#1
|
|||
|
|||
Nefesimi Süreyim
Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi.
Cehennem yangınlarından Ölmeden çıktıysa bedenim; artık Benim olmalıyım, benim. Yeter yüreğimi bir çift gözün Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı Değildir karşılığımız. Pusatını dağ Sisinden alan, firarını mermisine Emanet eden bir namludur bu Eşkıya sevda ki; zulasında asılı Durur kefenlediği ölümü. Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta Adem`den beri. Bilir ve intihar Cüretiyle yoklar yüreğinin tetiğini. Güneşin kızılca kıyametine çatar Kuruyan umut dallarını. Yanacaksa Cehennemden beter yanmalı! Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını; Özleminin çiseyle yıkanmış şafak Değerini kim? Hani ellerine kuşlar İnerdi, kardan üşüyen kuşlar… Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi ay Şahrud. Eşkıya yüreğime çığ düştü Üşüyorum ha… Aç ellerini. Geldim mutsuzluğumla Yürek susuzluğumla Koynuna al demiyom Eşikte koyma beni. Koynunda yatır demem Yeter bağışla beni. Aç ellerin gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim. Dağlara küs olur mu? Bahara yas olur mu? İki can bir bedenken Ayrı yatmak olur mu? İki yürek bir can’ken Ayrı düşmek olur mu? Biliyorum suçluyum Kentin kirli suyuyum Sevmesini bilmiyorsam Geçmişin sonucuyum. Aç kapıyı gireyim Sana ömrüm vereyim Kuruyan dudaklarına Nefesimi süreyim. |
|
|