Günahlar, Doğru Anlamayı ve Doğru Düşünmeyi de Engeller

{ قَالُوا۟ یَـٰشُعَیۡبُ مَا نَفۡقَهُ كَثِیرࣰا مِّمَّا تَقُولُ وَإِنَّا لَنَرَىٰكَ فِینَا ضَعِیفࣰاۖ وَلَوۡلَا رَهۡطُكَ لَرَجَمۡنَـٰكَۖ وَمَاۤ أَنتَ عَلَیۡنَا بِعَزِیزࣲ }

Dediler ki: Ey Şuayp, biz senin dediklerinin çoğunu anlamıyoruz. Biz seni aramızda zayıf biri olarak görüyoruz. Eğer aşiretin olmasaydı kesinlikle seni taşlardık. Senin bizden koruyacak bir destekçin de olmazdı.

[Hûd suresi: 91]

Günah işleyenler iki kısımdır

Birincisi: İşlediğinin günah olduğunu bile bile yapar. İnat ve kibrinden dolayı yapar. Pişmanlık duymayacak şekilde yapar. Allah'a rağmen yapar. Sonucunun neler doğuracağını bilir. Günah işlerken utanç, daralma, pişman olma, tövbe etme, sıkılma ve korkma gibi düşünce ve hissi olmaz.

İkincisi: Günah işlerken günah olduğunu bilse de bile bile yapmaz. İnattan değil cehaletten yapar. Bilinçsiz bir günahkardır. Pişmanlık duyacağı günahı işler. Allah'a rağmen günah işlemez. Günah işlerken bile günün birinde tövbe etme arzusu taşır. Pişmanlık hisseder. Sıkılır, daralır ve günahının farkına varır.

Birincisinin manevi dünyası ölmüştür. Artık ne vaazdan anlar ne uyarılara kulak verir. Ölümden başka hiçbir şey ona gerçeği gösteremez. Anlayışı kıtlaşır. Mucizeyi sihir olarak görür, peygamberi sihirbaz zanneder, Allah'ın salih kullarını kafası çalışmayanlar olarak görmeye başlar. Dine söverek yatar, dine hakaret ederek kalkar. Elinden gelse Müslümanları bir kaşık suda boğmaya çalışır.

Bu kimselerin kalbi ölmüş, aklı ölmek üzeredir. Bunlar beden değil cesettir. Yürüyen ölüdür. Ağızlarından söz yerine salya akar; gözlerinden sevgi yerine, kin ve nefret akar; ellerinden bereket yerine şer ve kıtlık çıkar.

Bunlar, Müslümanları sahipsiz, desteksiz, güçsüz ve çaresiz görseler ezerler. Zira bunlar için günah işlemek, su içmekten farksızdır. Bir Müslümanı incitmek, haz almakla eş değerdir.

Müslümanların arkasında aile gücü, sendika gücü, kamuoyu gücü, halk gücü, parti ve siyaset gücü, dünya ülkeleri gücü, ülkeler arasındaki birlikler gücü olmasa onları taşlamaktan, bombalamaktan ve kitle imha silahları ile yok etmekten bir gün geri kalmazlar.

Zira günah onları insan olmaktan çıkarmıştır. Onları tağut ve şeytan yapmıştır. Tağut ise Müslümanı sevmez.

Gücümüzü özellikle ikinci sınıfta yer alanlara ayıralım. Henüz günahın içinde boğulmamış ve kaybolmamış olanlara zaman ayıralım. Bunları bataklıktan kurtaralım. Bunlara elimizden geldiğince maddi manevi destek verelim.

Rabbim bizleri muhafaza eylesin!

قَالَ كَلَّآ ۖ إِنَّ مَعِىَ رَبِّى سَيَهْدِينِ
Kâle kellâ, inne maiye rabbî seyehdîn(seyehdîni).
Mûsâ, “Hayır! Rabbim şüphesiz benimledir, bana yol gösterecektir” dedi.