Hüsnü Dede (Münir Derman) - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Allah Dostları & Evliyalar > Münir Derman

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 22.02.24, 02:51
Why - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Why Why isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 15.10.22
Bulunduğu yer: Kamer
Mesajlar: 428
Etiketlendiği Mesaj: 43 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hüsnü Dede (Münir Derman)



Allah Dostu Der Ki ;


Bundan 26 sene evvel, küçük bir kasabada devlet hizmetinde doktorluk yapıyordum. Kasabaya gelişimden 6 ay sonra 80 yaşlarında, beş evlâdını harb meydanlarında şehid olarak bırakmış, hayatta ancak ellibeş yaşında çocuksuz dul kalmış kızının çamaşır yıkayarak temin ettiği nafaka ile geçinebilen Hüsnü Dede isminde
zayıf, fersiz gözlü, nûrânî yüzlü bir ihtiyarı, kazanın müftüsü bana gösterdi. "Doktor Bey, bu zat Kur'ân'dan bir iki küçük sûre ve
Elham'dan başka bir şey bilmez. Para verirsin almaz, bulursa ekmeği suya batırarak yer; garip olduğu kadar hoş, sessiz, hakikî
bir mü'mindir."
"Kasabamız zenginlerinin, nedendir bilmem, şefkat ve yardım
kolları kısadır. Kızılaydan bu zavallı ihtiyara yardım yapabilir miyiz?" diyerek hükûmetteki daireme gelmişti. Ben; "Müftü efendi,
bu adamcağıza ben bir fırın göstereyim oradan her gün iki ekmek
alsın, haftada da beş lira cebimden yardım yapayım. Amma kendisi
bunu şahıstan değil Kızılaydan aldığını bilsin." dedim. Böyle yapmamın sebebi o küçük kazada Kızılay teşkilâtı olmamasındandı.
Müftü memnun oldu ve bu düşündüğümüz işi tatbike başladık. Bu hal
dört sene sessizce devam etti. Hüsnü Dede bâzan camiden çıkarken
değneğine dayanarak daima yaşlı olan gözlerini silerek, bana dua
ederdi. Bir gün; "Doktor bey, ben ölürsem gazhanenin yukarısındaki mezarlık var ya, onun en tepesine beni gömdürür müsün?" demişti. Aradan birkaç ay geçmiş, bugünkü gibi hatırlıyorum, Eylül
ayı 22 nci günü, hava soğuk, bir rüya görmüştüm:
Yemyeşil bir üzüm bahçesinde dolaşıyordum. Karşıdan Hüsnü
Dede bana, "Dr. Bey, bana üzüm verir misin?" dedi. Uyandım;
Eylül 23, evimden çıktım. Rüzgârsız bir hava, hafif hafif kar başladı: Hükûmete gidiyordum. Sağ tarafta küçük bir meydanlığın dibinde büyük bir kahve vardı. Kahvenin. önünde bir ağız münakaşası
işittim, oraya yanaştım. Dinç, sakallı, iriyarı bir adam orta cesamette bir sepetin içinde siyah üzümler getirmiş, bir manav da bunu almak istiyor. Kilosuna 60 kuruş istiyor. Manav, "Baba sen delirdin
mi, bundan bir ay evvel 10 kuruşa üzüm satıyorduk". Üzümcü, "Oğlum bu son üzümdür. Son üzüm, ben sakladım bunu, şimdi getirdim;
ister alırsın,ister almazsın." diyordu. Üzümcüye yanaştım. Amca iki
kilo üzüm ver, dedim. Tarttı, kahvenin yanındaki bakkaldan bir
kesekağıdı alarak üzümleri koydum. Daireye geldim. Kar devam
ediyordu. Dairenin alt katında Müftülük dairesi vardı. Müftüyü aldım yanıma, bir de sağlık memuru alarak kasabanın son evlerinden
başlıyan küçük bir tepenin yamacında bulunan kulübe şeklindeki
Hüsnü Dede'nin evine gittik. Sağlık memurum evin kapısına yanaştı. Seslendi; "Hüsnü Dede, Doktor Bey geldi. Müftü Efendi de var".
Yaşlı kızı kapıyı açtı, biz hemen odanın içindeydik. Ben, "Hüsnü
Dede , sana üzüm getirdim" deyince, "Doktor Bey, ben bu gece seni
üzüm bağında gördüm. Üzüm de istemiştim. Bunu nereden biliyorsun?" dedi. Titrek elleriyle üzümden üç-beş tane yedi. Hüsnü Dedeyi muayene ettim. Senelerin erittiği vücutta artık öteki tarafa
niyetli olduğunu belirten emareler görülmeğe başlamıştı. Yarım saat
sonra yanından ayrıldık. Ertesi günü Müftü Efendi, ben, sağlık
memuru tekrar Hüsnü Dedeyi erken saatte görmeğe gittik..
Hüsnü Dede zaten 25 günden beri yerinden kıpırdıyamıyor. Bana, "Doktor Bey, Gazhanenin üstünü unutmadın değil mi?" dedi.
"Ben artık yolcuğum. Bana hemen şimdi Kur'ân oku." dedi. Okumağa başladım. Aşağı yukarı 6-7 âyet okudum. Birdenbire Hüsnü
Dede ağlamağa başladı. "Beni kaldırın, kaldırın". Müftü efendi, ben,
sağlık memuru yatağından Hüsnü Dede'yi ayağa kaldırdık. Koltuk
altlarından tutuyorduk. Bütün sıkleti kollarımızdaydı. Birden,
"La İlâhe İllâllah Muhammedur-Resûlullah" dedi. Gözlerini küçük
kulübesindeki pencereye doğru dikti. Yüzünde bir tebessüm belirdi
ve yüksek sesle, "NİÇİN ZAHMET BUYURDUNUZ YÂ RESÛLULLAH" derken Hüsnü Dede kollarımızın arasında ruhunu teslim etti.
Bir anda odayı hiçbir kokuya benzetemiyeceğim ve kelimelerin
belâgatiyle bile ifadesi gayr-i mümkün hoş bir koku kapladı..
Bugün rahmetli olan Müftü Efendi yüksek sesle tekbir getiriyordu. İkinci günü Hüsnü Dedeyi bana söylediği Gazhanenin üstündeki toprağa vermiştik. Bu canlı hâtırayı okuyasınız diye sizlere
anlatmamın sebebi, Hüsnü Dedeyi geçende rüyamda gördüm . Bana dedi ki:
- "Doktor Bey,beni unuttun mu.?" Sebep budur.
Nur içinde yatsın Hüsnü Dede.



Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Münir Derman Kimdir Why Münir Derman 1 07.12.23 17:16
Münir derman ile ilgili Barfi Sorularınız 4 22.11.23 11:13
Hızır - Dr.Münir Derman(K.S.) Why Münir Derman 0 07.11.23 03:41
Hüsnü Dede Why Allah Dostları & Evliyalar 0 13.03.23 06:59
Dr.Münir DERMAN-Sohbetler-pdf HavasHoca Kitap & E-Kitap 0 15.08.17 14:22


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:36.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147