Müslümanlar malesef ellerinde olan ve Peygamber efendimizin en büyük mucizesi olan Kuranı Hakimi yeterince görmüyor ve gösteremiyor. Allahı ispat için İslamın doğruluğu için ve peygamberin peygamber olduğunun delilleri için kainattan şurdan burdan delil göstermeye çalışırken Kuran malesef gözden kaçırılıyor.
Ateist birine mesela bir canlıyı örnek vererek bak hiç bu canlı tesadüfen ortaya çıkar mı der güya onu ikna edecek halbuki o ateist zaten kanunları bilimi bizden yüz kat daha iyi bilir. Her şeye bir kulp uydurur. Bir ateist ile tartışmıştım sıkıştırdım en son dediği şu an bilinmese de 100 sene sonra bilinecek.
O halde yapmamız gereken kuranla ortaya çıkmak ayetlerle irşad etmek. Şimdi Kuranın mucize olmasına dair bazı misaller vermeye çalışacağım.
Kuran her tabakaya karşı bir mucizedir. Beşerin her tabakası ayeti okur ve kendince bir mana anlar.
Mesela Kuranın şiir ve hitabet yönü herkesçe kabul edildiği halde bu açıdan kimse taklit edememiştir. Yani ne şiirdir ne düz yazıdır. Ama öyle bir üslup varki şiirin ve nesrin bütün özelliklerini de taşır.
Gelecekten ve geçmişten haber verme yönüyle bütün kahinlerin ariflerin ayetler karşısında dili tutulmuştur. Kainatın yaratılışından insanın yaratılış sürecinden kıyametten dünyanın tahrinden cennet cehennem haşir hesap vs öyle bahsederki akılların idrar edemeyeceği bir tarzda meseleleri anlatır.
Bunları anlatırken akıcılığı bozulmaz tatlığı azalmaz zihni yormaz. İnsanların yönetilmesi ve dünyevi içtimai kuralları öyle bir tarzda vaz ederki şimdiye kadar misli yazılamamış karşısına rakip olarak çıkan bütün beşeri kanunlar sistemler iflas ederken her kanuna bir açık bulunup bir kısım insanlar mağdur olurken Kuran ahkamı sapa sağlam 1400 senedir gelmiştir.
Hem insanlardan münzevi olanlar için öyle bir dua ve vird kitabıdır ki okuyanlar asla usanmaz her okumada ayrı zevk alır her okumada manevi alanda terakki ederler.
Beşerin en alt tabakası olan okuma yazma bilmeyen sadece dinlediğini ile yetinenler Kuran dinlerken hissesini alır ulvi hisler yaşar. Milyonlarca kitap yazılmış Kuran dışında hangi kitap dinlenirken ruha akla latifelere hislere hitap eder zevk verir. Başka hangi kitap bu kadar kesretle dinlenir. Bu bile başlı başına bir mucizedir.
Üstelik Kuran bütün zamanlarda bütün tabakalara her kesime meydan okudu. Gelin eğer bu Kuran bir insan kelamı ise haydi bir surenin bir ayetin benzerini yazın dediği halde ve düşmanlarına dünya ve ahirette helak olacaklarını şeref haysiyet ve namuslarını tehdit ettiği halde bir tek kişi çıkıp bir şey yazıp bu davayı bozamadı. Kendilerini helak edecek silahla savaşla kılıçla savaşmayı tercih ettiler.
Dünya tarihinde hangi bir eser, bir kitap 6 yaşlarındaki çocukların kokayca ezberleyeceği bir özelliktedir. Birbirine benzeyen ayetler olduğu halde hatta aynı kelimeler bir çok yerde geçtiği halde nasıl olurda karıştırılmadan ezberlenir okunur ve hiç usanç vermez. Haydi yazın böyle bir eser elinizi kolunuzu tutan mı var diye meydan okur.
Başka bir mucizeliği kelimelerin yerleşmesidir. İhlas suresi bir satır müdayene ayeti bir sayfada ölçü olarak alınıp yazılan mushaflarda öyle acayip tevafuklar var ki aklı beşerin fevkindedir. Mesela bütün Kuranda sadece 3 yerde geçen mesna kelimesi iğneyle batırılsa sayfalar sonra diğer mesna kelimesine denk gelir. İkisinin denk gelmesi ancak mucizedir.
Meselâ: Sure-i Kehf'de ve saminuhum kelbuhum kelimesi altında yapraklar delinse; Sure-i Fâtır'daki kıtmir kelimesi, az bir inhirafla görünecek ve o köpeğin isminin kıtmir olduğu anlaşılır.
Hem mesela bu tarzda yazılan bir mushafta Allah lafzının en fazla olduğu sayfada en altta ey iman edenler Allahı çok zikredin ayeti geçer. Bunun tesadüf olması ihtimali var mıdır.
Hem tebbet suresi nazil olduğunda peygamberin amcası ve onun eşinin iman etmeden öleceği ve yerlerinin cehennem olduğu bildirildiği halde ebu leheb ve karısı yalandan dahi olsa biz iman ettik diyemeyip ayetin doğruluğunu ispat ederek cehennemdeki yerlerine gitmişlerdir.
Hem yahudilere meydan okuyarak madem sizler diyorsunuz ki biz Allahın sevgili kullarıyoz yerimiz cennet o halde haydi samimi iseniz ölümü isteyin asla isteyemeyeceksiniz dediği halde yahudiler bütün güçleriyle Kuranı söndürmek için uğraştıkları halde birisi çıkıp ölümü temenni edememiştir.
Hem hristiyanlara madem davanız hak o halde gelin eşlerimizi çocuklarımızı şahit tutarak kim yalancıysa Allahın ve meleklerinin laneti üzerimize olsun diye meydan olduğu halde cesaret edip meydana çıkamadılar.
Hem mushafın bütün sayfalarının sonlarında kelime tamam olması hiç bir sayfada yarım kalmaması gösterirki tesadüf yoktur akılları hayrette bırakacak derecede beşerin gücü dışında mucizedir.
Buna benzer daha sayısız mucizeleri varken malesef müslümanlar olarak bizler Kuranı bırakıp başka yerlerde çözümler arar olduk. O yüzden müşrikler insanları Kuran dinlemesini engellemeye ses çıkarmaya yeltendiler.
Ne zaman müslümanlar tekrar Kurana dönerseler Kuranı gösterirseler işte o zaman hem ittihat sağlanacak hem tekrar eski güçlerine kavuşacaklardır.