|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
kaderi karmadan ayrı bir düzenek olarak ele almak mümkün değildir
Kader konusunda ilk olarak Kaderin oluşumundan söz ederek başlamak istiyoruz. Ve karmadan da söz ediyor olacağız çünkü kaderi karmadan ayrı bir düzenek olarak ele almak mümkün değil. Kaderi anlatırken doğal olarak kaderi de anlatmış olacağız.
Kader dediğinizde ilk olarak düşünmemiz ve anlamamız gereken şey SEBEP-SONUÇ YASASIDIR. Kaderin sebep ve sonuç olmadan oluşması mümkün değildir. Kader kendiliğinden oluşan, alnımıza ne yazıldıysa o, diyebileceğimiz bir mekanizma değil ama bir yandan da evet alnımıza ne yazıldıysa o fakat o alnımıza yazılan nasıl yazıldı? İslami bakış açısından Allah hakkımızda ne hüküm verdiyse odur dediğimiz söylem yanlış değil, son derece doğru bir söylem ama o günün realitesi ve koşulları içinde sadece bu kadarı ifade edilmiş bir söylem. Bunun bir arkasına geçmek lazım. Evet! Alnımıza yazılan, bu hayata gelirken genel hatlarıyla belirlenmiş bir kader planı varmı? Var. Bunun yüce takdiri, Yüce Rabb’imizin midir? Elbette, o istemeden yaprak kıpırdamaz. Evet, Allah alnımıza ne yazdıysa bu hayatta onu yaşayacağız ama asıl mesele bu kadar kaderci olmadan da bakmak gerekir. İşte efendim, Allah alnımıza ne yazdıysa odur, öyleyse biz niye gayret edelim? Çaba sarfedelim? Sabah kalkarım saat 12.de gece yatarım saat 3 te, hayat geçer gider, elbet bir yerde bir rızkımız vardır. Vakti gelince de Allah alır yanına şeklinde bir atalete de düşebiliriz. Bu kadar kaderci olmak ister istemez çabayı elden bırakmak demektir. Bizim sür efor dediğimiz çabayı elden bırakmak anlamına gelecektir. Yoksa temel prensipte hala aynı şeyi söylüyoruz. “Allah alnımıza ne yazdıysa o, ondan öte bir şey yaşayamayız.Yüce Rabb’inizin hakkında onaylamadığı, sizinle ilgili hüküm vermediği bir şeyi bu gezegende, bu ortamda, bu koşullarda yaşamanız mümkün değildir. Ama bunun nasıl oluştuğuna bir bakmak lazım. Şimdi Sebep-Sonuç ilkesi çalışır dedik kaderde yani bu ne demek? İnsanoğlu kendi fiillerinin eksileri ile karşılaşır . Burada önemli bir noktanın altını çizeceğiz. Fiillerinin etkileri ile demiyoruz, fiilerinin eksileri ile karşılaşır diyoruz farkı açacağız yani buradan şunu çıkarmak mümkün, göze göz, dişe diş, kana kan gibi bir yaklaşım doğru değildir. Yani iki kere adam öldürdü, iki kere öldürülecek değil, birinin kolunu kestim, şimdi benimde kolumu kesecekler şeklinde bu kadar şeriat tarzı bir yaklaşım söz konusu değildir ayrıca sistem olarak böyle bir şeyin hazırlanabilmesi mümkün değildir yani sistemin de bazı esnekliklerinin olması gerek. Aynı anda kaç milyon tane yaşam planı hazırlanıyor, biliyor musunuz? Bu kadar göze göz dişe diş bir anlayışla yürünmeye kalkılsa ihtiyaçların karşılanması çok uzun zaman alır. Eksisi ile karşılaşılır. Yani sizin bir insan üzerinde geçmişte yarattığınız, olumlu veya olumsuz etkinin aynısını alırsınız. Ne bir gram fazla, ne bir gram eksik. Bir insanın geçmişte mallarını çaldıysanız, bu sizin aynı şekilde mallarınız çalınacak anlamına gelmez. O kişi malları çalındığında nasıl şeyler yaşadıysa, ne gibi bir etki yaşadıysa, onu size yaşatabilecek başka eksileri alacağınız anlamına gelir. Ama bu arada mallarınız da çalınır mı çalınabilir de. Lineer bir yapı düşünmeyin Kader dediğimiz mekanizma oldukça kaotik bir şekilde çalışan, inişleri çıkışları olan bir mekanizmadır ancak şaşmayan bir şekilde, yarattığınız eksiyi, ne bir gram eksik, ne bir gram fazla olmak üzere, olumlu ise olumluyu, olumsuz ise olumsuzu yaşarsınız. Malları çalmışsanız sizin de o çalınmadan duyulan etkiyi yaşamanız gerekir. Eğer başka bir olaydan yaşayamayacaksanız o zaman da mallar çalınır. Ama siz aynı etkiyi mallarınız çalınmadan, filan yerde yaşadığınız bir olayla yaşacaksanız başka bir olayda gelebilir. Göze göz, dişe diş, kana kan yaklaşımı yok. Fiilin aynısı ile karşılaşmak yok ama birebir aynısı ile karşılaşılan durumlar da vardır. Bunlar büyük derslerdir.Bazen bir yalan söylersiniz, iki gün geçmeden bir başkası benzer bir konuda size yalan söyler ve dersiniz ki, yaa bak nasıl oluyormuş? Bunlar insanın şuurunu biraz aydınlatan, bir daha yapmayayım diye dersler aldığı olaylardır. Örneğin: bir önceki hayatınızda bir eşiniz vardı hayatı size dar etmişti. Bu demek değildir ki, siz bu hayata gelince kadın olacaksınız da ona hayatı dar edeceksiniz. İş yerinde öyle bir patronunuz olabilir ki, benzer etkiyi yaşarsanız. Bilmem kimle ilişkiniz öyle düzenlenir ki, benzer etkiler alınır. Bir diğerinin üzerinde yarattığımız etkiyi kendi üzerimizde deneyimlemektir karma dediğimiz şey. Temel prensip, size yapılmasını istemediğiniz birşeyi başkasına yapmamaktır da biz bunu nasıl öğreneceğiz? Bir başkasına yaptığımız şeyi bizzat kendi üzerimizde deneyleyerek öğreniriz ve o inan birgün gelecek ki, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapmayacak ve birgün gelecek ki, bunu o kadar içten söyleyeceğiz ki, gerçekten bu terazi hiç şaşmayacak. Hiç kimseye, kendinize yapılmasını istemediğiniz birşeyi yapmayacaksınız. Öyle yangınlardan geçeceğiz, öyle kavrulacağız ki, o terazi hiç şaşmayacak. Birgün böyle olacak ama bunun olacağı güne kadar biz kader-karma dediğimiz, zincirin içinde tekamülümüzü sürdürüyor olacağız. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Letaifler, Letaiflerin Görevleri, Letaif Zikri (Zikr-i Letaif) | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 16 | 19.11.24 01:33 |
Şeytanın incîli | gunes | Kitap & E-Kitap | 12 | 11.02.21 02:12 |
Gunluk Burc Yorumlari ve Genel Bilgiler | twennywann | Burçlar & Astroloji & Yıldızname | 30 | 02.05.20 23:25 |
Piramitleri İnşa edenler | Celil | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 1 | 19.01.20 23:06 |
insandan önce yaratılmış Cin toplumu | Logos | Cin & Şeytan & Melek & Ruh | 1 | 15.11.19 14:43 |