ÇİNGENE BÜYÜSÜ

Bilgi amaçlıdır, büyü öğretilmemektedir.

Çingene büyüsü kişinin ruhsal yapısını bozarak ona zarar vermeyi amaçlayan etkili bir büyüdür. Yapıldığı günün gecesi etkisini göstermeye başlayan yani hızla tesiri ortaya çıkan kara büyülerden biridir. Çingeneler tarafından yapıldığı için bu adı almıştır. Daha çok babadan oğula öğretilerek kuşaktan kuşağa aktarılır. Çingeneler dışındaki bütün insanlarda etkisini gösteren bu büyü sadece çingene kanı taşıyan insanlara etki etmez.

Çingene büyüsü hangi amaçlarla yapılır

Çingene büyüsü kişinin psikolojisini tamamen bozarak onun kendi eli ile kendisine zarar vermesini amaçlar. Kişiyi daha sinirli, daha aceleci, daha duygusal ve daha mantıksız yapar. Kendisine çingene büyüsü yapılan adam o kadar değişik bir karaktere bürünür ki çevredekiler “ Sanki o adam gitti yerine başka birisi geldi.” demektedir. Ancak kişi değiştiğini kabul etmemekte hatta kendisine yardımcı olmak isteyenlere çok sert karşılıklar vermektedir.

Çingene büyüsü ile Yörük büyüsü aynı şey midir?

Kesinlikle aynı şeyler değildir. Yörük büyüsü bağlama büyüsüdür. Yani kadın ve erkek arasındaki muhabbeti artırmaya yarayan bir büyüdür. Fakat çingene büyüsü tamamen zarar vermeyi amaçlayan bir büyüdür.

Çingene büyüsü nasıl yapılır?

Çingene büyüsü daha çok köylerde ya da şehirlerin kenar mahallelerinde uygulanabilen bir büyüdür. Zira yapılış aşamasında bazı zorluklar vardır. Zorlukların en büyüğü de kesilmiş hayvan leşinin gömülme meselesidir.

Bu büyüde önce tüyleri tek renk olan bir koyun alınmaktadır. Yani koyunun alacalı ya da benekli olmaması gerekir. Yünleri tek renkli olmalıdır. Beyazsa beyaz, siyah ise siyah.

Bu biçimde tüyleri tek renkli olan hayvan alınır. Büyü yapan çingene, babasından ya da dedesinden öğrendiği tılsımlı sözcükleri şarkı şeklinde ezgili biçimde söyleyerek koyunu keser. Kesim işi bittikten sonra koyunun karnı açılarak yüreği alınır.

Koyunun kesilmiş kafası, alınmış yürek ve geriye kalan kısımlar üç farklı çukura ayrı ayrı gömülür. Burada sembolik olarak kişinin bedeni, aklı ve duyguları birbirinden ayrılmıştır. Bu üç önemli hususu kişi artık istese de bir araya getiremeyecektir. Yani kendisine büyü yapılan kişinin bedeni, zihni ve duyguları birbiri ile uyumsuzluk gösterecektir.

Daha ilk geceden itibaren büyü etkisini gösterir. Kendisine büyü yapılan kişi sağlıksız düşünmeye başlar, aklına bir sürü vesvese gelir. Anlamsız şüpheler içine düşer. Eğer evli ise eşine ve çocuklarına evi dar eder. Eğer bekarsa annesi, babası için “hayırsız bir evlat” haline gelir.

Aldatan eş ve çingene büyüsü

Çingene büyüsü yapılmış kişilerin bir kısmı eşleri ile kavga etmek yerine eşlerini aldatma eğilimi içine girmektedir. Akıl ve izandan yoksun olunduğu için çoğu durumda eşlerini uğruna aldattıkları kadın eşlerinden çok daha kötü nitelikte bir kadındır. Yani daha güzele değil daha çirkine giderek eşlerini aldatırlar. Kendisine çingene büyüsü yapılan bazı erkekler, eşlerini aldattıklarında bizzat kendilerini ele verip yakalatırlar. Bunu da niçin yaptıklarına kendileri de anlam veremezler.

Çingene büyüsü neden zor bozdurulan bir büyüdür?

Bu büyüye maruz kalan kişi büyülendiğini kabul etmemektedir. Bu nedenle kendisine yardımcı olmak isteyen yakınlarına karşı saldırgan olmaktadır. Bu durum büyünün bozdurulma çalışmalarını olumsuz etkilemektedir.

Bir diğer sebep ise çingene büyüsünün bir değil birkaç farklı versiyonunun olmasıdır. Her çingene aşiretinin tılsımlı sözcükleri ayrıdır. Dolayısıyla büyünün bozdurulma uygulamaları da farklılık göstermektedir.

Dua hükmünde sureler ile çingene büyüsünü bozma

Çingene büyüsünü bozmanın en etkili yolu Kur’an’dan ilgili sureleri okumaktır. Çünkü kutsal kitabın insanları şer güçlere karşı koruma konusunda zırh vazifesi gördüğü emin bir bilgidir. Çingene büyüsünün de bozulması için okunacak dualar ve okunma adetleri şöyledir:

Fatiha suresi- 1 defa okunur.
Felak suresi- 4 defa okunur.
İhlas suresi- 4 defa okunur.
Nas suresi- 4 defa okunur.
Fatiha suresi- 1 defa okunur.

Dikkat edilirse toplamda 14 adet sure okunmaktadır. Bu surelerin hepsi de kısa surelerdir ve Latin harfleri ile yazılmış hallerine her yerde ulaşmak da mümkündür.

Ayrıca Fatiha suresi ile başlayıp diğer sureler 4’er defa okunduktan sonra yine duanın Fatiha suresi ile bitirilmesine de dikkat etmek gerekir.

Bu sureleri kişinin bir yakını kişiye sesli okumalıdır. Genellikle bu sureler bitmeden büyülenmiş kişi odadan çıkmak isteyecektir. Ancak son sure de okunana kadar kişiyi odada kalması için ikna etmek gerekir. İnşallah okunan dualar şifa olacak ve kişi büyünün olumsuz etkisinden kurtulacaktır.

Enteresan büyüyü oluşturan kişi çingeneydi ve kendi soyunun etkilenmesini istemedi sanırm

Paylaşım için teşekkürler.

İlginç bilgiler için sağ olun.

TUFAN MİTOLOJİSİ -ÇİNGENE HALKI
Çingene halkının inancına göre Altın Çağ olarak kabuk edilen Birinci Dünya’da yaşayan insanlar hastalanmaz ve ölmezmiş. Ölümsüz ve sorunsuz bir hayat yaşarlarken bir gün yaşlı bir adam yaşlı bir çiftin kapısını çalmış. Çift bu yaşlı adamı en iyi şekilde misafir etmiş, yaşlı adam evden ayrılmak üzereyken elindeki balığı bu çifte vermek istemiş fakat bir şartı varmış; ne olursa olsun dokuz gün sonra adam geri gelinceye dek balığı muhafaza etmeleri gerekiyormuş. Yaşlı adam gittikten bir süre sonra kadının aklına açlık düşmüş, verdiği sözden cayarak balığı kızartmaya davranmış. Ancak tam kızartmaya başlayacakken gökten gelen ilahi bir yıldırım kadının üzerine düşüp onu öldürmüş. Altın Çağ’da ölen ilk insan bu kadın olmuş. Ancak bununla kalmayıp gökyüzünü kaplayan bulutlar afet gibi yağmur yağdırmaya başlamış. Balığı veren adam geri döndüğünde karısını yitiren adamdan yeniden evlenmesini, bir gemi yapmasını istemiş. Bu gemiyi bitki ve hayvanlarla doldurmasını söylemiş. Yaşlı adam söylenilenleri yapmış, bir yıl boyunca hiç durmadan yağmur yağmış ve gemide yaşayanların dışında bütün canlıları öldürmüş. Fırtına dindiğinde gemideki canlılar karaya çıkmış ve dünyada yaşam tekrar başlamış. Fakat insanlar artık ölümsüz değil ölümlü hale gelmiş... -HİNT
Hint mitolojisinde tufan miti üç farklı şekilde anlatılır. Biz şimdilik bunlardan yalnızca birine yer vereceğiz.
Çok iyi bir insan olan Manu, zamanı gelince bu iyiliklerinin karşılığını fazlasıyla almıştı. Vaktiyle iyilik yaptığı bir balık (Tanrı Vişnu), kendisine gelerek başta yıkıcı tanrı Şiva olmak üzere tanrıların bir tufan yaratacağını ve yaşamak istiyorsa bir gemi yapması gerektiğini söylemişti. Manu büyük bir gemi yapmış, balığı da geminin burnuna bağlamıştı. Balık gemiyi tufanın erişemeyeceği bir noktaya götürerek suların tehlikesinden korumuştu. Tufan bittikten sonra tek sağ kalan insan olarak Manu, tanrılara şükretmek için sulara süt ve yağdan oluşan hediyeler sundu. Bu olaydan bir yıl sonra sular Manu’ya bir kız verdiler. Böylelikle insanlar çoğalarak yeniden yeryüzünü doldurdular.

Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.