|
|
#1
13.09.20, 23:46
|
||||
|
||||
Hayatın "Ctrl-Z" tuşu yok
Bazı zamanlar bu gün değerlendirmediğim fırsatı yarın değerlendiririm gibi düşünceye kapılır insanlar. Halbuki yarın o fırsatı elden kaçırmış ola bilir insan.
İnsan istikrarlı olmalı bence. Bir şeyi tercih ederse ve bu tercih hakikat ile zıtt degilse sonuna kadar gitmeli. Günümüzün insanları maymun gibi daldan dala atlıyor. Adam 50 tane iş yeri değiştirmiş ama hala ne istedigini bilmez. Kişi 100 kişi ile ilişki yaşamış ama hala birisi ile sabit bir ilişki kuramamış. Her kes mutlu olamaz. Neden mi ? zira bazı kişiler illa kendini mutsuz edecek bir şeyler kurgularlar. Ben çok şahit oldum, kişinin mutlu olması için onlarca fırsat var iken hep bir tane negatifi bulur ona sarılır. İnsanın kendini çok küçümser. Başkalarının kiymetini bilmesi içinde illa kayb etmesi gerekir ya da o kişinin çok ağır bir şeyler yaşaması gerek. Boş gurur, küstahlık, bencillik, güvenilmezlik, kapris, inatçılık, hayalperestlik, yapmacıklık, tuhaflık, arsızlık, her lafa karşı çıkma, bağnazlık - mutsuzluk getirir. İnsan oğlu çok enteresan bir varlık. Kızar sonra aff eder. Aff eder ama unutmaz. Unutdum der ama kin tutar. Aldatmam der ama bu sözü bile yalan. Tüm ilikierde ister iş, ister dostluk, ister sevgi de sevmek iyi, hoş ama siz siz olun asla çok bağlanmayın. İnsan aşırı bağlanınca işin suyunu çıkarır. İşin suyu çıktımı ilişki gider inatkarlık başlar. Kişide zann eder ki, bunları sevgisinden yapıyor ama farkında degildirki, bu kadar şiddetli tiryaki olmasaydı çokta umrunda olmazdı. Dikkat etdiyseniz umursamaz biri olun demedim, sadece kontrol alanınızın dışında olan şeyleri kontrol altına almak gibi hayale kapdırmayın kendinizi. Bir psikolog tanıdıgım anlatmışdı. İki tane farklı çiçegim vardı. Onlardan birisini her gün sular, dikkat ederdim fakat obürüne pek su vermezdim nasılsa tabiatca dayanıklı diye düşünür, bir şey olmaz derdim. Aradan bir kaç zaman geçti zarif tabiatlı çiçegim gonca açdı güzelleşti fakat tabiatca dayanıklı olan ise çoktan solmuştu. Yoruma gerek yok bence. Aslında empati boş bir şey. Bir kişinin yaşadıklarını bire-bir yaşarsan onu az-çok anlaya bilirsin ama bu o kişini yanlış anlama ihtimalini ortadan kaldırmıyor. İki kişi aynı hikayeyi yaşasalar bile zaman, mekan, durum ve diger nüanslar farklı. Bu da o demek oluyor ki, onu oldugu gibi anlayamazsın. Dünyamızın insanının aktuel problemi anlaşılmamak degilmi zaten ? ))) Tvitler, Statuslar, Mesajlar hep "beni kimse anlamıyor  " üzerine. Sanki kişinin kendisi her kesi iyi anlıyor.Hani diyor ya, her kes sana bakarken farklı yerlerine yönelir. Dİşci dişine, kuaför saçına-başına, model giyimine-kuşamına, gönül sahibi de gönlüne bakar. Bir güzel cümle ile konuyu sonlandırmak isterim. Derki, Derman olamayacagın kalbe bari dert olma! 14.09.2020 12:45 am
__________________
Sufiye göre, ölü köpeğin dişleri güzeldir. Bardağın yarısı doludur. Hak şerleri hayr eyler. 
|
 |
|
|
Benzer Konular
|
||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
| Her esmanın "huddam" denilen ruhanileri "vazifelileri vardır | Naim | Esmalar | 7 | 25.07.23 01:07 |
| Esmayı "el" takısıylamı "ya" takısıylamı okuyalım | kendiyas | Sorularınız | 9 | 25.11.21 00:03 |
| "Arş" ile "alem-i emir" aynı yer mi farklı yerler mi? | MrBerkHD | islam & islami Konular | 0 | 19.05.20 14:07 |
| Sevgilinin "tam adı" "Alessandra Lolita Oswaldo" dur | Och | Tarih | 0 | 17.01.20 12:08 |
| Son peygamberin adına neden "Ahmed” yerine "Muhammed" dememiştir? | SiLence | Peygamberler | 3 | 23.04.17 13:21 |
Normal
