Küçük Günah, Büyük Günah

اِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَٓائِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّـَٔاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُمْ مُدْخَلًا كَر۪يمًا ﴿31﴾

“Eğer size yasaklanan büyük günahlardan uzak durursanız biz de sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere koyarız.”

Nisa Sûresi 31

Büyük günahlardan kaçınmak, küçük günahları siler.

Âlimler günahların bir kısmının büyük, bir kısmının ise küçük olduğunu söylemişlerdir.

Esasında bir günahın büyük ya da küçük olduğunu ölçecek tam bir kıstasımız yoktur.

Ama günahın işleniş şekli, günahın kime karşı işlendiği, günahın sonuçları, günahın türü, günahın cezasının belirlenmiş olup olmadığı gibi etkenler, günahın büyüklüğü ve küçüklüğü hakkında ipucu vermektedir.

Büyük günahlar genel anlamda kaçınılması mümkün olan ve cezası dünya ya da ahirette belirlenmiş olanlardır. Mesela içki içmek, kumar oynamak, zina, faiz, hırsızlık, sihir, yalan söyleme, iftira vb. Zira bu tür günahlar için dünya veya ahirette bir ceza belirlenmiştir. Ayrıca bu günahlardan kaçınmak da mümkündür.

Büyük günahlar için genelde “Kebair”, küçük günahlar için de genelde “Seğair” kavramı kullanılmaktadır. Ayeti kerimede büyük günahlar içine “Kebair” kullanılmışsa da küçük günahlar için “Seyyiat” kavramı kullanılmıştır. Necm Sûresi’nde de “Kebair ve Fevahiş” bir arada zikredilmiş, bunun karşılığında ise “Lemem” ifadesi kullanılmıştır.

Büyük günahların başında şirk gelmektedir. Bundan sonra anne babaya isyan, adam öldürmek, zina etmek, sihir yapmak, savaştan kaçmak, iftira etmek, faiz yemek, yetim malı yemek, yalan yere şahitlik etmek gibi günahlar gelmektedir. Tabi, büyük günahlar bunlarla sınırlı değildir. Günahların hangisinin hangisinden daha büyük ya da daha küçük olduğunu belirlemek zor ve imkânsızdır. Mesela içki içmek mi daha büyük günah, yoksa domuz eti yemek mi daha büyük günahtır? Yoksa ikisi aynı büyüklükte midir?

Fakat az önce dediğimiz gibi günahın sonuçlarına baktığımızda günahın büyük ya da küçük olduğunu bir nebze de olsa anlayabiliriz.

Örneğin bir kadının ya da bir adamın zina ettiğine dair dedikodu çıkarmak, sonuçları bakımından çok büyüktür. Kadının namusuna söz gelmiş olur, eşiyle arası bozulur; kadın, çocuklarına karşı mahcubiyet hisseder, büyük bunalımlar ve depresyonlar yaşar, eşiyle ayrılmak zorunda kalır, üzerinde leke alır ve belki de geri dönülemez sonuçlara neden olur.

Şimdi namuslu bir kadına iftira etmek mi büyük günahtır, yoksa içki içmek mi diye düşündüğümüz zaman, günahın sonuçları bize bu konuda bir ipucu verir.

Büyük günahların kendi aralarında büyük küçük diye sıralanması, onları küçük günah yapmaz.

Küçük günah, ayet ve hadislerde zikredilen büyük günahların dışında kalan ve çoğu zaman kaçınılması zor olan günahlardır.

Bir insanın kendi sağlığını tehlikeye açacak yiyecek ve içecekler yiyip içmesi, malını çarçur etmesi, çevreyi kirletmesi, gürültü yapması, namazı geciktirmesi, durduk yere öfkelenmesi, insanlara sövmesi, rahatsız edici davranış ve sözlerde bulunması gibi günahlar –Allah daha iyi bilir- büyük günahların dışında kalan günahlardır.

Âlimler küçük günahlarda ısrar etmenin, büyük günaha dönüştüğünü söylerler. Zira küçük günahlara aldırış etmeyen biri zamanla duyarsızlaşır ve küçük günahları günah olarak görmemeye başlar. Günahı, ne olursa olsun günah görmemek ise büyük günahtır.

Küçük günahları Allah Teâlâ ibadetler ve iyiliklerle silmektedir. Ayeti kerimede “iyilikler kötülükleri götürmektedir,” buyrulmaktadır. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de şöyle buyurmuştur: “Bir kötülüğün ardından bir iyilik yap ki, o iyilik o kötülüğü silsin!”

Akıllı bir Müslüman günahların hiçbirine küçük ve büyük diye bakmaz. Hepsinden sakınmanın yollarını arar. Ama bilir ki, Allah Teâlâ’nın da ona bir lütfu var ve büyük günahlardan kaçındığı sürece küçük günahları da af ediliyor. Bu his insana iyi gelmekte ve moralini düzeltmektedir. Aksi halde kendisini hep günahkâr hisseden biri zamanla iç âleminde problemler yaşayabilmektedir. Ama affedilmiş olma hissi insana enerji vermekte ve moralini düzeltmektedir.

Allah Teâlâ bizleri her türlü günahtan uzak tutsun ve günahlarımızı af ve mağfiret eylesin!

Ya Rabbi! Sen benimlesin...onu biliyorum...hiç şüphe yok...ne olur bende Seninle olayım...
Kusurum varsa; Seninde Zümer 53. ayetin var...ona güveniyorum..

Peki günahı bizatihi işlememiş fakat işlenmesine şahit olmuş engellememiş, buğzetmemiş hoşuna gitmiş, bir nevi destek vermiş.. Demem o ki kişi işlemediği günahtan ötürü de hesaba çekilecek mi? Bir yandan işlemediği günahtan mes'ul olmayan insan, öbür yandan şahit olduğunda yapması gerektiği ama yapmadığı işinin hükmü nedir? Hep merak etmişimdir hocam..

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Maide 63. 79

Normalde bu ayetlere defaatle bakmışımdır. Ama ayetleri umum değil mütehassıs değerlendirmeden olacak ki geniş düşünmemişim. Hocam, tekrar teşekkür ederim Allah razı olsun

ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَ فٖيهِ هُدًى لِلْمُتَّقٖينَ

Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir.
Bakara Suresi - Ayet 2

Kul hakkı ve/veya şirke goturebilen her günah büyük günahtır. Örnek domuz eti yersin günahı kendine. İçki içersin bı yerde sızar kalırsın. Günahı kendine. Bı de içip içip aklın gitmiştir millete musallat olursun içki günah üstüne kul hakkı... İbadet etmezsin Allah'la senin aranda. Günahı kendine. İbadet edene engel çıkarırsın alay edesin kul hakkı belki şirke gider işin ucu. Sonuç işlediğin günah küçük sayılsa da sonrası Allah'ın affı olmayan kul hakkı ve şirke götürmesi son derece olası. Küçükler birikir şeytanın da işi bu. olacak şeye gümbür gümbür götürür. Allah muhafaza