#1
|
|||
|
|||
Kıskançlık Kavramları
Râgıp İsfahânî Hazretleri, Zerîa isimli eserinde kıskançlığa dâir kavramları tasnîf ediyor. Sevgi ve korumayla ilgili kıskançlık “Gayret”, çekememezlik anlamında kullanılan kıskançlık “Hased” olarak isimlendirilir. Kavramları kitaptan özet olarak nakledelim:
• Gayret: İnsanın hareminin dokunulmazlığını koruma güdüsüyle öfke kuvvetinin galeyâna gelmesidir. Bu hâl, daha çok kadınların erkeklerce kıskanılmasında söz konusudur. Allah Teâlâ’nın bahşettiği bu kuvvet ile soyun ve nesebin korunması sağlanmıştır. Denilmiştir ki, erkeklerine kıskançlık (gayret) verilen her milletin kadınlarına da iffet verilmiştir. Gayret olarak isimlendirilen kıskançlık türü, insanın hayatında yönetmesi gereken şu üç alanda kullanılan bir kuvvettir: 1) Kişinin kendini koruması, 2) Kişinin evini ve ailesini koruması, 3) Yaşadığı şehri ve ülkeyi koruması. Dolayısıyla denilmiştir ki, hakîkî gayret, erkeğin (sadece) hanımını kıskanıp koruması değil, sorumluluğu altında bulunan değerlerin tümünü savunması ve korumasıdır. (Dinimizde çok önem verilen komşuluk münâsebetleri, gayret kavramının üçüncü şıkkına dâhildir.) Bu meyânda şöyle denilmiştir: “Kıskançlık (gayret), bütün zayıfları savunmaktır.” Gayret, insânî özelliklerden biri olması hasebiyle bütün nesillerde bulunması gereken bir güdüdür. Kıskançlığı gerektiren öfke kuvvetine (hıfzeden, koruyan mânâsında) “Hafîza” da denilmiştir. Mesela “falanca beni korudu” veyâ “falanca beni öfkelendirerek bendeki koruma güdüsünü harekete geçirdi” denilir. ... • Gıpta, Münâfese ve Hased Başka birine ulaşan bir iyiliğin kendine de gelmesini temennî etmek, “Gıpta” olarak isimlendirilir. Bu temennî ile beraber bir kimse başkasının ulaştığı bir iyiliğe ya da o iyiliğin daha iyisine ulaşmak için çaba gösterirse, bu rekâbete (yarış mânâsında) “Münâfese” denilir. Bu ikisi övülen hasletlerdendir. “Hased” ise, bir başkasına ulaşan iyiliğin alınmasını, yok olmasını temennî etmektir. Diğer bir ifâdeyle, bir kimseye hak olarak verilen nimetin elinden gitmesini istemektir. Bazen, bu arzunun yanı sıra o nimetin yok olması için fiilî çaba da söz konusudur. Tam hasetçi (hâsid), başkasında bulunan bir nimetin hem zâil olmasını ister, hem bu uğurda çaba sarf eder, hem de o nimete kendisi sâhip olmak ister. Denilmiştir ki, “Hâsid”, size ait bir nimetin zevâlini kendisi için nimet sayar. Rasûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Üç duygu vardır ki, kimse onlardan kurtulamaz. Zan, heyecan (telaş) ve hased. Bunlardan nasıl kurtulacağınızı size bildireceğim. Bir şey konusunda zanna düştüğünüzde, zannettiğiniz şeyi gerçekleştirmeyin. Heyecanlanıp telaşlandığınızda durup düşünün, temkinli olun. Hased ettiğinizde ise onu arzulamayın.” (İbn-i Mâce) Yani, başkasının elde ettiği bir iyilik sana sıkıntı, keder verdiği zaman, o iyiliğin onun elinden gitmesini arzulama. Hasetlik, bir yönüyle cimriliktir. Cimri, kendi malına cimrilik eder. Hasetlik eden ise Hazret-i Allâh’ın mülküne cimrilik edendir. Hasetçi, zâlimlerin en zâlimidir. Denilmiştir ki, hased (çekememezlik) ve hırs, bütün günahların iki temel kaynağıdır. 《 Râgıp İsfahânî, Ez-Zerîa 》 |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Feng Shui Felsefesi Temel Kavramları | Adalet | Feng Shui | 1 | 10.07.21 18:20 |
Rızık Ecel Tevekkül ve Çalışmak Kavramları | Naim | islam & islami Konular | 0 | 20.06.20 02:48 |
Ahmed hulusi ve batıni ilimler kavramları | DiLara | Diğer Havas Konuları | 4 | 16.10.19 21:37 |
Havas ve Letaif Kavramları | Hiç | Havas ilmi Genel Bilgiler | 1 | 15.05.18 20:08 |
Saat kavramları . | Acemi | Sorularınız | 5 | 22.02.18 19:33 |