Uyanık ve bilinçli olduğumuz süreç içerisinde algımızı,yaşam biçimimizi etkileyen iki beyin dalgasının farklarını anlatan bir yazı derlemeye çalıştım.Sonunu da kendimce başka bir noktaya bağladım.

1-Beta Beyin Dalgası
Stres beyin dalgası da diyebileceğimiz korkuyla tetiklenen beyin dalgası.Saniyede 15 Hz ila 40 Hz devir yapar.
Beynin tehlike algıladığı durumlarda devreye girer.Zihinsel ve fiziksel bazı sistemleri kapatıp ; kas,sinir ağı,reflekslerle kişinin durumdan en iyi sonuçlarla çıkmasını sağlamak amaçtır.

Doğal yaşam belgesellerini izlemişsinizdir.Bir su birikintisinden su içerken bir anda gerilip,etrafına dikkat kesilen geyikleri görmüşsünüzdür.Geyik beta dalgasına geçer.Sempatik sinir sistemi tetiklenir.Beyne ve kaslara kan,oksijen depolanır.Artık geyiğin iki tercihi var: Kaçmak veya savaşmak.
Beta beyin dalgası hayatta tutmak için vardır. Haz, keyif, huzur, yaşamdan zevk almak için değil.

Betanın günde ortalama 15-30 dk kullanılmasına tıpta " pozitif stres " denir.Ve bu yönde sadece tehlike anında kullanımı yaşamınıza pozitif katkıda bulunur.Normali günlük hayatta 30 dk lık bir zamanı kaplaması gereken betanın günümüz insanı üzerinde ki etkisi ne kadar sizce?13-15 saat arası.Neredeyse uyanık olduğunuz bütün zaman aralığı.Sürekli yukarıda ki geyik gibi tetiktesiniz.

Alarm çaldı,erteledin,geç kaldın,telaşla hazırlandın.Trafik var,geç kaldın acele ediyorsun ama otobüs yavaş ileriyor. Toplantılar,raporlar,değerlendirmeler işler yolunda gitmedi, faturaları ödemeyi unuttun,telefonu kaybettin,akşam yemeği ne hazırlayacaksın...Özel ilişkidesin diyelim ne giyeceksin,kolunu nasıl koyacaksın,saçın nasıl,ne demek istedi,nasıl davranmalı, ne cevap vermelisin ki seni terk etmesin...
Telaş, acele, kızgınlık; savaşmak veya kaçmak üzeresin. Betadasın.

Eve gittin.Ayaklarını uzattın.Her yerin ağrıyor.Başın, omuzların bacakların.Neden? Çünkü beta bütün gün kaslarını gerdi ve seni savaşmak veya kaçmak üzere tetikte tuttu.Dinlenmek için tatile gittin.Bir ay tatil yaptın hala yorgunsun.Çünkü sen değişmedin,beyin dalganı değiştirmedin.Mekan değişti.Nasıl oturmalıyım,güneşe dikkat,çocuklar nerede,mekan güvenli mi,tatildeyken evraklar işler birikmiştir kesin,su çok soğuk,hava çok sıcak...Bir yıl tatil yapsan betadayken rahatlayamazsın.

Beta beyin dalgası AN'ı doyasıya yaşayabileceğin rahat,huzurlu ve sağlıklı bir dalga boyu değil.

Beta beyin dalgasının bir diğer özelliği kişi bütün gün kasılmışken bir yandan da geçmişi tarar.Benzer bir durum bulup, çıkarımlar yaparak durumu atlatabilmek adına geçmiş deneyimler üzerinden destek veri arar.Beta beyin dalgası kişiyi geçmişe sürükler.AN'ın özelliğinden koparır.

Beta beyin dalgasının bazı sistemleri kapatarak tehlike anında daha iyi tepki vermeye çalıştığından bahsettik.Bu sistemlerden biri bağışıklık sistemidir.Beyin senin tehlikeden kurtulmanın vücudun herhangi bir bölgesindeki rahatsızlığı tedavi etmekten daha önemli olduğu prensibine göre çalışır betada.Dolayısıyla iyileştirici hücrelerin salınımını en aza indirger ve tehlikeyi saptayıp savuşturmaya daha fazla alan ve enerji ayırır.Doğal tedavi faaliyetleri yavaşlar.Başta bahsettiğimiz gibi bu süre 15-30 dk olsa sorun değil ancak nerdeyse uyanık olduğumuz bütün süre boyunca betada olduğumuz için beyin bağışıklık sistemine ancak uykudayken izin veriyor.Gün boyunca maruz kaldığımız aşırı stres yüklenmesinden dolayı da kaliteli uykularımız çok nadir oluyor,bağışıklık sisteminin faaliyetleri azalıyor.

Betadayken salgılanan adrenal hormonlar yüzünden kişi bedeninin farkına varamaz.Silahlı saldırılarda veya kapkaç gibi benzer durumlarda kişi yaralandığını olay yatıştıktan sonra anlar.Midede,göğüste büyüyen bir kitle farkedilmez ve doktora birden belirdi diye gidilir.Hastalıkların bir oluşum,gelişim ve büyüme süreçleri vardır,birden oluşmazlar.

Ve beta tüm bunların normal ve doğal olduğuna seni alıştırır,adapte eder.Günlük hayatın tatlı telaşı,gerekliliği dersin.Seni deyim yerindeyse bu işkenceye alıştırır.Bu daha da kötüdür.Problemi göremezsen çözüme yönelemezsin.Betaya alışınca gününün 13-15 saatini etrafında tehlike arayarak, tehlike nereden gelecek diye bakınarak diken üstünde geçirirsin. Sonrası malum kırk çeşit hastalık,kalitesiz yaşam,uyku düzensizliği ...

2-Alfa Beyin Dalgası
Hazzın, keyfin, mutluluğun olduğu kaliteli yaşamın başladığı,düşünce gücünün ortaya çıktığı, ruhani yeteneklerin ifade bulduğu beyin dalgası.Saniyede 9 Hz ila 14 Hz arası devir yapar.
Betada gördüklerimizin tam tersi.Yaptığın her şeyin anlamı, lezzeti, güzelliği vardır ve sen bu AN'da yaşarsın.

Diğer adı uyku öncesi hal, "vecit" ya da meditatif hal olan alfa beyin dalgasında zihindeki düşünce bombardımanı azalır.Bu azalmayla beyin parasempatik sinir sistemine geçer ve çoğumuzun artık duyduğu serotonin, endorfin, dopamin, noradrenalin ve oksitosin gibi mutluluk hormonlarını salgılar.
Korku yerine huzur, kızgınlık yerine sevgi ve neşe; Aşk !

Şimdi değinmek istediğim sonuca geliyorum.
Aslında hayatımız boyunca sadece hormonların peşindeyiz.Bu yüzyılda yoğun şekilde içkiden, uyuşturucudan, yemeden, paradan, sevgiliden kopulamamasının sebebi bu.Lezzetli bir yemek yediğinde,içki,uyuşturucu gibi maddelerle uyuşup rahatladığında,aşık olduğunda,bankamatik hesabındaki basamakların sayısı arttıkça rahatlıyor; alfa dalga boyuna geçiyor ve mutluluk hormonları salgılanıyor.Ve kişi bu hormonların salgılandığı durumlara,kişilere şartlanıyor,zamanla bağımlısı oluyor.
(Ve bence mutluluğu bu nesnelerde aradığı bağımlılıkları üzerinden sınanıyor yaşam boyu.)

Hayran olduğumuz Mevlana, Yunus Emre gibi insanları düşünün.Huzuru dışında değil de kendinde -alfa dalga boyuyla hayatı tecrübe etmek- arayıp bulan dengedeki insanlar.Hepsi temelde özüne,kendine dön demez mi ?

Ben birçok ruhsal deneyimin -hepsi değil ama çoğunun- birçok insan tarafından deneyimlenebileceğini düşünüyorum.Neden olmuyor,nasıl olur soruları çok gezer sitede görürsünüz.

-Betadan kopamayışın ruhsal deneyimleri engellediğini düşünüyorum.Huzur,sevgi,aşk,sakinlik yok çünkü.Kişi son derece gergin.Bedeninin farkında bile değil.Tabii çakraların açık olması,kişinin enerjisinin tam olması da gerek.

-Bir diğer sebebi heveslerin çabuk sönmesine bağlıyorum.Çok sevdiğim bir söz vardır :

"Çalınan her kapı hemen açılsaydı ümidin, sabrın ve isteğin derecesi anlaşılmazdı " Hz.Mevlana

-İstemekle yapabileceğine inanmak karıştırılıyor çoğu zaman.Biliyorum inanıyorum diyeceksiniz.Yapabileceğime inanıyorum diyeceksiniz.Burada nasıl bir yön izleneceğini anlatamam.Ama ben paranormal olaylarda inanmanın başarmanın yarısı değil çok daha fazlası belki tamamı olduğunu düşünüyorum.

Şuan okuduğum Yol-Metin Hara kitabından çıkardığım notları ve kendi yorumlarımı kullandım.Betaya ağırlık verdim ki sorunun ehemmiyetinin farkına varıp çözüme yönelebilelim.
Umarım faydalı olmuştur dikkatinizi alfa dalgasının önemine çekebilmişimdir.Sadece ruhsal deneyim yaşamak için değil sağlıklı yaşamak için de önemli olduğunu düşünüyorum.