Bermuda şeytan üçgeni; Bermuda adaları, Porto Rico ve Florida arasında, Atlantik okyanusunda Güney Amerika’nın hemen başladığı noktada yer alıyor.
Bermuda Şeytan Üçgeni: Flight 19
Bermuda Şeytan Üçgeni: Flight 19

Resmi Büyütmek için Lütfen Resmin Üzerine Tıklayın 4.3B+ Görüntüleme
Bu gizemli olay, Fort Lauderdale üssünden havalanarak günlük görev uçuşlarından birisini yapacak olan Uçuş 19 filosunu ile başlamaktadır. Rotaları gereği 160 mil doğuya uçup, 40 mil kuzeye dönecekler ve 120 millik bir dönüş yaparak tekrar üsse gelmeleri gerekmekteydi. Uçuş öncesinde rutin olarak her zaman olduğu gibi, tüm test ve kontroller yapılmış, uçaklar sorunsuz çalışmaktaydı. İki saatlik bir görev için de fazla miktarda yakıt almışlardı. Telsizleri ise on ayrı kanala ulaşabilmekteydi.



Filodan ilk mesaj saat 15:45´de geldi; "Kontrol kulesi; bu bir acil durumdur. acil durumdayız, kaybolduk ve nerede bulunduğumuzu anlayamıyoruz.

Kule; "batıya dönün" şeklinde talimat veriyordu ama filo batının nerede olduğunu bilmiyor, bulamıyordu. Kule personeli tam bir bulmaca ile karşı karşıya kalmışlardı, eğer pusulalar çalışmıyorsa, pilotların güneşe göre yol alarak yine yön bulabilmeleri gerekmekteydi, gün batımına ise daha çok zaman vardı. Saat 16:25´e gelindiğinde filo komutanının yine sesi duyulmaktaydı;

"Bulunduğumuz yer normal değil, üssün 225 derece kuzeyinde olmalıydık, bu şeye benziyor..." mesaj burada kesildi.

Bu sırada 13 personeliyle beraber Martin Mariner tipi deniz uçağı yardım için havalanmıştı. Önce normal mesajlarını yollayan Mariner, Uçuş 19´un bulunduğunu sandığı yere vardığında sesi kesildi ve bir daha da kendisinden mesaj gelmedi. Saat 19:04´de Uçuş 19´dan son mesaj geliyor fakat bu çok zayıf gelen rutin "FT" sinyaliydi ve Uçuş 19´un uçuş kodu anlamına geliyordu. Uçaklar haftalarca arandılar ve hiçbirşey bulunamadı. Bugün dahi, ABD Deniz Kuvvetleri hala Uçuş 19 konusunda uyarılıdırlar. Askeri uzmanlar tamamiyle şaşkın durumdaydılar. Nasıl olmuştu da 27 insan ve 6 uçak kaybolmuş ve hala bulunamamıştı ? Avenger´ların benzini bitse bile, uçaklar süzülülerek denize inebilirler ve botlarına binerek portatif telsizleri aracılığı ile yardım bekleyebilirlerdi. Resmi açıklamada bilinmeyen bir şekilde kayboldukları belirtildi; hazırlanan raporda ise şu satırlar yer almaktaydı; "Mars´a uçmuş gibiydiler..."



Peki gerçeke ne olmuştu da koca bir filo ardında iz bırakmadan kaybolmuş ve bulunamamıştı ?

Filo komutanı Teğmen Charles Taylor Deneyimli bir pilottu, Deniz Kuvvetleri Uçuş Komutanlığı´ndan Fort Lauderdale üssüne yeni atanmıştı. Diğer pilotlar ise uçuş saatlerini tamamlamaya çalışan acemilerden oluşmaktaydı.

Görevin temel amacı, bombardıman eğitimi için, Büyük Bahamalar´daki Hens ve Chickens Shoal bölgesinde alçak irtifada uçuş çalışmaları yapmaktı. Teğmen Taylor o gün uçmak istemiyordu. Uçuştan önceki gece verilen partide çok içmiş ve yorgundu. Ayrıca filoda ondan başka hiç kimse görev rotasını ve amacını da bilmemekteydi.

Teğmen Taylor pusulalar bozulduktan sonra denize iniş yapabilecekleri halde ölü uçuş yapmaya devam etmişti.



Taylor uçuş esnasında bir ara üzerinden geçtiği yeri tanıdığını sanmıştı. Kendisi bir ada olan Florida aaas´da yaşamaktaydı ve oraya vardığını zannetmekteydi fakat bulunduğu yer Bahamalar´dı. Böylece Taylor Florida kıyılarına ulaşacağını sanarak filosunu yönlendirdi fakat hava gittikçe bozuluyordu, saatlerce kuzeye uçtuktan sonra anakaraya ulaşamadı ve bu kez de filoya doğuya dönme emrini vermişti, Teğmen artık Mexico Körfezi üzerinde uçtuğunu sanmaktaydı. Gerçekte ise kuzeye doğru Atlantik kıyısı boyunca uçuyordu, doğuya dönme emrini verince filo Atlantik´e yönelmiş ve sonsuz uçuşuna başlamıştı.

Flight 19, uçuş sırasında sürekli olarak üsle irtibat halindeydi, kule onu pusulasız uçması için uyarmıştı, bunun için özel telsiz kanalını kullanacaktı. Kule Taylor´dan o kanala geçmesini istemişti ama Teğmen bunu reddetmişti çünkü uçaklardan birisinin telsizinin o kanalı arızalıydı ve Taylor frekansı değiştirirse o uçakla irtibatı kaybedeceğinden korkmaktaydı. Hava fırtınaya dönüşmüş ve artık görüş neredeyse sıfırdı.

Teğmenin eninde sonunda telsiz frekansını değiştireceğini düşünen Fort Lauderdale üssü, kendi telsizini o kanala sabitleştirdikten sonra kıyı boyundaki tüm telsiz istasyonlarının da aynı kanaldan Uçuş 19´a fikslenmelerini istedi. Eğer Taylor kısa bir an için bile olsa frekans değiştirseydi, her yerden yardım alacak ve Florida´da Jacksonville´e ulaşacaklardı

Güneşin görünmediği kapalı ve yağışlı bir havada gerçekleşmişti uçuş, bu yüzden Taylor güneşe bakarak yön bulamıyordu.

Filonun diğer üyeleri Taylor´un yolunu kaybettiğini ve Florida´yı aradığını duyabiliyorlardı, belki de içlerinde onun yanıldığını farkedenler olmuştu fakat askeri disiplin gereği üstlerine karşı gelmemişlerdi.

Kule çeşitli mesajlar yollamış ama Uçuş 19 bunların çoğunu işitemeyecek kadar üsten uzaklaşmıştı ve bu yüzden de bir başka telsiz trafiğinin içindeydiler yani kendi üssünün ilişki kuramadığı frekansına kilitli kalmıştı. Eğer Taylor o anda artık ulaşamadığı kendi üs frekansından çıkıp, yardım frekansına geçseydi, sayısız telsizle bağlantı kurabilecekti. Ve malesef Kıyı istasyonlarından hiçbirisi Taylor´un grubu ile iletişime geçememişti.

Yardım için havalanan Mariner tipi uçak, Flight 19´u aramak için aceleyle yollanan tek uçaktı. Yani yeterince kontrol edilmeden, hazırlıksız bir şekilde havalanmıştı. Büyük bir olasılıkla havada infilak etti, patlamayı gören tanıklar vardı ve yağ lekeleri izlerine de rastlamıştı. Mariner uçaklarının yakıt tanklarında sürekli sızıntı olduğu, o sıralarda çok konuşulan ve sorun olan bir konuydu bu yüzden onlara "uçan gaz tankı" denilmekteydi ve gereken kontrol aceleden yapılamamış, kalkıştan 23 dakika sonra patlamış olmalıydı.

Mariner tipi uçak


Avenger´lar havanın iyi oluşuna ve deniz durgusuna bağlı olarak su yüzeyinde iki dakika kadar kalabilirlerdi. Tabii suya inişte pilotların yaralanmamış olmaları da gerekiyordu çünkü Avenger bir deniz uçağı değildi ve suya çarpışı da sert olacaktı. O gün dalgalar uygun koşullarda değildi ve Flight 19 hava karardığında sağnak yağmur altında deniz yüzeyine çok yakın uçuyordu. Taylor´un dışındaki pilotların hiçbirisi bu koşullarda uçma deneyimine sahip olmayan öğrencilerdi. Benzinleri bittiğinde, bir kaya gibi dalgalı denize çakılmış olabilirler, ne durumda olduklarını anlamadıkları son mesajlarından anlaşılıyordu ve beraber uçmayı sürdürmeye karar vermişlerdi.

Arama çalışmaları olayın ilk saatlerinde pek yeterli değildi, alarm durumunda kalındı ama denize yollanan araçların sayısı çok azdı. Çünkü Deniz Kuvvetleri Flight 19´dan umudunu kesmişti. Sonraki haftalarda hava iyiyken yapılan kapsamlı aramalar boşunaydı, artık iş işten geçmişti.

Flight 19 kıta kıyısından oldukça uzaklaşmışlardı. Karayipler´in üzerindeydiler ama buralarda deniz derinliği binlerce metredir, bu nedenle de en küçük bir enkaz parçasının bulunması dahi imkansızdı.

Bu olay hala çözülememiş ve gizemini korumaktadır. Kimilerine göre teknik sorunlar, deneyimsiz pilotlardan kaynaklanan vakalar olsa da Bermuda Şeytan Üçgeni hakkında oluşmuş batıl inançların sayısıda azımsanacak türden değildir.


ALINTI

Gerçekten böyle bir üçgen varmı acaba

Belki bölgede korunması gereken veya fark edilmemesi gereken birşey vardıda ondan olaylar oldu? Area 51 misâli. Ama kim bilir neyin nesi