Salavatı Şerife Deyip Geçmeyin! (M.Derman) - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Allah Dostları & Evliyalar > Münir Derman

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 17.01.24, 02:24
Why - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Why Why isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 15.10.22
Bulunduğu yer: Kamer
Mesajlar: 428
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Salavatı Şerife Deyip Geçmeyin! (M.Derman)



Salâvât-ı şerife diyip de geçmeyin haaa! Öyle telsiz vasıtasıdır bu kiiii!… Bir gün Ahmedi Rufaî Hazretleri ile Abdulkadir Geylanî Hazretleri oturuyormuşlar. Bir duvarın dibinde çölde. Genç bir çocuk gelmiş yanlarına 18 yaşlarında felan. Demiş “amuca” demiş “siz şeyh misiniz?” demiş. Abdulkadir Geylanî celâlli. Allah şefaatini nâil eylesin! Hazreti Rufaî de mülâyim böyle. “Şeyhiz ya!” demiş. “Siz demiş hani böyle, bazı şeyler yaparsınız!” İşte kerameti anlatacak : “Hani şöyle hiç kimsenin yapamadığını yapabilir misiniz?” “Ohoooo ben neler yaparım!” demiş Abdulkadir Geylanî, “Neler yaparım ben!” demiş. “Peki demiş madem yaparsın demiş ben birşey yapıyım ondan sonra da sen yap!” demiş. “Peki ne yapacaksın?” “Ben demiş bi gizleniyim beni bul!” demiş. Çocuktur. “Peki gizlen oğlum!” demiş. Şöyle duvarın arkasına geçmiş çocuk oradan: “Amuca oldu!” demiş. “Ara beni!”

Abdulkadir Geylanî kalkmış duvarın arkasında yok. Bir yıkık duvar. .. gibi bir şey. Ordan bak, buradan bak. Hazreti Rufaî bakmış. Eee ortada kuyu yok! Kaçsa görünecek! Vay anasına yokkk! Abdulkadiri Geylanî Gavsiyyet kuvvetiyle bütün dünyayı dönmüş. Bir aramış dünyayı. Yok efendim yok! Bir daha bir saat aramış yok. Hazreti Rifaî Hazretleri de yıldızlarda mutasarrıftı. “Kardeşim demiş sen bir yıldızları bak!” demiş. Bunlar deli sözleri gibi oğlum. Başkası dinlese bizi : “Bunlar deli lakırdıları mı anlatıyor!” der. Asıl delilik bunları anlamamaktadır. Hazreti Rıfaî, bütün yıldızları dolaşmış. Yok çocuk yokkk! İkisi birden üç saat, yok çocuk! Nihâyet gelmiş oturmuşlar bulamamışlar. İş başkaaa!.. Abdulkadir Geylanî demiş ki : “Oğlum seni bulamadık çık bakalım nerdesin?” Çocuk duvarın arkasından çıkmış gelmiş. Demiş : “Nerdeydin oğlum?” “Ben Ravzadaydım!” demiş. Ravza-yı mutahharada! Tâa Bağdattan bir salâvât-ı şerife çekiyor, Çeker çekmez salâvât-ı şerifeyi Ravza hüüp çocuğu emiyor. Çünkü Ravza’ya İzn-i İlahî olmadan ne bir melek-i mukarrib hiç bir şey yanaşamaz.

“Sakın terk-i edebden, kuy-u Mahbubu Hüdâ’dır bu! Nazargâh-ı ilahî’dir Makam-ı Mustafa’dır bu!”

Nazar-ı Akdesi İlahiyye her gün Rasûlullah’ın Ravzasına inmektedir. Kimse giremez oraya. Hangi Abdulkadir, Hangi Rufaî hazretleri oraya edeben giremezler. O halde bir salâvât-ı şerife çeker çekmez “huuub!” çektiği gibi alıyor. O çocuk anasından mı öğrendi. Hepimiz İslamız “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed!” Çek dur mırıldanacağına. Çek dur mırıldanacağına. Gece horul horuuul hayvan gibi uyuyacağına kalk bir de abdest al! Aç pencereni bak ne temiz hava. Yıldızlar pırıl pırıl. Yakında ay çıkacak. Dal!.. Kıl iki rekat namaz! “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed. Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed!… gidiyor oraya!.. Medine’de Ruhu Mübâreki Rasûlullah : “Benim ümmetimden birisi gece yarısı kalkmış yahu! Herkes uyurken nedir bu!” Mübârek ruhaniyyeti gülmeye başlar. Sen devam et! Devam et! Devam et! Devam et! Bir gün seni de çekerler oraya…

Hüsnü Ağanın şeyini biliyorsun değil mi anlatmıştım? Böyle Hüsnü Ağalar çok vardır. İçimizde de vardır. Müslüman cevâhir gibidir hiç belli olmaz. Hırpanî görünür. Bakarsın içinde deryalar gizlidir. Hiç belli olmaz…

Salâvât-ı şerife getirdiğin gibi, Kur’ân’da o demin söylediğim : “İnnâ fetehna leke fethen mübina!” Sûresinin sonundadır. “Muhammedü’r- Rasûlullah” diye başlayan bir âyet. Son âyet. Tercüme ederim şimdi : “Muhammedü’r- Rasûlullah!” “Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem Allah’ın Peygamberidir!” Kur’ân-ı Kerim âyetidir bu. “Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı metiiin, birbirlerine karşı merhametlidir” diyor Allah-ü Zülcelâl. “O insanların secdeye kapandıklarını görürsünüz” diyor Ayet-i Kerimede. “Çehreleri yüzlerindeki secde izinden bellidir.” “simahüm fi vücuhihim min eseris sücud” Ayet-i Kerimede. O, Rasûlullah’ın ümmetini methediyor. Allah da orada Rasûlullah’ın ümmetini… Bu Ayet, beş tane satırdır. Ömründe bir defa oku ağamm oku! Oku bu âyeti! Hem gece yarısı bağırarak oku! Mahalle : “Deli!..” desin sana. Bunu okuduktan sonra bir Hafız Efendi bul, ama Efendi Hafız bul!. Hafızlar da seksen türlüdür. Hakiki Hafız olan yalan söylemeyen, haram yemeyen! “Hafız haram yer mi?” “Aha ha haa hangisi yiyor be birader ne diyorsun sen?” Yemeyenin dimağı çürümez azizim mezarda. Onun içine Allah’ın kelâmını sokmuş dünyada. Kafatasının içinde onun beynine kurtlar çıyanlar hürmeten konmazlar. Hafızasında Kur’ân âyetlerini hakiki hıfzetmiş de onu hiç zedelememiş insana sual de yoktur. Ama nerde bizim? Siz benden daha iyi biliyorsunuz. Yukarıda Hacı Kadir Efendi vardı bilirsiniz. Buralı olanlar bilir. Hacı Kadir Efendi. Hamamı da vardır burda. Evvelki sene onun hanımı hastalanmış beni çağırdılar gittim. Oraya hizmet eden bir kadıncağız da var. Hanımcağız kadın. “Doktor bey bir şey soracağım size!” dedi. “Buyur teyze sor!” dedim. O ihtiyar biraz. “Benim dedi kocam geçen sene öldü!” dedi. “Bu Hacı Kadir Beylerin yanında çalışıyorum, ayda 50 lira veriyorlar bana” dedi. “Burayı silip süpürüyorum. Burada dedi felan Caminin hafızına, imamına söyledim ki benim kocam ben câhilim bir şeyi okuyuver!” demiş. “Hatim getir, demiş Ramazan boyunca!” “Peki teyze getiririm” demiş. “Getirdi diyor doktor bey!” Ben bayramdan sonra gittim oraya. “Getirdi” diyor. “Ben diyor her ay 25 lira yığdım” diyor. “Buna, tam 175 lira para götürdüm!” diyor “Hafız efendi şunu da al. Zahmet ettin. Helal olsun!” demiş. “Yooo, demiş, ben bunu almam!” demiş. “Tam 300 kağıt vereceksin!” demiş “Okuduğum Kur’ân-ı geri aldım!” demiş. Aha burdan yalan söylemiyorum efendim ben! Ne olacak dedi? Hacı Kadir Efendinin hanımı dedi ki : “Zeynep Nene “ dedi “ Bana niye söylemedin?” dedi. “175 mi götürdün? Al dedi üzerini 125 lira daha götür ver!” Zeynep Nine götürdü verdi. Biz bekliyoruz orda. Bekledim akşama kadar. “Verdin mi verdim? Hangi Hafız?” Bir gece yakaladım ben onu sokakta. “Oğlum dedim sen utanmıyor musun?” “Yav ne niye utanıyım ne oldu da?” dedi. İnkar etti! Bu da hafız!!.. Bunlar cennete gidecek! Yok efendim hangi cennete!.. Hangi cennete? Hangi cennet? Hangi cennetten bahsediyorsun?.. Onun için aziz cemaat Kur’ân-ı Kerimde hakiki bir hafız efendi bulun. Bizim hafız bilir, İmam efendi bilir. Kur’ân-ı Kerimde on dört yerde “Elhamdulillahi Rabbilâlemin!” le başlayan süre var. On dört yerde. Bu on dört yerdeki Elhamdulillahi Rabbilin yedisi dünya hamdıdır. Dünyada bulunduğumuz zaman hamd edeceğiz. Yedi tanesi de ahiret içindir. Yani şudur: Yedi tanesi cesedin için, yedi tanesi ruhun içindir.

Bunlar: “Elhamdulillahi rabbil âlemin. Errahmanirrahim.” İşte… “Elhamdü lillahillezi halakes semavatı vel erda” Bütün semavat ve yerin Allahına hamd olsun! “Elhamdü lillahillezi lehu ma fis semavati ve ma fil erdi…” “El hamdü lillahillezi enzelel kitabe ala abdihil..” başlayan var âyeti kerime. “Fe kutia dabirul kavmillezine zalemu …” diye başlayan bir âyeti kerime. “Fe lillahil hamdü rabbis semavati ve rabbil erdi rabbil alemin” Bunlar cesedimiz için yaptığımız hamdlerdir. Bunları ömründe bir defa oku. Elhamı okuyoruz. Âhiret ehli için yani ruhaniyetimizi “Elhamdulillahi Rabbil âlemin. Errahmanirrahim. Malikiyevmiddin. İyyakenâbudu ve iyyakenestaine” kadar. Tekrar “Elhamdulillahi Rabbil âlemin.” “Fe kudiye dabirul kavmillezine zalemu …” diye başlayan bir âyeti kerime var. “… hamdü lillahillezi neccana …” var. Elhamdulillahi ellezi hedaya var. Elhamdulillahi ziye seba var. Ve âhiri davaihum elhamdulillahirabbilalemin.. Bunlar var!

Bu âyetleri ömrünüzde bir defa okuyun, okuyun onları. Birer tek âyet. Haa; yüzünden oku, birini cesedinin üzerine üfle, birini de yut, Ruhuna oku! “Bunlarda ne faide vardır?” Vardır işte demin ki Abdulkadir Geylanî ile konuşan herif böyle hazırlamış kendini, küçücük çocuk! Bu hassaların hepisi hepimizde var. Ama biz kullanmasını bilmiyoruz. Onun için bunları başkasına anlatırsan: “Efendim menkıbe bunlar!” Kabul eder şeyi de. E be oğlum böyle şeyler fevkattabie işler olur. “Hintliler de yapıyor bu işi!” der bazısı. Okumuş. Bazısı “masal!” der. Bazısı “zırıltı!” der geçer.

Fakat aziz cemaat bu memlekette dilden dile, gönülden gönüle, kalbden kalbe dolaşıp gelen akılları şaşırtan, ruha hoşluk veren bir çok vaka’lar vardır. Menkıbe bunlardır. Bu menkıbe vadisinde dolaşmak çok güçtür, her babayiğidin kârı değildir. “Herif su üstünde yürümüştür. Yaaa nasıl yürümüştür?” Güçtür yaa onu anlamak güçtür oğlum! Yürür yaa. Saman çöpü yürüyor da ona şaşmıyorsun. Senin sen Allah sana muhatap. Kur’ân-ı Peygamberi senin için göndermiş. Senin su üstünde yürümene niye şaşacaksın. Bu yolda neler olmuş oğlum neler! Mansur kellesini vermiş! Nesimi derisini yüzdürmüş! Bu; renklerin, kokuların, güneşlerin, yıldızların dertop olduğu bir âlemdir. Toplandığı bir âlemdir. Demin de dediğim gibi yularını nefsine kaptıranlar bundan bir şey anlayamazlar. Herif safsata söylüyor der. Büyükler hepisi toprakta. Onun için bir mevsuf hadis vardır. “İza tehayyertüm bil umur festeinu min ehlil kubur.” Çok başınız sıkıldığı zaman, bunaltıda kaldığınız zaman kabirlerden yardım isteyiniz. Hadis-i Rasûlullah. Mevsuf hadis: Yani Resûlun böyle bir hadisi var da ona benzeyen başka kelimelerle ifadesi mevsuf hadis. Çok bunaldığınız zaman kabirlerden istiane ediniz, yardım isteyiniz. Gidip de türbeye mum adamak, yahut efendim iplik bağlamak değil bu. Bu şu demek azizim bu şu demek: “Dedelerimiz, babalarımız şimdi kabirde yatanlar öyle müşkil hal olduğu zaman ne yaptılar onları yapınız!” demektir.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 17.03.24, 10:40
Üye
 
Üyelik tarihi: 09.10.23
Bulunduğu yer: sakarya
Mesajlar: 44
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Muhteşemdi, tekrar tekrar okudum.Paylaşandan Rabbim razı olsun.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 17.03.24, 12:37
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 27.02.23
Bulunduğu yer: .
Mesajlar: 2,304
Etiketlendiği Mesaj: 110 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Kardeşim eline emeğine sağlık, mucizevi bir salavat paylaştınız. Okudukça insanın okuyasım geliyor . Gerçi belli bir okuma sayısı yok galiba 3 kez yeterli dir diye düşünüyorum

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 20.03.24, 01:18
Why - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Why Why isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 15.10.22
Bulunduğu yer: Kamer
Mesajlar: 428
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bir kısım selavati şerifeden bahsedeceğim :

1- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA RESULULLAH
Bu selevati şerife : Efendimizin Resullüğüne İslamın hürmetidir,
borcudur. Resulün hakkını kaza etmektir. Bize her şeyi öğrettiği için
bu hakkı kaza ediyoruz demektir. Kaza kelimesi: Ödenecek borç demektir
Bu kelimeyi çok düşünün bir çok yerlerde kullanılır ...

Aleyk: Sana olsun .
Ya Resulüllâh: Fe inneke rahmetellil alemin . Allahın duası ve rahmeti sana olsun.

Allahümme Salli ala Muhammed
Salli: Dua et (emirdir)
ala: Ona
Salat arapçada mastardır.
Salli âla muhammed: Dua edin Muhammede.
Salli ala Muhammed: Erkan Muhammed veya Terham ala Muhammed.

Selavat II. hicri yılda emrolunmuştur. Peygamberimizin üzerine olan
hakkı kaza etmektir.

Allahümme Salli alâ ali Muhammed: YA İLAHİ MUHAMMEDİN
KENDİNE MAĞFİRET ET
Al kelimesi arapçada kendisi demektir. Ali Musa, Ali İsa, ve Musanın kendisi İsanın kendisi demektir.Ali Muhammed ise ehli beyttir.

2- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA HABiBALLAH
Peygamberliğine selevattır. Vaciptir.

3- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA SEYİDEL EVVELİNE VEL AHİRİN.
Nebiliğine selâvattır. Farzdır. (Ayet) le sabittir.
Yani Peygamberliğine inanmak ve peygamberliğini tasdik etmektir.

Cuma günleri çok selâvat getirmek lazımdır.
Yemeğe otururken Esselatü aleyke ya habiballah deyip Besmele ile başlamak,
abdestli olmak lazımdır.
Yatarken (Esselatü vesselamü aleyke ya resulullah) ve ondan sonra
bilinen ve sevilen ayetleri okumak. Abdestli olmak lazımdır.
Ezan okunurken: Namaza giderken (Esselatü vesselamu aleyke
ya seyyidel evveline velahirin)
sabah kalktığın zaman abdest aldıktan sonra:
Esslatü vessalamü aleyke ya Resulüllâh
Esselatü vesselamü aleyke ya habiballah
Esselatü vesselamü aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin.
Hemen bir secde yap. Secdede "Elhamdülillahi rabbil alemin.
Hamden kesiren tayyiben mubareken fih" söyle..

(M) Harfi ile başlıyan resulün ismi mübarekleri olan selevatları
sessiz söyle abdestsiz ağzına alma...
Çok dikkat etmek lazımdır.
Resulü Ekremden bahsedilirken: Daima (M) harfi ile başlayan
mübarek ismi ile söyleme...
Çok dikkatli ol: Resulü Ekrem Sallallahü aleyhi vesellem. Resulullah efendimiz diyebilirsiniz...
Ekrem Allahın verdiği isimdir. Sonunda efendimiz deme .

Bir yerde (M) ile başlıyan ismini işitirsen, içinden (Sallallahu aleyhi vesellem) de . Unutma. Hem kendin içindir bu ...
Hemde söyleyenin bilmeden yaptığı manevi kusurdan onu kurtarırsın. Ecir vardır.
Ecir iltifatı ilahiyedir ; unutma...
O adamı ikaz edeceğim diye uyarma...O alışmıştır.
Terk çok güçtür.Hataya girer bilmeden yapması kusur olur kusur hoş görülebilir ...

Bunları yaparsan ne olur deme.
Himmet kapılarının açılmasına sebep hazırlamış olursun.
Himmet verecekler bunu senin yüzünden okurlar unutma...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]


Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 08.05.24, 11:51
Üye
 
Üyelik tarihi: 11.02.24
Bulunduğu yer: Tekirdağ
Mesajlar: 50
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Why Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir kısım selavati şerifeden bahsedeceğim :

1- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA RESULULLAH
Bu selevati şerife : Efendimizin Resullüğüne İslamın hürmetidir,
borcudur. Resulün hakkını kaza etmektir. Bize her şeyi öğrettiği için
bu hakkı kaza ediyoruz demektir. Kaza kelimesi: Ödenecek borç demektir
Bu kelimeyi çok düşünün bir çok yerlerde kullanılır ...

Aleyk: Sana olsun .
Ya Resulüllâh: Fe inneke rahmetellil alemin . Allahın duası ve rahmeti sana olsun.

Allahümme Salli ala Muhammed
Salli: Dua et (emirdir)
ala: Ona
Salat arapçada mastardır.
Salli âla muhammed: Dua edin Muhammede.
Salli ala Muhammed: Erkan Muhammed veya Terham ala Muhammed.

Selavat II. hicri yılda emrolunmuştur. Peygamberimizin üzerine olan
hakkı kaza etmektir.

Allahümme Salli alâ ali Muhammed: YA İLAHİ MUHAMMEDİN
KENDİNE MAĞFİRET ET
Al kelimesi arapçada kendisi demektir. Ali Musa, Ali İsa, ve Musanın kendisi İsanın kendisi demektir.Ali Muhammed ise ehli beyttir.

2- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA HABiBALLAH
Peygamberliğine selevattır. Vaciptir.

3- ESSELATÜ VESSELAMÜ ALEYKE YA SEYİDEL EVVELİNE VEL AHİRİN.
Nebiliğine selâvattır. Farzdır. (Ayet) le sabittir.
Yani Peygamberliğine inanmak ve peygamberliğini tasdik etmektir.

Cuma günleri çok selâvat getirmek lazımdır.
Yemeğe otururken Esselatü aleyke ya habiballah deyip Besmele ile başlamak,
abdestli olmak lazımdır.
Yatarken (Esselatü vesselamü aleyke ya resulullah) ve ondan sonra
bilinen ve sevilen ayetleri okumak. Abdestli olmak lazımdır.
Ezan okunurken: Namaza giderken (Esselatü vesselamu aleyke
ya seyyidel evveline velahirin)
sabah kalktığın zaman abdest aldıktan sonra:
Esslatü vessalamü aleyke ya Resulüllâh
Esselatü vesselamü aleyke ya habiballah
Esselatü vesselamü aleyke ya seyyidel evveline vel ahirin.
Hemen bir secde yap. Secdede "Elhamdülillahi rabbil alemin.
Hamden kesiren tayyiben mubareken fih" söyle..

(M) Harfi ile başlıyan resulün ismi mübarekleri olan selevatları
sessiz söyle abdestsiz ağzına alma...
Çok dikkat etmek lazımdır.
Resulü Ekremden bahsedilirken: Daima (M) harfi ile başlayan
mübarek ismi ile söyleme...
Çok dikkatli ol: Resulü Ekrem Sallallahü aleyhi vesellem. Resulullah efendimiz diyebilirsiniz...
Ekrem Allahın verdiği isimdir. Sonunda efendimiz deme .

Bir yerde (M) ile başlıyan ismini işitirsen, içinden (Sallallahu aleyhi vesellem) de . Unutma. Hem kendin içindir bu ...
Hemde söyleyenin bilmeden yaptığı manevi kusurdan onu kurtarırsın. Ecir vardır.
Ecir iltifatı ilahiyedir ; unutma...
O adamı ikaz edeceğim diye uyarma...O alışmıştır.
Terk çok güçtür.Hataya girer bilmeden yapması kusur olur kusur hoş görülebilir ...

Bunları yaparsan ne olur deme.
Himmet kapılarının açılmasına sebep hazırlamış olursun.
Himmet verecekler bunu senin yüzünden okurlar unutma...

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

bu yazılar DR. Münir Derman (K.S) kitabından mıdır?

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 09.05.24, 03:17
Why - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Why Why isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 15.10.22
Bulunduğu yer: Kamer
Mesajlar: 428
Etiketlendiği Mesaj: 44 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Why Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Resulü Ekremden bahsedilirken: Daima (M) harfi ile başlayan mübarek ismi ile söyleme...
Alıntı:
Pksy Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bu yazılar DR. Münir Derman (K.S) kitabından mıdır?
Peygamber Efendimizin neden mübarek (M) harfi ile başlayan ismini yazmadığımın, cevabını da bu yazı da almışsın kardeşim

Evet, Münir Derman hazretlerinin, Allah Dostu Der Ki kitabının, 2.cildi olması lazım

Salavat demişken kitaptan bir yazı daha paylaşayım bu vesileyle, bahane olsun.

Cüneydi Bağdadi bir gün bir köy evinin önünden geçiyordu.
Orada bir kuyu vardı.13 yaşlarında bir kız çocuğu da evin kapısında duruyordu. Cüneyd, kızım şu kuyudan su alıp abdest tazeleyeceğim ipli kovanız yok mu diye sordu.
Kız çocuğu şaşırmış gibi, ne kovası! Cüneyd'e gel dedi.
Kız kuyunun başına geçti:”Herkes Allah’ın kulu. Ben Muhammed'in ümmetiyim. Yüksel" dedi ve Su yükseldi.
Cüneyd abdest aldı. Derin bir hayret ve düşünceye daldı.

Hikâye uzun ve hakiki olmuştur. Bulursanız okursunuz.
Kızın bu sırrını nihayet Cüneyd öğrendi:
Gece namazı, Tesbih ve Selâvatı şerife..
Amma hangi tesbih ? Hangi salâvatı şerife ?

Kız, herkes sizi bilir mi ya Cüneyd dedi. Evet dedi.
Öyleyse kendini unuttur. Allah'ın bilmesi sana yeter. Haydi işinize, beni oyalamayın dedi.
Cüneyd ayrılırken, kız peşinden seslendi, livayil hamdda görünmez şu yazı yazılıdır dedi :
Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resulullah.

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 01.08.24, 02:35
Acemi
 
Üyelik tarihi: 29.07.24
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 22
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Why Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster


Salâvât-ı şerife diyip de geçmeyin haaa! Öyle telsiz vasıtasıdır bu kiiii!… Bir gün Ahmedi Rufaî Hazretleri ile Abdulkadir Geylanî Hazretleri oturuyormuşlar. Bir duvarın dibinde çölde. Genç bir çocuk gelmiş yanlarına 18 yaşlarında felan. Demiş “amuca” demiş “siz şeyh misiniz?” demiş. Abdulkadir Geylanî celâlli. Allah şefaatini nâil eylesin! Hazreti Rufaî de mülâyim böyle. “Şeyhiz ya!” demiş. “Siz demiş hani böyle, bazı şeyler yaparsınız!” İşte kerameti anlatacak : “Hani şöyle hiç kimsenin yapamadığını yapabilir misiniz?” “Ohoooo ben neler yaparım!” demiş Abdulkadir Geylanî, “Neler yaparım ben!” demiş. “Peki demiş madem yaparsın demiş ben birşey yapıyım ondan sonra da sen yap!” demiş. “Peki ne yapacaksın?” “Ben demiş bi gizleniyim beni bul!” demiş. Çocuktur. “Peki gizlen oğlum!” demiş. Şöyle duvarın arkasına geçmiş çocuk oradan: “Amuca oldu!” demiş. “Ara beni!”

Abdulkadir Geylanî kalkmış duvarın arkasında yok. Bir yıkık duvar. .. gibi bir şey. Ordan bak, buradan bak. Hazreti Rufaî bakmış. Eee ortada kuyu yok! Kaçsa görünecek! Vay anasına yokkk! Abdulkadiri Geylanî Gavsiyyet kuvvetiyle bütün dünyayı dönmüş. Bir aramış dünyayı. Yok efendim yok! Bir daha bir saat aramış yok. Hazreti Rifaî Hazretleri de yıldızlarda mutasarrıftı. “Kardeşim demiş sen bir yıldızları bak!” demiş. Bunlar deli sözleri gibi oğlum. Başkası dinlese bizi : “Bunlar deli lakırdıları mı anlatıyor!” der. Asıl delilik bunları anlamamaktadır. Hazreti Rıfaî, bütün yıldızları dolaşmış. Yok çocuk yokkk! İkisi birden üç saat, yok çocuk! Nihâyet gelmiş oturmuşlar bulamamışlar. İş başkaaa!.. Abdulkadir Geylanî demiş ki : “Oğlum seni bulamadık çık bakalım nerdesin?” Çocuk duvarın arkasından çıkmış gelmiş. Demiş : “Nerdeydin oğlum?” “Ben Ravzadaydım!” demiş. Ravza-yı mutahharada! Tâa Bağdattan bir salâvât-ı şerife çekiyor, Çeker çekmez salâvât-ı şerifeyi Ravza hüüp çocuğu emiyor. Çünkü Ravza’ya İzn-i İlahî olmadan ne bir melek-i mukarrib hiç bir şey yanaşamaz.

“Sakın terk-i edebden, kuy-u Mahbubu Hüdâ’dır bu! Nazargâh-ı ilahî’dir Makam-ı Mustafa’dır bu!”

Nazar-ı Akdesi İlahiyye her gün Rasûlullah’ın Ravzasına inmektedir. Kimse giremez oraya. Hangi Abdulkadir, Hangi Rufaî hazretleri oraya edeben giremezler. O halde bir salâvât-ı şerife çeker çekmez “huuub!” çektiği gibi alıyor. O çocuk anasından mı öğrendi. Hepimiz İslamız “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed!” Çek dur mırıldanacağına. Çek dur mırıldanacağına. Gece horul horuuul hayvan gibi uyuyacağına kalk bir de abdest al! Aç pencereni bak ne temiz hava. Yıldızlar pırıl pırıl. Yakında ay çıkacak. Dal!.. Kıl iki rekat namaz! “Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed. Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âl-i Muhammed!… gidiyor oraya!.. Medine’de Ruhu Mübâreki Rasûlullah : “Benim ümmetimden birisi gece yarısı kalkmış yahu! Herkes uyurken nedir bu!” Mübârek ruhaniyyeti gülmeye başlar. Sen devam et! Devam et! Devam et! Devam et! Bir gün seni de çekerler oraya…

Hüsnü Ağanın şeyini biliyorsun değil mi anlatmıştım? Böyle Hüsnü Ağalar çok vardır. İçimizde de vardır. Müslüman cevâhir gibidir hiç belli olmaz. Hırpanî görünür. Bakarsın içinde deryalar gizlidir. Hiç belli olmaz…

Salâvât-ı şerife getirdiğin gibi, Kur’ân’da o demin söylediğim : “İnnâ fetehna leke fethen mübina!” Sûresinin sonundadır. “Muhammedü’r- Rasûlullah” diye başlayan bir âyet. Son âyet. Tercüme ederim şimdi : “Muhammedü’r- Rasûlullah!” “Muhammed Sallallahu Aleyhi Vesellem Allah’ın Peygamberidir!” Kur’ân-ı Kerim âyetidir bu. “Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı metiiin, birbirlerine karşı merhametlidir” diyor Allah-ü Zülcelâl. “O insanların secdeye kapandıklarını görürsünüz” diyor Ayet-i Kerimede. “Çehreleri yüzlerindeki secde izinden bellidir.” “simahüm fi vücuhihim min eseris sücud” Ayet-i Kerimede. O, Rasûlullah’ın ümmetini methediyor. Allah da orada Rasûlullah’ın ümmetini… Bu Ayet, beş tane satırdır. Ömründe bir defa oku ağamm oku! Oku bu âyeti! Hem gece yarısı bağırarak oku! Mahalle : “Deli!..” desin sana. Bunu okuduktan sonra bir Hafız Efendi bul, ama Efendi Hafız bul!. Hafızlar da seksen türlüdür. Hakiki Hafız olan yalan söylemeyen, haram yemeyen! “Hafız haram yer mi?” “Aha ha haa hangisi yiyor be birader ne diyorsun sen?” Yemeyenin dimağı çürümez azizim mezarda. Onun içine Allah’ın kelâmını sokmuş dünyada. Kafatasının içinde onun beynine kurtlar çıyanlar hürmeten konmazlar. Hafızasında Kur’ân âyetlerini hakiki hıfzetmiş de onu hiç zedelememiş insana sual de yoktur. Ama nerde bizim? Siz benden daha iyi biliyorsunuz. Yukarıda Hacı Kadir Efendi vardı bilirsiniz. Buralı olanlar bilir. Hacı Kadir Efendi. Hamamı da vardır burda. Evvelki sene onun hanımı hastalanmış beni çağırdılar gittim. Oraya hizmet eden bir kadıncağız da var. Hanımcağız kadın. “Doktor bey bir şey soracağım size!” dedi. “Buyur teyze sor!” dedim. O ihtiyar biraz. “Benim dedi kocam geçen sene öldü!” dedi. “Bu Hacı Kadir Beylerin yanında çalışıyorum, ayda 50 lira veriyorlar bana” dedi. “Burayı silip süpürüyorum. Burada dedi felan Caminin hafızına, imamına söyledim ki benim kocam ben câhilim bir şeyi okuyuver!” demiş. “Hatim getir, demiş Ramazan boyunca!” “Peki teyze getiririm” demiş. “Getirdi diyor doktor bey!” Ben bayramdan sonra gittim oraya. “Getirdi” diyor. “Ben diyor her ay 25 lira yığdım” diyor. “Buna, tam 175 lira para götürdüm!” diyor “Hafız efendi şunu da al. Zahmet ettin. Helal olsun!” demiş. “Yooo, demiş, ben bunu almam!” demiş. “Tam 300 kağıt vereceksin!” demiş “Okuduğum Kur’ân-ı geri aldım!” demiş. Aha burdan yalan söylemiyorum efendim ben! Ne olacak dedi? Hacı Kadir Efendinin hanımı dedi ki : “Zeynep Nene “ dedi “ Bana niye söylemedin?” dedi. “175 mi götürdün? Al dedi üzerini 125 lira daha götür ver!” Zeynep Nine götürdü verdi. Biz bekliyoruz orda. Bekledim akşama kadar. “Verdin mi verdim? Hangi Hafız?” Bir gece yakaladım ben onu sokakta. “Oğlum dedim sen utanmıyor musun?” “Yav ne niye utanıyım ne oldu da?” dedi. İnkar etti! Bu da hafız!!.. Bunlar cennete gidecek! Yok efendim hangi cennete!.. Hangi cennete? Hangi cennet? Hangi cennetten bahsediyorsun?.. Onun için aziz cemaat Kur’ân-ı Kerimde hakiki bir hafız efendi bulun. Bizim hafız bilir, İmam efendi bilir. Kur’ân-ı Kerimde on dört yerde “Elhamdulillahi Rabbilâlemin!” le başlayan süre var. On dört yerde. Bu on dört yerdeki Elhamdulillahi Rabbilin yedisi dünya hamdıdır. Dünyada bulunduğumuz zaman hamd edeceğiz. Yedi tanesi de ahiret içindir. Yani şudur: Yedi tanesi cesedin için, yedi tanesi ruhun içindir.

Bunlar: “Elhamdulillahi rabbil âlemin. Errahmanirrahim.” İşte… “Elhamdü lillahillezi halakes semavatı vel erda” Bütün semavat ve yerin Allahına hamd olsun! “Elhamdü lillahillezi lehu ma fis semavati ve ma fil erdi…” “El hamdü lillahillezi enzelel kitabe ala abdihil..” başlayan var âyeti kerime. “Fe kutia dabirul kavmillezine zalemu …” diye başlayan bir âyeti kerime. “Fe lillahil hamdü rabbis semavati ve rabbil erdi rabbil alemin” Bunlar cesedimiz için yaptığımız hamdlerdir. Bunları ömründe bir defa oku. Elhamı okuyoruz. Âhiret ehli için yani ruhaniyetimizi “Elhamdulillahi Rabbil âlemin. Errahmanirrahim. Malikiyevmiddin. İyyakenâbudu ve iyyakenestaine” kadar. Tekrar “Elhamdulillahi Rabbil âlemin.” “Fe kudiye dabirul kavmillezine zalemu …” diye başlayan bir âyeti kerime var. “… hamdü lillahillezi neccana …” var. Elhamdulillahi ellezi hedaya var. Elhamdulillahi ziye seba var. Ve âhiri davaihum elhamdulillahirabbilalemin.. Bunlar var!

Bu âyetleri ömrünüzde bir defa okuyun, okuyun onları. Birer tek âyet. Haa; yüzünden oku, birini cesedinin üzerine üfle, birini de yut, Ruhuna oku! “Bunlarda ne faide vardır?” Vardır işte demin ki Abdulkadir Geylanî ile konuşan herif böyle hazırlamış kendini, küçücük çocuk! Bu hassaların hepisi hepimizde var. Ama biz kullanmasını bilmiyoruz. Onun için bunları başkasına anlatırsan: “Efendim menkıbe bunlar!” Kabul eder şeyi de. E be oğlum böyle şeyler fevkattabie işler olur. “Hintliler de yapıyor bu işi!” der bazısı. Okumuş. Bazısı “masal!” der. Bazısı “zırıltı!” der geçer.

Fakat aziz cemaat bu memlekette dilden dile, gönülden gönüle, kalbden kalbe dolaşıp gelen akılları şaşırtan, ruha hoşluk veren bir çok vaka’lar vardır. Menkıbe bunlardır. Bu menkıbe vadisinde dolaşmak çok güçtür, her babayiğidin kârı değildir. “Herif su üstünde yürümüştür. Yaaa nasıl yürümüştür?” Güçtür yaa onu anlamak güçtür oğlum! Yürür yaa. Saman çöpü yürüyor da ona şaşmıyorsun. Senin sen Allah sana muhatap. Kur’ân-ı Peygamberi senin için göndermiş. Senin su üstünde yürümene niye şaşacaksın. Bu yolda neler olmuş oğlum neler! Mansur kellesini vermiş! Nesimi derisini yüzdürmüş! Bu; renklerin, kokuların, güneşlerin, yıldızların dertop olduğu bir âlemdir. Toplandığı bir âlemdir. Demin de dediğim gibi yularını nefsine kaptıranlar bundan bir şey anlayamazlar. Herif safsata söylüyor der. Büyükler hepisi toprakta. Onun için bir mevsuf hadis vardır. “İza tehayyertüm bil umur festeinu min ehlil kubur.” Çok başınız sıkıldığı zaman, bunaltıda kaldığınız zaman kabirlerden yardım isteyiniz. Hadis-i Rasûlullah. Mevsuf hadis: Yani Resûlun böyle bir hadisi var da ona benzeyen başka kelimelerle ifadesi mevsuf hadis. Çok bunaldığınız zaman kabirlerden istiane ediniz, yardım isteyiniz. Gidip de türbeye mum adamak, yahut efendim iplik bağlamak değil bu. Bu şu demek azizim bu şu demek: “Dedelerimiz, babalarımız şimdi kabirde yatanlar öyle müşkil hal olduğu zaman ne yaptılar onları yapınız!” demektir.


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Ağlayarak okudum teşekkür ederim allah razı olsun.

Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 13.12.24, 19:46
 
Üyelik tarihi: 30.09.24
Bulunduğu yer: DÜNYA
Mesajlar: 256
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Münir hocanın sohbetleri çok farklı bir his uyandırıyor insanda, Allah razı olsun mekanı cennet olsun

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Ayva Yaprağı Deyip Geçmeyin madlen Alternatif Tıp ve Bitkiler 11 24.04.19 17:37
Kaşıntı deyip geçmeyin! Tuana Sağlık 2 10.05.18 08:22
Trabzon Hurması deyip geçmeyin Bernard Alternatif Tıp ve Bitkiler 3 23.01.18 17:24
Kulak kireçlenmesi deyip geçmeyin ! aşk Sağlık 1 06.05.17 11:08
Bir tutam tuz deyip geçmeyin! Tuana Sağlık 1 06.05.17 09:05


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:36.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147