|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Ölümü istemek, temenni etmek, ölmek için dua etmek caiz midir?
Değerli kardeşimiz,
Bu hususta Allah Rasulu (asm)'nun ifadeleri aynen şöyledir: "Sizden hiç kimse, maruz kaldığı bir zarar sebebiyle, ölümü temenni etmesin. Mutlaka onu yapmak mecburiyeti hissederse, bari şöyle söylesin: 'Rabbim! Hakkımda hayat hayırlı ise yaşat. Ölüm hayırlı ise canımı al.' " (Buhari, Merda, 19) 1. Hadiste Rasulullah (asm)’ın ilk muhatabı, ashab-ı kiram ise de kıyamete kadar gelecek bütün Müslümanlar aynı şekilde muhatap olmaktadırlar, yani yasak hükmü bütün Müslümanlar için her zaman geçerlidir. 2. Hadiste konu edilen “zarar” için, âlimlerin çoğu “dünyevi zarar” demiştir. Buna göre, kişi “dinde fitneye düşmek” gibi dini bir zarar söz konusu olacaksa, böyle bir durumda ölümü istmeke günah olmaz. İbnu Hibbân'da gelen bir rivayette bu konu daha da açık gözükmektedir: "Sizden hiç kimse dünyada mâruz kaldığı musibet sebebiyle ölümü temenni etmesin..." Burada "dünyada" diye sebep açıkça belirtilmektedir. Sahabeden bazıları, dünyevî olmayan bazı düşüncelerle ölümü temenni etmiştir. Nitekim Muvatta'da Hz. Ömer (ra)'in şöyle dua ettiği kaydedilir: "Ey Rabbim, yaşım ilerledi, kuvvetim zayıfladı, raiyyetim her tarafa intişâr etti. Artık fazla zarara düşmeden, ölçümü kaçırmadan beni yanına al." Yine Muvatta'da, Resûlullah (asm)'ın da şöyle dua ettiği nakledilmiştir: "Ya Rabbi, senden bana hayırlı işleri yapmayı, kötü işlerin terk etmeyi, fakirlerin sevgisini nasip etmeni temenni ediyorum. İnsanlar arasında bir fitneye sebep olacaksam, beni yanına al, fitneye bulaşmamış olarak dünyadan ayrılayım." Yine Ahmed İbnu Hanbel ve başka kaynaklarda kaydedildiğine göre, Âbis el Gıfârî şöyle dua etmiştir: "Ey Tâun! Beni al götür!.." Kendisine: "Niye böyle söylüyorsun, Resûlullah (asm): 'Ölümü temenni etmeyin!..' demedi mi!" denince, şu cevabı vermiştir:" "Ben Resûlullah'ın şöyle söylediğini işittim: "(Kıyamet alâmetlerinden) şu altı durum ortaya çıkmadan önce ölüme koşun: Sefih (kıt akıllı) insanların hâkimiyeti, polislerin çoğalması, hükmün satılması (mahkemelerde rüşvetle hüküm verilmesi), insan kanının değerini kaybetmesi, sıla-i rahmin (akrabaları ziyaretlerin) kaybolması, Kur'ân'ı musiki yerine tutacak zamanelerin çıkması..." Bu konuya temas eden âlimler, ölüm temennisiyle ilgili, Kur'ân'dan da iki âyet gösterirler: 1. Hz. Yusuf'un duası: "... Benim canımı Müslüman olarak al ve beni sâlihlere dâhil eyle." (Yusuf, 12/101). Hz. Yusuf bu duayı, dünyevî nimetlerin zirvesine ulaşınca yapmıştır. 2. Hz. Süleyman'ın duası: "Rabbim!... Rahmetinle beni iyi kullarının arasına koy." (Neml, 27/19). Buharî'de kaydedilen Resûlullah (asm)'ın bir duası da şöyledir: "Allah'ım, beni affet, bana merhamet buyur ve beni Refik-i Ala'ya / Yüce Dost'a ulaştır." Bu duaların ölüm geldiği ana mahsus olduğu belirtilir, yani bu dualarda ölümün âcilen gelmesi istenmiyor, "öleceğimiz vakit hayırlı bir sonla hayatımız kapansın, öbür dünyada salihlerle birlikte olalım" temennisinde, duasında bulunuluyor, denmiştir. Ayrıca, "Dualarda ölüme yer verilmesi, ölmeyi istemek değil, ölüm hâdisesini zihinde canlı tutmak, unutmamak içindir." şeklinde açıklama da yapılmıştır. Hz. Peygamber (asm), hayatın mü'minler için ölümden hayırlı olduğunu söyler: "Mümin kişinin ömrü, onu hayırca ziyadeleştirir.” "Sizden kimse ölümü temenni etmesin. Muhsin (iyi amel üzere) ise hayır cihetiyle artacağı umulur. Kötü amel işliyorsa, kötülükten dönüp Allah'ın rızasını arayacağı ümid edilir." Mamafih, iyilerin de bozulma ihtimali olsa da bunun istisna olduğu, aslolanın, Resûlullah (asm)'ın buyurduğu gibi, yaşamanın daha hayırlı olacağı belirtilmiştir. Şu halde ölüm, hayırlı amellerin, sevabın son bulmasıdır. Öyle ise ölüm temenni edilmemelidir. - Ölümü istemek niçin yasaklanmıştır? İslâm inancına göre, ecel kaderle bağlıdır, dua ve temenni ile değildir. Kişinin eceli gelince, istese de istemese de, ne uzar ne kısalır (Yunus, 10/49, Nahl, 16/61). Şu halde ölümü temenni etmek veya etmemek, ahlakî bir yöne sâhip, bir müminlik edebidir. Bu açıdan ölümü temennî etmede iki mühim ahlâkî sakınca görmek mümkündür: 1) Kadere karşı bir itiraz söz konusu olabilir. 2) Gayesi çeşitli hallerle imtihan olan hayat vazifesinden kaçmak olabilir. Bu ise meskenettir, kişiyi ruhen yıkmaktır. Kur'ân-ı Kerim, maldan, candan, meyvelerden eksiltmeler, musibetler ve korkularla imtihan edilmek üzere insanın yaratıldığını bildirmekte (Bakara, 2/155; Mülk, 67/2) bu imtihanı kazanmak için sabır tavsiye etmektedir. Resûlullah (asm) "yarın kıyametin kopacağını bilse bile bugün elindeki filizini dikmeyi" emretmektedir. Böylesi bir hayat anlayışı getiren İslâm dininin diğer taraftan, dünyevî, maddî musibetler sebebiyle ölümü temenni etmeyi uygun görmesi mümkün değildir. Bu durumlarda ölümü temenni etmenin meşru olması, hayatın musibetleri karşısında mukavemet gücünü kırıcı olurdu. Hatta, ölümü temenni etmeyi meşru kılan sebepler arasında zikredilen bazı durumların meydana geldiği zamanlarda bile hayattan kaçmanın esas alınmaması gerekir. Zira ölümü temenniyi meşru kıldığı belirtilen hallerle ilgili rivayetlerin asıl gayesi, sayılan o hallerin kötülüğünü bildirmek ve zihinlerde yer etmesini sağlamaktır. Söz gelimi son kaydettiğimiz hadiste sayılan altı halden meselâ "hükmün satılması" yani rüşvet yoluyla mahkemelerden hüküm satın alınması, böyle bir toplumda adaletin kalmadığının ifadesidir. Böyle bir toplum, sosyal yapının bozukluğun en ileri safhalarına varmış demektir. İnananlar, ölümü bile meşru kılacak böylesine kötü bir amelden sakındırılmış olmaktadır. Sayılan diğer ameller de böyledir. Bu çeşit hadislerin asıl gayesi, sayılan ameller sebebiyle ölümün temennisini meşru kılmak olsaydı, her devirde ölümü temenni etmek meşru olmuş olurdu, zîra bu kötü ameller hiç bir zaman toplumlarda eksik olmamış, aksine hep işlene gelmiştir. Söylediğimiz bu konuya destek veren bir durum, Ahmed İbnu Hanbel'den kaydettiğimiz hadisin başka bir veçhinde: "Altı kötü iş ortaya çıkmadan önce hayır amel işlemekte acele edin..." denmiş olmasıdır. Yani o fitneler hatırlatılarak, iyi amele teşvik edilmektedir. Ölüm acıdır. Hayatta olmak ahirete daha iyi hazırlanma imkan ve fırsatını verir. Bunun için ölüm arzu edilmez. İşte bundan dolayı Peygamberimiz: "Ölümü temenni etmeyin" buyurmuştur. Şiddetli ağrılar ve sancılar içinde kıvranan bir hasta, düşkün ve bakacak kimsesi olmayan bir kişi şöyle dua edebilir: "Allah'ım! Bana yaşamak hayırlı ise hayat ver, ölüm hayırlı ise canımı al." (Müslim, Zikr, 10) Can çekişmek, ruh teslim etmek, ölüm sarhoşluğu (sekeratu'l-mevt) zordur. Mümin bunu Allah'tan bilir ve sabreder. Eğer bu elem ve ızdıraba sabrederse günahları silinir, derde sabretmek günahlara keffaret olur. (Ebu Davud, Cenaiz, 1, 3) (bk. Prof. Dr. İbrahim CANAN, Kütüb-ü Site Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları, V/9.) Selam ve dua ile... Alıntı
__________________
“gücümü, içimdeki güçsüzlükle boğuşurken tükettim.” |
#2
|
|||
|
|||
Her canli ölümü tadacaktir.. önemli olan kimseye muhtac olmadan boyumuzdan büyük günahlar islemeden ölümün de hayirlisini istemek
|
#3
|
|||
|
|||
Allah affetsin ama çaresiz kalıp sabr tükenince insan ölümü düşünüyor..
. |
#4
|
|||
|
|||
ÖLÜMÜ İSTEMEK
"Bir kimse, Peygamber efendimize sallallahu aleyhi ve sellem gelerek İzin ver yâ Resulallah, ölümümü temenni edeyim. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem : -Ölüm öyle bir şeydir ki onun için hazırlıklı ol! Yol uzun, azık ister. Ölümü temenni edenin on hediye hazırlaması lazım. O kimse sordu: Hediyeler kime yâ Resulallah? Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: 1- Azrail’in hediyesi. 2- Kabrin hediyesi 3- Münker ve Nekir’in hediyesi. 4- Mizanın hediyesi. 5- Sırat köprüsünün hediyesi 6- Malik’in hediyesi. 7- Rıdvan’ın hediyesi. 8- Rûhun hediyesi. 9- Peygamberinin hediyesi. 10- Rabbinin hediyesi. - Bu hediyeler nelerdir, ya Resulallah? Azrâil’in hediyeleri dörttür: 1- İyi huylu olmak. 2- Geçirdiğin ibadetleri kaza etmek. 3- Ölüme hazırlanmak, sefere çıkacak yolcu gibi. 4- Kalbinde Allah aşkını taşımak. Kabrin hediyeleri de dörttür. 1- Söz taşımayı terk. 2- Elbiseye idrar sıçratmamak. 3- Kur’an-ı Kerimi okumak. 4- Salevât-ı şerifeyi çok okumak. Münker ve Nekir’in hediyeleri; 1- Doğru konuşmak. 2- Gıybeti terk etmek. 3- Hakkı kabul etmek. 4- Tevazu sahibi olmak. Mizanın hediyesi: 1- Amelini ihlâs ile yapmak. 2- Başkasına eza yapmaktan sakınmak. 3- Güzel ahlak sahibi olmak. 4- Allahı çok zikretmek. Sırat Köprüsü’nün hediyesi: 1- Gadabını yutmak, kızmamak. 2- Takva sahibi olmak. 3- Cemaate devam etmek. 4- İbâdetlere ara vermeden devam etmek. Malik’in hediyeleri: 1- Allah korkusundan ağlamak. 2- Gizli sadaka vermek. 3- İsyanı terk etmek. 4- Anne ve babaya iyilik etmek.Cennet meleği Rıdvan’ın hediyesi: 1- Kötülüklerden kaçınmak. 2- Ni’metlere şükretmek. 3- Malını Allah yolunda infak etmek. 4- Emaneti muhafaza etmek. Rûhun hediyesi: 1- Az yemek. 2- Az konuşmak. 3- Az uyumak. 4- İstiğfara devam etmek. Peygamberin hediyesi: 1- Ehl-i beyti sevmek. 2- Sünnete uymak. 3- Peygamberin sevdiklerini sevmek. 4- Sahabe-i kiramı sevmek. Allah zülcelalin hediyeleri: 1- Allah’ın emirlerini yapmak. 2- Nehyettiği, yasak ettiği şeylerden kaçınmak. 3- İnsanlara nasihat etmek. 4- Bütün mahlûkata karşı merhametli olmak." Rabbim hayirli ölüm nasip etsin cümlemize insEllah .. |
#5
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Allah Razı Olsun inşAllah demek doğru bir temenni midir? | Havasokulu | ALLAH (c.c) | 4 | 26.10.24 12:41 |
Kalpleri Teshir Etmek ve Gönülleri Fetih Etmek için Hatem | HavasHoca | Vefk & Tılsım | 13 | 27.02.24 16:13 |
Hadim Teyin Etmek Hüddam Olmak Caiz Midir? | Ehl Dost | Sorularınız | 28 | 31.01.23 17:08 |
ölümü hissetmeden ruhunu teslim etmek | kanuncan01 | Zikir | 5 | 21.12.18 00:25 |
Beddua etmek yerine, dua etmek daha teknik bir davranıştır | fahriye34 | Kadim Bilgelik | 2 | 06.06.18 04:28 |