#1
|
|||
|
|||
Zühre yıldızı (Venüs)
Bir rivayete göre, melekler insanların işlediği günahları görünce onları ayıpladılar ve Allah'a: “Yeryüzüne halife olarak seçtiğin bu günahkarlar mıdır?” dediler. Cenab-ı Hak da: “Eğer onlara verdiğimiz nefis sizde olsaydı aynı şeyleri siz de yapardınız?” cevabını verdi. Onlar: “İmkansız, biz böyle bir şey yapmayız ve bu bize yakışmaz” dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hak: “En huylunuzdan iki melek seçiniz.” emrini verdi ve onlar da, Hârut ve Mârut'u seçtiler. Hârut ve Mârut, onların içinde Allah'a en çok ibadet eden ve en iyi huylu olan iki melekti. Bunlar bir insanda mevcut olan şehvet gibi huylar ve benzeri hallerle teçhiz edilip yere indirildiler. Vazifeleri, gündüz halkın davalarına bakmaktı, akşam olunca tekrar semaya uruc edeceklerdi. Allah kendilerini, şirkten, haksız yere bir kimseyi katletmekten, içki içmekten ve zinadan men etmişti. Vazifeleri gereğince gündüz halkın davasına bakıyorlar, akşam olunca da, İsm-i Azâm'ı okuyarak semaya çıkıyorlardı.
Günün birinde kendilerine, insanların en güzellerinden olan Zühre isimli bir kadın müracaat etti. Bu kadın Lahm kabilesindendi (bir rivayete göre, İranlı ve memleketinin melikesiydi). Kadının şikayeti kocası ile ilgili idi. Melekler, bu kadını görünce, içlerine kurt düştü ve ondan murat almak istediler. Kadın onların bu teklifini reddetti. Israrları üzerine kadın: “Siz davayı benim lehime karara bağlamadıkça ben size evet demem.” dedi. Bunun üzerine kadının isteğini yerine getirdiler. Kadın, onların teklifine yine yanaşmadı ve ikinci olarak onlardan kocasını öldürmelerini istedi. Onlar da öldürdüler. Kadın, yine onların isteklerine yanaşmadı ve onlardan üçüncü şartı yerine getirmelerini istedi ki, o da içki içmeleri ve gösterdiği puta secde etmeleriydi. Bu şartları da yerine getirdiler. Melekler tekliflerini tekrarlayınca, kadın bu defa da onlardan, kendilerini göğe yükselten şeyi öğretmelerini istedi. Onlar da kadına İsm-i Azâm'ı öğrettiler. Kadın, İsm-i Azâm'ı okuyarak göklere yükselince, Allah onu bir yıldıza dönüştürdü. Akşam olunca, iki melek adetleri gereği göğe çıkmak istediler. Lakin, göğe çıkamadı. Başlarına gelen felaketi anlayınca, İdris'e müracaat ettiler. Kendisinden şefaat dilediler. O da kabul etti. Neticede, Allah kendilerini, dünya azabıyla ahiret azabından birini tercih etmeleri için fırsat verdi. Onlar, kısa süreli olduğu için dünya azabını tercih ettiler. Şimdi onlar, Bâbil'de cezalarını çekmektedirler. Onların, saçlarından asılı oldukları söylenmektedir ve bu durum, kıyamet kopuncaya kadar devam edecektir. ESAS MESELE insanlara büyü ve sihiri karı koca arasını bozan büyüleri insanların öğrendiği an. Kurani Kerim'de bahsi geçen melekler... Efendimiz sav in mirac bahsinde de geçerler. |
#2
|
||||
|
||||
"... Ve onlar Şeytanların Süleyman'ın mülkü aleyhine uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman asla küfretmedi. Sadece şeytanlar küf rettiler. Onlar insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe -Hârut ile Mârut indirilenleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise Biz ancak fitneyiz, sakın küfretme' demedikçe kimseye sihir namına birşey öğretmezlerdi. Onlardan koca ile karısını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki bunlar, Allah'ın izni olmadıkça o sihirle kimseye zarar verici değillerdi. Onlarsa kendilerine zarar verip fayda vermeyen Şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun onlar sihri satın alan kimse için âhirette hiçbir nasip olmayacağını biliyorlardı. Ne fena bir şey karşılığında nefislerini sattılar. Şayet bilmiş olsalardı." (el-Bakara, 2/102).
kuvvetli olan görüş doğrultusunda konuyu özetlemek gerekirse şunlar söylenebilir. Hârut ve Mârut Hz. Süleyman döneminde Babil'de insan şeklinde ortaya çıkan, insanları "küfür"e düşmemeleri, kötülük için kullanmamaları şartıyla insanlara sihir öğreten, insanların bu yolla imtihan olmalarına vesile olan iki melektir. Sihir ilmini kötülük ve küfür yolunda kullanan fâsık insanlar ve şeytanların aksine Hârut ve Mârut insanlardan onu kötülükte kullanmamaları konusunda söz alıyor, sonra öğretiyorlardı. |
#3
|
|||
|
|||
Zühre yıldızı, güneş sistemindeki farklı konumu ve gökyüzündeki en parlak cisim olması, onun etrafında pek çok efsanenin meydana gelmesine sebep olmuştur. Edebiyat literatüründe bir aşk tanrıçası olarak değerlendirilir. Aslı melek imiş, güzellikte eşi benzeri yokmuş.. gibi efsanelerin ışığında, Alevî kesimde de Hz. Ali’nin güzelliğinin bir sembolü olarak yer almıştır. Yoksa Hz. Ali’nin alnında Zühre yıldızı veya Zühre çiçeği diye bir şey yoktur.
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Esmalarin ebcedi ve saatleri | imas | Esmalar | 13 | 07.10.22 17:14 |
Esmâül-hüsna ve zikir satleri, miktarları ve zikir günleri | Ehl Dost | Zikir | 16 | 27.07.22 13:39 |
Vefk Esma-ül Hüsna’dan hazırlanacak ise | Och | Esmalar | 2 | 23.10.21 18:10 |
Cuma günü çekilecek esmalar : Zühre günü | MrBerkHD | Esmaül Hüsna | 0 | 14.05.20 03:15 |
Zühre yıldızı ve harut marut melekleri | asi3535 | Sorularınız | 5 | 05.04.20 11:45 |