Hepimiz birer birey olarak ve yaşamın içinde varlık olarak kendimizi gördüğümüz ve kabul edildiğimiz sürece düşüncelerimiz, planlarımız, sezgilerimiz, üzüntü ve sevinçlerimiz kısacası insani duygularımız ölçüsünde yaşamımızı sürdürüyoruz.

Yaşadığımız süre içerisinde kendimize göre tecrübeler, fikirler ve görüşlerimiz oluyor ve bunlarla kişiliğimiz ve diğer birleyler tarafından tanınmamız sağlanmış oluyor.

Bu kısa ve çokta geniş olmayan açıklamayı yaptıktan sonra asıl bahsetmek istediğim konuya geleyim. Hislerden bahsedeceğim.
Bu bahsedeceğim konu tamamen bana ait olup örnek ve gözlemlerim de tamamen benim yaşamımla ve çevremle ilgilidir.

Hisler ve yanılmak olarak belirttiğim başlıkta anlaşıldığı gibi hislerinizde yanılmak değil tam tersi bu hislerden yanılmayı istemek durumuna değineceğim.

Hisler bana göre insanın yaşam tecrübeleri dışında içinde bilmediği başka bir güçle olayı kavramayı ve olayın nasıl şekilleneceği hakkında bir öngörüdür. Bazı insanlar hislerine çok güvenirken bazıları yanılabilme olasığını hesaba katarlar. Benim gibi insanlar ise hislerinde yanılmayı tercih ederler.

Hislerinde yanılmak istemek "acaba sonunu kötü mü hissediyor da ondan mı yanılmak istiyor?" sorusunu akla getirir. Hayır.

Geniş çerçevede düşünüldüğünde insan elbette her hissiyatının sonucunu kendine göre iyi ya da kötü yorumlar. Mesela ailenizden veya çevrenizden duymuşsunuzdur "Ben sana demiştirm, böyle olacağını biliyordum, zaten sonu belliydi, ben bunun buraya varacağını söylemiştim v.s. v.s." uzar gider..

Tesadüflere hiç bir zaman inanmayan biri olarak hissiyatın da tesadüfi bir sonuç olduğuna inanıyorum ki bunu yukarıda belirtmiştim. Sonuçta bir olayın gidişatına her insan aynı hissi duyguyu vermeyeceği gibi sonucunun tam olarak nasıl biteceğini de hissiyatla kestiremeyeceği malumunuzdur. Nasıl bir şans oyunu gibi veya bir spor müsabakası gibi sonucu önceden tahmin etmek ne kadar kesinlik içeriyorsa bu da bunun gibidir tabi yine yukarıda belirttiğim gibi tecrübelerimiz ve o içimizdeki güç ile en azından tam olarak hissetmeye tahmin demiyorum, ona yakın diyom.

Eğer hissettiğiniz şey yaşam tecrübesi, tarihi olaylar, birebir şahit olduğunuz durumlardan yola çıkarak/etkilenerek/benzeştirerek oluşuyorsa bu bana göre hissiyat değil tamamen tecrübe, tarihi olaylar ve yaşanmışlıklar ile ortaya çıkması muhtemel bir durumun önceden gidişatını tahmin etme ve görme durumu ile alakalıdır.

Şimdi buraya kadar umarım hissiyatın nasıl oluştuğu ve nelerden etkilenip şekillendiğini kendi görüşlerimle anlatabilmişimdir.

Gelelim içimizdeki tecrübe ve yaşanmışlık dışındaki o gücü açıklamaya..

Hislerimizin tamamen doğal olmasını ve birşeylerden etkilenmeden sonucu görebilme kısmına ben içimizde olan ve bizim bilmediğimiz o güce bağlıyorum.

Herkes hislerinde adaletli davranmaz. Elbette kendisinin de istediği sonuçların çıkmasını diler. Burada kendimi suçlamıyorum eğer sizde de bu duygu oluştuysa benim gibi yapın kendinizi suçlamayın. Çünkü hayat sizin hayatınız ve sizde kendinize göre şekillenmesini istediğiniz ve yaşamınızın size daha iyi sonuçlar getirmesini beklediğiniz durumları değerlendirmelisiniz.

Şimdi içimizdeki o gücü iyice anlamak için bir kaç örnek verelim: Siz daha önce yaşanılan bir olayı anlatan birini dinlediğinizde ve o olay sizin başınıza geldiğinde o insanla aynı duyguları hissettiğiniz olmadı mı? Veya şimdi günümüzde çok ama çok yapılan kitleleri etkileyen fikir ve reklamlardan sizde diğer insanlar gibi etkilenip aynı hisleri taşıdığınız düşüncesinde olmadınız mı? Ya da kendinizi iyi hissetmek adına başkasının size önerdiği şeyleri yapmadınız mı? Demek istediğim hislerimizin çoğu hep birilerinden ve bir şeylerden etkilenerek şekillendiğidir ve bu da bana göre hissetmek değil sadece ve sadece beklenileni temenni etmektir. O güç ise; bir çocuğun doğar doğmaz ağlaması, kaplumbağa yavrularının yumurtadan çıkar çıkmaz denize koşması (sanki yerini daha önce biliyorlarmış gibi), bir annenin olur olmaz bir anda çocuğunun susadığını düşünmesi, bir babanın evladına tavsiye veya tecrübe gerektirmeksizin sarılması, bir sevgilinin sevdiğini hesab etmeden düşünmeden öpmesi veya karşısında anlamsızca gülümsemesi, ani bir tehlike karşısında sonuç gözetmeksizin olayın içinde kendinizi bulmanız gibi örnekleri çoğaltacağım şeydir işte o güç. Bir şeylerden etkilenmeden daha önceki tecrübelerden yararlanmadan, bir filmde izlediği, bir komşudan dinlediği için değil saf ve temiz bir şekilde hissi harekete geçirendir işte o güç.

Şimdi ben hislerimde yanılmak istiyorsam haksız mıyım? Temiz yürekle nereden geldiğini anlamlandıramadığım hislerimin çoğalmasını istemekle yanlış mı düşünmüş oluyorum? Hissetiklerimin herhangi bir şeyden etkilenmesini istemiyorum ve bunun gerçekten çok zor olduğunada katılıyorum.

Bu yazdıklarımın birazına ya da hiç bir yerine katılmak zorunda değilsiniz. Eğer katılıyorsanız sizde hislerinizin bir şeylerden etkilenmeden tamamen saf olduğuna inanıyor musunuz?
Ben inanmıyorum ve hislerimde yanılmak istiyorum..

hislerim beni hiç yanıltmadı bazı konularda yanılmak isterdim maalesef

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] abi hislerimi ve duygularımı nasıl kontrol altına alabilirim

O bizim işimiz değil

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

His nedir?

Duygu mudur? anlama mıdır? sezgi midir ? idrak mıdır? ilgi midir? dış etkenlerin tesirlerini duyumsama mıdır?

Bana göre his, kalbinin sesidir.

Güzel bir paylaşım olmuş. Gerçek anlam da okuyan insanları düşündürebilen, aynı zaman da milyonlarca acaba sorusunu aklına getiren ve kendi kendine sorgulama yaptırabilecek bir konu olmuş. Teşekkür ederim.


Sorun şu ki; konu da geçen his hangi his?
İnsanların bir çok hissi vardır ve bu hislerin bazıları etkilenmeden saf kalır, bazıları da etkilenmeye mahkumdur. Sıcaklık hissi, susama hissi, acıkma hissi, bogulma hissi, aşk, sevgi, güven, sadakat, şefkat, hoşgörü vb. diye devam eder.


Bana göre hiçbir insan ileriyi göremez, sadece tahmin yürütebilir. HİS bir öngörü değildir.


Hislerinizin bir şeylerden etkilenmeden tamamen saf olduğuna inanıyor musunuz?
Ben inanmıyorum ve hislerimde yanılmak istiyorum..



Bir adamı sabah gördüğümde tesadüf olarak kabul ederim, öğlen aynı adamı bir daha görürsem kuşkulanırım. Akşam karşılaştığımızda tereddütsüz silahımı çekip vururum. Tesadüflere inanmam. Bu sözü mutlaka duymuşsunuzdur. Tesadüf diye birşey yoktur. Tevafuk vardır. Ve birbirine tevafuk eden her şey, evrende tesadüfe yer olmadığını işaret ve ispat eder..



Bazı hislerimin hiçbir şeyden etkilenmeden saf ve temiz olduğuna inanıyorum. Kalbimin sesini dinlemek çok güzel.


'' Hislerinizi düşüncelerinizle katledip, tahminlerinizle öldürmeyin..''





Sevgiyle Kalın..

Eğer bahsettigin hislerin gerçekten bir şeylerden etkilenmeden açığa çıktığına eminsen o gücü yakalamışsın demektir..

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Hocam okadar derin bir konudan bahsetmişsiniz ki açtıkça açılır bu konu evet size katılıyorum fakat bazı şeyleri insan direk ne olduğunu bilemiyor his mi , insanın yapısımı , karakterimi vs.vs. eğer bunların hepsi hissiyat ile ilişkili ve hissiyat bunların en tepesindeyse evet doğrudur mesela dediğiniz gibi insan çoğu şeyden etkileniyor ve etkilenmesi o şekilde davranmasına yada etki altında kaldığıa duruma yakın şekilde davranmasına sebep verebiliyor. engüzel örneklerden birisi şuanki saçma sapan televizyon programları, internet oyunları gibi yıllar önce bir internet oyunu yüzünden babanesinin boğazını kesen ufak çocuklar televizyona çıkarılmıştı , yada şuanki toplum düzenini bozmaya yönelik programlar bunlarda insanların hislerini yapılarını karakterlerini değiştiren şeyler değilmidir yani demek istediğim evet çok karmaşık bir konu gerçek hisler dediğiniz gibi yapılması gerekeni bir şekilde sanki herzaman yapıyormuş gibi ama aslında daha önce hiç yapmadığı bir şeyi ilk defa kusursuz bir şekilde yapmak kaplumbağalar inanılmaz güzel bir örnektir.

Teşekkür ederim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] anlayışın için. İnan anlatmak istediğim sizin de dediğiniz gibi o kadar karışık ve anlatılması zor ki, içinden çıkılamıyor. Ayrıca da uzun çok uzun.

Neyse ki örnekler biraz olsa da açıklamadan ziyade anlaşılmamı sağlamış gibi görünüyor.

Sıkıştırılmış bir hayat bizimki, sizinde bahsettiğiniz gibi insanoğlu her olaydan etkilenebiliyor tv programları aslında genel olarak bu sade hissi yerle bir edebilecek güçte. Olağanlaştırılan kötü durumları artık her gün yaşar hale geldik ve bunlar bizi istediği gibi yönlendirme konusunda çok başarılılar.

Daha çok yazılması gereken şeyler var ama kısaca şunu söyleyeyim anlaşılmak gerçekten harika bir duygu.

tam isabet @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] valla ne yalan söylim bende çok mutlu oldum bir türlü açıklanamayan şeyler bunlar bende sizinle hemfikirim enazından benim gibi düşünen birilerinin olması sevindirici ve şunuda söylemeden geçmeyeceğim rtük her aklıma geldiğinde tarafımdan şikayet yiyor ama malesef sadece para cezası aldırabiliyorum elimden bukadarı geliyor

Sizin gibi duyarlı insanlara ülke olarak ihityacımız var. Keşke bilinçli bir şekilde izlemesek. Mesela ben 14 yıldır televizyon izlemem, ama öyle açıksa o anda hangi kanalda kaldıysa öyle kalır bi süre sonra sesten rahatsız olup kapatırım yine @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]