#1
|
||||
|
||||
Mahşer günü 24 saatin hesabı
BİSMİLLEHİRRAHMENİRRAHİM
Kul için her gün ve her gecede, birbirine sırt vermiş yirmi dört hazine yayılır. O yirmi dört hazineden biri kul için açılır. Kul onu o saatte işlemiş olduğu hayırlarından nûr ile dolu olarak müşahede eder. Dolayısıyla cebbâr olan sultanın nezdinde vesilesi bulunan o nûrların görünmesiyle müjdelenir, sevinir ve feraha kavuşur. Öyle bir şekilde sevinir ki eğer sevinci cehennem ehline tevzi edilse, onlar ateşin yakmasını hissettikleri halde o sevgi onları âdeta sarhoşa çevirir. O kul için ikinci bir hazinenin kapısı açılır. Onu simsiyah ve leş kokan bir şekilde görür. O hazinenin karanlığı onu kaplar. O da Allah'a isyan ettiği saattir. Dolayısıyla onu öyle bir korku sarar ki eğer o korku, cennet ehline taksim edilse, cennetin nimetlerini onlara zehir zakkum yapardı. Ona boş olan, içinde ne sevindirici, ne de korkutucu birşey bulunmayan diğer bir hazinenin kapısı açılır. O da yatmış olduğu veya gaflete daldığı veya dünyanın mübah olan şeylerinden biriyle meşgul olduğu saattir. Onun boş olmasından üzüntü duyar. Bunun zararından ona öyle bir üzüntü isabet eder ki tıpkı büyük kâr elde etmeye gücü yettiği halde ihmal eden ve elden kaçıran bir kimseye isabet eden üzüntü gibidir. Bunun ne büyük bir üzüntü ve ne büyük bir zarar olduğu sana yeter de artar! İşte böylece, hayatı boyunca vakitlerinin hazineleri kendisine arzolunur. İmam-ı Gazali - İhya-u Ulumiddin
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
#2
|
||||
|
||||
Kıyamet kopmuştu. Olağan üstü bir kalabalık vardı. Her yer insanlarla doluydu.
Kimi şaşırıp kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafına bakınıyor; kimi sağa sola koşturuyor; kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği yerinden fırlayacak gibiydi... Soğuk soğuk terler döküyordu. Dünyadayken kıyamet, sorgusual ve mizan hakkında çok şey duymuştu. Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini hiç düşünmemişti. Herkes sırasını bekliyor ve sırası gelen hesabını vermek üzere çağırılıyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa, bir sola baktı. ''Beni mi çağırdınız?'' dedi dudakları titreyerek. Kalabalık birden yarılmış, bir yol açılmıştı önünde. iki kişi kollarına girdi. Bunların mahşer meydanının görevlileri oldukları belliydi. Kalabalığın arasından şaşkın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Görevliler yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi... Bütün hayatı, gözlerinin önünden geçiyordu. ''şükürler olsun.'' dedi, kendi kendine ve devam etti: ''Gözlerimi dünyaya açtığım evde, hep dinini en güzel şekilde yaşamaya çalışan insanları gördüm. Babam ibadetlerine azami dikkat ediyor, arkadaşlarıyla dini sohbetleri kaçırmıyor, malını islam yolunda harcıyordu. Annem de onun gibiydi. Ben de hep onlar gibi oldum. insanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah'ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım...'' Yanaklarından gözyaşı süzülürken, ''Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyorum...'' diyordu. Ama bir taraftan da ''O'nun için ne yapsam az, cenneti kazanmama yetmez. Tek sığınağım Allah'ın bağışlaması ve rahmeti...'' diye düşünmeden edemiyordu. Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk ter döküyordu. Sırılsıklam olmuştu, müthiş bir şekilde titriyordu. Gözleri terazinin ibresine takılmış, neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Oradan çıkarıldı. Eski yerine getirildi. Biraz sonra görevli melekler, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler. önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı. Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kula kesilmişti. Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? ismi ''cehennemlikler'' listesinde geçmişti. Dizlerinin üstüne yığıldı. şaşkınlıktan dona kalmıştı. ''Olamaaaazzzz!'' diye bağırdı. Sağa sola koşturdu. ''Ben nasıl cehennemlik olurum? Hayatım boyunca Allah yolunda hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep rabbimi anlattım.'' diyordu. Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Görevliler, kollarından tuttular ve kalabalığı yararak onu alevleri göklere yükselen cehenneme doğru götürmeye başladılar. çırpınıyordu... Bir kurtuluş yok muydu? Bir yardım eden çıkmayacakmıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü... ''Oruçlarım... Okuduğum Kur'anlar... Namazım... Hiçbiri beni kurtarmayacak mı?'' diyordu. Bağıra bağıra yalvarıyordu. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı. Resulullah (s.a.v), ''Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve o, bu nehirde her gün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı? işte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler.'' buyurmamışmıydı? Bir kere daha ''Namazlarım da mı beni kurtarmayacak?'' diye düşündü ve ''Namazlarım...'' diye hıçkırdı. Görevliler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler ve sonunda onu dipsiz cehennem çukurunun başına getirdiler. Alevlerin harareti yüzünü yakmıştı. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleri de kurumuş, ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. iki büklüm olmuştu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Görevlilerden biri onu itiverdi. Vücudunu birden bire boşlukta buldu. Alevlere doğru düşüyordu. Tam bir kaç metre düşmüştü ki bir el onu kolundan yakalayıverdi. Başını kaldırıp yukarıya baktı. Onu düşmekten kurtaran uzun ve beyaz sakallı bir ihtiyardı. Kendisini yukarıya çekti. üstündeki, başındaki tozu silkeleyerek ihtiyarın yüzüne baktı: - Siz kimsiniz? - Ben senin namazlarınım. - Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum. ihtiyar acı acı gülümseyerek başını salladı: - Sen beni hep son anda yetiştirirdin, hatırladın mı? ... Gözlerini açtığında yatağındaydı. Kan ter içinde kalmıştı. Bir iç çekti ve ''Elhamdülillah çok şükür ki rüyaymış.'' dedi. Sonra dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi yerinden fırladı. Abdest alacaktı.. Rabbim Sırat'ın başında uyananlardan değil ! namazlarını dos doğru eda edenlerden eylesin inşaAllah'u Teala... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Salı günü çekilecek esmalar : Merih günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 1 | 31.05.20 19:50 |
Cumartesi günü çekilecek esmalar : Zühal günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 0 | 14.05.20 03:16 |
Perşembe günü çekilecek esmalar : Müşteri günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 0 | 14.05.20 03:14 |
çarşamba günü çekilecek esmalar : Utarit günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 0 | 14.05.20 03:13 |
Pazar günü çekilecek esmalar : Güneş günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 0 | 14.05.20 03:10 |