Eski bir Hintli hikâyesi; Kalpataru denen bir ağaç vardır "Dilek ağacı" demektir. Tesadüfen bir gezginin yolu oraya düşer. Adam yorgundur, ağacın altına oturur. Aç olduğu için, burada biri olsaydı yiyecek isterdim, fakat kimse görünmüyor diye düşünür. Yiyecek fikri zihninde göründüğü anda, yiyecek aniden belirir. Adam çok aç olduğu için bu konuyu düşünmez bile, hemen yer. Sonra uykusunun geldiğini hisseder ve keşke şurada bir yatak olsaydı, diye düşünür ve yatak belirir. Fakat yatakta yatarken adamın içinde bir düşünce yükselir. Neler oluyor, burada kimseyi görmüyorum. Yiyecek geldi, yatak geldi belki hayaletler bana bir şeyler yapıyor der ve birden hayaletler belirir. O zaman korkar ve şimdi beni öldürecekler diye düşünür, ve hayaletler onu öldürür. ...Hayatta kural aynıdır, hayaletleri düşünürsen, ortaya çıkacakları kesindir. Düşündüğün şeyi göreceksin, düşmanları düşünürsen onları yaratacaksın, dostları düşünürsen onlar belirecek. SEVersen, dört bir yanında SEVGİ belirir, nefret edersen, nefret belirir. Düşünmeye devam ettiğin her şey belli bir kural tarafından yerine getirilecektir. Kötü düşünce kötülüğü,iyi düşünce iyiliği çeker. Ne düşündüğünüz, ne söylediğiniz ve neleri hayatınıza çektiğinize dikkat edin...

Anlamsiz buldum

Ben düşüncelerime hükm edemiyorum aklım da hiç olmayan şeyler beliriyor aniden umarım kimsrnin beni öldurmesini düşünmem

O gelen düşünceleri hemen kovup bu sadece bir düşünce deyin gelen şey eğer duyguysa hemen kovup bu sadece bı duygu deyin.bu şekilde dinlemiştim birinden.

düşündüğün şekilde yaşarsın aslında ve yaşantına görede cevren gelişir. güzel bakar ve güzel düşünürsen etrafınıda güzellikler sarar

Bazı düşünceler üzerine yoğunlaşmak bazen makbul bir dua hükmüne geçebilir ama genel anlamda ne düşünürsen o olur fikri saçma yoksa ne fakirlik kalırdı ne hastalık