Bir çok kez tecrübe edinilmiş ve faydasina nail olunmuş iki adet istihare usulüdür.

Hepimiz bazen hayatımızda boşluğa düştüğümüz ve içinden çıkamadığımız hadiselerin akibetini öğrenmek isteriz, çözüm için kafa yorar dururuz ama Allah'a hamd edip ondan yardım dilemek bazen hiç birimizin aklına dahi gelmez.
İstihare yöntemi yada usulü, Peygamber Efendimizin (s.a.v) hadisleriyle sabit, asırlar boyunca bunu denemiş ve tecrübe etmiş İslam alimlerinin anlatımlarıyla sabit, halk içerisinde bu usûlülleri denemiş ve tecrübe etmiş kişilerin hatıralarıyla sabittir.
Meselenin tek bir püf noktası vardır, oda istenilen şeyi yalnızca Allah'tan istemektir.
Bu idrak ile aşağıda vereceğimiz iki yöntemden herhangi birini kaidesi ve usulüne uygun şekilde denerseniz, Cenab-ı Hakk'ın izniyle rüyanızda görmek istediğinizi görürsünüz.

Birinci usûl:
Gecede dört bin(4000) kere Rahman Suresi'nin ilk dört ayetini, yani bunlar "Errahmân. Allemel kurân. Halâkal insân. Allemehül beyân." okuyup, kimse ile konuşmadan sağ tarafına yatarak uyursa istediğini görür. Bu yöntem gerekirse üç defa tekrarlanmalıdır ve sabredilmelidir.

İkinci usûl:
Yatsı namazından sonra iki rekat Allah rızası için namaz kılın. On salavât, üç yüz on üç(313) kere Kâf, Ha, Yâ, Ayn, Sad ve 129 kere de Mülk Suresi'ndeki "Elâ ya'lemü men halak, ve hüvel lâtifül habir" ayetini okuyup sağ tarafında yattıktan sonra kimse ile konuşmadan uykusu gelinceye kadar salâvat okursa yine istediğini Allah'ın izniyle rüyasında görür.

Burada önemle dikkatinizi çekmek istediğim taraflar vardır. Öncelikle her muvaffakiyet yani başarı, sabır ile elde edilir. Sabretmeden hiçbirşey olmaz arkadaşlar önce bunu idrak etmemiz gerekir. Ardından sabrederken her işi usulüne göre yapmak gerekir. Kuralına, kaidesine bağlı kalınmayan işlerde başarı aramak yalnızca boşa kürek çekmek olur. Bu yüzden istihare yöntemlerinde başarılı olmak için,

-Kimseyle konuşmamak,
-Gönlünü ve aklını dünya aleminde biraz olsun soyutlamak,
-Yatmadan evvel yediğine, içtiğine dikkat etmek,
-İstihare yönteminin kurallarını eksiksiz yerine getirmek,
-Sağ taraf üzerine yatıp uyumak.

Allah hepimize merhamet kapılarını açsın, umarım başarılı olursunuz..

Emeginize saglik nasip olursa bir de birinci yöntemle yatayim ilk defa sizden duydum Rahman suresi ile istiareyi umarim bende faydalanirim

Gizli ilimler hazinesinde vardi 1. Yöntem

Hayızlı kadın 1.yontemi yapabilir mi?

Hayızlı kadın hiç bir şekilde ayet okuyamaz. Kur'anı Kerime el süremez

Sadece cevşen ve Celculitiye gibi dualar okuyabilir. Eğer cevşenlerin olduğu kitapta ayet ve süre yazılı ise el vuramaz. Bilgisayarına veya telefonuna indirip okur.

hocam nasıl bu kadar net konuşuyorsunuz? ezberden okuyabilir diye biliyorum. kaynaklara bakmak gerekli.

Hanefî, Şâfiî ve Hanbelîlere göre tıpkı cünüp gibi âdetli veya lohusa kadın da Kur’an okuyamaz. Çünkü Hz. Peygamber “Âdetli kadın ve cünüp olan kimse Kur’an’dan hiçbir şey okuyamaz.” (Tirmizî, Tahâret, 98; İbn Mâce, Tahâret, 105) buyurmuştur. Hz. Ali de “Resûlullah’ı Kur’an okumaktan cünüplük hâli dışında hiçbir şey alıkoymazdı.” (Ebû Dâvûd, Tahâret, 92; Nesâî, Tahâret, 175; İbn Mâce, Tahâret, 105; İbn Huzeyme, Sahîh, I, 104; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, Tahâret, 98) demiştir. Farklı bir lafızla gelen rivâyete göre ise, Hz. Ali’nin “Resûlullah cünüp olmadıkça bize Kur’an okurdu.” (Tirmizî, Tahâret, 111) dediği rivayet edilmiştir.
Bu genel yaklaşımın yanında söz konusu üç mezhep içinde bazı ayrıntılı içtihatlar da bulunmaktadır. Hanefî ve Şâfiîler, dua ve zikir kastıyla dua anlamı içeren ayetlerin okunabileceğini; Şâfiîler dili oynatmadan ve telaffuz etmeden Mushaf’ın yüzüne bakarak kalben veya zihnen süzülebileceğini; Hanbelîler ise Kur’an okuma kastı olmadan besmele, hamdele vb. zikirleri okuyabileceklerini söylemişlerdir (Serahsî, el-Mebsût, III, 152; İbn Kudâme, el-Muğnî, I, 199-200; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 120-121, 172).
Mâlikî mezhebinde ise farklı iki görüş bulunmaktadır (İbnü’l-Cellâb, et-Tefrî’, I, 206; Karâfî, ez-Zehîra, I, 379). Sonraki bazı Mâlikîler, bu iki görüşten âdet halindeki kadının eğitim öğretim amacıyla Mushaf’a dokunabileceği ve Kur’an-ı Kerim’i okuyabileceği içtihadını tercih etmişlerdir (Desûkî, Hâşiye, I, 174; Ezherî, Cevâhir, I, 32).
Günümüzde Kur’an eğitim ve öğretiminin aksamadan devam edebilmesi için Mâlikî mezhebinin bu görüşüyle amel edilebilir. Bununla birlikte Kur’an eğitim ve öğretiminin çok değişik yol ve yöntemleri olduğu için bu dönemlerindeki kadınların, okuyan kimselere kulak vererek ya da telefon, tablet, bilgisayar gibi cihazlardan dinleyerek kulak eğitimi almaları ve âyetleri kelime kelime bölerek tashîh-i hurûfa ağırlık vermeleri de uygulanabilecek bir başka yöntemdir. Bu yöntem, ihtilaftan kaçınmak açısından daha ihtiyatlı olabilir.