#1
|
|||
|
|||
Sonuç odaklı yaşamak
Sözler etkilemiyor artık... Yaş aldıkça daha iyi anlıyor insan; sonuç odaklı yaşıyorum. Şövanist söylemler, eyleme dönüşmüyor çoğu zaman. Enerjiyi söyleme değil, gayrete vermeliyiz. İnsanın en büyük çıkmazı güçlü egosu, sınırlı zihni arayüzüdür. Kendinden emin kimselerin başkalarını “İKNA” etmek için çaba gösterdiğine hiç şahit olmadım, kıllarını kıpırdatmazlar. Konuşur, bildiğini anlatır, güzelce izah ederler. Eminliğin manevi bir karizması olduğunu düşünüyorum. İkna olmak isteyen, ikna oluyor bu denklemde.
Hiç bir “KUYUMCU” cadde ortasına tezgah açıp, altının kilosu şu fiyat diye avazının çıktığı kadar bağırıp altınını kıymetlemez. Hiç şaşmadı, “ ŞAŞMAZ DA...” İçi boş olan, çok ses çıkartır.. |
#2
|
|||
|
|||
Yaşla alakalı değil, yaşanmışlığın getirdiği olgunlukla. Daha da olgunlaşınca izah falan da etmiyorsun. Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir der yoluna devam edersin.. Seni tanıyan Neyi hangi niyetle yaptığını bilen kisilerle yoluna devam etmmek güzel .Tek sorun kalabalığı sevenler için az ve öz yaşantın oluyor. Ne diyeyim bizi bilenlere selam olsun..
|
#3
|
|||
|
|||
İnsanlara olan inancımı kaybettim. Herkes kötü sanki….
. |
#4
|
|||
|
|||
Ben her zaman hep ikna etme çabasını sevmemişimdir, samimiyetsiz bulmuşumdur, ağaçlar mesela ağaç olduklarıni ispata gerek duymaz. Konuşmanın bir yerinde ikna ve manipülasyona çabalarıni fark ettiğimde karşımdakine keyifle bakmaya başlıyorum. Beni inandırıp mutlu olacak ya da propagandasını bana satacak yastığa kafasını rahat koyacak. Dilin içindeki niyeti sezip orada o kişinin çabasını seyrediyorum. İnsanı çok büyük acıların bile değiştirmediğine şahit oldum. Ders alan ve değişrbilenler, küçücük uyarılardan bile alması gerektiğini alır.
|
|
|