#1
|
|||
|
|||
Huruf-u Mukattaa Nedir?
Kur’ân-ı Kerim'de elifbadaki harf sayısınca, yirmi dokuz surede huruf-u mukattaa vardır. Huruf-u mukattaa, sûre başlarında kesik kesik, ikisi üçü birleşik veya tek başına yazılı bulunan harflerdir. Zaten bu harfler okunurken de teker teker okunur, bir kelime gibi okunmaz. Huruf-u mukattaa'nın Kur’ân-ı Kerim'deki yerleri de şöyledir: Altı sûrede elif-lâm-mîm vardır. Bunlar; Bakara, Âl-i İmrân, Ankebût, Rûm, Lokman ve Secde sûreleridir. Â'râf Sûresi'nde de Elif-lâm-mîm-sâd bulunmaktadır. Beş sûrede elif-lâm-râ vardır. Bunlar; Yunus, Hûd, Yusuf, İbrahim ve Hicr sûreleridir. Ra’d Sûresi'nde de elif-lâm-mîm-râ vardır. Altı sûrede hâ-mîm vardır. Bunlar; Mü’min, Fussilet, Zuhruf, Duhân, Câsiye ve Ahkaf sûreleridir. Şûrâ Sûresi'nde de hâ-mîm-ayin-sîn-kaf bulunmaktadır. Ayrıca, Şuarâ ve Kasas sûrelerinde tâ-sîn-mîm, Neml Sûresi'nde tâ-sîn, Meryem Sûresi'nde kâf-hâ-yâ-ayîn-sîn-kaf, Tâhâ Sûresi'nde tâ-hâ, Yâsin Sûresi'nde yâ-sîn, Sâd Sûresi'nde sâd, Kaf Sûresi'nde kaaf, Kalem Sûresi'nde de nûn harfi bulunmaktadır. Bu Huruf-u mukattaa harflerin hikmet ve özellikleri de kısaca şöyledir: 1. Bu harfler Kur’ân’ın îcâzını ve mucizeliğini gösterir. Yani, Kur’ân’a, ilk nâzil oluşundan bu zamana kadar hiçbir insan eli karışmadığı gibi, bundan sonra da karışmayacaktır. Ayrıca Kur’ân’ın bir harfinin dahi taklidi mümkün olmamıştır ve olamayacaktır. 2. Bu harfler İlâhî bir şifredir. İnsan aklı onun mânâsını anlamaya güç yetiremez. Bu şifrenin anahtarı sadece Peygamber Efendimiz'dedir (a.s.m.). Yani bu harflerin mânâsını tam olarak ancak Peygamberimiz (asm) bilir ve anlar. Bu da Peygamberimiz (asv)'in çok üstün bir zekâ ve anlayışa sahip olduğunun bir alâmet ve işaretidir. 3. Cenab-ı Hak bu harflerle has kullarından bazılarına birtakım mânevî işaretler de vermiştir. Yani Ehl-i velayet, ehl-i tahkik seyr ü sülûk-i rûhâniyeye ait çok muamelât-ı gaybîye işâratını onlarda bulmuşlardır. Zaten tefsirlerde bu harflere bazı mânâlar verilir ki, müfessirler, “Bunun mânâsı böyledir dememişler, sadece te’vil gibi birtakım işaretlerde bulunmuşlardır. Meselâ, elif-lâm-mîm’e Elif-Allah, lâm-Cebrail, mîm-Muhammed mânâsını vermişlerdir. Yâni, Kur’ân-ı Kerim, Allah tarafından, Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Muhammed’e (a.s.m.) indirilmiştir. Huruf-u mukattaa'nın gerek okunması, gerekse yazılmasının maddî ve manevi pek çok tesir ve faydaları vardır. Abdullah bin Mes’ud’un (r.a.) rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuşlardır: Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, onun için bir sevap vardır. Her sevap da on misli kadar artar. Elif-lâm-mîm bir harftir, demiyorum; elif bir harf, lâm bir harf, mîm de bir harftir. Huruf-u mukattaa'nın mühim bir özelliğini de Bediüzzaman Hazretleri mealen şöyle ifade eder; Bu harfler okunur veya yazılırsa maddî ilâç gibi tesir ettiği gibi, daha bir çok maksatlar için de fayda verir. 1. İşârâtü'l-îcâz 2. Tirmizi, Sevabü'l-icâz 3. Lâtif Nükteler
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan, Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren.. |
#2
|
|||
|
|||
Beşer de “‘Kelâm’ sıfatından gelen Şeriat-ı İlahiyenin hameleleri, mümessilleri, mütemessilleri” (29. Söz) olması hasebiyle Kur’ân harflerini seslendirdiğinde; harfler havada zerrelerle *sümbülleniveriyorlar. Ve bu zerreler, maddî manevî surette inkişaf ederek itaatlerini eşya üzerinde izhar ediyorlar. Hassaten Huruf-u Mukattaa harfleri; birer düğüm, birer düğme gibi; ferşten Arşa manevî telsiz bir telefon misillü ve İlâhî birer şifre mahiyetinde kâinatta cereyan ediyorlar.
Hulâsaten; Mukattaa harflerinin, hassas birer düğme hükmünde olduğundan maddî bir ilâç gibi şifa suretiyle tesir edebileceği ve başka maksatlara da Allah’ın izni inayetiyle faydası olabileceği ifade edilmektedir. (Lem’alar, Yirmi Sekizinci Lem’a, Yirminci Nükte, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-2013, s. 646) Üstad Bsdiüzzaman enNursi faydalı olur diye alintiladim |
#3
|
|||
|
|||
Huruf-u mukattaa nedir ?
Bakara Suresi gibi, Ali İmran Suresi de ilk ayetinde belirli harflerle başlar. Ancak Kuran'da, anlamlı bir bütünlük oluşturmadığı düşünülen ve rastgele gibi görünen harflerle başlayan 29 sure bulunmaktadır . Örneğin, Kalem Suresi, "kör kör parmağım gözüne" benzetmesiyle nûn harfiyle başlar. Kaf Suresi, tek başına duran kaf harfiyle açılır. Ta ve Ha ile başlayan Taha Suresi, elif lam mim sad ile başlayan Araf Suresi ve Ta Sin Mim ile başlayan Kasas Suresi de bu tür örnekler arasında yer alır. Bu harfler, başka harflerle birleşmeyip kendi isimleriyle okunan hareketsiz harflerdir ve mukataa harfler olarak adlandırılır. Bu mukataa harflerle başlayan surelerin neden böyle olduğu konusunda çeşitli görüşler vardır, Allah ve Resulü arasında şifre olduğunu rivayet edenlerde olmuştur. Bu konuda ilmi olan bizlerle paylaşırsa memnun olurum .
. |
#4
|
||||
|
||||
Alıntı:
Ulemadan bir topluluk Allah Teâlâ’nın hiç kimseye bazı sürelerin başlarında olan huruf-i mukattaanın manalarını idrake imkan vermediği görüşüne varmış ve “Bunların ilmi sadece Allah’a âiddir. Biz bunların Kur’ân-ı Azîm cümlesinden olduğuna Îmân ederiz. Bunların ilmini Allah Teâlâ’ya havale ederiz. Diğer ayetlerden anladığımız manaları bunlardan anlamasak da ibâdet maksadıyla, Allah’ın emrini yerine getirmek ve O’nun kelâmını tazim için bu harfleri okuruz.” demişlerdir.Yenâbî’de şöyle geçer: “Hurûf-i mukattaa’dan her bir harfin gayb hazinesinden bir sırrı vardır ki Hazret-i Hak Teâlâ habibine bunu bildirmiştir. Ondan sonra Cebrâil onun üzerine nâzil olmuş; Allah ve Resul’ünden başka kimse ondan haberdar değildir.”Şeyh Nûreddinzâde Vâridât’ında şöyle der: “Rasulullah (s.a.)’e böyle müteşâbih harflerin esrarını sordum. “Onlar benimle Allah Teâlâ arasındaki muhabbetin sırlarındandır.” buyurdu. Ben: “Bunları kimse bilir mi?” diye sordum. “Bunları ceddim İbrâhim (a.s.) dahi bilmez. Bunlar hiçbir mürsel nebî ve mukarreb meleğin bile muttali olmadığı Allah Teâlâ’nın sırlarındandır.” buyurdu.Şu rivâyet de bunu teyit eder: Cebrail (a.s.) “كٓهٰيٰعٓصٓ” kavli ile indiğinde “كاف/kâf” deyince Hz. Peygamber (a.s.) “Bildim” dedi. Cebrail (a.s.) “ها/hâ” deyince yine “Bildim” dedi. Cebrail (a.s.) “يا/yâ” deyince yine “Bildim” dedi. Cebrail (a.s.) عين/ayn deyince yine “Bildim” dedi Cebrail (a.s.) “صاد/sâd” deyince yine “Bildim” dedi. Bunun üzerine Cebrâil (a.s.): “Benim bilmediğimi sen nasıl bildin?” diye sordu. İSMÂİL HAKKI BURSEVÎ der ki: Başkaları şöyle dursun ümmetin kâmil fertlerinden hiçbir kimsenin ulaşamadığı kemal ve olgunluk makamına şüphesiz Peygamberimiz (a.s.) ulaşmıştır. Peygamberimiz (s.a.)’in mi’rac gecesinde bütün mevki ve makamları geçmesi buna delâlet eder. Bundan dolayı ‘İnsanlardan, cinlerden ve meleklerden hiçbir kimse Peygamberimiz (s.a.)’in bildiğini bilememiştir’ denilmesi câizdir. Çünkü hepsinin ilimleri O’nun ilmine nisbetle denizden bir damla gibidir. Beşerin haddine nisbetle daha fazlası olamayacak şekilde harflerin hakikatlerinin ilmi de O’na âiddir. O’nun dışındakiler ise kendi istîdad ve kabiliyetlerine göre bu harflerin gereklerini ve bazı hakîkatlerini bilirler. İşte hâlin verdiği bilgi budur. Gizlilikleri, sırları, Kitabının içinde dürülü olanları ve hitabının ihâta ettiklerini en iyi bilen Allah Teâlâ’dır.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#5
|
||||
|
||||
Kur’ân-ı Kerim’deki surelerden yirmi dokuz tanesi harflerle başlar. Bu harflere her biri ayrı ayrı okunduğu için huruf-u mukataa denir. “Huruf” Arapça “harf” kelimesinin çoğuludur ve “kesilmiş, ayrılmış” anlamındaki mukattaa kelimesi ile birlikte sıfat tamlaması oluşturularak Kur’ân surelerinin başındaki harfleri adlandırmak için kullanılmıştır. Ne manaya geldikleri kesin olarak bilinmeyen bu harflere “huruf-ı mübheme” de denir. Bazen tek, bazen birden fazla gelen bu harflerin okunuşunun bir fem-i muhsinden öğrenilmesi zorunludur. Çünkü bu harflerin telaffuzu alfabedeki seslendirilmelerine uygun olmakla birlikte aralarında Kur’ân’ı doğru ve güzel okuma kuralları (tecvid) oluşmaktadır. Bu harflerin başına geldiği Bakara ve Âl-i İmrân sureleri Medenî, diğer sureler Mekkî’dir. Bu surelerden Mü’min, Fussilet, Şûrâ, Zuhruf, Duhân, Câsiye, Ahkâf “hâ-mîm” ile başlar. Bunlar Mekke’de Hz. Peygamber ve inananların müşrikler tarafından muhasara altına alındıkları dönemde arka arkaya nâzil olmuşlar, Mushaf’ta da peş peşe sıralanmışlardır. “Hâ” ve “mîm” harfleriyle başlayan bu surelere “havâmîm” denir. Hurûf-u mukattaa ile başlayan surelerin çoğunda bu harflerden hemen sonra Kur’ân-ı Kerim’i ve Allah Teâlâ’yı tanıtan ayetler gelir:“Elif-lâm-mîm. İşte Kitap; onda asla şüphe yoktur. O, günahtan sakınanlar için bir rehberdir” (Bakara suresi ayet 1-2).“Elif-lâm-mîm. Allah; O’ndan başka asla ilah yoktur, hayy ve kayyûmdur. O sana Kitap’ı, gerçeğin ta kendisi ve öncekileri doğrulayıcı olarak indirmiştir; daha önce insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevrat ve İncil’i indirmişti; Furkân’ı da indirdi” (Âl-i İmrân Suresi ayet 1-3). “Elif-lâm-râ. Bu, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övgüye layık olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz Kitap’tır. O Allah ki göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Şiddetli azaptan dolayı inkârcıların vay hâline!” (İbrâhîm Suresi ayet 1-2) Hurûf-u mukattaa harfleri Hz. Peygamber’in hadisinde de ayrı harfler olarak kabul edilmiş, onları okuyanlara her biri için sevap yazılacağı bildirilmiştir: “Allah’ın Kitabı’ndan bir harf okuyana bir iyilik vardır. Bu iyiliklerden her birine on kat mükâfat verilir. Ben ‘elif-lâm- mîm’ bir harftir demiyorum. Elif ayrı, lâm ayrı, mîm ayrı bir harftir” (Tirmizî, “Sevabü’l-Kur’ân”, 16 ).Anlamları hakkında net bir bilgi olmasa da bu harfler, Kur’ân ayetlerindendir: “Elif-lâm-râ. Bunlar apaçık Kitap’ın ayetleridir” (Yûsuf Suresi ayet 1). Mukattaa harfleri müteşâbih ayetlerdendir. Yani tam olarak ne olduğu yalnızca Allah tarafından bilinen ya da birden fazla anlama gelme ihtimali olan, hakkında tam olarak bilginin netleştirilemediği konulardandır. İslâm âlimleri söz konusu harflerin anlamlarına dair birçok ihtimal sıralamış, bir kısmı görüşlerini bildirdikten sonra bunun kesin bilgi olmadığını ifade etmek için “Gerçekte neyi murat ettiğini Allah bilir” deyip susmayı tercih etmişlerdir. Hurûf-u mukattaanın ne anlama geldiği hakkındaki yorumlardan birkaç tanesi şöyle sıralanabilir:
• Bunlar manaları olmayan, alfabe harfleridir. Kur’ân-ı Kerim’in vahiy yoluyla Allah’tan geldiğine inanmayanlara meydan okumak ve onların âciz olduklarını ortaya çıkartmak için bazı surelerin başına konmuştur. • Başında bulundukları surelerin içeriklerine dikkat çekmek için gelmiştir. • Başlarında bulunan surelerin isimleri olarak indirilmiştir
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#6
|
|||
|
|||
Alıntı:
Ebu Mansur El Maturidi hazretten Te'vilatül Kur'an Tercümesi-1 Dileyen arkadaşlar Hazretin kitabındaki daha kapsamlı bilgilerinden de istifade etsinler Türkçe tercümedisir . İki Prof Hocamız tercümeyi yapmışlardır Allah onlardan da razı olsun . |
#7
|
|||
|
|||
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
Bu konuda ilmi olan kopyala yapıştır yapmayacak dostlar bizlerle paylaşırsa memnun olurum . |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Huruf harfleri nedir, Huruf harfleri anlamları. | Hurfeyne | Havas Dersleri | 2 | 26.09.22 05:37 |
Riyazet nedir? Halvet nedir? Riyazet ve Halvet neden yapılır? | La Tahzen12 | Tasavvuf & Tarikatler | 0 | 21.08.22 15:10 |
Aşkın hakikati nedir, aşk nedir? | Torlak | Tasavvuf Sohbetleri | 1 | 07.10.21 16:17 |
Yogizm Nedir.... | Celil | Parapsikoloji & Spiritüalizm | 0 | 29.12.19 01:41 |
Önemli ve Pratik bilgiler | Adalet | Pratik Bilgiler | 4 | 26.01.17 21:37 |