• Yarın âhirette Allah (Celle Celâlühü) sana her şeyden suâl soracak, bu bakışı niye yaptın, dinleyişi niye yaptın, bu adımı niye attın? Yarın biz büyük imtihandayız. O imtihanı kazanmak için bugünden çok çalışmak lâzım.

• Bu ne haldir cemaatı müslimîn, çok teenni ile tefekkürle yaşayalım. Çok büyük Allah’ın (Celle Celâlühü) kullarıyız. O seni görür, sen onu göremezsin. Onun yarattığı yemekleri nasıl yiyorsun? Hiç demezsin ki bu lokmayı kim yarattı? Benim ona karşı bir iyiliğim var mı? Benim bu yemeği yemeğe selâhiyetim var mı? Hiç bunları düşünüp sormazsın ancak yuvarlarsın. Ama Mevlâ soracak, insanın çok mesûliyeti vardır. Söz verdik Allah’a ibâdet edeceğiz diye.

• Herkes birbirini meşgul eder, kimse kimseyi iyilik tarafına çekmez. Yâ Rabbi! Bizi iyi hâle koy. Bir insan Allah’ın yarattığı bir kula yardım etse Allah ondan râzı olur. Kötülük etmeyelim iyilik edelim. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (Kuddise Sirruh) Hazretleri “Mesnevî” isimli eserinde şöyle buyurmuştur:

“Gönül elde et ki o en büyük hacdır. Binlerce Kâbe’den gönül daha kıymetlidir. Zîrâ Kâbe, Azer oğlu Halîl’in binasıdır. Gönül ise en büyük olan Yüce Mevlâ’nın nazargâhı (Baktığı) yerdir.”

• Allah’ü Teâlâ bir kalpte sevinç görürse o sevince de sen sebep olduysan, binlerce Kâbe’yi yapmaktan iyi iş gördün. Gönül alalım. Ev de yıkmayalım, gönül de yıkmayalım. Yapıcı olalım. Yıkmanın kıymeti yok. Birbirimizi şikayet etmeyelim. Gidiyorlar, geliyorlar birbirlerini şikayet ediyorlar.

(Mahmud Usta Osmanoğlu kuddise sirruh)