#1
|
|||
|
|||
Hz. Hızıra Lütfedilen İlim
Allah'ın Kuran'da ilim sahibi olarak bildirdiği Hz. Hızır (Kuran'da bu isim geçmemekte ancak hadislerde bu kişinin Hz. Hızır olduğu bildirilmektedir), İlm-i ledün adı verilen ilmin sahibi mübarek bir şahıstır. Allah'ın seçtiği kişilere vermiş olduğu özel bir ilim olan İlm-i ledün (bir başka ifadeyle ilm-i batın) sahibi kişiler, Allah'ın verdiği ilham ile gaybın bilgisine sahip olan özel kişilerdir. Rabbimiz'in takdir ettiği kadarıyla, olayların gidişatını ve gelecekteki sonuçlarını önceden bilir, buna göre hareket ederler. Konuyla ilgili bir ayet şu şekildedir:
«Derken, Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve Tarafımız'dan kendisine bir ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular.» (Kehf Suresi, 65) Allah, Hz. Hızır'a Kendi Katından üstün bir ilim vermiştir. Kuran-ı Kerim'de Hz. Musa'nın Hz. Hızır ile buluştuğu, kendisiyle beraber bir yolculuğa çıktığı ve Rabbimiz'in Hz. Hızır'a vahyettiği ilimden faydalanmak istediği de detaylı olarak bildirilmiştir. (Kehf Suresi, 66) Hz. Hızır, Hz. Musa ile yolculuğa çıkmayı kabul ettikten sonra Hz. Musa'nın eğitimine vesile olacak birkaç olay yaşanmıştır. Hz. Musa, Hz. Hızır'ın sahip olduğu ilmi bilmemesi sebebiyle, Hz. Hızır'ın ilk anda hatalı ve garip gibi görünen bazı davranışlarını yadırgayarak ona bunların sebeplerini sormuş ve bazı yorumlarda bulunmuştur. Fakat ayrılacakları vakit Hz. Hızır'dan yaptıklarının asıl sebeplerini öğrenince, Hz. Hızır'ın bunları belirli hikmetlere yönelik olarak yaptığını anlamıştır. (Kehf Suresi, 78-82) Kuran'da Hz. Hızır'ın bu yolculuk sırasındaki davranışlarından biri şöyle bildirilir: «Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (gemiyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: İçindekilerini batırmak için mi onu deldin? Andolsun, sen şaşırtıcı bir iş yaptın.» (Kehf Suresi, 71) Bu olayda Hz. Hızır, bir gemiyi delmiştir. Ancak bu gemiyi delmesinin çok önemli birkaç nedeni vardır. Kuran'da Hz. Hızır'ın bu davranışının sebebi de açıklanmaktadır: «Gemi, denizde çalışan yoksullarındı, onu kusurlu yapmak istedim, (çünkü) ilerilerinde, her gemiyi zorbalıkla ele geçiren bir kral vardı.» (Kehf Suresi, 79) Hz. Hızır'ın bu davranışının hikmetlerini açıklamadan önce, onun merhametli karakteri üzerinde durmak gerekir. Hz. Hızır hemen yoksulların yardımına koşmuş, onların sıkıntı içine düşmelerini, zorba kimselerden zulüm görmelerini engellemek istemiştir. Bu hareketi onun, yoksul ve ihtiyaç içinde olanlara karşı şefkatli ve merhametli karakterini ortaya koymaktadır. Allah'ın Rahman ve Rahim sıfatları Hz. Hızır üzerinde yoğun bir şekilde tecelli etmektedir. Bu, müminleri inkarcılardan ayıran üstün bir özelliktir. Hz. Hızır'ın gemiyi delişinde de çok büyük bir akıl, feraset, basiret ve ileri görüşlülük hemen dikkati çekmektedir. Çünkü gemiyi makul ölçülerde ve tekrar tamir edildiğinde kolayca kullanılabilecek şekilde tahrip etmiştir. Böylece gemiyi gören kişi kusurlu zannedecek ve el koymaktan vazgeçecektir. Ancak zorba kişilerin mallarını gasp etme tehlikesi ortadan kalktıktan sonra gemi sahipleri gemiyi kolaylıkla yeniden tamir edip, kullanabilecek hale getireceklerdir. Yolculukları sırasında bunun gibi hikmetli birkaç olay daha yaşayan Hz. Musa, Hz. Hızır ile buluşmasında Allah'ın izniyle çok önemli ve hikmetli bir eğitim almış, Hz. Hızır'ın, üstün ve güçlü olan Yüce Rabbimiz'in dilemesiyle bazı gayb bilgilerine sahip özel bir insan olduğuna şahitlik etmiştir. Tüm bunların yanı sıra hadislerde, İslam alimlerinin çeşitli açıklamalarında ve İslam tarihi kaynaklarında, Hz. Hızır'ın dönem dönem peygamberlere ve Allah'ın salih kullarına yardımcı ve destekçi olduğuna yönelik bazı bilgiler de yer almaktadır. (En doğrusunu Allah bilir.)
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#2
|
|||
|
|||
Abdullah bin mübarek (Rahmetullahi aleyh) diyorki; Savaşa gidiyorken atım düştü ve öldü. O anda orada yüzü ve kokusu çok güzel birisi belirdi. Tekrar atına binmeyi istermisin dedi. Evet dedim. Adam elini atın alnına koyarak;
Aksemtü aleyki eyyetühel ılletü biızzetillâh Ve bi azameti azametillâh Ve bi celâli celâlillâh Ve bi kudreti kudretillâh Ve bi sultâni sultânillâh Ve bi lâ ilâhe illallâh Ve bi mâ cerâ bihil kalemü min ındillâh Ve bi lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi illen sarafti. Bu duayı okuyup, elini üzerinde gezdirince at düştüğü yerden kalktı. Adam bana; Bin atına dedi. Atıma bindim, atımın ölmesiyle ayrılmak zorunda kaldığım arkadaşlarıma yetiştim. Sonraki gün düşmanla çarpışmaya başlayacağımız anda bana yardım eden adam önümde belirdi. Dün bana yardım eden sen değilmiydin dedim. Evet benim dedi. Allah için cevap ver, sen kimsin dediğimde Ben Hızır’ım, zorda kalanlara yardım ederim, dedi. Bunun üzerine ondan sonra ne zaman bu duayı bir hastaya okudumsa Allahın izniyle hemen şifa buldu. Manası: Ey hastalık! Sana Allâh'ın izzetiyle, azametiyle, yüceliğiyle, kudretiyle,gücü ile, lâ ilaâhe illallâh ile, Allâh'ın katından, kalemin yazdıkları ve Allâh'ın güç ve kuvvetiyle yemin veriyorum. Bu kimseyi terk edip uzaklaş. |
#3
|
|||
|
|||
Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.
Allah razı olsun . |
#4
|
|||
|
|||
Muhyiddîn-i Arabî hazretleri şöyle anlatır:
"Bir gün Tunus Limanında idim. Vakit geceydi. Kıyıya yanaşmış gemilerden birisinin güvertesine çıktım. Etrâfı seyretmeye başladım. Denizin üzerinde ay doğmuş, fevkalâde güzel bir manzara teşkil ediyordu. Bu manzarayı, cenâb-ı Hakk'ın her şeyi ne kadar güzel ve yerli yerinde yarattığını tefekkür ederken dalmıştım. Birden ürperdim. Uzaktan, uzun boylu, beyaz sakallı bir kimsenin suyun üzerinde yürüyerek geldiğini gördüm. Nihâyet yanıma geldi. Selâm verip bâzı şeyler söyledi. Bu arada ayaklarına dikkatle baktım, ıslak değildi. Konuşmamız bittikten sonra, uzakta bir tepe üzerindeki Menare şehrine doğru yürüdü. Her adımında uzun bir mesâfe katediyordu. Hem yürüyor, hem de Allahü teâlânın ismini zikrediyordu. O kadar güzel, kalbe işleyen bir zikri vardı ki, kendimden geçmiştim. Ertesi gün şehirde bir kimse yanıma yaklaşarak selâm verdi ve; -- Gece gemide Hızır aleyhisselâm ile neler konuştunuz? O neler sordu, sen ne cevap verdin?" dedi. Böylece gece gemiye gelenin Hızır aleyhisselâm olduğunu anladım. Daha sonra Hızır aleyhisselâm ile zaman zaman görüşüp sohbet ettik, ondan EDEB öğrendim. |
#5
|
|||
|
|||
Allah razı olsun
|
#6
|
||||
|
||||
deccalin hızır as öldürecegini hz isanın diriltecegi söyleniyor . dogrusunnu ALLAH bilir
__________________
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka. |
#7
|
|||
|
|||
Allah razı olsun...
|
#8
|
||||
|
||||
Hz. Hızır ın özelliğidir ki kimin yanına gitse, kendisini arayan kimse dahi olsa yanındayken kişinin Hz. Hızır olduğundan gafil olur. Allah c.c bazı sevgili kulları bundan istisnadır. Büyüklerin bir atasözü vardır. Her gördüğünü hızır, Her geceyi kadir bil. vesselam
Dipnot ; Genel de kulağınıza eğilip salavat vb. dualar öğretir.
__________________
Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan. Sen erken davran ölmeden önce uyan. |
#9
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#10
|
|||
|
|||
cenabı allah razı olsun
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Evliyalar (imam-ı Azam Ebu Hanife) | Dedee | Allah Dostları & Evliyalar | 1 | 11.05.24 01:53 |
Evliyalar-Gazali | Dedee | Allah Dostları & Evliyalar | 3 | 02.04.22 08:07 |
ilim ve Din Arasında Herhangi Bir Çatışma Söz Konusu mu? | mgunes27 | islam & islami Konular | 0 | 15.05.21 15:26 |
Ahmed hulusi ve batıni ilimler kavramları | DiLara | Diğer Havas Konuları | 4 | 16.10.19 21:37 |
Kimler ilim öğrenemez | RvP | Diğer Havas Konuları | 7 | 02.08.19 17:16 |