#1
|
|||
|
|||
Hipnozun Doğası
Hipnoz Nedir Ne Değildir ? Nasıl Elde Edilir ? Hipnozun Doğası.
Hipnozun başka hiçbir şeye indirgenemeyecek kadar kendine özgü doğası vardır. Bunun üzerine hipnozla ilgili kasten söylenmiş yalanlar ve medyanın halka hipnozu yanlış lanse etmesi eklenince hipnozun ne olduğunu açıklamak "HENDEĞİ DEVEDEN ATLATMAK[img]images/smilies/smile.gif[/img]" kadar güç iş oluyor doğrusu. Hipnozun doğası konusu körlerin fili tarif etmesi hikayesine benzemektedir. Yani kim hipnozun neresine dokunuyorsa o şekilde tanımlamaya çalışmaktadır. Herkesin uzlaşacağı bir hipnoz tanımı yapmak çok zor olmakla birlikte hipnoz ne değildir sorusuna cevap vermek bana çok daha kolay görünmektedir. Hipnoz konusu ile ilgilenmeye yeni başlamışsanız doğal olarak meydana gelen hipnozları tanımanız hipnozu daha kolay ve pratik olarak tanımanızı kolaylaştırır. Doğal Hipnozlar: Sürükleyici bir kitap okurken biri isminizi söyleyerek sizi çağırdığında hiç bir şey duymadığınız oldu mu? Sizi çağıran kişi belkide isminizi bir çok sefer tekrarlamak zorunda kalmıştır size sesini duyurana kadar. Belki çağırıldığınızı ilk duyduğunuzda da karşınızdaki kişinin sesi size çook uzak önemsiz, ilgisiz gelmiştir. Çünkü o esnada adeta farklı bir dünyadaydınız. İşte burada yaşadığınız şey doğal olarak meydana gelmiş bir hipnozdur. Çünkü içsel olarak konsantre oldunuz bir an için dış dünyaya aldırmadınız. Önemli bir işi başardıktan sonra çok mutlusunuz. Yüzünüzde gülücüklerle birlikte akşam evinize dönmek için aracınızı kullanıyorsunuz. Evinize ulaştığınızda ne çabuk geldim ben eve diye şaşırdınız. Belki yolda her zaman uğradığınız markete uğramayı bile unuttunuz. Adeta aracınızı otomatik olarak kullandınız. Gözünüz sadece yolu görüyordu. İşte bu yolculuk esnasında hafif bir hipnozdaydınız. Çünkü dikkatiniz içsel dünyanızdaydı. Gözleriniz yoldaydı ama aklınızdan bin bir türlü düşünce geçiyordu. Kekemelik sorunu olan bir çocuğu bir aile bana getireceğini söyledi. Çocuk ve aile geldi. Yaklaşık 20 dakika çocuk ve ailesi ile görüştüm. Sonra çocuğu bekleme odasına alarak aileye bu çocuğun kekeme olmadığını söyledim. Anne hemen şöyle dedi : "Ama bir cümlenin başında ııııı dedi." Aile ile birlikte bekleme odamıza gittik. Anne "Ay kızım sen burada çok sıkılmışsındır" dedi. Ben ondan sonra anladım ki bu annenin söylediği her şey çocuğun üzerinde olumsuz bir hipnoz etkisi yaratıyor. Bende sonra çocuğa dönerek şöyle dedim. Afferim sana sen ne akıllı kızmışsın. Anne ve terapiye gelirken yalnız bırakmadın, sen olmasaydın onlar sıkılabilirlerdi. Gördüğüm kadarı ile ailen kaygıları aşmak için hipnoterapiye gelmek zorunda. Senin hiç bir şeyin yok, sorunlu olan onlar. Çocuğun gülümsediğini ilk defa burada gördüm. Daha önce sürekli asık suratlı duruyordu. Her anne-baba ve öğretmen bir hipnotisttir. "Sen aptalsın beceremessin" sözü ise telkindir. Ama olumsuz bir telkindir.. Bu sözler kişinin kendine güvenini yıkar. Kendine güveni yıkılmış bir insanda istese de hiç bir şey becerememeye başlar. "Anne baba da bak biz sana aptal olduğunu söylemiştik" diyerek kendilerini haklı çıkarırlar. Etrafınızda bu olumsuz telkinlerden etkilenmiş bir çok insan görebilirsiniz. O kadar çok duymuşlardır ki bu sözü aptal ve beceriksiz olduklarına kendileri bile inanmaya başlarlar. Bazı uzmanlara göre hipnoz değiştirilmiş bir duygu durumdur. Gerçekten de hipnotize edilen kişiler hipnozda hissettiklerinin çok farklı olduğunu söylemektedirler. Ama hipnozun bu yönünün hipnozun tüm doğasını açıklamaya yeteceğini sanmıyorum. Diğer bir grup ise hipnozu esasen derin bir gevşeme hali olarak karakterize etmek isterler. Ancak her derin gevşeme bir hipnoz olmadığı için gevşeme = hipnoz denilemez. Braid ve Janet hipnozu sujenin algısal alanını daraltmanın ve konsantrasyonun meydana getirdiğini savunmuşlar ve bunu da monoidizm olarak adlandırmıştır. Konsantrasyon boyutunda hipnozu düşündüğümde hipnozu bir merceğin güneş ışığını odaklayıp kağıdı delmesine benzetiyorum. Nasıl ki konsantre edilmiş güneş ışığı bu işi başarabiliyorsa hipnoz ile konsantre edilmiş beyinsel ve psikolojik güçler de insanoğlunun bir çok sorununu çözebilmektedir. Bu açıdan baktığımızda mucizevi gibi görülen hipnoz olgusunun bir merceğin ışığı odaklayıp kağıdı delebilmesi kadar doğal bir olaydır. Hipnozu neyin meydana getirdiği konusunda başka çok önemli bir nokta da IQ ile kişinin hipnoza yatkınlığı ve transın derinleşebilmesi arasındaki doğru orantıdır. Yani kişinin IQ'su ne kadar yüksek ise o kadar iyi hipnotize edilebilir. Bu orantı ve hipnozun zihinsel işlemlerle (kognitif) elde edildiğinin delilidir, aynı zamanda hipnozun bilinçsiz bir ruh hali olmadığını da gösteriyor. Çünkü bilinçsiz bir ruh haline ulaşmak için neden IQ gereksin. Bu doğrultuda hipnozu bilinçlilik hali olarak kabul etmek zorunludur. Eğer hipnotize edilenler bilincini kaybediyor diye bir şey olsa idi zaten bilinci yerinde olmayan psikotiklerin* hipnoza daha yatkın olması gerekirdi. Oysa durum bunun tam tersidir. Hipnoz aklı devreden çıkarmak değil, aklımızın normal günlük yaşantının kargaşası içinde fark edemediğimiz yeteneklerini kullanmaktır. Bazı eski kaynaklarda hipnozun telkin ile elde edildiği bildirilmektedir. Oysa günümüzün modern hipnoz anlayışı ve modern indüksiyon tekniklerinin kullanılmasıyla kişi ile hiç bir söz konuşmadan ve kişiye hiçbir telkin vermeden de hipnoz hali elde edilmektedir. Hipnoz değil de bazı hipnotik fenomenler telkin ile elde edilmektedir. Hipnoz ve telkin ayrı ayrı fenomenlerdir. Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı ve sevgili hocam Sayın Dnt.Ali Eşref Müezzinoğlu hipnozu şu şekilde tanımlar." Bilinçli hipnoz beyinsel fonksiyonların çalıştığı, bireysel denetimin açık olduğu, kesinlikle uyku hali olmadan, istekle gerçekleşen psişik bir durumdur." Hipnozun en doğru tanımı bence ancak şu şekilde yapılabilir " Hipnoz hipnoz dur. "Bilimde bir şeyin kendisi ile tanımlanamayacağını biliyorum ancak beni bu tanımı yapmak zorunda bırakan şey hipnozun doğası konusunda yapılan her açıklamanın (belki de benim açıklamalarım dahil) hipnozun sadece bir veya birkaç unsurunu ön plana getirmesi ve bütüncül (gestalt) bir bakış açısından uzak olmasıdır. Eşi ve benzeri olmayan bir şeyi başka şeylerle kıyaslayarak açıklamaya çalışmak ancak bu kadar gerçekçi olabilmektedir. Hipnoza bakış açımda bütünlük (gestalt) çok önemlidir. Bazen bilimde gelişme kaydedebilmek için bilinen şeyleri bir kenara bırakmak gerekmektedir. Hipnoz konusunda bunu şu ana kadar en iyi yapabilen kişinin Dr.Milton H.Erickson olduğunu sanıyorum. Sayın Dr.Engin Gençtan 'ın dediği gibi " İçinde yaşadığımız kültür, bir olguyu ancak parçalara bölüp sayılabildiği zaman gerçeklik olarak kabul etme eğilimindedir." Paramparça ettikleri şeyi de anlamakta doğal olarak zorlanıyorlar. HİPNOZ NE DEĞİLDİR? Hipnoz konusunda bir çok önyargı bulunan bilimsel başka hiç bir konu yoktur. Hipnoz hakkında hiç bir şey bilmeyen insanların aşağıdaki yanlış inanç ve düşüncelerini düzeltmeleri gerekir. Bu önyargıları aşamayan insanlara hipnoz uygulaması yapmamayı tercih ederim. 1. Hipnoz kontrolünüzü kaybettiğiniz bir ruh hali değildir. 2. Hipnoz size söylenenleri bir mantık süzgecinden geçirmeden kuzu kuzu yapmanız değildir. 3. Hipnozdan çıkamamak diye bir şey yoktur. 4. Hipnoz demek o esnada olup bitenleri hatırlamamak demek değildir. HİPNOZUN EVRELERİ Doğrusunu isterseniz kişi hipnoterapi yönteminden yararlanmaya karar verdiği an hipnozun ilk evresi başlamıştır. Ama yine yaygın olarak benimsenen görüşe göre hipnozun evreleri aşağıdadır. 1. HAFİF HİPNOZ Tam anlamıyla bir hipnoz oluşmamıştır. Telkin alma yetisi artmıştır. Hafif hipnozlarda göz kapaklarında seğirme DTR'ında artma gözlemlenir. 2. ORTA DÜZEY HİPNOZ Telkin ile katalepsi oluşturulabilir. Bu düzey hipnozda solunum derin ve yavaştır, pupiller genişlemiştir. Kısmi amnezi olabilir. 3. DERİN HİPNOZ (somnambulizm) Hipnoz bozulmadan gözler açtırılabilir. Hareketler donuk ve monotondur. Bu düzey hipnozda hipnotik fenomenler gözlemlenir. Hipnozun derinliği ile telkinlerin kabul görme ihtimali arasında bir orantı yoktur. Klasik hipnoz anlayışına göre hipnoz telkin edilebilirliğe (suggestibility) ulaştıran bir araçtır sadece. Oysa telkin edilebilirliği arttıran güç nedir ? diye kimse sorma ihtiyacı hissetmemiş. Bu güç kendi görüşüme göre "bilinçaltının" gücüdür.
__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim.. |
#2
|
||||
|
||||
Allah razı olsun bu güzel paylaşım için.
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Suyun doğası bir felsefe anlatır | Skoda | Tekamül & Kozmik EnerJi | 0 | 13.05.22 06:11 |
Hipnozun Tarihi | SiLence | Hipnoz & Bilinçaltı | 4 | 26.04.17 20:19 |
Hipnozun Uygulanmaması Gereken Haller | SiLence | Hipnoz & Bilinçaltı | 3 | 23.04.17 13:14 |
Hipnozun Tıpta Kullanımı | SiLence | Hipnoz & Bilinçaltı | 1 | 20.03.17 15:34 |
Hipnozun sporda kullanımı | SiLence | Hipnoz & Bilinçaltı | 1 | 20.03.17 15:33 |