Lüzumsuz bilgiler gibi gelse de, bir çok şeyin sebebini merak eder, araştırırım. Öğrendiğim her yeni bilgi, tefekkür malzemesi olarak zihnimdeki yerini alır.

Öğrendikçe hayran kalınır Allaha, öğrendikçe korkulur ondan. O nedenle, denir ki, "Allah'tan en çok alimler korkar".
Alimlik iddiam yok ama tefekkür konusunda mütevazi olmam. Çok yaparım.

Bir ressam resmi yapıp, deposuna kapatmaz.
Bir şair şiirini,
bir yazar romanını,
bir bestekar eserini duyurmak ister, beğenilsin ister.
Rabbimiz de şu cihanı, kainatı yaratıp bilinmek istedi. Kuran'da kuşun uçmasından, arının bal yapmasına, sivri sineğin kanadından gemilerin yüzmesine, yağmurun yağmasından bir embriyonun gelişmesine kadar, örnekler vermiştir ki, tefekkür edelim. "Oku" diye verdiği ilk emirle, tabiat kitabını okuyalım ister.

Mesela;
Kediniz göz bebeği neden dikey bir elips şeklindedir?

Kaplan, leopar, arslan, puma... bunlar da kedi cinsinden oldukları halde neden göz bebekleri kedininki gibi değil?

Hiç düşündünüz mü?

Kedigiller gece avlanan hayvanlardır. Gözleri ışığa bizimkinden çok daha duyarlıdır. Aynı miktarda bir ışık, bizim için az, kedi için çok parlaktır. Parlak ışıkta göz bebekleri küçülür. Kedinin göz bebeği incelir, kıl gibi olur.
Diğer kedigillerde de göz bebeği küçülür, minicik bir nokta kadar olur aydınlıkta. Çünkü, onlar da gece avcılarıdır.

Aslan, kaplan, puma vs.. bu tarz kediler avlanırken, odaklanır, bir süre avlarını kovalar ve yakalayıp boğazlarlar. Buradaki önemli kelime "odaklanma" idi.
Öyle ki, hayvan, koca sürü içerisinde tek bir bireyi gözüne kestirir, yakalayana kadar dünyada başka hiç bir şey yoktur artık onun için.
Burada bir parantez açıp ek bir bilgi koyayım içine; zebralardaki çizgiler, yırtıcıların odaklanmasını zorlaştırır. Sürü halinde gezen zebraları avlamak yırtıcı bir kedi için, tek bir hayvanı sürüden ayırmadıkça sanıldığı kadar kolay değildir. Zebraların çizgilerinin hikmeti budur.

Kedinin gözleri, diğer yırtıcı akrabalarınınkinden farklı bir gözbebeğine sahiptir. Neden?
Çünkü kediler, avlanırken, genelde kovalamaca ile değil, "pusu" yöntemiyle avlanırlar. Allah, kediye mesafeleri ölçüp biçmesi için mükemmel bir göz bebeği vermiştir.
Kediler gibi gözlerimiz olsaydı, metre kullanmazdık, buna emin olabilirsiniz. Avı kaç cm ilerde, avının gireceği delik avdan ne kadar uzakta, bunları tam ölçer ve milimetre hata payı olmadan sıçrayıp avını yakalayabilir.

Yılanların gözlerinde benzer göz bebeği mevcuttur. Sıçrayarak avlananlar genelde öyledir.

Haydi bir de ceylan, geyik, tarzı hayvanların gözlerinden bahsedeyim. Bu da bonus olsun.

Böyle otçul hayvanların, yani "av" olanların da bir şekilde korunması gerektiği için Rabbimiz, onların 6. hissini geliştirmiş. Otlayan bir ceylan, kendini izleyen bir yırtıcıyı hissettiği mesafe Allah tarafından ona verilmiş avanstır. Bundan sonrası onun kaçma yeteneğine, avcının avlama yeteneğine bağlıdır.
Gözlerine gelince; kedinin tam tersine, göz bebeği yataydır. Bu, çevreyi taraması içindir. (---) ufuk çizgisine paralel göz bebekleri, civarı tarar ve saklanmış bir avcıyı görür.

Yani dikey göz bebeği, mesafe ölçme,
Nokta göz bebeği, odaklanma,
Yatay göz bebeği, tarama yeteneğini gösterir.

Allah'ın yaratma sanatının nakışlarının sadece birinden bahsettim.

Kedi, kaplan, geyik...bunlar Allah'ın emrinden çıkmayan, sessiz kullardır. Kendi lisanlarıyla ettikleri zikirle ve itaatleriyle gözlerinin ve diğer tüm azalarının şükrünü eda etmeye çalışırlar.

Subhanallah.