Bütün hedeflerin sana pranga olur, mahkumiyet halini alır, onların içinde hapsoldun. Ve sonra acı çekersin ve sonra sorarsın "Nasıl özgür olmalı?". Hedeflerinden özgür kal ve özgür olacaksın! Yapılması gereken başka bir şey yok. Bir hedef yaratma, o zaman mahkumiyet yoktur.

Anın içinde seninle olmakta olan her şeyi kullan ama sahiplenme. Onun sana ait olduğunu iddia etme. Hiçbir şey senin değil, her ey varoluşa aittir...

Güven,hedef secmekten daha emin yol,çünkü biz heveslerle yanlış ve boşuna didinmeler içinde gerçeği ve hayatı kacirabiliriz..güven ve sükunetle bizim için gereken gerektiği kadar gelir .Evrensel liyakat sahibini doğru bulur..telaşa gerek yok .

Sevginin en üstün hali asla bir ilişki değil, sadece senin var olma halindir...

Önce kendi gideceğin yolu öğren, sonra öğretmeye kalk
Kendine bir ışık ol, kendi hakikatının içine doğru tut.
Bırakmayı öğren. Mutluluğun anahtarı budur.
Övmek veya yermek bilge kişinin dengesini bozamaz.
Bir derdin varsa, derman bulmaya çalış; bulamıyorsan da, onu dert etme.
Bir kişinin kendi kendini yenerek kazandığı zafer, bir başkasının savaşta bin kişiyi bin kez yenerek kazandığı zaferden daha iyidir...
Dünyanızı yaratan, zihninizdir.

Ve siyahtan daha karanlık bir renkle tanıştım o an. Hiçlik rengi.

Muhteşem

Bu böyle değil. Okyanusda yalpalamak olur sadece..

Düşünce akışı sizi kolayca sürükleyip götürebilecek muazzam bir devingenliğe sahiptir. Her düşünce çok önemliymiş gibi davranır. O dikkati tamamen kendisine çekmek ister.
İşte sizin için yeni bir ruhsal uygulama: Düşünelerinizi çok ciddiye almayın.

bu konuyu biraz daha açabilir misiniz

Sırf yazmak için yazan bir arkadaşımız burada.

Hoş geldin yazmak için yazan arkadaş.