#1
|
|||
|
|||
Alak - Alaka - Sevgi
Yaratılışın özü ; Alâk - Alâka - Sevgi
YAŞAMIN TEK BİR GAYESİ VARDIR , SEVGİ VE SEVEBİLME GÜCÜNÜ KAZANMAK Tekamülün gayesinden evvelce de bahsetmiş ve “ tekamül vazifelerinin , manevi değerlerden tekamül etmekte olan varlıklara devredilmesi ( Halifelik ) “ demiştik. Bu , tekamülün gerçi bir gayesi , hem de çok yüksek bir gayesidir. Fakat sonu olmayan bir sistemde “tekamülün gayesi budur! “ diyerek onu sınırlamak Mutlak Nizama aykırı bir haldir. Şu halde , bir yüksek gayeden de geçilerek tekamülle erişilebilecek çok daha yüksek gayeler mevcuttur. Tekamül eden varlıkla, her şeyi var eden arasında tırmanılması zor bir ip düşününüz. Bu ip “sevgi” ipidir. Sevgi , tekamülün her safhasında kendisini o safhaya uygun olarak gösterir. Ruhlar ise , tekamül ederek sevebilme kabiliyetlerini şuurlandırırlar. Bu ; tekamüldeki bir varlık için daima gelişen , gelişip tekamül ettikçe de güzelleşen bir tekamül faktörü , aynı zamanda da değişmez bir tekamül ölçüsüdür. Per ise , tekamüldeki varlıklara sevmek , daha çok sevmek hissini aşılamakla vazifeli bir değerdir. Tekamüldeki bir varlık, tekamüle başladığı an , sevebilmek kabiliyet ve imkanlarına sahip fakat sevmemiş bir varlıktır. Tanrı tekamüle sevk ettiği varlıklarına kendi yüksek değerinden bahşetmiştir. Bu değerler , o varlıklara sevebilmek özellik ve imkanlarını güçlendirmek için verilmiştir. Tekamüldeki bir varlık kendinde mevcut herhangi ”bir” hassasını tekamül ettirerek gerçek aşka , sevgiye yükselemez. İşte şimdi bu çok mühim konuyu dünya realitesine göre , o Mutlak ve izahı imkansız olan’ın emirlerine uygun olarak anlatmaya başlıyorum... Planların , tertiplerin ve ruha bağlı bulunan per’in tekamüldeki varlıklara çok çeşitli alanlarda değerler kazandırdıklarından bahsettik. Bu değerlerin nasıl kazanıldığı , tekamüldeki bir varlığın bu değerleri kazanmak için neleri idrak etmesi , neleri de benimsemesi gerektiğini önceden söylemiştik.ilerde bu bahsi daha açık olarak tekrar izah edeceğiz. Bizim burada asıl belirtmek istediğimiz şey ; ruhların pek çeşitli alanlarda denenmelerinin ve birbirlerinden pek farklı alanlarda değer kazanmalarının sebebinin ; “ ruhları birbirlerine benzemeyen çeşitli sahalarda bilgi ve değer sahibi yapmak “ olmadığıdır. Bütün bu değerler , tekamüldeki varlığın sevebilme gücünü arttırabilmesi içindir. çünkü sevebilme gücü , teker teker kazanılan bu değerleri ihtiva etmesi (1) gereken ve ihtiva eden bir güçtür.( 1: ihtiva etmek : içermek). Bir varlık “ iradesini” bu gücü kuvvetlendirebilmek için kuvvetlendirir. Bu varlık için “sabır” yine bu gücün takviyesi için lüzumludur. Kısaca; ayrı ayrı meziyetler (2) halinde tezahür eden değerler , hakikatte “ sevebilme gücünü” meydana getiren gücün birer elemanı halindedirler.( 2: meziyet : yararlı olan üstün değer; üstünlük , vasıf ; kıymet) Ayrı ayrı toplanıp kazanılan bu değerler , ruhta artarak benimsendikçe , per vasıtası ile otomatik olarak bir birleştirilmeye ve tasnife (3) tabi tutulur (3: tasnif: sınıflama ; ayırıp, sıralayıp bölümleme) , neticede ; varlığın sevebilme gücü artar! Şu halde ; kazanılan bütün çeşitli değerler sevebilme gücünde toplanmaktadırlar. Kısaca sevebilme gücü dediğimiz şey, tekamül yerlerinde , ahirette ve ahiret üstü maneviyat alemlerinde sevebilme gücü halinde tezahür eden tek değer, tek hadisedir. Mesela insan dünya şartlarına uygun olarak sevebilir. Her tekamül yerinin şartları o yerlerde tezahür eden sevgileri dıştan değişik gösterebilir. Mesela aile bağları, cinsiyet sevgide rol oynayan faktörlerdir. Fakat bu faktörler dünya şartlarına uygun olan bir sevgiye vasıta olabilirler. Diğer tekamül yerlerinde ise şartlar değişince sevginin dış görünümü de değişir. Genellikle tekamül yerlerinde robotsuz sevgiyi tasavvur etmek çok zordur.nisbeten ileri bir tekamül yeri olan dünyada bile maddesiz bir sevginin olabileceği , ancak düşünülebilir fakat sevginin değer ve güzelliği asla tasavvur edilemez. Ahirette de sevgi vardır. Fakat bu sevgi de ahiret şartlarına uygun bir sevgidir. Keza yüksek maneviyat alemlerindeki varlıkların sevgileri şu ana kadar sıraladıklarımızdan üstün değerdedirler. İlk bakışta gerek şekil , gerek tarz , gerekse değer bakımından pek değişik gözüken bu sevgiler , hakikatte “ sevgi” adı altında tek bir değişmez noktada birleşirler. Sevgi nerede olursa olsun o ortamın şartlarından sıyrılarak düşünülürse , o vakit her meyvadaki sevgi çekirdeğinin birbirine benzediği görülür. Aradaki tek fark büyüklük farkıdır. Yani çekirdek diğerinden büyük veya küçük olabilir. Sevgi çekirdeği , her tekamül yerinde “ değişmez fakat gelişen” özelliğini muhafaza eder. Onu tekamül yerlerinde değerlendirmeye yarıyan vasıtalarla tam olarak değerlendirebilmek mümkün değildir. O her tekamül yerinin şartlarına uyan kavramlarla da izah olunamaz. Şu halde sevgiyi herhangi bir tekamül yerinde o tekamül yerinin icaplarına uygun olarak büründüğü kabuğundan çıkarmaya ve onu çekirdek halinde öz değeri ile tekik etmeye imkan yoktur. Parola ; “ sev de nasıl seversen sev” dir. Bu parola , dünya realitesine göre çok çeşitli değerlendirilebilir. Mesela bu parolayı tatbik etmek için bir genç sevdiği kzı kaçırmak pahasına katil olabilir. Hadise , mevzubahis olan insanların değerine uygun olarak tezahür eden bir hadisedir. Bir ölçü olan toplum realitesi , onun bu şekildeki sevmesini cezalandırır. Bu ceza ve cezadan sonra yaşayacağı hadiseler hep sevebilme gücünü arttıracak mahiyetteki hadiselerdir. Sevgisi için adam öldüren katil işlediği cinayetin cezasını çekerken sevebilme değerini arttırır. Bu yolda ölen ise zaten bir şey kaybetmemiş , hatta cereyan eden hadiseler onun da sevebilme gücünün artmasında rol oynamıştır. Her hayat planı , sevebilme gücünü arttırmak esasını gözönünde bulundurarak hazırlanır. Per’in müdahaleleri ise ruhun sevebilime gücünü arttırabilmesini sağlayacak mahiyettedir. Kısaca ; her şey sevebilmek ve daha çok sevebilmek içindir.. |
#2
|
||||
|
||||
Asıl yüksekte olan aşağıda olur hep.
Asıl hızlı olan yavaş kalır her zaman. Ziyadesiyle duyarlı olan donuk olur. Asıl güzel ve etkili konuşan suskun durur. Med ve cezir tek bir gelgittir. Kılavuzsuz olan en güvenilir rehbere sahiptir. çok büyük, çok küçüktür, ve her şeyini verenin, her şeyi var demektir..
__________________
öLürüm yoLuna öLürümde yine boyun eğmem, yakarım dünyayı uğruna ama sana eğiLmem.. öyLe sInIrsIz öyLe Derin öyLe Çok Severim ki KORKARSIN!! Kuruyup çöLe dönsemde Pare Pare oLsamda YENiLMEM!!.. |
#3
|
|||
|
|||
Ahirette de sevgi vardır. Fakat bu sevgi de ahiret şartlarına uygun bir sevgidir. Bu bölüm en çok ilgimi çeken kısım oldu
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
96-alak sûresi | mgunes27 | Kuran-ı Kerim | 0 | 15.05.21 14:58 |
sevgi tektir allahadır o sevgi kuluna verirlirse kul şaşırır kul şaşırırsa o nasibi o | Ebuhamza | Celb & Muhabbet & Kısmet | 7 | 23.01.21 23:40 |
Alak Suresi Açıklamalı Tefsiri | Havasokulu | Kuran-ı Kerim Tefsiri | 2 | 05.01.19 09:11 |
Alak suresi | Aysu | Sorularınız | 1 | 10.10.18 00:49 |
Alak Suresi Sesli Dinle ve Oku | Havasokulu | Sesli Kur-an | 6 | 16.01.18 21:03 |