da var ki öyle veli kulları, onların görüşü daha geniş, onlar hem kabirdeki birbirleri ile münasebeti komşuluğu, arkadaşlığı sürdürebildikleri gibi dünya hayatında olup bitenleri hadiseleri de görebilirler. Fakat müdahilleri olmaz, müdahalesi olmaz, sadece görürler. Bir de bütün bunlarla birlikte ek olarak, dünya hayatına dahli olan ehlullah da var. Gelir dünya hayatından bir zâtı dilerse irşad eder, yetiştirir ki Beyazıt-i Bestami Hazretlerinin Somuncu Baba'yı yetiştirmesi gibi, ruhaniyeti itibari ile. SORU: Hocam, bu söyledikleriniz tamamen duyusal bir işlev. Yani öyle bir bedene giriyor ki o bedenin duyuları sayesinde bu söylediklerinizi yapıyor. Rasûlüllâh aleyhisselamın bir savaş sonrası çukura atılan müşrikler için, “onlar da duyuyor tıpkı bizim gibi” diyor. O zaman bir standart duyma ya da bir duyusal şey var mıdır? CEVAP: Şimdi olayı şöyle ele alalım o zaman. Kişi kim olursa olsun, mertebesi ne olursa olsun, mezara ilk defnedildiği ana kadar, ölümünden sonra, mezara ilk defnedildiği ana kadar her şeyi duyarlar. İster müşrik olsun, ister Mü'min olsun, Müslüman olsun fark etmez. Orada Rasûlüllâh S.A.V. Efendimizin hadisini de o cihetten ele alalım. Onlar o kuyuya atıldığında savaş meydanındaydı, müşriklerin cesetleri kuyuya atıldığında onlara seslendiğinde “onlar sizden daha iyi duymakta şuan benim sözlerimi” dediği yeri bu şekilde değerlendirmek gerekir. Ben böyle değerlendiriyorum. Ölmüş olan kişi kabre girdikten sonra belli bir süreye kadar, ne zamana kadar; Rasûlüllâh S.A.V. Efendimizin bu konuda Hadis-i Şerifi de var. Üzerine toprak atıldıktan sonra, o zamana kadar hatta görüldüğüne dair de izahatlar var ehlullahtan. Kişi öldükten sonra kendisini kimin yıkadığını, kimin kefenlediğini, kimin taşıdığını, mezara götürdüğünü, kimlerin namazını kıldığını görüyor. Nihayetinde ceset mezara konulduktan sonra, gören ruh, yani berzaha geçmiş olan ruh, Kabre giriyor ve üzerine toprak atıldıktan sonra, rivayet ne şekilde; mezarlıktan uzaklaşanların ayak seslerini artık işitilir. Kendisini defnedenlerin ayak seslerini işitir, orada artık bir işitme kalıyor, görme yok ve ondan sonra irtibat kesiliyor. Ondan sonra kişinin mertebesi ne ise ona göre durumları değişir. Öyle zatlar var ki kabrine gittiğinde, -nitekim; Rasûlüllâh S.A.V. Efendimizin Hadis-i Şerifinde de geçer ya “ayakucundan geliniz, kabirlere ayakucundan yaklaşınız ve Selam veriniz”- öyle zatlar vardır ki selamı işitir, verdiğimiz selamı alır. İçinden göreni de vardır. Dediğim gibi orası mertebeye göre değişir. Soruda bahsettiğin duyma ve görme her insan için geçerli ama ne zamana kadar; kabre konulup belli bir zaman geçene kadar. Toprakla üzeri kapatıldıktan sonra artık o ayak seslerini işitir, görme kalmıyor, sadece gidenlerin ayak seslerini işitir. Ondan sonra dünya hayatı ile ilişkisi kesiliyor. Birçoğu dünya hayatından bir daha haberdar değil. Dünyadaki ameline göre artık orada kabir şekilleniyor. Artık orada bir azap yapılıyor, kabir azabı dediğimiz azap veya ameli güzel bir surette geliyor ona arkadaşlık ediyor. Yani paçayı ancak kurtarmış bir Mü'min ise ameli güzel bir surette gelip kıyamete kadar arkadaşlık yapıyor. Ya da dediğimiz gibi berzahta diğer ruhlarla irtibata geçebiliyor. |
#2
|
|||
|
|||
Berzah aleminde durumu iyi olanlar sadece gezinti mi yapıyorlar yeme içmeleri falan yok mu mesela sadece gezerek mi vakit geçiriyorlar , gitmeden görmeden bilmek imkansız tabi (bizim gibi avam için)
|
#3
|
|||
|
|||
Rabbim iman üzere emanetimizi vermeyi nasib eylesin inşAllah Hayırlı ramazanlar..
. |
#4
|
|||
|
|||
Berzah alemine Allah imanli gitmek nasip etsin.Hayat sartlari zor hepimiz eziliyoruz ama oraya gittigimizde elimize ne goturucez belli degil.InsAllah Rasullah a komsu eylesin hepimizi Cenab-ı Hak
|
#5
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Bütün Günahları Affettiren Muhteşem Zikir | Skoda | Zikir | 0 | 10.12.23 00:30 |