#51
|
|||
|
|||
Bir takım yolları ve usulleri olmakla beraber cinlerle irtibat kurma, mürşit ve rehber ister ve o işin ehli olmayı gerektirir. Usul, prensip ve rehber olmazsa, hata ve yanlışlıklar yapıp paçayı kaptırma ihtimali de vardır. Bu tür şeylerle meşgul olanların gözleri mana alemine açık değil ve kendileri ayaklarını basacakları yeri bilemiyorlarsa, o zaman habis ruhların saldırısına uğrarlar; onların hakimiyeti altına girerler ve onların oyuncakları olurlar. Neticede cinler, böyle kimseleri bazen gurur ve kibre sevk eder, okşayıp şımartır; yeri, zamanı gelince de korkutup tehdit ederek tesirleri altına alırlar ve kendi hesaplarına konuşturup, iş yaptırırlar.
|
#52
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#53
|
|||
|
|||
Alıntı:
Hakka Suresi, 38. ayet: Hayır; gördüklerinize yemin ederim, Mearic Suresi, 40. ayet: Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz; Müddesir Suresi, 39. ayet: Ancak Ashab-ı Yemin (sağ ehli) hariç. Tekvir Suresi, 15. ayet: Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, İnşikak Suresi, 16. ayet: Yoo, şafak-vaktine yemin ederim, Fecr Suresi, 5. ayet: Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi? Beled Suresi, 1. ayet: Hayır; bu şehre yemin ederim, Vakıa Suresi, 75. ayet: Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim. Ahzab Suresi, 4. ayet: Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi sizin anneleriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip-iletir. Maide Suresi, 89. ayet: Allah sizi, yeminlerinizdeki rastgele söylemelerinizden, boş sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar. |
#54
|
|||
|
|||
hipnozcu alıntı yaptığın ayeti kerimelerdeki yeminler cenabı hak tarafından yapılan yeminlerdir. kulun bu ifadelerle yemin etmesi haramdır. bu şekilde cenabı hakkın mahlukatı üzerine kasem etmesinde nice hikmetler vardır yaratılmışlar için. o sebeple kul ancak yaratan rabbinin adını zikrederek yemin edebilir eşya üzerine yemini sahih değildir. biraz fıkıh okuyun.
|
#55
|
|||
|
|||
İbni Ömer radıyallahu anhümâ, hayır, Kâbe hakkı için, diye yemin eden bir adamı işitmişti. Bunun üzerine o, adama şöyle dedi:
Allah'tan başkasının adına yemin etme. Çünkü ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i şöyle buyururken işittim: "Allah'tan başkası adına yemin eden kimse küfre veya şirke düşmüş olur." (Tirmizî, Nüzûr 8) Allahtan başkası adına yemin edenin kâfir veya müşrik olması sözüyle, onun gerçekten küfre veya şirke düştüğü kastedilmemektedir. Bu tehdit ifadesiyle, yasaklanan o davranışın çok ağır bir suç teşkil ettiği ve mutlaka sakınılması gerektiği anlatılmaktadır. Tıpkı riyânın şirk olduğunu ifade eden hadiste olduğu gibi. Çünkü bir insanı küfre ya da şirke düşüren şeylerin neler olduğu Kur'an'ın açık ifadeleriyle belirlenmiştir. Başlangıçtan beri izah etmeye çalıştığımız üzere, Allah'tan başkası adına yemin etmek, kişiyi günahkâr kılar; fakat işlenilen her günah insanı dinden çıkarmaz. Allah adına yemin etmesi ve sadece O'nu tâzim edip yüceltmesi gereken kimse, Allah'tan başkası adına yemin etmekle yeminine başka birini veya bir nesneyi ortak kılmış olur. Bu yüzden insanın babasını, anasını, Kâbe'yi veya herhangi bir kişiyi veya eşyayı yüceltmesi ve bunlar üzerine yemin etmesi yasaklanmış ve böyle sözler yemin sayılmamıştır. Sadece Kur'an üzerine yemin edilmesi insanlar arasında yaygınlık kazanmış olduğu için Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed tarafından sahih bir yemin kabul edilmiş ve kefâret gerektiğine hükmolunmuştur. |
#56
|
|||
|
|||
Maide Suresi, 89. ayet: Allah sizi, yeminlerinizdeki ‘rastgele söylemelerinizden, boş sözlerden' dolayı sorumlu tutmaz, [[[[[[ancak yeminlerinizle bağladığınız sözlerden dolayı sizi sorumlu tutar]]]]]]]
|
#57
|
|||
|
|||
﴾89﴿. Allah sizi kasıtsız olarak yaptığınız yeminlerden ötürü sorumlu tutmaz, fakat bilerek ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar.
ayeti kerimesi üzerine bu itirazı yapan kardeşimiz şayet bir fıkıh kitabı açıp okuma zahmetine katlanmış olsaydı bu yersiz itirazıda yapmazdı. şimdi ayeti kerimeden ne anlaşıldığını islam alimlerinin beyanıyla anlamaya çalışalım. Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîn-i lağv, yemîn-i ğamûs ve yemîn-i mün’akidedir: a) Yemîn-i lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği hâlde gördüğünü zannederek “Vallahi gördüm.” veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemîn-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffâret gerekmez. Kur’an-ı Kerim’de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir. b) Yemîn-i ğamûs; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhârî, Eymân, 16; Müslim, İman, 220). Böyle bir yemin Hanefîlere göre keffâretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişinin, bilerek ve Allah’ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah’tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep olan kimse, bu zararı tazmin edip zarar verdiği kimselerden helallik istemelidir. c) Yemîn-i mün’akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah’ın isimlerinden biriyle veya O’nun sıfatlarıyla ya da örfte yemin anlamına gelen sözlerle yapılmış olması gerekir(İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 478, 481-486). Bu yemini eden kişinin, dinin yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffâret öder (Merğînânî, el-Hidâye, IV, 13 işte ayeti kerimenin kastettiği şey tam olarakta budur. |
#58
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#59
|
|||
|
|||
burada yazdıklarına gönülden inanıyorum
mesajının bir bölümünde yapacak olan arkadaşlara yardım ederim demişsiniz ben de bu davetin (fekacin mehmet)nasıl yapıldığını bilmiyorum okumanın neticesinde bir etki olmadı ve davete icabet eden de olmadı bende bir yerde hata yaptığımı düşünüyorum rica etsem bana da yardımcı olur musun şimdiden teşekkür ederim... |
#60
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Fekacin Mahamet daveti ve Kasemül Emlakiye Felekiyye | kkoraytursucu | Hacet & Dilek Uygulamaları | 38 | 05.05.24 11:43 |
Fekacin Mahmet'in Daveti - Herkes sizi sevsin | Gölge | Celb & Muhabbet & Kısmet | 25 | 12.02.24 00:17 |
fekacin mahmet'in daveti | SiLence | Huddam ilmi | 12 | 12.03.23 18:34 |
Fekacin mehmet davetinin(ebu daybec) Vefki ve tılsımı | Sin | Vefk & Tılsım | 13 | 28.07.20 22:14 |
fekacin mehmet daveti nedir? | fulya2 | Sorularınız | 6 | 20.12.17 16:21 |