Merhametin bir bedeli vardır! Merhamet et, iman al!

Firavun'un karısı (sepetin içinden erkek çocuk çıkınca kocasına: ) Benim ve senin için göz aydınlığıdır! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlât ediniriz, dedi. Hâlbuki onlar (işin sonunu) sezemiyorlardı.
Kasas Sûresi 9

Firavun’un karısının merhameti ona iman olarak geri döndü.
Firavun bütün erkek çocuklarını öldürüyordu. Çünkü İsrailoğulları arasından çıkacak olan çocuğun ileride saltanatına son vereceğini öğrenmişti. Bu nedenle her çocuk potansiyel bir suçluydu. Hepsinden kurtulması gerekiyordu. Ama Allah’ın takdiri başkaydı. Allah, Firavun’un korktuğu ve onun yüzünden binlerce çocuğu öldürttüğü Musa’yı onun evinde büyütecekti. Firavun, ileride bundan faydalanmanın yollarını düşünürken aslında kendi sonunu kendi elleriyle büyütüyordu.

Firavun’un karısı nehirde bir sepet içinde bulunan bu çocuğa merhamet etmişti. O merhamet ona bir lütuf olarak geri dönecekti. O gün Musa’yı ölümden kurtaran kadın, Musa’nın getirdiği iman esaslarına inanacak ve Kur’an’ın övgüyle bahsettiği kadınlardan biri olacaktı.

Bugün bir zavallıya, bir biçareye, bir gurbetçiye, bir sahipsize, bir yoksula sahip çıkmanın ve yardım etmenin, ona merhamet etmenin ileride ne gibi lütuflar getireceğini bilemeyiz. Belki yıllar önce yaptığımız bir iyilik bizi binlerce kötülükten korumuştur. Belki bugün yapacağımız bir iyilik bizleri yıllarca kötülüklerden kurtaracaktır. Bir merhamet, bir imana vesile oldu. o merhamet ona pahalıya mal olmadı.

Evet, Firavun’un saltanatı gitti, askerleri denizde boğuldu, kendisi de denizde boğuldu. Ama Firavun’un karısı iman ederek hem dünyevi hem uhrevi azaptan kurtuldu.
Merhamet et, merhamet bul!

Rabbim bizleri merhametten mahrum eylemesin!