|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
On Serfiot'un incelemesine girişten
ON SEFİROT’UN İNCELENMESİNE GİRİŞ’DEN
On Sefirot’un İncelenmesi’ne Giriş’te, Baal HaSulam (Rav Yehuda Aşlag), en önemli arzusunun bizi Kabala’dan ayıran demir duvarı yıkmak ve bu ilmin dünyamızdan yok olmasını bir kereliğine ve sonsuza dek engellemek olduğunu anlatır. Ancak Kabala çalışmasına karşı, özü ve amacıyla ilgili bilgisizlikten kaynaklanan, birçok itirazlar ortaya çıkmıştır. Baal HaSulam açıklamaya devam eder, eğer kendimize sorarsak, “Hayatımızın anlamı nedir, sorunlarla dolu acı, zor, sayısız yılların? Kim bundan zevk alabilir? Yaratan bizden ne istiyor?” bu soruların cevabı nerede? Sonunda, Kabala’nın şöyle söylediğini ifade eder: “Tanrı’nın iyiliğini yaşayın ve görün” (Kabala çalışarak Yaratan’ı hissetmeyi edinmekten bahseder). O’nun ne kadar sevecen olduğunu ve her şeyi bize fayda için yarattığını ve Kabala’yı bunu edinmemiz için bize verdiğini göreceksiniz. Bunların hepsini burada, bu dünyada yaşarken hissedeceksiniz. Kabala, bizi ölümü değil, yani acı ve anlamsız varoluşu, “Hayatı Seçmeye”, iyiliği seçmeye teşvik eder. “Seç” denilir, yani bize bir seçenek verildiği anlamındadır. Daha önceki makalelerde, sadece önceden belirlenmiş amacı edinirken, seçeneğin iki yol arasında olduğuna açıklık getirilmişti: manevi gelişim yolu (Kabala’nın yolu) ya da acı yolu vardır. Nihai amaç, egoizmi söküp atmak ve sevgi ve ihsan doğasını kazanmaktır. Bu nasıl başarılabilinir? Şöyle denir, “Yerde yatın, sadece su ve ekmekle memnun olun ve bu dünyada ve sonrakinde mutlu olursunuz.” Bu yolla kişi manevi doğayı edinebilir, Üst Dünyalarla birleşebilir ve sadece bundan sonra Yaratan’ın iyiliğini hissedebilir. Ancak, sadece özel bireyler (ruhlar) bu yolla amacı edinebilir. Dolayısıyla, bizlere başka bir yol verilmiştir: Kabala çalışması. Kabala’nın Işığı ruhu etkiler ve onu doğru yönde dönüştürür. Böyle yaparak, fiziksel acı ile değil, kalbimiz ve aklımızın aracılığıyla edinim yolunda yürürüz. Ancak, Kabala Işığı sadece Yaratan’a sadık ve imanlı, O’nun iyi işlerine inanan, kişileri etkiler. Bu yolda olmanın en önemli gereği, Yaratan’a inançtır ki bu da kişinin bu yola adadığı zaman ve çabayla ölçülür. Öyleyse, iş, Yaratan’ın gücüne, korumasına ve O’na doğru ilerleyenlere sevgisine azami güveni sağlamaya kalıyor. Bu inanç Kabala dışında başka hiçbir kaynaktan edinilemez. Kabala’nın en temel gücü doğrudan Yaratan’ın eylemlerini çalışıyor olmasında yatar. Dolayısıyla, ondan gelen Üst Işık yoğundur ve bizi hızla ıslah eder. Kabala ilmi iki kısımdan oluşur: gizli kalmış hiç tanımlanmamış ve sözle geçmiş bir kısım; ve birçok kitapta açıklanmış ifşa edilmiş bir kısım. Kişi ifşa olmuş kısmı çalışmalıdır çünkü amacı edinmek ancak buna bağlıdır. Üst Işığın etkisi sadece bir Kabala öğrencisinin amacı kişisel egoizmi söküp atmak ve Yaratan’la bütünleşmek olduğunda pozitiftir. Kişi arzu edilen amaca hemen alışamaz; çalışırken sürekli olarak amacı takip etmelidir. Bu özellikle manevi dünyaları ve Yaratan’ın eylemlerini çalışırken geçerlidir. Bu yolla, öğrenciler düşüncelere ve çalışılan ile bütünleşme arzusuna yoğunlaşmayı daha kolay buluyorlar. Manevi dünyadan uzaklığımız tüm acı, sorun, ıstırap ve boşluğun sebebidir. Kendimizin dünyanın nasıl idare edildiğini yanlış anlaması ve Yaratan’ı hissetme yetersizliğimiz bizi O’nun yönetimini anlamada idrak noksanlığına götürür. Gerçekten de, eğer dünyanın yönetimi ifşa edilmiş olsaydı, eğer ödül ve ceza eylemlerimizi anında izleseydi, herkes erdemli olurdu! Dolayısıyla, tek eksiğimiz yönetimin gerçek bir algısı. Bu somut edinim dört aşamada gözler önüne serilir: • Yaratan’ın eylemlerinin çift gizliliği; • Tek gizlilik; • Sebep ve sonucun, ödül ve cezanın edinimi; • Mutlak edinim, her şeyin, iyi ve kötü tüm yaratılmış varlıkların iyiliği için yaratıldığının aydınlığa kavuşması. |
#2
|
|||
|
|||
Yaratan aslında, başlangıç durumlarında, insanlardan iki kat gizlenmiştir. Bu durumda,
kişi Yaratan’ın dünyadaki varlığının sonuçlarını görmez ve doğaya inanır. Tek gizlilik, Yaratan’a yetersiz yakınlıktan dolayı kişinin başına gelen talihsizlikler durumudur. Bu durumdaki insanlar bu talihsizliklerin Yaratan’ın yönetiminin olduğu kadar, kişisel eylemlerinin sonucu olduğuna da inanırlar. Bu gizlilik, kişinin Üst Yönetimin varlığına inandığı noktadadır. Bu iki gizlilik Yaratan’a yaklaşmanın asıl çalışmasını oluşturur, çünkü Yaratan’ın gizliliğinden dolayı iradenin özgürlüğü mümkün hale gelir. Kişi, Yaratan’ı her eylemde görmeyi arzularken, O’na inançla yaklaştıkça, Yaratan Kendisini zaman içinde ifşa eder. Bu durumda, kişi dünyanın yönetiminin tüm sebeplerini ve etkilerini açıkça görür ve bir kez buna olan ihtiyacı ve inanılmaz faydalarını kavradı mı da egoizmi söküp atar. Doğal olarak bu noktada, kişi geri dönemez çünkü cezayı önceden görür ve hisseder. Arınmaya devam ederken, kişi Yaratan’a karşı mutlak sevgi seviyesini gerçekleştirir ve dolayısıyla O’nun tam edinimini kazanır. Bu, her bireyin nihai amacıdır. İnsanları kontrol eden ve dolduran tüm dünyalar ve güçler bu amaç için yaratılmışlardı. Şöyle yazılmıştır, “Dünyanızı edinin ve onu hala hayattayken görün.” Karanlıktaki uzun ve zorlu yolun ödülü budur, yani Yaratan’ın gizli olduğu ve Yaratan’ın arayışı içinde dünyamızla manevi dünya arasındaki engeli ortadan kaldırmak adına doğaya ve topluma meydan okumak için istek gücümüzü kullandığımız durumdur. Ne kadar çok engel ve uzun mesafe kat etmemiz gerekirse edinilen karşılıklı sevgi hissi de o kadar güçlüdür. Kabala çalışmasında bu amacı sürekli gerçekleştirmeye çalışmalıdır çünkü ancak o zaman başarılı olabiliriz. Aksi takdirde, bu çalışma bize karşı döner ve sadece egoizmimizi büyütür. Bu yüzden Yaratan’dan uzak olanlarımız için Yaratan’ın eylemlerini, düşüncelerini ve amaçlarını tanımlayan, Kabala çalışması bu kadar önemlidir. O’nu daha iyi tanımamızı sağlar ve bu bilgi sayesinde O’nu sevmeye ve arzulamaya ulaşırız. Hepimiz en uzak noktadan başlamamıza rağmen, herkes sevgi seviyesini ve Yaratan’ın kesin edinimini tamamlamak zorundadır. Bize gelmeden önce Kabala, Atzilut dünyasında yaratılışının seviyesinden itibaren bir birini izleyen birçok sınırlamalardan geçmiştir. Ancak, özü sabittir ve değişmez. Yaratılan varlıkların seviyesi ne kadar düşük ise, Kabala onlar için daha önemli hale gelir, çünkü onlara, kendilerini içsel arzularla zapt olmuş bir bedenin engellerinden kurtarmalarında yardım eder. Dünyamızda, Kabala, Atzilut dünyası tarafından kontrol edilen, örtülerin (doğa, canlı yaratılanlar, ve zaman) altına gizlenmiştir. Bu örtüler (kabuklar) ıstıraplarımızın sebebidir çünkü yönetim sistemini gizlerler. Örtüler (kabuklar) ve Beria, Yetzira, ve Assiya dünyaların gizlenmiş kısımlarına Kabala denir ve dünyamızın kabuklarına da “ifşa edilmiş ilim” denir. Kişi, ne çalışıldığına bakılmaksızın, Yetzira dünyasının kabuğuna girene dek, Kabala’nın gizlenmiş kısmı ile uğraşır. Ancak, Yetzira dünyasına girdiği takdirde, kişi Kabala’yı ifşa eder ve Işık anlamsız her şeyin yerini doldurur. Dolayısıyla, kişi Kabala’yı bir gizemden öğrenmeye başlar ta ki o realiteye dönüşene dek. Bu, Yaratan’ın Assiya dünyasındaki tek ve çift gizliliğine, Yetzira dünyasının açığa çıkmasına, Beria dünyasında Yaratan sevgisinin edinilmesine ve Atzilut dünyasında tam sevgi ile bütünleşmeye tekabül eder. Ari’nin kitabı, Hayat Ağacı, insanların Yaratan’ı süreklilikle, acısızca ve güvenle edinmelerini sağlamak için yazılmıştı. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Zohar'a Girişten | Naim | Kabala | 8 | 13.06.19 11:28 |