Kurt birgün koyunun yanına varır ve onunla dost olmak istediğini söyler.Koyun hernekadar fıtratı gereği değişmeyeceğini, ya kendisine yada yavrularına zarar vereceğini öne sürüp bu teklifi kabul etmek istemesede, kurt'un yalvarıp yakarmalarına gönlü razı olmaz ve "belkide dediği doğrudur" diye düşünerek en sonunda kabul eder bu dostluğu...
Gel zaman git zaman dostlukları ilerler çokta güvenirler birbirlerine...Derken kurt birgün hastalanır ve arkadaşı koyun onun için şifalı bitkiler bulmaya gider ormana. Kurt bir ara kendine gelir ve koyunun yavrularını görünce kendini tutamaz ve saldırır... Dostunun yavruları olduğunu düşünmeden hepsini yer.O anda koyun bir tutam şifalı ot ile çıkagelir.Yüksek vadi yamaçlarında yaralanmıştır o otları toplayabilmek için.Bedeni kan içindedir. "Ucunda ölüm dahi olsa senin için, dostluğumuz için bu şifalı otları topladım" - dediğinde kurt içten içe-"Eyvah-" der içinden.-"Eyvah ben ne yaptım" diye dövünürken, kuzu az ilerideki kanları görür.Ne olduğunu anlamıştır ve gözlerinden yaşlar süzülür.Kurt pişmanlıkla dizlerinin üzerine çöker ve af diler ihanet ettiği dostundan... - "Ben çok büyük bir hata ettim.Ama senin benim için şu yaptığını görünce bin pişman oldum.Ne olur bana bir kere daha İnan. Bir şans daha ver bana-" der. Koyun, - "Tamam ama bir şartla inanırım-" karşılığını verir.Tam o anda bir damla gözyaşı süzülür teninden ve yere düşer.-"Ne desen yaparım.Yeterki bir defa daha bana inan-" der kurt.O anda koyun az önce yere düşen gözyaşını işaret eder.-"Hadi ozaman o gözyaşını yerine getir.Getir bende sana inanayım"-der.Kurt donup kalmıştır bu sözün karşısında.O an koyun can acısıyla gözlerinin içine bakar kurt'un ve şöyle der;-"İnanmak gözyaşı gibidir.Gözden düşerse ne yaparsan yap birdaha asla geri gelmez-"Ve can acısıyla çıkar gider oradan....