Tövbe edip bozmak ve yine tövbe etmek - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Hayat Dersleri & Hikayeler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 19.08.17, 22:04
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,874
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Tövbe edip bozmak ve yine tövbe etmek

Hz. Musa zamanında bir adam vardı; bu adam sık sık günahlarına piş*man olur, kesin ifadeli tevbeler eder; fakat aradan çok geçmeden sözünden cayarak eski günahlarını tekrar işlemeye dönerdi.
Bir gün her zamanki bin bir cümlelilik konuşmasını yaptıktan sonra Ulu Allah Hz. Musa'ya ettiği tövbeleri tutmayan kulu hatırlatarak şöyle buyur*du. “O'na benim tarafımdan de ki; yaptığı tövbeleri böyle sık sık bozmasın. Bana el kaldırarak gözyaşları dökerek verdiği sözleri aklı ermez bir bebek gevşekliği ile çiğnemesin. Sonra tütün tevbelerini kabul etmemi de yaptığı bütün eski yeni günahlar üzerinde kalır ve huzuruma yüklü günahlarının altında ezile ezile çıkar.”
Hz. Musa (a.s.) bin bir cümlelik konuşmasından döner dönmez o ku*lu çağırarak, Ulu Allah'ın buyurduklarını ona anlatır. Adam sonuncu defa niyetiyle kesin bir tevbe daha yaparak huy edindiği günahlara son verir, Fakat söz verirken gönülden pişmanlık duyduğu halde iradesi zayıf olduğu için bir kaç gün sonra yine eski günahları işlemeye döner
Hz. Musa (a.s.) tekrar bin bir cümlelik konuşmasına çıktığı zaman Allah Musa'ya yine o kulu hatırlatarak şöyle buyurdu.
“O kuluma benden yana de ki, ona artık iyice küstü m. Vermiş olduğu son sözü de çiğnedi. Artık benden rahmet ve mağfiret dilemesin.”
Hz. Musa (a.s.) dönünce o kulu çağırarak Allah'ın buyurduklarını ona bir bir tekrar eder. Yüce Allah'ın Musa vasıtası ile yolladığı bu haberi du*yan kul hemen bir dağa çıkar ve Allah'a şöyle seslenir. “Yüce Allah'ım; bana Hz. Musa ile göndermiş olduğun haber nedir? -O kuluma bildir; be*ni küstürdü; artık duasını dinlemem- buyuruyorsun. Yüce Allah'ım; senin ulu rahmet ve mağfiret hazinen mi tükenmiştir? Yoksa benim gibi zayıf bir kulun günahı senin affediciliğine üstün gelebilir ki artık o kulumu af*fetmem buyuruyorsun?
Şerrin kapından boş çevrilince benim ulu kapından başkaca hangi kapım vardır? -Haşa- senden başka benim yalvaran sesime cevap verecek bir Allah mı vardır? Senden başka hiç bir Allahın var olabileceğine asla inanmamış olan bir mü'minin senin esirgeyiciliğinden ümit kesince hali nice olur? Cömertlik ve esirgeyiciliğinden ümit kesince halim nice olur? Cö*mertlik ve esirgeyicilik senin sayılmaz sıfatlarından değil midir? Bu sıfat*ların üstünlük ve zenginliği karşısında sinek kadar varlığımla benim işle*diğim günahlar ne manâ ifade edebilir?
Eğer senin ululuğuna ve tükenmezliğine gönülden inanıp güvendiğim rahmetin tükendi ise beni azabına çarptır. Senden geleceği için ben aza*bına da razıyım. Benim için senin azabın da rahmetin gibi hoştur. Değil mi ki sayısız varlıkların arasında beni hususi olarak hatırlayıp bana haber gönderdin. İnanmış, varlığını bir ve ortaksız bildiği Allah'a adamış bir kul olarak bu benim için her şeyin üstünde değer taşıyan bir lütuftur.”
Tevbelerini tutmayan kulun bu samimi seslenişleri üzerine günahlı günahsız bütün kullarını sevgisi ile bürüyen Allah, Musa’ya şöyle seslen*miş.
“O, kuluma de ki benim için mühim olan kulumun her adımda beni gereken şekilde bilmesi ve üstünlüğümü tanımasıdır. Dağ başındaki gönül*den seslenişleri ile bana olan gevşemez bağlılığını yeterince isbat etmiş*tir. Ona git ve benden yana müjdele ki böylesine sarsılmaz bir imanın sa*hibi oldukça, günahları yer ile göğün arasını bile doldurup taşırsa ben onu yine affederim. Çünkü kulumun dediği gibi ben sonsuz esirgeyici ve ba*ğışlayıcı mutlak Bir'im.”[66]


Velhasıl kelam kardeşlerim tövbe ederiz yine bozarız artık utanırız ama gidecek başka kapımızmı var ondan başka bizi kurtaracakmı var şeytan vesvese verir Çok günahın var vs.. Diye ama ona kulak asmamamız gerek.

Allah Teâlâ (buyurdu ki): Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden af umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım. Ey Âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa, sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim. Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelsen, fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış, şirke bulaşmamış olsan, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım.”

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 23.08.17, 09:02
 
Üyelik tarihi: 05.11.16
Bulunduğu yer: Bursa
Mesajlar: 103
Etiketlendiği Mesaj: 11 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Rabbim razı olsun nasıl güzel bir paylaşım yapmışsın. insanın ümitlendiriyor. hiç bir zaman Allahın rahmetinden ümidimizi kesmememiz gerekiyor.

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23.08.17, 10:36
 
Üyelik tarihi: 03.09.20
Bulunduğu yer: evde
Mesajlar: 167
Etiketlendiği Mesaj: 16 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Seyda Hazretlerinin Sohbeti

Dini yaşamamın çok bozulduğu bir zamandır çağımız. Zira dün, her geçen gün, her geçen saat biraz daha bozulmaya
yüz tutmaktadır. Bu durum, insanda dinin kalkmakta olduğu endişesi doğurmaktadır. Kıyamet de ancak din tamamen ortadan kalktıktan sonra kopacak.Gerçi Müslümanlık, taa sûra üfürülünceye kadar devam edecek, Hak üzerinde devam eden bir fırka müslüman taa nihayete kadar bulunacak ama gerisi bozulup gidecek.

Şeyh Ahmed-el Haznevi (kuddise sırruhû) bir sohbetlerinde buyurdular :

''Geçmiş zamanın insanlarına göre bizler şanslıyız. Çünkü geçmiş zamanlar, 5 bin, 6 bin belki 7 bin seneden beri yerin altında, toprağın altında, kıyametin kopmasını beklemektedirler. Halbuki bizimki ise kıyamete oldukça yakın bir zamandır. Doğumumuz, ölümümüz ve kıyametin kopması oldukça yakındır birbirine. Dolayısıyla bizler geçmiş ümmetler gibi toprağın altında çok kalmayacağız.''

İşte bizim zamanımız bu yönüyle oldukça iyidir. Ama diğer yönüyle de kötüdür. Zira zamanımızda Allah yolunda ilerlemek alabildiğine zorlaşmış, zahmet olmuş. Zamanımızda, yüzünü Allah'a çeviren kimse insanlar tarafından pek sevilmemektedir. Alemin gözünde, fena kimse, kötü kimse durumuna düşmektedir.

Bu zamanda yüzünü Allah'a çeviren kimse pek sevilmez, alay konusu olur, hatta onunla eğlenilir. Şimdiki zamanda Allah'a yönelen kimseler malesef halkın eğlencesi olmaktadır. Zararı yok, varsın öyle olsun. Mühim olan, Allah'ın insandan hoşlanmasıdır, gerisi boştur. İsterse mağripten meşrike (batıdan doğuya) kadar insanı seven hiç bulunmasın, ne zararı var? Yeter ki insanı Allah sevsin. O insandan hoşlansın.

Şayet Allah insanı sevmezse, mağripten meşrike kadar bütün alemin onu sevmesinden bir kıymet olmaz.

Zamanımız için Peygamber (aleyhissalatu vesselam) :

''Ahir zamanda iman bir kor ateşi haline gelecek. Ateşi elinde tutmanın zor olduğu gibi, imanı da elde tutup, muhafaza etmek oldukça zor olacak.'' diye buyurmuştur.

Hakikattir, söylediği gerçektir. Zira bugün tahakkuk etmiştir. Şimdi nereye gidersen kötülüklerle, fenalıklarla karşılaşıyorsun. Hoşa gitmeyen şeylere şahit oluyorsun. Cemiyet bozulmuş, bozulan
cemiyette olan kimse de bozulur, o da onlara uyup kötü olur. İnsanın etrafındakilerden biri namaz kılmazsa, ikisi namaz kılmazsa, onu, yüzü namaz kılmazsa gün gelir o da onlara uyar namazı terk eder.

Hakiki Nakşibendi olan, gönülden Nakşibendiyye'ye bağlanan kimse kolay kolay bozulmaz. Zira onlar ahdine vefa ederler. Söz veren kimse sözüne sadık olmalıdır.

''Ya Rabbi! Ben pişmanım, yaptığım bütün günahlara pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım.'' diye tövbe eden kimse, madem ki ''Bir daha ben yapmayacağım.'' diye söz veriyor, ahd ediyor; kefene sarılıncaya kadar ahdine sadık kalmalı, sözünü tutmalıdır. Allah'la yapmış olduğu sözleşmeyi unutmamalıdır. Vermiş olduğu sözü aklından çıkarmayarak Allah'la dostluğunu gözetmelidir.

Tövbe kalpten yapılırsa tövbe olur. Sadece dille yapılan tövbeye tövbe denmez. Onun için insan yaptıklarına kalben pişman olmalı ve bir daha yapmamaya azmetmeli. Böyle kalben yapılan tövbenin kabul edildiğine dair işaretler de vardır. Eğer tövbeden sonra tövbe sahibi kötü işlerden uzaklaşmış ise, amelini, ef'alini (kötü davranış) Allah'ın emirlerine göre düzeltmiş ise, emirlere muhalefeti yok ise, o zaman tövbesinin kabule şayan olduğu ümit edilir.

Zira Kur'an-ı Kerim'de Allah buyurmuştur :

''İnnallahe yuhibbut tevvabine ve yuhibbul mütetahhirîn.''
(Allah, tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.)

SULTAN SEYYİD MUHAMMED RAŞİD EROL [Kuddise sırruhû]

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 13.06.18, 22:08
Celcelutiye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 19.12.17
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 5,355
Etiketlendiği Mesaj: 3171 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Çok guzel dersler cikartilasi bir hikaye,Allah razi olsun paylasim icin

__________________
ve lakin cürmümüz vağfur,hatamız cümlece meşhur.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 19.06.18, 22:49
Çınar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 07.05.16
Bulunduğu yer: Smyrna
Mesajlar: 337
Etiketlendiği Mesaj: 40 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ya rabbi sen bizi affına nail olan kullarindan eyle

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 05.09.20, 23:31
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 12.01.20
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 181
Etiketlendiği Mesaj: 8 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah razı olsun çok güzel bir hikaye. Gündeme tekrar gelip okunması örnek alınması lazım bu türlü hikayelerin. Bizim gibi günahkarların anlaması duası ile.

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 18.12.20, 00:04
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 17.12.20
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 12
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Forumda konudan konuya atlayarak okurken bir anda bu konu karşıma çıktı SubhanAllah! Tam şu an o kadar ihtiyacım vardı ki bu yazıyı okumaya. Bunlar bilmediğim şeyler değil ama şeytan unutturur, nefsinin işine gelmez. Mesele bilmek değil, bilip vesveseye kapılmadan iman etmek, tüm kalbinle kabul etmek.
Esirgeyen ve bağışlayan alemlerin Rabbine hamd-ü senalar olsun...

Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 18.12.20, 03:46
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 28.10.20
Bulunduğu yer: Mavi Gezegen
Mesajlar: 825
Etiketlendiği Mesaj: 21 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

iyide kuran da demiyormu herkes işlediği günahların bedelini ödeyecek diye..?

Bu ayet ile yukarıda anlatılan çelişkili olmuyormu..?

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
bozmak, edip, etmek, tovbe, yine


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
ifritten kurtulmak Mehmet19 Sorularınız 41 29.10.24 00:18
Aşık Cin Musallatı Taner41 Sorularınız 17 14.07.24 08:57
1001 Esma ile Tövbe Celcelutiye Tecrübe Ettikleriniz 53 23.01.24 23:14
Fil suresi okurken uyku hali gelmesi caner.ant Sorularınız 4 17.11.19 21:40
Dua Ederken Vücutla Uyuşma ve Baş Ağrısı Çınar Sorularınız 16 14.10.18 16:49


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:02.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147