|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Evlilikte Yapılan en Büyük HATA
Kazak almak için bir mağazaya girmiştim sanırım kış aylarının başıydı. Ben bakarken yanıma bir kadın geldi o da bakmaya başladı. Onun arkasından da bir adam geldi kadını beklemeye başladı. Kadın döndü "şunu mu deneyim şunu mu" diye sordu. Adam hayatımda duyduğum en iğrenç kahkahayı patlatıp "ne fark eder ikiside yakışmayacak sana" diye cevap verdi.
Kadın ile göz göze geldik o an. Kızardı, gözleri doldu, elindekileri bırakıp oradan gitti. Peşinden gidip sarılmak istedim kadına, "üzülme ne olur çok güzelsin" diye teselli etmek istedim ama yapamadım işte. Bir arkadaşım anlatmıştı yine. Eşinin kendisini devamlı başka adamlar ile kıyasladığını, dizilerde gördüğü adamları örnek gösterip "bak şunlar gibi ol" dediğini, en ufak hatasında onu beceriksiz, işe yaramaz ve kötü baba olmak ile suçladığını ve bunun kendisini çok yorduğunu söylemişti. Evliliklerin bitme sebeplerinin temel nedenlerine baktığım zaman hep "beklenti" eşiğinin fazla tutulmasından dolayı olduğunu görüyorum. İnsanlar artık "en iyisini" kendisinin hak ettiğini düşündükleri için evin içinde de en iyisi (!) dolaşsın istiyorlar. Koridorda Adriana Lima ile karşılaşmak isteyen adamların hint Şebeğinden hallice olmaları ayrı ironi, Vehbi Koç gibi başarılı adam bekleyen kadınların da en büyük başarısının biten şampuana su koymayı akıl etmesi ayrı ironi. Bir çocuğun çizdiği resime "bu ne kadar kötü bir resim, hiç o dağlar kırmızı olur mu, kalem öyle mi tutulur, hem sen neyi becerebiliyorsun ki zaten" dediğiniz zaman mı yoksa, "dağların kırmızı olabileceği hiç aklıma gelmemişti ne güzel hayal gücün var, kalemi şöyle tutsan sanki daha güzel şeyler ortaya çıkacak" diye motive etmek mi onun başarısına katkı sağlar? Biz genelde birinciyi seçiyoruz. Karısının fazla kilosundan şikayetçi olan "hayvan gibi oldun" diyerek ona kilo verdireceğini zannediyor. Ya da kocasının sorumsuz olmasından şikayetçi olan kadın "bi işi de düzgün yap" dediği zaman adama o gün bir aydınlanma geleceğini falan düşünüyor. İletişim kurmayı bilmiyoruz toplum olarak. Okullarda yabancı dil dersinin yanına gönül dilini de eklemek lazım belkide. Çünkü en yabancısı olduğumuz konu artık gönül almak oldu. |
#2
|
|||
|
|||
Bilmiyor ki insan ; Besleyemediğin her şey ölür... aşk iki insanın içinden birbirine gürüldeyerek çağlayarak gelen bir his bir çekimdir ki onca güzel kelimeyi hitabı bulur da sevgiliye dair, yine de yetinemez.... Sevgi insana insanı hoş gördüren bir kaynaktır ki hafızaya tüm kusurları unutturan bellekten kötü izleri silen ve yenileyici gücü vardır....her iki duyguda iki insanın birbirinde kimyasal ruhsal kaynaşma ve eriyip hemhal olma halidir...kendinden bir miktar vazgeçiş ve karşındaki olabilme bir aynaya iki suret olarak girip tek surete dönüşebilme halidir....tek taraflı olacak bir iş değildir...bu duyguları sevdim ben onu dediğiniz insanda vazgeçemediğiniz bencilce istekleriniz kendinize özel saydığınız kutsadığınız, duvarlarını yükselttiğiniz mabediniz -egolarınız için sakatlarsanız yola devam edemezsiniz... işte post modernin insanı bu yüzden birine bağlanma sorunları yaşıyor.
|
#3
|
|||
|
|||
Bana göre çirkin insan yoktur,yeterki görebilelim.En çirkin şey insanın kendini büyük görmesi ki bu da aldığı terbiye yada aşağılık duygusundan dır.
Bunu ancak aklı başında bir eğitimle aşabiliriz."İnsanlar konuşa,konuşa"boşa söylenmiş bir söz değil.Yeter ki karşımızda kinin cinsiyetine değil yaratılılışına bakalım. . |
#4
|
|||
|
|||
Gönül dili hayatın her alanında iletişim için çok gerekli. Ailede başlaması. İse çok önemli. Ana okulunda ders olmalı bence.
|
#5
|
|||
|
|||
Sadece peygamber efendimizin sav.min hayatını ders ola-rak verilse bu bile tüm insanlığa yeter..hemde her konuda....
__________________
Biraz üzgün ve Ömer öfkesinde biraz öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz.. |
#6
|
|||
|
|||
Ilk ve ortaokul yıllarımda ozellikle ilkokul yıllarımda gönül dili konuşmayı öğretmişti öğretmenim bana saygı ve minnetle anıyorum onu herzaman fakat.... şimdi burayı iyi okuyun kendimi bildim bileli herkesi annemi babamı eşimi ve cocuklarimi gönül dilimi kullanarak incitmedim her zaman iyi anne baba olduklarını eşimin çok becerikli yakışıklı iyi huylu olduğunu çocuklarımın çok zeki olduklarını ve her işi basarabileceklerini anlattım onlara ve öyle tavır sergiledim şimdi sonucu merak edenleriniz vardır muhtemelen.Aslında annem hiç bir zaman doğurmaktan öte bir annelik yapmamıştı bana (anlatilanlar ve yasadiklarim ) babam içip içip gelen annem sürekli şimdi baban gelicek içmiştir yine hangi kadının koynundan geliyor gibi lafları sürekli söylerdi ve babam geldiğinde ben başıma yorgani çeker uyumaz acaba annemi dövecek mi küfür edecek mi diye beklerdim yıllar böyle geçti ama babam annemi dövmüyordu hiç annem tabiki yine babamla alakalı saçma sapan sözler soylerdi.Esime gelince oda aslında kumarbaz hayırsız bir insandı benide hemen hemen hergun döverdi ufak bir tokat felan değil ağzım burnum dağılama kadar 15 yıl böyle gitti ama yine ona her şey düzelir sen özünde iyi birisin derdim ayrılamıyordum çünkü çocuklarım ile tehdit ediliyordum.Cocuklarim ise onlara her türlü sevgiyi desteği ilgiyi bilgiyi verdim özelikle gönül dilini öğrettim onların çok zeki benden daha da iyi biri olduklarını guzel olduklarını aşıladım evet en azından çocuklarında benim gibi gönül dilini öğrenmiş okuyup yazabiliyorlardi takiiiii özelikle 2 oğlum hayatlarına kadınlar girene kadar bu kadınlar inişinden 10 13 yaş arası büyük kadınlar engel olmadım yada olamadım bilmiyorum ama o kadinlarada yada eşlerine gönül dili ile konustum aşağılamadım yargılamadım.Sonucu merak ediyorsunuz dimi ANNEM BABAM hic birzaman bana evlatları olduğumu hissetirmedi.ESIM düzelmişti ama 2003 yılının başlarında kardeşi tarafından öldürüldü. COCUKLARIM büyük oğlumu kaybettim seçimini eşinden ve babasının katili olan ve ona destek olan taraftan seçti şu an 2 kardeşi ve benimle konuşmuyor.Diger oğlumda düzeldi zaten benide çok incitmemişti anneler affeder unutur.Kizim zaten hep aynıydı abileri ne kadar yakışıklı zeki ise o da okadar guzel narin ve zeki.Simdi soruyorum gönül dili ile konuşmak ise yaşamış mi bence yaramis en azından annem gibi anne baba olmadım. Oğullarım babaları gibi bir es olmadılar.Su an benmi nasılım 1996 yılından bu yana antidpresan ilaçları kullanan beyin hücreleri gittikçe zayiflamis karaciğer hastası yada 40 derdi olan biriyim değiştim mi asla hala insanlara gönül diliyle hitap ediyorum çünkü ben bu dili taaaaa 7 yaşında başladım öğrenmeye. Ataların dediği gibi 7 de neyse 70 nde aynı olurmuş insan.Sevgi ve Sağlıkla kalin
|
#7
|
|||
|
|||
Gönül dilini kullanmanızın sizin için, bir amacı vardı ve uyguladınız, mamafih,bunu her yerde her insana karşı kullanamazsınız çünkü, insanlar arasında çok değişik karekter, görüş ve kişilikler mevcut,bu kendi aileniz içinde geçerli.Bunlara rağmen, gönül dilini uygulamaya kalkarsanız, kendinizden ödün verir hastalanırsınız. Benim gönül dilim karşımda ki insana göredir,selametle.
|
#8
|
|||
|
|||
Yaşadığımız topraklara bile savaşarak sahip olmuşuz. İnsan hakları, işçi hakları, kadın hakları hiçbiri güzellikle elde edilmemiş. İyi, güzel bunlar, okuyunca da kulağa hoş geliyor ama işin aslı maalesef bu değil. Güzellikle insanlara bir şey yaptırabilmek keşke mümkün olsaydı..
|
#9
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#10
|
|||
|
|||
Alıntı:
Değişim şart aslında olması gerekeni söylüuorsunuz fakat işte bu değişim kolay olmayan ve zaman alan bir döngü.toplumun değişmesi yüzyıllar alır malesef işte o çarkın dişlileri arasındada bizler antidepresanlarla ayakta kalmaya çalışan nacizane kullar.... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
16. İsimle Yapılan Büyük Davet | Mucella | Huddam ilmi | 21 | 03.11.23 21:16 |
Evlilikte Esmaül Hüsna'nın Tecellisi | Skoda | Esmaül Hüsna | 2 | 27.02.22 19:02 |
Evlilikte Vefa | Allahbizeyeter | islam & islami Konular | 7 | 08.05.20 01:54 |
Evlilikte sevgi için | SiLence | Celb & Muhabbet & Kısmet | 3 | 19.02.20 10:01 |
Evlilikte muhabbet sevgi... | havzkevser | Sorularınız | 4 | 11.09.18 03:38 |