|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Gece Dirilişi ve Mü’minin 24 Saatine Bir Bakış
1. Önsöz Gece’nin okunması gereken bir ayet olduğu (2:164, 3:190, 10:6, 16:12, 17:12, 41:37), içinde çok önemli şeyler barındırdığı (84:17), hesaplanması gereken bir ölçüsünün olduğu (73:20), büyük bir bölümünün ayakta geçirilmesi gerektiği (51:15-18, 76:26), özellikle zifiri karanlık bölümlerinde hikmetler olduğu (93:2), bu bölümlerde Kur’an’ı okuma/anlama çalışmaları yapılması gerektiği (3:113, 17:19, 73:2-6) ve bağışlanma dilemek için eşsiz zaman dilimleri içerdiği (3:17, 17:79, 25:64, 39:9, 51:18) Kur’ani bir hakikat. Rabbimiz geceye bu kadar anlam ve önem atfetmişken bizler, mü’min olma iddiasındaki müslümanlar gecelerimizi nasıl değerlendiriyoruz? Bu çalışma; gecelerini Rabbinin istediği gibi inşa etmeyi arzulayan, ama bunu bir türlü gerçekleştiremeyen, bir yol/yöntem bulamayan, zorlanan, başaramayan, gece dirilişini imkansız gören kardeşlerimize küçük bir yol haritası, bir klavuz olma mesabesindedir. 2. Giriş Müzzemmil Suresi’ni çalışırken Kur’anın mucize oluşuna bir kez daha tanık oldum. Bilimin son yüzyılda keşfettiği ve Kronobiyoloji bilim dalı adıyla sistematize edip incelediği insanın biyolojik saat döngülerinin Müzzemmil Suresi’nin 20. ayetinde belirtildiğini gördüm. Rabbimizin burada vermiş olduğu hesaplama bilgisi ile gece/gündüz ölçüsünü ve insanların 24 saatinin biyolojik zaman dilimlerini hesaplamaya çalıştım. Sonuçta ortaya çıkan ölçü haritası beni hayretler içerisinde bıraktı. Dinimizin emri olan namaz vakitlerinin insanın biyolojik iç zamanıyla birebir uyumlu olduğunu gördüm. Bununla birlikte ortaya çıkardığımız ölçü haritasının kutup bölgelerindeki oruç ve namaz ibadet vaktilerini belirlemede kolaylık sağlayacağına inanıyorum. Bu veriler ışığında Rabbimizin Müzzemmil Suresi’nde belirttiği ve çok önemsediğini düşündüğüm “Gece Dirilişi”nin nasıl gerçekleştirilebileceği konusunu ele aldım. Kendi hayatımda bizzat denediğim ve başarı elde ettiğim yöntemleri yazının sonunda aktardım. Bununla birlikte “Mü’minin 24 saati nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap aradım. Peşinen belirtmeliyim, bu yazıda ortaya koyduğum bilgiler nihayetinde benim yorumumdur. Her türlü yapıcı eleştri ve öneriye açık olduğumu belirtmek isterim. Yazıyı çok uzun tutmamak için referans ayetlerin numaralarını vererek yetindim. Ayrıca konuyla direkt alakalı olmayan ve açıklanmaya ihtiyaç bulunan konuları başka çalışmalarda kaleme alma duasıyla detaylandırmadım. Bu çalışma, bir kardeşimin “Gece Dirilişi”ne vesile olabilirse amacına ulaşmış olacaktır. Gayret bizden sonuçları Rabbimizdendir. 3. Müzzemmil Suresi 20. Ayete Bir Bakış Çalışmamıza ışık tutacak ilgili ayet şöyle : إِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ أَنَّكَ تَقُومُ أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذِينَ مَعَكَ ۚ وَاللَّهُ يُقَدِّرُ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ ۚ عَلِمَ أَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْآنِ ۚ عَلِمَ أَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضَىٰ ۙ وَآخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِي الْأَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللَّهِ ۙ وَآخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ ۖ فَاقْرَءُوا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ ۚ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَآتُوا الزَّكَاةَ وَأَقْرِضُوا اللَّهَ قَرْضًا حَسَنًا ۚ وَمَا تُقَدِّمُوا لِأَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللَّهِ هُوَ خَيْرًا وَأَعْظَمَ أَجْرًا ۚ وَاسْتَغْفِرُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَحِيمٌ “Şüphesiz Rabbin senin ve seninle beraber bulunan bir topluluğun gecenin üçte ikisinin yakın tarafının yarısı ve (artı) yine gecenin üçte ikisinin üçte biri kadar zaman geçtiğinde kalkıyor olduğunuzu biliyor. (Rasulullah ve etrafındaki bazı sahabilerin gece dirilişi için kalktıkları vakit bilgisi : Toplam gece süresinin 5/9’u geçtiğinde.) Allah geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu (gece ve gündüzün ölçüsünü) hesaplayamadığınızı bildi ve bu yüzden tevbenizi kabul etti. (Zımnen; bu ölçüyü hesap etmeniz ve bu ölçüye göre gece dirilişini gerçekleştirmeniz muradımdı. Bu ölçüyü hesap edemediğiniz için gece kalkışını ve inşasını gerçekleştiremiyorsunuz, bunda başarılı olamıyorsunuz. Bu eylemi yapamadığınız için bağışlanma dileyin, tevbenizi kabul edeceğim.) Bu durumda iseniz Kur´an´dan kolayınıza ne geliyorsa okuyun. (Yeni cümle başlıyor) Allah, aranızdan hastalananlar olduğunu/olacağını ve yine yeryüzünde gezip Allah’ın fazlından arayan bir kısım insanın olduğunu (ticaret, iş seyahatleri, vardiyalı çalışma ve tebliğ için yapılan uzun ve yorucu yolculuklar) ve yine bir kısım insanın Allah’ın yolunda savaşıyor olduğunu bildi. (Bu durumdakiler!) bu sebeple ondan (Kur’andan) kolayınıza ne geliyorsa okuyun. (Rabbimiz bu üç durumda mazerete sahip kimselerin gece dirilişini gerçekleştirmelerini beklemiyor.) Namazı kılın! Zekatı verin.. Güzel bir ödünçle Allah´a ödünç verin! (gece dirilişini mazeretiniz gereği yapamıyorsunuz ama bu üç eylemden asla taviz vermeyin. Bu eylemlerin (namaz, zekat, infak) mazereti yok!! Her koşulda gerçekleştirilmeliler) (Sonuç cümlesi) Kendi nefsiniz için hayırdan ne takdim ederseniz (gerçekleştirirseniz) Allah’ın katında onu (takdim ettiğiniz şeyi) daha hayırlı ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız. Allah’tan mağfiret dileyin.. Şüphesiz Allah, Gafur’dur, Rahim’dir..” (Müzzemmil Suresi ile ilgili yaptığımız çalışmanın tamamı için bknz. Müzzemmil Suresi’ne Bir Bakış) 4. Ayetteki “Gece Kalkış” İfadesinin Analizi İlgili ayette geçen “gece kalkış ifadesi”ne bizim verdiğimiz anlama geçmeden önce mevcut meal ve tefsirlerde gece kalkışı ile ilgili yapılan yorumlara ve bu yorumlara olan itirazlarımıza değinmek istiyoruz. Ayette gece kalkış zamanını konu alan ayet ifadesi şöyle: تَقُومُ أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ Bu ifadeye verilen anlamlar ve yapılan yorumlar 5 ana başlıkta toplanabilir : Rasulullah (SAV) ve sahabenin gecenin üçte ikisi geçtikten sonra (veya) yarısı geçtikten sonra (veya) üçte biri geçtikten sonra kalktıkları. Rasulullah (SAV) ve sahabenin gecenin üçte ikisi (,) gecenin yarısı (,) gecenin üçte biri geçtikten sonra kalktıkları Rasulullah (SAV) ve sahabenin gecenin üçte ikisini (veya) yarısını (veya) üçte birini ayakta geçirdikleri. Rasulullah (SAV) ve sahabenin gecenin üçte ikisi (,) gecenin yarısı (,) gecenin üçte birini ayakta geçirdikleri. Rasulullah (SAV) ve sahabenin gecenin üçte ikisinde (ve) yarısında (ve) üçte biri geçtiğinde kalktıkları. (Yani bir gecede üç kez yatıp kalktığı) İtirazlara geçmeden önce ifadenin başında muzari kipte gelen قَامَ (kaame) fiili hakkında bir bilgilendirme yapmak istiyoruz. قَامَ fiili sözlükte; kalkmak, ayağa kalkmak, yükselmek anlamlarına gelmektedir. Dikkat edilirse fiil süreklilik belirtmemekte, bir anda ortaya konulan kalkma eylemini ifade etmektedir. İlgili fiilin ayağa kalktıktan sonra ayakta süreç geçirmek anlamı kazanması için إِلَىٰ (ila) harfi ceri ile birlikte kullanılması veya ikinci bir fiil ile süreklilik eylemeninin ifade edilmesi gerekmektedir. Kelimenin diğer harfi cerlerle kullanımında da anlam değişmektedir. Bununla birlikte ilgili fiilin farklı formları süreklilik anlamı kazanabilir. (Örn. Kıyam) Fakat bizim konu aldığımız, Müzzemmil suresi’nin ilgili ayetinde geçen formu قَامَ fiil formudur. قَامَ kelimesinin anlık kalkışı ifade eden, süreklilik belirtmeyen bir fiil olduğu kelimenin geçtiği Kur’andaki diğer ayetlerden de anlaşılmaktadır. (2:238, 2:275, 4:102, 4:127, 4:142, 5:107, 9:108, 18:14, 27:39, 30:25, 34:46, 40:51, 57:25, 78:38, 83:6) Kıyamet saatinin ayağa kalktığı an için de yine aynı fiil kullanılmaktadır. (30:12, 30:14, 30:55, 40:46, 45:27) إِلَىٰ (ila) harficeri ile kullanılarak namazdaki ayakta kalma sürecini ifade eder. (4:142, 5:6) Kalkma eyleminden sonra başka bir fiil ile sürekliliği ifade eder. (72:19, 74:2) Ayrıca kalkma eyleminin devamlılığını ifade etmek için Kur’anda حِينَ تَقُومُ (kalktığı zaman) ifadesi ile kullanılmıştır. (52:48, 26:218) Bu bilgiler ışığında 5 farklı görüşü değerlendirebiliriz. 1. ve 2. Görüşe İtiraz : İlgili ayette gecenin üçte ikisi, gecenin yarısı ve gecenin üçte biri ifadeleri “VE” bağlacı ile birbirlerine bağlanmış durumda. Bu görüşe sahip olanlar “VE” bağlacını kullanarak ayete anlam yükleyemedikleri için zorlama bir yorumla “VE” bağlaçlarını “VEYA”ya terfi ettirmiş görünüyorlar. Oysaki Allah’ın muradı bu olsaydı burada pekala “VEYA” bağlacı kullanabilirdi. Nitekim Müzzemmil Suresi’nin 3 ve 4. Ayetlerinde gecenin kalkılabilir bölümleri “VEYA” bağlacı ile birbirine bağlanmıştı. Bazı yorumcular ise “VEYA” bağlacını koymak yerine “,” (Virgül) ifadesi kullanarak sanıyorum yumuşak geçişi tercih etmiş bulunuyorlar. Fakat nihayetinde burada kullanılan “VİRGÜL” ifadesinin de cümleye kattığı anlam “VEYA” bağlacından farklı değil. 3. ve 4. Görüşe İtiraz : Bu görüşlere 1 ve 2. görüşe yaptığımız itiraza ek olarak, ilgili ifadedeki قَامَ fiiline süreklilik kazandırarak belirtilen vakitleri ayakta geçirilen zaman dilimleri olarak anlamaları hatasını eklemeliyim. Yukarıda da detaylıca belirtmeye çalıştığımız gibi buradaki fiil süreklilik değil anlık kalkma eylemini ifade ediyor olmalıdır. 5. Görüşe İtiraz : Tüm görüşler arasında bizce gerçeğe en yakın yaklaşım budur. Cümledeki fiilin anlamına ve gecenin bölümleri arasındaki bağlaçlara hakettiği anlam verilmiştir. Fakat bu görüşün savunucuları ayeti düz okuma yanlışına düşerek Rasulullah (SAV) ve beraberindeki sahabilerin geceleri 3 kez yatıp 3 kez kalktıklarını ifade etmektedirler. Bize göre bu yorum örneklikten oldukça uzak, uygulaması son derece zahmetli ve rivayetlere uygun düşmeyen bir yaklaşımdır. Ayrıca aynı gecede üç defa yatıp üç defa kalkma eyleminin kalitesiz bir uyku, verimsiz bir Kur’an okuma faaliyetini doğuracağı açıktır. Bizim Görüşümüz: Müzzemmil Suresi’nin ilk ayetlerinde gecenin hangi vakitlerinde kalkılabileceği alternatifli bir şekilde ifade edilmişti. Bu ayette ise Rabbimiz, Rasulullah (SAV) ve ashabının gecenin hangi vaktinde kalktığını bildirmekte ve dolayısı ile kalkılabilecek en doğru, en etkili, en verimli zaman dilimi bilgisini bize vermektedir. 5. Gece Dirilişi Formülü : 5G/9 Şimdi ilgili cümledeki ifadeleri yakından inceleyelim: تَقُومُ – Kalkıyorsun أَدْنَىٰ مِنْ ثُلُثَيِ اللَّيْلِ – Gecenin üçte ikisinin yakın tarafının (gün batımına yakın tarafı) وَنِصْفَهُ – ve onun (gecenin üçte ikisinin) yarısı وَثُلُثَهُ – ve onun (gecenin üçte ikisinin) üçte biri Dikkat edilirse birinci ifade ile gecenin belirli bir kesimi ifade ediliyor. (Gecenin üçte ikilik ilk bölümü). Daha sonraki iki ifade (yarısı ve üçte biri) bu ilk bölümün parçalarını VE bağlacı ile birbirine ekliyor. Son iki ifadenin (yarım ve üçte bir) sonlarındaki HU zamiri bu kavramların ilk ifadenin cüzleri oldukları belirtiliyor. Dolayısı ile bu ifadeden: (Gün batımından itibaren) Gecenin üçte ikilik bölümünün yarısı + Gecenin üçte ikilik bölümünün üçte biri = Rasulullah (SAV) ve sahabenin kalktığı saat bilgisi şeklinde bir formül elde ediyoruz. Kur’andaki gece tanımının Gün batımı ve Gün doğumu arasındaki zaman dilimi olduğunu oruç ve namaz vakitlerinin belirtildiği ilgili ayettlerden anlıyoruz. (2:187, 11:114) Dolayısıyla; Gece süresini “G” ile ifade edersek; Gecenin üçte ikisi = 2G/3 Gecenin üçte ikisinin yarısı = 2G/6 -> G/3 Gecenin üçte ikisinin üçte biri = 2G/9 Gece Dirilişi Zamanı = Gün Batımı + (G/3 + 2G/9) = Gün Batımı + 5G/9 formülünü elde etmiş oluyoruz. 6. Gece ve Gündüzün Ölçüsü Bu formülü tespit ettikten sonra ayetteki ilgili ifadeden sonra gelen cümle çok çarpıcı : “Allah geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır.” Ayeti anlama çalışmaları yaparken burada adeta şu mesaj var gibiydi: “Ey kulum!.. Tespit etmiş olduğun ölçü/formül gece ve gündüz için de geçerli..” Ya bir sonraki cümleye ne demeli.. “Sizin onu (gece ve gündüzün ölçüsünü) hesaplayamadığınızı bildi ve bu yüzden tevbenizi kabul etti.” Fesubhanallah.. Bu ifadeleri gördüğümde iliklerime kadar titrediğimi hatırlıyorum. Allah şu mesajı vermiyor mu : “Bu ölçüyü/formülü tespit edip gece ve gündüzün ölçüsünü belirlemeniz ve ona göre aksiyon almanız, gece dirilişini gerçekleştirmeniz muradımdı. Ama yapamadığınız için sizi affettim..” Bu noktada tespit etmiş olduğumuz formülü gece ve gündüz için uygulamaya karar verdim. Gecenin 9, gündüzün 9 eşit parça şeklinde ölçülendirilmiş olabileceğini düşündüm. Çıkan sonuç hayretimi artırmıştı. Namaz vakitleri gece/gündüz dilimlerinin çizgilerine denk düşüyordu. Ayrıca ortaya çıkan zaman dilimlerinin Kronobiyoloji’nin ortaya koymuş olduğu biyolojik saat çalışmalarıyla paralellik gösteriyor olması da hayretimi bir kat daha artırdı. Şema 1 : Gece-Gündüz Ölçü Haritası 7. Gece-Gündüz Ölçü Haritası ve Namaz Vakitleri “Gece Dirilişi” vaktini tespit için yaptığımız çalışmanın sonunda elde ettiğimiz Gece-Gündüz Ölçü Haritası sayesinde namaz vakitlerini hesaplayabileceğimiz formüllere de ulaşmış olduk. Bu çalışmanın asıl gayesi namaz vakitlerinin belirlenmesi değildir. Sadece bu vakitlerin tespit etmiş olduğumuz gece-gündüz ölçü haritasına uygun düştüğünü göstermek için bu başlık altında kısaca zikredeceğiz. Gece-gündüz ölçü haritasında akşam namazı, yatsı namazı, seher, imsak vakti, sabah namazı sonu ve ikindi namazı vakitlerinin hep dilim ayrımlarına denk düştüğü görülüyor. Sadece bir namaz vaktinde istisna görünüyor: Öğle namazı.. Öğle namazı vakti tam gün ortasına ve tam da biyolojik zaman diliminin ortasına denk gelen bir zaman dilimine denk düşüyor . Bu farklı durumu görünce aklımıza hemen Bakara 238. ayeti geliyor: “Namazları ve orta namazı (Es-Salatil Vusta) koruyun. Tam bir saygıyla Allah’ın huzurunda kıyam edin.” (2:238) “Salatil Vusta” ifadesinin hangi vakit namaz olduğu çok tartışılan bir konu. Alimler arasında bu namazın hangi vakit olduğu ile ilgili fikir birliği yok. Biz de yaptığımız çalışmanın bir çıktısı olarak nacizane bir yorumda bulunmuş olalım. İlgili ayette vurgulanan “Orta Namazı”, gündüzün ve biyolojik saat diliminin tam ortasına denk gelen öğle namazı olabilir mi?.. Gece-gündüz ölçü haritası bize namaz vakitleri ve bazı önemli vakitleri formülüze etmemize imkan tanıyor. Önemli Vakitlerin Formülleri : Gün Batımı (saat) -> A Gün Doğumu (saat) -> S Toplam Gece süresi (dk) -> GC Toplam Gündüz süresi (dk) -> GN Gece Ortası = A + GC/2 Gece Dirilişi = A + 5*(GC/9) Seher = A + 7*(GC/9) veya S – 2*(GC/9) İmsak = A + 8*(GC/9) veya S – GC/9 Öğle Namazı = S + GN/2 veya A – GN/2 İkindi Namazı = S + 7*(GN/9) veya A – 2*(GN/9) Yatsı Namazı = A + GC/9 Yatsı Namazı Sonu = A + 2*(GC/9) Örnek Takvim : Gece-Gündüz Dilimleri ve Önemli Vakitler (İstanbul GMT+3, 41.0214 & 28.9684) Zaman Dilimi Başlangıcı 21 Mart 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık 1- Gün Batımı (Akşam Namazı) 19:21 20:44 19:03 17:43 2- Yatsı Namazı 20:40 21:43 20:22 19:21 3-Yatsı Namazı Sonu 21:59 22:42 21:41 21:00 Gece Ortası 01:16 01:10 01:00 01:06 6- Gece Dirilişi 01:55 01:40 01:39 01:55 8- Seher (Fecr-i Kazip) 04:32 03:38 04:18 05:12 9- İmsak (Fecr-i Sadık) 05:51 04:37 05:37 06:51 10- Gün Doğumu (Sabah N. Sonu) 07:10 05:36 06:56 08:29 Gün Ortası (Öğle Namazı) 13:16 13:10 13:00 13:06 17- İkindi Namazı 16:39 17:22 16:21 15:40 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın belirlemiş olduğu namaz vakitleri ile hemen hemen benzer namaz vakit süreleri hesaplanmış oldu. (Diyanet işleri başkanlığı namaz vakitlerine temkin süresi koymaktadır.+-7dk. Ayrıca her meridyen 4 dk’lık geçiş sağlar. Dolayısı ilçeler arasında dk cinsinden farklılıklar oluşabilir). Vakitlerin hesaplamasında istisnai bir durum göze çarpıyor. O da İmsak vakti.. Çoğunuzun bildiği gibi her sene Ramazan ayı geldiğinde imsak vakti tartışması yapılıyor. İki farklı kesim iki farklı imsak vaktinin doğru vakitler olduğu konusunda birbirlerini ikna etmeye çalışyorlar. Müslümanlar ise hangi görüşü kabul ediyorlarsa ona göre sahurlarını yapıyorlar. Gece-gündüz ölçü haritasına göre elde edilen imsak vakti, ilginç bir şekilde iki takvimin imsak vakitleri arasında gezer yapıda görünüyor. Sadece 21 Haziran tarihinde imsak vakti Süleymaniye Vakfı takvimi ile aynı süreyi gösteriyor: Takvim 21 Mart İmsak 21 Haziran İmsak 23 Eylül İmsak 21 Aralık İmsak Diyanet İşleri 05:17 03:03 05:03 06:29 Süleymaniye Vakfı 06:23 04:37 06:09 07:37 Gece-Gündüz Ölçü H. 05:51 04:37 05:37 06:51 Süleymaniye Vakfı takvimi ile gece-gündüz ölçü haritasına göre belirlenmiş olan imsak vakti arasındaki fark belki sahur için Süleymaniye Vakfı imsak vaktini esas alan mü’minlere “temkin süresi” anlamında katkı sunabilir. Bütün bunlarla birlikte gece-gündüz ölçü haritası, belki de kutup bölgelerindeki namaz ve oruç vakitlerinin tespiti konusunda yapaılan/yapılacak çalışmalara da yardımcı olabilir. Bu konuyu başka bir çalışmada değerlendirme duasıyla şimdilik geride bırakıyoruz. 8. Uyku Bilimi ve Rasulullah’ın (SAV) Uyku Düzeni Canlılarda gerçekleşen biyoritimleri (biyolojik saat) inceleyen bilim dalına Kronobiyoloji denilmektedir. Bu alanda çalışan bilim adamları, özellikle son yıllarda yaptıkları araştırmalarda insan bedeninin kendi saati olduğunu, 24 saat içinde çok kez değiştiğini ve çeşitli biyolojik özellikler gösterdiğini tespit etmiş durumdalar. İnsan bedeninin 24 saat içerisindeki hormonal, duyusal, fiziksel değişimlerini konu olan sayısız çalışma var. Fakat biyolojik saat geçişlerinin net bir tanımı henüz ortaya konulmuş değil. Sunulan çalışmalarda 1 saat, 1,5 saat, 2 saat aralıklarla insanın biyolojik değişimleri ifade edilmiş durumda. Aynı ilim dalı uykunun hangi biyolojik zaman dilimlerinde ne kadar verimli olduğu konusunda da çalışmalar ortaya koymuş görünüyor. İnsandaki biyolojik saatin bulunduğu yerel konumla ilişkili olduğu, lokasyon değiştirdiğinde yeni yere göre biyolojik saatin güncellendiği de tespit edilen bir diğer konu. Yazıyı uzun tutmamak adına ilgili çalışmaları bir bütün olarak buraya almıyoruz. Dileyenler internet üzerinden söz konusu çalışmalara kolayca ulaşabilirler. Gece-gündüz ölçü haritasında belirlemiş olduğumuz her bir dilimin bir biylojik saat dilimi olduğu şeklinde inancımız var. İleride değineceğimiz kişisel tecrübelerimiz ve Kronobiyoloji alanında yapılan çalışmalar bu düşüncemizi destekler nitelikte görünüyor. Özellikle Müzzemil Suresi’nde belirtilen uyku düzeni ile kronobiyolojinin uyku konusunda söyledikleri paralellik arzettiğini düşünüyoruz. Önce biyolojik saatimizin yer aldığı epifiz bezi hakkında kısa bir bilgilendirme yapalım. Epifiz Bezi İnsanın biyolojik saati “epifiz” adı verilen salgı bezinde yer alıyor. Epifiz, omurgalıların beyninde yer alan mercimek tanesi büyüklüğünde bir bez. Uyku paternini ve mevsimsel fotoperiyotları düzenleyen melatonin hormonunu salgılıyor. Diğer ismi pineal bezi. Sadece melatonin değil birçok hormonun kontrol merkezi konumunda. Sağlıklı çalışan bir epifiz bezi sıkıntı, bunaltı, bunama, stres, kanser, yaşlanma, hipertansiyon ve bir dolu psikolojik rahatsızlığa karşı doğal bir koruma sağlıyor. İlahi bir program gereği epifiz gece harekete geçiyor ve uyku hormonu olan melatonini salgılıyor. Bununla birlikte epifiz bezi çalışırken, aynı zamanda pinolin ve dimetiltriptamin (DMT) gibi moleküller de salgılıyor. Bunlar, kişiyi metafizik aleme yaklaştıran, beden algısını baskılayan hormonlar olarak tanımlanıyor. Epifiz bezinin innsanın yaşadığı mistik hazlar, cezbeler, trans hali, letâifin çalışması, olağandışı bilinç sıçramaları ve psişik akım atlamalarında önemli rol oynadığı anlaşıldı. Özellikle meditasyon ve yoga, tütsüler ve üzerlik bitkisi, mistik danslar ve müzikler, buhur ve ayin maksatlı içecekler arasındaki ortak nokta, bütün bu farklı unsurların epifiz bezini ya uyarması, ya da bu bezin salgıladığı hormonlara benzer sonuçlar uyandırması. Biyolojik Saati Bozan Durumlar Biyolojik saatin işleyişini bozan ve Müzzemmil Suresi 20. ayette de belirtildiği gibi mü’mini Gece Dirilişi’nden muaf kılan üç ana durum var: 1.Yolculuk Biyolojik saat, lokasyon bazlı değişim gösteren, yerel konuma göre çalışan doğal bir saat. Sağlıklı bir biyolojik saatin işleyişinden söz edebilmek için öncelikle, kişinin yeryüzünde ikamet ettiği meridyen/paralel noktasında bir süre sabit kalmış olması, o noktanın biyolojik saat dilim sistemine bedeninin adaptasyonunu tamamlamış olması gerekmektedir. Uzun uçak yolculuklarında biyolojik saatlerin düzeni bozulur. Bunun belirtileri yorgunluk, uykusuzluk gibi sorunların ortaya çıkmasıdır. Jet-Lag olarak isimlendirilen durum buna örnektir. Bu durum, uçakla seyahat esnasında dünyanın zaman dilimleri geçilirken insan vücudunun bu hızlı zaman değişimine adapte olamaması olarak tanımlanır. Kısacası, yerel saatle epifiz bezi tarafından düzenlenen vücudun biyolojik saatinin uyumsuzluğu ortaya çıkar. 2. Hastalık Epifiz bezinin işleyişini bozan ve istirahat gerektiren her türlü hastalık durumunda biyolojik saatin işleyişi olumsuz etkilenecektir. Özellikle epifiz bezinin kireçlenmesi’ne (Pineal Gland Calcification) sepeb olan durumları bilerek bunlardan uzak durmak sağlıklı biyolojik iç saati için çok önemli. Bu duruma sebep olan durumları kısaca şöyle sıralayabiliriz : a. Kimyasallar Flouride, Chlorine and Bromide gibi kimyasal maddeleri hayatımızdan uzaklaştırmamız lazim, bilhassa fluoride pineal gland tarafindan kolayca cekilen bir madde, burada calcium fosfat kristalleri oluşturuyor, diş macunu ve genelde musluk sularında mevcut, ağır zehir içeriği olup pineal glandda kireçlenme yoluyla işlevsiz hale getiriyor, kaynak suyu ve dogal dişmacunu kullanmalıyız (veya flouridsiz macunu) b. Kalsiyum Dışardan aldığımız bütün kalsiyum hapları calcium carbonate içeriyor genelde, işlenmiş yiyeceklerde de calcium phosphate, calcium carbonate ve dicalcium phosphate formlarında mevcut, kalsiyumu doğal yiyeceklerden almamız gerekli. Susam, ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, portakal ve brokoli gibi yiyecek ve sebzelerden almamız gerekli. c. Musluk suyu Musluk suyunda kireçlenme meydana getiren bir çok madde var flourid ve klor, kalsiyum gibi. Uzun vadede distile edilmiş su tavsiye edilmiyor musluk suyundan iyi olsada. En iyi secenek doğal kaynak suyu. d. Civa En kötü pineal toksinlerden biri olup temizlemeside güçtür. Civalı diş dolgularımızdan hemen kurtulmamız lazım, ayrıca koruyucu aşıların hepsi (methyl mercury) kimyasal koruyucusu içermekte ve temizlemesi çok güçtür. Büyük balıklar daha fazla ağır metal içerir. Midye, karides, yengeç, istakoz, kalamar gibi dip deniz ürünlerinden kaçınmak gerekiyor. Ekolojik lambalar, floresan gibi lambalarin kırılmasında cikan tozda da yüksek civa bulunur. Solunum yoluyla almamak gerek. İyi haber clorella ve spirulina( iki değişik kültür yosunu), buğday çimi, suyu ve gunluk kişniş kullanımı beyindeki ağir metal birikimini çıkarmakta ve idrar yoluyla atmaktadır. e. Bitki böcek ilaçları Sebze ve meyvaları bir müddet sirkeli suyun icinde bekletip yıkadıktan sonra kullanmalıyız. Mümkünse organic sebze ve meyva tüketmemiz gerek, bunlarda ilac kullanılmıyor. Bir çok et ürünlerinde de yiyecek zincirinde hayvanların aldıkları bitkisellerden bu ilaçlar bulaşmakta ve bize kadar et protein olarak gelmektedir. f. Diger toksinler Yapay tatlandırıcılar, (aspartame K), rafine şeker, phylenanine (meyva ezmelerinde), E numarali koruyucular, deodorantlar, temizlik malzemeleri kimyasallar, diş ve ağız temizleme gargaraları (tuzlu su en iyi secenek) ve hava temizleyici spreyler. g. Şeker, kafein, alkol ve tütün ürünlerinin pineale verdigi zararı temizlemek için en az iki ay bunlardan uzak kalmak gerekiyor. Ama en iyisi tamamen bırakmak. 3. Diğer Bazı Durumlar : Biyolojik saatin düzenli işleyişini bozan diğer bazı durumlar şunlardır : Gece vardiyaları Uykusuz bırakılma (Yeni doğan çocuk, işkence altındaki kişiler) Gece maruz kalınan ışık Gece istirahatini ve uyku düzenini bozan eğitimler, gürültüler vs.. Kur’an’da ve Bilimde Uyku Zamanı Uyku, insan için son derece önemli bir kavram. Yetişkin biri için günlük 7-8 saat uykunun gerekli olduğu vurgulanıyor. Uykunun kalitesiz ve/veya yetersiz oluşu, acizlik, tembellik, gevşeklik, unutkanlık, depresyon, konsantrasyon eksikliği, öfke durumu gibi çeşitli rahatsılıklara sebep oluyor. Bu maddede Kur’an’a ve bilime göre kaliteli uyku vakitlerinin tespiti ve Rasulullah’ın (SAV) uyku düzeninin nasıl olduğu konusunu kısaca ele almaya çalışacağız. Kur’an’da, takva sahiplerinin gecenin az bir suresini uyuyarak geçirdikleri belirtilir: “Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlardadır.; Rab’lerinin onlara verdiği şeyi alanlar; muhakkak ki onlar, bundan önce muhsin olanlardır. Geceleri pek az uyurlardı.” (51:15-17) Kur’an, uykuyu sadece geceye hasretmez ve gecenin bir örtü, uykunun bir istirahat zamanı olduğunu söyler: “O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.”(25:47) Yine bir başka ayette uykunun (gecenin değil) istirahat zamanı olduğu ifade edilir: “Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.” (78:9) Kur’an, gece uykusunun yanında öğle uykusuna da (kaylule) vurgu yapar: “Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (24:58) Yine Kur’an gece ve gündüzde uyku vakitlerinin olduğunu söyler : “Gece ve gündüz uyumanız, onun lütfundan nasip aramanız da O’nun ayetlerindendir. Bunda, işitebilen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (30:23) Gelelim bilim cephesine.. Uyku üzerine yapılan çalışmalarda gece 22:00 ile 03:00 arasındaki uykunun % 200 verimli olduğu tespit edilmiş. Yani bu saatler arasında 3 saat uyunduğunda 6 saat uyunmuş gibi bir etkisi söz konusu. Bu zaman dilimleri gece-gündüz ölçü haritasındaki 4 ve 5. biyolojik zaman dilimlerine denk geliyor. Gece 3’ten sonraki vakitlerde ise uykunun verimi % 50’lere kadar düşmekte. Öğlen vakti uyunan uykunun ise %400 verimli olduğu tespit edilmiş. Bu saatler arasında yarım saatlik uyku 2 saatlik uykuya karşılık geliyor. Bu zaman dilimleri de gece-gündüz ölçü haritasındaki 14 ve 15. dilimlere tekabül ediyor. Dolayısı ile gündüzleri uyanık ve faal, gecelenin ilk saatlerini uykuda geçirmenin, tabiata daha uygun olduğu ifade ediliyor. Yine bu çalışmayı destekleyen bir diğer araştırmanın sonuçları ilginç: `Deliksiz uykunun daha dinlendirici olduğu tezi asılsız çıktı deniliyor. Bölünmüş uyku daha çok dinlendiriyor. Öğle uykusu ile ilgili yapılmış araştırmalar da var. Araştırmacılar haftada en az üç kez, öğle vakti yarım saat uyuyan erkeklerin kalp krizinden ölme riskinin %37 düştüğünü gözlemlemiş. Sigara, beslenme, aktiflik seviyesi faktörleri de çalışmaya dâhil olduğu söyleniyor. Yeni Zelanda’da yapılan araştırmada gece nöbetinde çalışan hava trafik kontrolörlerinin, planlanmış 40 dakikalık öğle uykusuyla ayıklık ve performans testlerinde daha iyi performans gösterdikleri gözlemlenmiş. Bir Nasa çalışması, 40 dakikalık öğle uykusunun atikliği %100 geliştirdiğini göstermiş. Farklı çalışmalar ise 20 dakikalık öğle uykusunun 200 mg kafeinden daha etkili olduğunu tespit etmiş. Ayrıca 25 dakika kestiren pilotların, diğer pilotlara oranla 5 kat daha az uykusuzluk çektiği, kalkış ve inişlerde daha az hata yaptığı görülmüş. Rasulullah’ın (SAV) Uyku Düzeni Rasulullah’ın (SAV) gecenin ve öğlenin bir bölümünü uykuyla geçirdiğini rivayetlerden biliyoruz. Yukarıdaki veriler ve rivayetler ışığında Rasulullah’ın (SAV) uykusunu tahlil etmeye çalışalım: Gece Uykusu : Rasulullah’ın (SAV) Ölçü haritasında ifade ettiğimiz 4 ve 5. Dilimleri uykuda geçirdiğini düşünüyoruz. Daha sonrasında ise “Gece Dirilişi”ni gerçekleştiriyordu. Bu dilimler bilimin de ortaya koyduğu gibi uykunun en verimli zamanları. Ortama süresi 3 saat olan iki dilimde %200 verim elde ediliyorsa bu 6 saatlik uykuya tekabül ediyor demektir. Öğle Uykusu : Rasulullah’ın öğle namazından önce veya sonra yarım saat kadar kaylule yaptığını rivayetlerden biliyoruz. Bilimin de ifade ettiği gibi bu zaman dilimlerindeki uyku verimi %400 ise yarım saatlik bir öğle uykusu 2 saatlik uykuya tekabül ediyor demektir. Sonuç olarak Rasulullah(SAV) toplamda 3,5 saat kadar süreyi uykuda geçirmesine rağmen 8 saatlik uyku verimi elde etmiş görünüyor. Bu gerçekten bizlere örneklik oluşturması bakımından son derece çarpıcı bir durum. Zira günümüz insanı çok daha uzun süreleri uykuda geçirmesine rağmen uykunun ilahi yasalarını bilmediği/görmezden geldiği için yeterli uykuyu yakalayamıyor. Bu da doğal olarak uykusuzluğun yol açtığı birçok ciddi problemi de beraberinde getiriyor. Tam bu noktada akıllara şu soru geliyor: “Rasulullah (SAV) bu etkili uyku düzenini kimden, nasıl öğrendi?” Cevap bizce gayet net: Fıtratından (biyolojik saat düzeni) ve Kur’an’dan, özellikle Müzzemmil Suresi’nden.. 9. Rasulullah (SAV) “Gece Dirilişi” Vaktini Nasıl Belirliyor ve Nasıl Kalkıyordu? Rasulullah (SAV) ve ashabı; saatin/alarmın olmadığı, bu kadar hesaplama ve ölçülerin bilinmediği bir ortamda “Gece Dirilişi”ni nasıl gerçekleştiriyorlardı? Daha genel soralım; bildiğimiz anlamda saatin olmadığı, dolayısı ile dakikaların, saatlerin hesaplanamadığı zaman diliminde namaz vakitleri nasıl hesaplanıyordu? Gün içersindeki öğle ve ikindi, akşam ve hatta yatsı namazlarını güneşin konumuna göre belirleyebildiklerini söyleyebiliriz. Peki ya sabah namazına nasıl kalkıyorlardı? Cevap; tabiki Rabbimizin içimize yerleştirdiği biyolojik saat sayesinde (epifiz bezi).. Gecenin ayetinin görünmez kılınmasını (17:12), onun hesabının insanın iç saatine yerleştirildiği şeklinde anlamak hiç te yanlış bir yorum olmasa gerek. Biyolojik iç saatimiz, gece boyunca biyolojik saat dilimi geçişlerinde alarm verir. Bu alarmı duymak, bu geçişleri yakalamak için sağlıklı bir epifiz bezi ile birlikte bir şart daha var. O da yatılan yerin çok konforlu ve yumuşak olmaması.. Maalesef “uykunun kesintisiz olanı kalitelidir” düşüncesi modern insanın gecelerini öldürdü. Teknolojinin gelişimi ile tasarlanan birbirinden konforlu yataklar vücudumuzdaki doğal alarmları susturdular. Oysa ki çevresindekilerin kendisine yumuşak yatak verme tekliflerini her defasında reddeden, ısrarla hasır üzerinde uyumayı tercih eden Rasulullah’ın(SAV) bu davranışını bu güne kadar hiç anlayamadık. Böylece O ve ashabı gecenin hesabını kolaylıkla yapabiliyor, gece dirilişi ve sabah namazı kalkışını gerçekleştirebiliyorlardı. Nispteden daha sert bir zemin üzerinde gerçekleştirdiğim uykularda biyolojik saat geçişlerini doğal olarak yakalayabildiğime defalarca şahit oldum. Siz de günümüz yataklarına göre daha sert bir zeminde, örneğin baza üzerine sereceğiniz bir hasır, bir çarşafla oluşturacağınız yatak düzleminde bir gece uyuyarak biyolojik saat dilim aralarını yakalayabildiğinizi müşahade edebilirsiniz. 10. Gece-Gündüz Ölçü Haritası ile Müzzemmil Suresi’nin İlk Ayetlerine Bir Bakış Müzzemmil Suresi çalışmamızda sure’nin ilk ayetlerine şu şekilde anlam vermiştik : 1- Ey örtüsüne bürünen!.. 2- Gece kalk, gecenin kalkılmaması gereken az bir kısmı hariç. (o bölümünde kalkma) 3- (Gecenin) tam ortasında (kalk) veya (gecenin tam ortasından) biraz öncesinde kalk. 4- Veya (gecenin tam ortasından itibaren) artırarak kalk. Ve (kalkmayı gerçekleştirdikten sonra) Kur’anı tane tane, parça parça, ağır ağır, sindire sindire, düşüne düşüne, anlayarak oku.. Ayetlerde görüldüğü gibi gecenin kalkılabilir ve kalkılmaması gereken bölümleri var. Bu bölümleri tespit edebilmek için gece-gündüz ölçü haritasını kullanacağız. Ayetlerde geçen ifadeleri inceleyelim : Gecenin tam ortası : Ölçü haritasında da görüleceği gibi bu vakit öğle namazı vaktinin tam karşısına denk geliyor: (Ö.namazı vakti + 12 saat) Gün ortası ve gece ortası vakitlerinin özel bir durumunun olduğunu düşünüyoruz. Biyolojik zaman diliminin tam ortasına denk gelen bu özel vakitler tıpkı biyolojik dilim geçişlerindeki hissiyatı uyandırıyor olmalılar. Gecenin tam ortasından biraz önce : Ölçü haritasına göre, gece ortasından biraz önce olarak söz edilen vaktin sınırının 4. Dilimin sonu, 5. Dilimin başı olduğu kanaatindeyiz. (bknz. Şema 1). En verimli uyku dilimlerinin 3. ve 4. biyolojik zaman dilimleri olduğunu yukarıdaki başlıkta ifade etmiştik. Dolayısı ile surenin 2. ayetinde belirtilen “gecenin kalkılmaması gereken” zaman dilimlerinin de 3. ve 4. dilimler olduğunu düşünüyoruz. Kişinin bu en verimli uyku dilimlerinde kalkması uykusuz kalmasına, dolayısı ile gününün kalitesiz geçmesine sebep olacaktır. Gecenin tam ortasından sonraki zaman dilimleri : Surenin 4. ayetinden gecenin tam ortasından itibaren her dilimde kalkılabileceğini anlıyoruz. Dolayısı ile gece ortasından itibaren en rahat kalkılabilecek vakitleri; Gece Dirilişi vakti, 6. biyolojik zaman dilimi sonu, seher vakti başlangıcı ve imsak vakti olarak ifade edebiliriz. (bknz. Şema 1) 11. Mü’minin 24 Saatine Bir Bakış Bu başlıkta Kronobiyoloji alanında yapılan çalışmaları baz alarak Gece-Gündüz Ölçü Haritası’nda belirlemiş olduğumuz biyolojik zaman dilimlerine göre “Mü’minin 24 saati nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap sadedinde tespitlerimizi aktaracağız: Dilim : Birinci dilimin başlangıcı gün batımı, Akşam Namazı vaktidir. Bu dilimle birlikte çok vakit geçirmeden bu namaz eda edilmelidir. Yorgunluk başlar. Tansiyon ve nabız tembelleşir. Kaslarımız güçsüzleşir. Akşam yemeği için en ideal zaman dilimi budur. Mide en çok bu zaman diliminde asit salgılar. Pankreas bu saatte özellikle aktiftir. Karaciğerin dayanıklılığı artar. Dilim : Bu dilimin başlangıcı Yatsı Namazı vaktidir. Sindirim yavaşlamaya başlar. Bu dilimin başlangıcıyla yeme-içme faaliyeti (su içmek dışında) sonlandırılmış olmalıdır. Dilim : Bu dilimin başlangıcı Yatsı Namazı vakti sonudur. Bu vakit konusunda görüş ayrılıkları vardır. Bir görüş imsak vaktine kadar derken diğer bir görüş gecenin zifiri karanlığının başladığı zaman olduğunu ifade ederler. (Delil ayet : 17:78) Bizim önerimiz 3. dilimin başlangıcına kadar yatsı namazının kılınması yönündedir. Sindirim organlarının günlük görevi sona erer. Bu saatten sonra yenen her şey midede sabaha kadar hazmedilmeden kalır. Bu durum çok tehlikelidir. Hazmedilmeyen bu besinler midede çürür ve zararlı çöp halini alır. Bu zararlı asitler barsak duvarlarındaki mukozaya hücum ederler. Birinci verimli uyku dilimi. Bu dilimdeki uyku %200 verimlidir. 5. dilimde gece dirilişi gerçekleştirecek olanlar (Müzzemmil 3) bu dilimi uykuda geçirmelidirler. Bu dilimin başlangıç zamanı çocuklar için uyku vaktidir. Ebeveyn Saati olarak değerlendirilebilir. Dilim : İkinci verimli uyku dilimi. Tam dinlenme saatidir. Organizma tüm gün aktif bir şekilde faaliyette olan stres hormonu salgılamasını durdurur. Sakinleşmek ve gevşemek için en uygun anlar başlar. Tansiyon ve vücudun ısısı düşer. Bu dilimdeki uyku %200 verimlidir. Müzzemmil 2. ayette sözü edilen kalkılmaması/ayakta geçirilmemesi gereken zaman dilimi bu olsa gerektir. Bu dilimi ayakta geçirenlerin kaliteli uyku uyumaları ve gece dirilişi’ni gerçekleştirmeleri oldukça zor olacaktır. Dilim : Üçüncü verimli uyku dilimi. Deri hücreleri durmaksızın çalışır. ilk rüya safhası bu zamanda başlar. Bu dilimdeki uyku %200 verimlidir. Gece yarısı : Bu dilimin ortası Kur’ani tabirle gece yarısıdır. 3 ve 4. Dilimi uyku ile değerlendirenler Müzzemmil 3. ayette ifade edilen 5. Dilim başlangıcı veya ortasında gece dirilişini gerçekleştirebilirler. Dilim : Gece Dirilişi : Gece dirilişi için en uygun zaman dilimi başlangıcı. Bu dilimin başlangıcının Rasulullah (SAV) ve ashabının gece dirilişi için kaktığı vakit olduğunu Müzzemmil 20. ayetten anlıyoruz. Zihin berraktır. Okuma ve anlama faaliyetleri için çok uygun zaman dilimidir. Melatonin hormon seviyesi yüksektir. Dilim : Maneviyat dilimidir. Epifiz bezinin en faal olduğu zaman dilimidir. Uyku hormonu melatonin ile birlikte ruhani alemle cismani alem arasındaki bağı kuran pinolin, DMT ve benzeri hormonların üretimi en üst düzeydedir. Metafizik yoğunluk ve içe/öze dönüş saatleridir. Bu dilimi uyuyarak geçirenler burada yaşanan çok özel, tarifsiz duyguları kaçırmış olurlar. Dilim : Bu dilimin başlangıcı Seher (fecri kazib) vaktidir. Bu vakit ibadet ve günahların affı için yakarış vaktidir. Rabbimiz bu vakitte kullarından istiğfar beklemektedir (3:17, 51:15-18). Bu dilimi uyuyarak geçirenler bu çok değerli anları ve belkide bağışlanma fırsatını kaçırmış olacaklardır. Dilim : Bu dilimin başlangıcı İmsak Vakti’dir. Bu dilimde Sabah Namazı eda edilmelidir. Stres hormonu yeniden salgılanmaya başlar. Vücut enerji kazanır, yeni güne hazırlanmaya başlamıştır. Kan basıncı ve kalp atışı yükselir, damarlar gerilir. Dilim : Bu dilimin başlangıcı gün doğumu, Sabah Namazı sonu vaktidir. Kortizon salgılanmaya başlar. Metabolizma hareketlenerek günün aktiviteleri için gerekli enerji ve proteini hizmete sunar. Kahvaltı saati : Kahvaltı için en uygun zaman dilimidir. Sindirim organları bu saatte iyi çalışır. Karbonhidratlar, hiç depolanmadan doğrudan enerjiye çevrilir. 12. 13. Dilimler : Bu üç dilim kuşluk vakti dilimleridir. Verimliliğin en üst düzeyde olduğu en etkili çalışma saatleridir. Kısa süreli bellek yaratıcı ve dinamiktir. Zihin hızlı çalışır. Konsantrasyon ve mantıklı düşünebilme yeteneği en yüksek düzeydedir. Özellikle eğitim/öğretim faaliyetleri için en verimli zaman dilimleridir. Kortizon gibi uyanıklık veren hormonların en fazla salgılandığı zaman dilimleri bunlardır. Bu saatlerin; planlama, düzenleme ve ileriye dönük yapıcı fikir üretimi için en verimli saatlerdir. Çalışanlar bu saatleri mesleki konularda kendilerini eğitmek ve geliştirmek için değerlendirebilirler. Öğrenciler için özellikle matematik, fen bilimleri gibi düşünmeyi gerektiren derslerin bu saatler arasında çalışılmasında fayda vardır. Rabbimizin kuşluk vaktini şahit tutmasının, dolayısı ile bu zaman dilimlerine değer vermesinin bir hikmeti de bu olsa gerektir. (93:1) Vücudun dinç ve kuvvetli olduğu saatlerdir. Kalp ve dolaşım zindedir. Dilim : Öğle Namazı dilimidir. Namaz tam bu dilimin ortasında kılınır. Dikkat azalır, uyku basar. Vücudun dinlenme ihtiyacı kendini göstermeye başlar. Midedeki asit fazlalaşır, beyindeki kan azalır. Öğle namazından sonra uyuma fırsatı bulamayacak olanlar namaz öncesini uyku ile değerlendirilebilirler. Dilim : Kaylule (öğle uykusu) dilimi. Rivayetlerde Rasulullah (SAV) ve ashabının öğle namazından sonra bir miktar uyuduğu bilgisi yer almaktadır. Vücudun formdan düştüğü saattir. Tansiyon ve hormon düzeyi düşer. Verimlilik gün ortalamasının yüzde 20 altındadır. Bütün organlar en alt düzeyde çalışır. Bu saatlerde yenilen yemek mideyi ve safra kesesini zorlayacaktır. Dolayısı ile öğle yemeği çok ağır olmamalı, ihtiyaç hissediliyorsa salata veya meyve ile geçiştirilmelidir. Rasulullah’ın (SAV)’ın günde iki öğün yediğini (Sabah ve akşam) öğle yemeği tanımının olmadığını bu vesileyle hatırlatmış olalım. Dilim : Bu dilimde mutluluk hormonu endorfin zirve seviyesine ulaşır. Tansiyon ve dolaşım çok iyi durumdadır. Spor yapmak için en uygun zaman dilimidir. Yeni işler için enerji geri gelmiştir, bellek tam formundadır. İkinci verimlilik dönemi yaşanır, ama bu verimlilik sabahkinden düşüktür. Dilim : Bu dilimin başlangıcı İkindi Namazı vaktidir. Bedenin kuvveti artar. zihni canlılığın geri döndüğü saatlerdir. Beyin-kas organizasyonu mükemmeldir. Bilgilerin kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya almak istediğiniz konuları çalışmak için ideal zaman aralığıdır. Bu saatler aralığında kuşluk vaktinde öğrenilen bilgiler tekrar edilebilir. Yapılacak etkili ve verimli tekrarlarla bilgilerin kalıcılığı sağlanmış olacaktır. Dilim : Zindelik devam eder. 16, 17. dilim gibi öğrenilmiş işlerin etkili bir şekilde yapılacağı zaman dilimidir. Tansiyon ve kalp en üst seviyeye ulaşır. Bu sebeple 16,17 ve 18. dilimlerde uyunmamalıdır. Aşağıdaki tabloda İstanbul ili için örnek zaman dilimi aralıklarının saat bilgilerini bulabilirsiniz. Gece-Gündüz Dilimleri ve Önemli Vakitler (İstanbul GMT+3, 41.0214 & 28.9684) Zaman Dilimi Başlangıcı 21 Mart 21 Haziran 23 Eylül 21 Aralık 1- Gün Batımı (Akşam Namazı) 19:21 20:44 19:03 17:43 2- Yatsı Namazı 20:40 21:43 20:22 19:21 3-Yatsı Namazı Sonu 21:59 22:42 21:41 21:00 4- Verimli Uyku Dilimi Başlangıcı 23:17 23:41 23:01 22:38 5 -Verimli Uyku Dilimi Başlangıcı 00:36 00:40 00:20 00:17 Gece Ortası 01:16 01:10 01:00 01:06 6- Gece Dirilişi 01:55 01:40 01:39 01:55 7- Maneviyat Dilimi Başlangıcı 03:14 02:39 02:58 03:34 8- Seher Vakti (Fecr-i Kazip) 04:32 03:38 04:18 05:12 9- İmsak Vakti (Fecr-i Sadık) 05:51 04:37 05:37 06:51 10- Gün Doğumu (Sabah N. Sonu) 07:10 05:36 06:56 08:29 11 – Kuşluk 1 08:31 07:17 08:17 09:31 12 – Kuşluk 2 09:52 08:58 09:38 10:32 13 – Kuşluk 3 11:14 10:39 10:58 11:34 14 – İstirahat 12:35 12:20 12:19 12:35 Gün Ortası (Öğle Namazı) 13:16 13:10 13:00 13:06 15- Kaylule 13:56 14:00 13:40 13:37 16- Çalışma Rızık 1 15:17 15:41 15:01 14:38 17- İkindi Namazı 16:39 17:22 16:21 15:40 18- Çalışma Rızık 3 18:00 19:03 17:42 16:41 12. “Gece Dirilişi” İçin Bir Öneri Tespit etmiş olduğumuz Gece-Gündüz Ölçü Haritası’nın “Gece Dirilişi”ni gerçekleştirmek için çok etkili bir yöntem olduğunu düşünüyoruz. Bu bölümde bizzat uyguladığım ve verim aldığım yöntemi paylaşmak istiyorum: Niyet Etmek: Öncelikle “Gece Dirilişi”ni niçin gerçekleştirmeliyim?” sorusuna kendiniz için tatmin edici bir cevap bulmalısınız. Bunun için Müzzemmil Suresi’ni birkez kendinize inmiş olduğunu düşünerek okumanız yeterli. Bununla birlikte Zariyat Suresi’ndeki şu ayet grubu da moivasyon için oldukça önemli : “Muhakkak ki takva sahipleri, cennetlerde ve pınarlardadır.; Rab’lerinin onlara verdiği şeyi alanlar; muhakkak ki onlar, bundan önce muhsin olanlardır. Geceleri pek az uyurlardı.” Ve onlar seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.” (51:15-18) Midenin Durumu : Akşam yemeğini yatsı vaktinden sonraya bırakmışsanız ve/veya geç vakitlerde abur cubur birşeyler atıştırdıysanız bu besinler büyük olasılıkla o gece sindirilmeyecek ve midede kalacaktır. Bu durum gece boyunca bedeni bitkin bırakarak uyku kalitesini düşüreceği için gece kalkışını zorlaştıracaktır. Yatsı ezanı ile birlikte yeme-içmeyi bırakmak (su hariç), Gece Dirilişi’ni gerçekleştirmeye yardımcı olması açısından çok önemlidir. Yatma Vakti : Uyku için belirlemiş olduğumuz biyolojik zaman diliminin başında uykuya geçmek verim açısından oldukça önemlidir. Çoğumuz kafamızı yastığa koyar koymaz uyuyamıyoruzdur. En azından ben o durumdayım. Bunun için aşağı yukarı uykuya geçiş süremizi hesaplamamız gerekiyor. Ben bunu kendim için 15 dk. olarak belirledim. Örneğin 4. dilimin başlangıç saati 23:15 ise 23:00’da yatağa gidiyorum. Ayrıca yatmadan önce bulunduğum odanın ışıklarını bir süre önceden kapatarak bedenimin uyku için gerekli hormonları salgılamasına yardımcı oluyorum. Sizin de kendiniz için bu süreyi belirlemenizi tavsiye ederim. Uyku Süresi : Yakın dostlarım iyi bilirler, Müzzemmil Suresi ile tanışana kadar vakit sıkıntısından yakınıyordum. Kur’anı okuma ve anlama çalışmalarına yeterli zamanı ayıramadığım için 7 saatlik uyku süremi 5 saate kadar düşürmüştüm. Fakat bir iki hafta içinde bedenim isyan/iflas etti. Başarısız olmuştum. İmdadıma Müzzemmil Suresi yetişti. Benim için büyük dert olan vakit problemim bu şekilde aşılmış oldu. Sıkıştığım her durumda yardımını esirgemeyen Rabbime sonsuz kere hamd ediyorum. Gece dirilmek istiyorsak doğru zaman dilimlerinde uyumalıyız. Özellikle ölçü haritasında belirttiğimiz verimli uyku dilimlerinden en az ikisini uyuyarak geçirmemiz gerekiyor. Bence gece kalkışı için en önemli konu bu. Ben kendi adıma 4 ve 5. uyku dilimlerini değerlendirmeye çalışıyorum. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu iki dilimdeki uyku son derece verimli ve yaklaşık 6 saatlik bir uykuya karşılık geliyor. Bir şekilde bu dilimlerden birini uykusuz geçirmek zorunda kalıyorsam Rabbimden bağışlanma dileyerek gece kalkışını gerçekleştirmiyorum. 4 ve 5. Dilimlerdeki uyku benim için yeterli olsa da imkan bulursam öğle namazından önce yarım saat kadar kaylule’ye (öğle uykusu) yatıyorum. Siz de kendi hayatınızda deneme yoluyla bir uyku düzeni inşa edebilirsiniz. 4 ve 5. dilimlerdeki uyku yeterli gelmiyorsa ve öğle uyuma imkanınız yoksa 3. dilimden bir miktar uykunuza ilave etmeniz en iyi seçenek gibi duruyor. Gece Dirilişi’ni gerçekleştirdikten sonra tekrar yatıp tekrar kalkmayı önermiyorum. Bunun üç sebebi var: Birinci sebep; gece dirilişinden sonra önünüzdeki 3 kıymetli gece diliminden hangisini uykuya feda edeceksiniz? (maneviyat dilimi, seher vakti dilimi, sabah namazı dilimi) İkinci sebep; gecenin uzunca bir bölümünün ayakta geçirilmesi gerekliliği. (51:15-18, 76:26) Üçüncü sebep; Gece Dirilişi’nden sonraki uykunun verimsiz oluşu. Gece Kalkışı : İnsanın uyku esnasında bedenine yapabileceği en büyük zulümlerden birisinin, biyolojik saat dilimi ortasındayken telefon/saat alarmı ile onu kalkmaya zorlamasıdır diye düşünüyorum. Bu şekildeki kalkışın kişiyi mutsuz ve huzursuz kılması kaçınılmaz. Bununla birlikte bu zoraki kalkışın bir göstergesi de aynaya baktığımızda gördüğümüz o şiş yüz ifadesi.. Vücudumuzu zorlayarak kaldırdığımızda bedenimizin doğal olmayan bu eyleme karşı verdiği tepki yüzümüzdeki ödemler olarak bize geri dönüyor. Sağlıksız bir güne başlayayış.. Daha kötü ne olabilir ki.. Uykudan doğru zamanda kalkmak bu yüzden çok önemli. Modern ve konforlu yataklardan vazgeçmenin zor olduğu (en azından benim gibi evli çiftler için) durumlarda imdadımıza gece-gündüz ölçü haritası yetişiyor. Hesaplanan biyolojik saat dilim geçişi vakitlerine kurulacak telefon/saat alarmı ile bu kalkışlar son derece konforlu, zorlanmadan ve sağlıklı gerçekleştirilebilir. Örneğin gece dirilişi 01:55’te ise ben alarmımı 02:00’ye kuruyorum. 5 dk. ötelememin sebebi öncelikle vücudumun doğal alarmına bir fırsat vermek. Bu sayede çoğu zaman telefonumun alarmına gerek kalmadan kalkabildiğimi söyleyebilirim. Ayrıca bu şekildeki kalkıştan sonra aynada göreceğiniz o canlı ve berrak yüz ifadesi doğru zamanda kalktığınızın bir diğer delili. Gece Dirilişi’ni gerçekleştirmişseniz gün içerisinde yüzünüz ile ilgili çevrenizden iltifat almanız mümkün, buna şaşırmayın. Rasulullah(SAV)’ın gece kalkıp ibadet edenlerin yüzlerinin güzel olacağını ifade ettiği sözlerinin hikmetini de bu vesileyle anlayabilirsiniz. Kalkıştan Sonra : Vitr namazı gece namazıdır. Bu namazı Gece Dirilişi’ne saklamanız daha isabetli olacaktır. Dolayısı ile benim gece kalkışını gerçekleştirdikten sonraki ilk işim abdest alıp vitr namazını kılmak oluyor. Bundan sonra Müzzemmil Suresi 4-6 ayetlerinde belirtildiği gibi Kur’an okuma/anlama çalışmalarıma başlıyorum. Gecenin büyük bir bölümünü bu çalışmalarla geçirmeye çalışıyorum. Özellikle 7. dilimde ki (maneviyat dilimi) hissiyat ve feraset artışını kelimelere dökmek oldukça güç. Yaşanmalı diyerek geçiyorum. Bundan sonraki 8. dilim Seher Vakti dilimi. Bu vaktin bir bölümünü namaz, dua, yakarış ve istiğfar ile değerlendirmek en güzeli (3:17, 51:15-18). Sonrasında imsak vaktiyle birlikte şahitli sabah namazı vakti karşılıyor bizleri(17:78). Ve nihayet Rabbimizin bir muradını gerçekleştirmenin verdiği eşsiz huzur ve güven duygusu ile güne başlıyorsunuz.. Bu noktada şunu diyebilirsiniz; “Ben kim Kur’an’ı anlamak kim. Bunu yapabilecek bilgi/birikime sahip değilim. Kur’an okumayı dahi bilmiyorum. Gece Diriliş’i bana göre değil”… Buna yakın bir dostumun hayatıyla cevap vermek istiyorum: Kendisi Kur’an’la çok sonraları tanışmış biri. Çocukluk ve gençlik yıllarında İslami herhangi bir eğitim almamış. Kur’an’ı mealler üzerinden anlamaya çalışmış ve hidayet bulmuş. Bundan sonrasına bizzat ben şahidim. Çok daha fazlası için kendi başına, profesyonel eğitim/destek almadan birkaç haftada sıfırdan Kur’an okumayı öğrendi. Bu konuda kendisini geliştirmek için her vesileyi her zamanı değerlendirmeye çalışıyor, emek veriyor. Rabbi de duasına icabet ediyor.. Son süreçte kaleme aldığı birçok Kur’ani Araştırma çalışması var ve bu çalışmaları insanlarla paylaşarak hidayetlerine vesile olmak en büyük gayesi.. İşte böyle.. Önce dua, sonra emek, en sonu tevekkül. Daha fazla söze ne hacet.. Rabbimiz gecelerimizi bereketli kılsın.. Amin.. kuranibakis sitesinden alıntıdır- |
#2
|
||||
|
||||
Maşaellah. Çok güzel ve aynı zamanda derin analiz yapılmış.
__________________
Sufiye göre, ölü köpeğin dişleri güzeldir. Bardağın yarısı doludur. Hak şerleri hayr eyler. |
#3
|
|||
|
|||
"Bugün artık namaz uykudan hayırlıdır sözünü bütün haliyle yeniden anlamak zorundayız. Önce dikkat etmeli ki uyku namazın yanında karalanan, kötü bulunan bir unsur olarak bulunmuyor. Uykunun da hayırlı olduğunu, ama namazın uykudan daha hayırlı olduğunu telkin ediyor bu söz. İçinde yaşadığımız dünyada uykusunu ekmek parası uğruna ve bazı merakları, ilgileri, nefretlerini ve delilikleri uğruna delik deşik eden, kısaltan, biçimsizleştiren milyonlarca insan var. Her şeyden önce uyku çağdaş dünyada yerini ve anlamını kaybetmiştir."
. |
#4
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Mesnevi'ye farklı bir bakış | Hazar | Kitap Tanıtımları | 0 | 22.04.21 20:59 |
Mü'minin düşmanı; Vesvese.. | Erzurum | Tecrübe Ettikleriniz | 7 | 10.06.20 16:18 |
Her mü'minin gönlünde yatan cennet nasıl bir yerdir? | RvP | islam & islami Konular | 0 | 11.01.20 14:15 |
Ölü bedenlerin dirilişi | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 2 | 15.05.18 01:35 |
Spiritüalizme Genel Bakış | SiLence | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 2 | 04.04.17 08:44 |