|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Tövbe Etmedikçe Bağışlanmayan Günahlar Varmıdır?
Tövbe etmedikçe bağışlanmayan günahlar var mıdır? Elbette vardır.
Nedir onlar? Onlar iki türlü günahlardır: 1- İçerisinde kul hakkı bulunan günahlar. 2- Şirk ve küfür ihtiva eden günahlar. Bu iki türlü günahlar şartlarına uyarak tövbe etmedikçe bağışlanmaz. Bunlardan birincisinin şartı, kul hakkını tazmin etmek, yani ödemek ve helâlleşmektir. İkincisinin şartı da şirkten, küfürden ve inkârdan kurtulup tevhit inancına ulaşmaktır. Şu âyet bu ikinci tür günahların mahiyetinden haber veriyor: “Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki günahları, dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan, kuşkusuz, derin bir sapıklığa düşmüştür.”3 Şu âyet de mefhum-muhalifiyle bu ikinci tür günahtan çıkış yolunu gösteriyor: “İnkâr eden, Allah yolundan alıkoyan, sonra da inkârcı olarak ölenler var ya, Allah onları asla bağışlamaz.”4 Şirk ve Küfür Günahından Kurtulmanın Yolu Bağışlanmanın temel yolunu şu âyet gösteriyor: “De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”5 Bu son üç âyeti telif edip birlikte düşündüğümüzde ortaya çıkan gerçek şu olsa gerektir: 1- Şirk ve küfür günahından tövbe edip Tevhit inancına geçmeden ölenlerin bağışlanmaları söz konusu değildir. 2- Şirk ve küfür günahından tövbe edip Tevhit inancına geçenler inşallah bağışlanırlar. Demek bu dünyada şirke düşen bir Müslüman, henüz ölmeden, kendisine tövbe nasip olsa, tövbe etse ve Tevhit inancına yeniden girse inşallah bağışlanmış olur. Zaten tövbesi ve Tevhit inancına girmesi makbul tövbesinin de ilk adımlarını teşkil ediyor. GÜNÜN DUÂSI Ey hatalara mağfiret eden! Ey ayıpları örten! Ey günahları bağışlayan! Ey belâları kaldıran! Ey bütün ümit kapılarını ardına kadar açık tutan Allah’ım! Hatalarımı bağışla! Ayıplarımı ört! Günahlarıma mağfiret buyur! Canımı iman-ı kâmil üzere olmadan alma! Âmin. Dipnotlar: 1- Müslim, Mesâcid, 146. 2- Lem’alar, s. 210. 3- Nisa Sûresi: 116. 4- Muhammed Sûresi: 34. 5- Zümer Sûresi: 53.
__________________
Hâşâ zulm etmez hiç, kullarına Hüdâsı. Herkesin çektiği, kendi işinin cezâsı.! |
#2
|
|||
|
|||
Emeğinize sağlık.
|
#3
|
|||
|
|||
Öncelikle tövbe ettikten sonra affedilmeyecek günah yoktur. Her günah insanı Allah'ın rahmetinden uzaklaştıran birer vesiledir. Bazı günahların büyüklüğünü göstermek için "Allah'ın rahmetinden mahrum kalır." gibi ifadeler kullnılmıştır. Ancak tövbe edilirse yine bağışlanma durumu olabilir.
Hz. Peygamber (asm) hadis-i şerifinde şöyle buyurdu: "Cennet ile cehennem münakaşa ettiler. Cehennem şöyle dedi: 'Bana zâlimlerle kibirliler girecek.' Cennet onu şöyle cevapladı. 'Bana zayıflarla yoksullar girecek.' Bunun üzerine Allah (c.c) berikine 'Sen benim azabımsın, seninle dilediğime azab ederim.' buyurdu. Ötekine de 'Sen benim rahmetimsin, seninle dilediğime rahmet ederim. Sizin her biriniz için dolu dolu insanlar var.'" (Müslim, Cenne, 34, 35, 36) Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: "Demek idâreyi ve hâkimiyeti ele alırsanız, hemen yer yüzünde fesad çıkaracak, akrabalık bağlarını bile parçalayıp keseceksiniz öyle mi? Onlar öyle kimselerdir ki Allah kendilerini rahmetinden kovmuş da duygularını almış ve gözlerini kör eylemiştir." (Muhammed, 47/22-23). Peygamberimiz (asm), "başına ilave saç takana, cildine dövme yapana ve yaptırana, güzelleştirmek maksadıyla dişini inceltip seyrekleştirene, kaş ve kirpiklerini yolan kadınlara," Allah'ın yarattıklarını değiştirdikleri için, ilahi rahmetten uzak kalmış olacaklarını bildirmiştir. (Nesei, Zinet: 22,73; Müslim, Libas: 119-120;) Ayrıca Peygamberimiz (asm), giyim kuşamı ile başkalarına karşı böbürlenenlerin Allah'ın rahmetinden uzaklaşacaklarını haber vermiştir (Müslim) .
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan, Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren.. |
#4
|
|||
|
|||
ALLAH senden razı olsun
|
#5
|
||||
|
||||
Mâlik b. Dînâr'a (k.s) tövbesinin sebebini sordular. Şöyle anlattı:
Jandarma idim. Şarap içmeye düşkündüm. Çok güzel bir câriye satın aldım. Yanımda iyi bir mevkii vardı. Derken bir kız çocuğumuz oldu. Onu çok seviyordum. İki yaşına girince bu çocuk öldü. Bunun acısı beni çok sarstı. Vakta ki Berat kandili geldi. Cuma gecesine rastladı. Şarap içtim, sarhoş yattım. Yatsı namazını kılmadım. Rüyamda, kıyamet kopmuş ve bütün kabir ehli kalkmıştı. Ben de içlerindeydim. Arkamdan bir çatırtı duydum. Başımı çevirince boynuzlu, büyük bir kara yılanın ağzını açmış bana saldırdığını gördüm, önünden korku ve feryatla kaçtım. Yolda temiz elbiseli, güzel kokulu bir ihtiyara rastladım. Selâm verdim, selâmımı aldı. "Bana yardım et, beni kurtar!" dedim. Cevaben, "Ben ihtiyarım, zayıfım. Yılan benden güçlü, lâkin koş. Ola ki Allah seni kurtaracak bir sebep halkeder" dedi. Kaçtım. Önüme kıyamet tepelerinden bir tepe geldi. Ona çıktım. Cehennem karşıma dikildi. Az kaldı cehennemin çukuruna yuvarlanacaktım. Tam o sırada, "Dön! Sen cehennem ehli değilsin" diye bir nidâ duydum. Geri döndüm. Yılan beni takip ediyordu. Tekrar ihtiyara geldim. Yardım istedim. O zaman ihtiyar ağlayarak, "Ben zayıfım. Sen şu dağa git. Orada Allah Teâlâ'nın müslümanlarının emanetleri var. Eğer senin de emanetin varsa sana rahmeder, imdadına yetişir" dedi. Onun uyarması ile dağa baktım. Çok süslü odalar var. Hemen koştum. Ejderha yine arkamda. Oraya yaklaşınca melekler, "Perdeleri kaldırın, kapıları açıp karşılayın. Belki içinizde bu ümitsizin emaneti vardır. Onu düşmandan kurtarın" dediler. Perdeler kalktı, kapılar açıldı. Nur topu gibi çocuklar görüldü. Ejderha bana yaklaştı. Şaşkına döndüm. Çocuklar bölük bölük önümden geçmeye başladılar. Ne göreyim? Benim ölmüş kızım da onların içinde. Beni görünce, "işte benim babam!'' diye elimden tuttu ve beni kaçırdı. Sağ eli ile sakalımı okşadı. Bana Hadîd sûresinden okudu: "Allah'ı huşû ile zikretme zamanın gelmedi mi!" Ona şöyle dedim: - Kızım, sen küçüktün. Kur'an'ı bilmezdin. - Hepimiz sizden daha iyi biliriz. - Bu ejderha nedir? Beni helâk edecekti. - Baba o senin kötü amelindir. Senin günahlarındır. - Yolda rastladığım güzel kokulu ihtiyar kimdi? - O da senin amellerindir. Amellerin az olduğundan zayıf düştün. Ejderha kuvvetli oldu. Dünyada Allah'a itaat etseydin ejderha zayıf, ihtiyar kuvvetli olurdu. - Kızım, burada ne arıyorsun? - Biz müslümanların evladıyız. Buraya bizi Allah yerleştirdi. Sizin gelmenizi bekler, karşılar ve şefaat ederiz. Feryatla uyandım. Sabah oldu. Bütün kötü işlerime tövbe ettim. Tövbemin sebebi budur. |
#6
|
|||
|
|||
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ilaveler için teşekkür ederim.
__________________
Hâşâ zulm etmez hiç, kullarına Hüdâsı. Herkesin çektiği, kendi işinin cezâsı.! |
#7
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
ifritten kurtulmak | Mehmet19 | Sorularınız | 41 | 29.10.24 00:18 |
99 Esma ile Tövbe - Bir çok müsibetin kalkması | Celcelutiye | Tecrübe Ettikleriniz | 299 | 28.09.24 10:20 |
Çok Güzel Bir Tövbe Tertibi | Abdullah07 | Tecrübe Ettikleriniz | 2 | 26.02.21 02:11 |
Fil suresi okurken uyku hali gelmesi | caner.ant | Sorularınız | 4 | 17.11.19 21:40 |
Dua Ederken Vücutla Uyuşma ve Baş Ağrısı | Çınar | Sorularınız | 16 | 14.10.18 16:49 |