#1
|
|||
|
|||
asksiirleri
Mehmet Aluç – Âşık Gülveren
Kategori: Sizlerden gelenler Hit: 49 kez Gözüne çekilirken perde Düşürdün beni sen derde Anlarsın hatanı bir gün Bilmem acep nerede Benim yanımda mı? Yoksa başka bir yerde mi? Uzaklaştım kederinden Bana eza veren o gönlünden Döner miyim bir gün günün birinden Bilmiyorum kararı bu gönlümün Kaybolmak istemiyor gözlerindeki kederden Döner mi bilinmez Senin yanına mı? Yoksa başka bir gönül’e mi? Sen benden vazgeçmesen Ben senden geçer miydim? Başımı alır gider miydim? Senden uzak diyarlara Tekrar sever miyim bilmem Seni mi başkasını mı söyleyemem ki Şimdi gönlüm ıssız bir han İçine bekliyorum gelsin bir can Sen beni seven bir âşık san Al gönlümdeki aşka o gönlünü ban Bir sevenim çıkar mı bekliyorum bilmem O bir sevenim gelmezse ben gülmem Âşık Gülveren’im aksın gözyaşların Açık olsun gönül yolların Aç sarılan çıkar belki kolların Sabırla bekle çıkar bir sevenin Sen gülersen gelir bir gönül güzelin Mehmet Aluç / Âşık Gülveren ---------- Post added 27.08.17 at 08:25 ---------- Sezai Karakoç – Monna Rosa -I- Aşk ve Çileler Kategori: Sezai Karakoç Hit: 40 kez Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister. Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Ulur aya karşı kirli çakallar, Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa. Mona Rosa bugün bende bir hal var. Yağmur iri iri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli çakallar. Açma pencereni perdeleri çek, Mona Rosa seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek. Anla Mona Rosa ben bir deliyim. Açma pencereni perdeleri çek. Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi, Bende çıkar güneş aydınlığına. Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi. Seni hatırlatır her zaman bana. Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi. Zambaklar en ıssız yerlerde açar Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur. Zambaklar en ıssız yerlerde açar. Ellerin, ellerin ve parmakların Bir nar çiçeğini eziyor gibi. Ellerinden belli olur bir kadın, Denizin dibinde geziyor gibi. Ellerin, ellerin ve parmakların. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana, Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar. Zaman ne de çabuk geçiyor Mona. Akşamları gelir incir kuşları, Konarlar bahçemin incirlerine. Kiminin rengi ak kiminin sarı. Ah beni vursalar bir kuş yerine. Akşamları gelir incir kuşları. Ki ben Mona Rosa bulurum seni İncir kuşlarının bakışlarında. Hayatla doldurur bu boş yelkeni. O masum bakışların su kenarında. Ki ben Mona Rosa bulurum seni. Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. Henüz dinlemedin benden türküler. Benim aşkım uymaz öyle her saza. En güzel şarkıyı bir kurşun söyler. Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa. Artık inan bana muhacir kızı, Dinle ve kabul et itirafımı. Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı Alev alev sardı her tarafımı. Artık inan bana muhacir kızı. Yağmurdan sonra büyürmüş başak, Meyvalar sabırla olgunlaşırmış. Bir gün gözlerimin ta içine bak Anlarsın ölüler niçin yaşarmış. Yağmurdan sonra büyürmüş başak. Altın bilezikler o kokulu ten Cevap versin bu kuş tüyüne. Bir tüy ki can verir gülümsesen, Bir tüy ki kapalı geceye güne. Altın bilezikler o kokulu ten. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister, Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. |
#2
|
|||
|
|||
Ümit Yaşar Oğuzcan – Aşk Fısıltıları
Kategori: Ümit Yaşar Oğuzcan Hit: 85 kez -1- Giyindin mi? Tırnaklarını boyadın mı? Ya dudakların Onları da boya Tara saçlarını bir güzel Hazır mısın? Çıkabilir miyiz Doruklarına aşkın? O yerlere varabilir miyiz? Denizleri geçebilir miyiz? El ele Hazır mısın? Hadi soyun öyleyse -2- Sağında bir yürek çarpıyor Benim yüreğim Sağımda bir yürek çarpıyor Senin yüreğin Şimdi İki yürek bir bedeniz Sonra İki beden bir yürek -3- Her parçam bir ayrı yerde Bir ayağım bu günde Bir ayağım yarında Bir gözüm göklerde Bir gözüm denizlerde Biri yaşamakta ellerimin Biri ölümse Yüreğimse Bin parçaya bölünmüş Her biri bin yerinde -4- Beni çoğalt Beni artır Beni benimle çarp Seni bin yürekle seveyim Beni kendinle çarp Seni bir milyon yürekli seveyim Beni yerden yere çarp Duvardan duvara Öleyim Seni bir milyar yürekle seveyim -5- Bir ova Sonsuz Ovada bir at koşuyor Soluk soluğa Sarp bir kayalık Dağ başında Bir kartal kanat çırpıyor Soluk soluğa Ellerimde bir balık Kıpkırmızı Can veriyor Soluk soluğa -6- Nefesin nefesime karıştı Kokun kokuma Etin etime karıştı Gözlerim gözlerine Suyum suyuna Canım canına karıştı Bir dere Geldi ta uzaklardan Gürül gürül Denize karıştı Gök toprağa karıştı Toprak sonsuzluğa Ben sana Sen bana -7- Saat kaç Akşam oldu mu? Gidiyor musun? Yoo gitme Kal ne olursun Bırak giysilerin gitsin Çorapların Yüzüklerin Ayakkabıların gitsin İstiyorlarsa Sen kal bebeğim Aşk varsa Tanrı varsa -8- Yokluğunda Hangi eve girdiysem Hangi odaya Orada ben yokum Uzaklarda Bir ev vardı O evde bir oda Orada sen yoksun -9- Uzaktayım Beni çağırıyorsun Yanındayım Beni çağırıyorsun İçindeyim Beni çağırıyorsun İçimdesin Avaz avaz bağırıyorsun -10- Ölürdüm bu sevgiden yana yana Alevlerim yıldızlara yükselirdi Küllerim kaplardı tüm evreni Ve ruhum dolaşırdı ta mehşere dek Kordan bir çığlık gibi Yaşamam seni kıskandığım içindir ---------- Post added 27.08.17 at 08:27 ---------- Didem Madak – Siz Aşktan N’anlarsınız Bayım Kategori: Didem Madak Hit: 50 kez Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum… Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım… Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin allahını bilirim bayım Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım Süt içtim acım hafiflesin diye Çikolata yedim bir köşeye çekilip Zehrimi alsın diye Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz İlahiler öğrendim. Siz zehir nedir bilmezsiniz Zehir aşkı bilir oysa bayım! Ben işte miraç gecelerinde Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin Bir şiir aradım. Geçen üç yıl boyunca Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. Ülkem olmayan ülkemi Kayboluşumu aradım. Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Bir ters bir yüz kazaklar ördüm Haroşa bir hayat bırakmak için. Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız! ---------- Post added 27.08.17 at 08:28 ---------- Yunus Emre – Aşk Kategori: Yunus Emre Şiirleri Hit: 204 kez İşitin ey yârenler, Kıymetli nesnedir aşk. Değmelere bitinmez, Hürmetli nesnedir aşk. Hem cefadır hem safâ Hamza’yı attı Kaf’a. Aşk iledir Mustafa, Devletli nesnedir aşk. Dağa düşer kül eyler, Gönüllere yol eyler, Sultanları kul eyler, Hikmetli nesnedir aşk. Kime kim vurdu ok? Gussa ile kaygu yok. Feryad ile âhı çok, Firkatli nesnedir aşk. Denizleri kaynatır, Mevce gelir oynatır. Kayaları söyletir, Kuvvetli nesnedir aşk. Akılları şaşırır, Deryalara düşürür. Nice ciğer pişirir, Key odlu nesnedir aşk. Miskin Yunus n’eylesin? Derdin kime söylesin? Varsın dostu toylasın, Lezzetli nesnedir aşk. |
#3
|
|||
|
|||
Cezmi Ersöz – Aşkta Yarın Yoktur Sevgili
Kategori: Cezmi Ersöz Hit: 151 kez Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur… Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında. Hindistan’da Ganj Nehri’nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de… Newyork’ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de… Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan… Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye… Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da… Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya… İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır… Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara… Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi… İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu… Birazdan sabah olacak… Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak… Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım… Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek… Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak… Aşkta yarın yoktur sevgili… . |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
asksiirleri 2 | hello4me | Güzel Sözler & aŞka Dair | 5 | 27.08.17 09:38 |
asksiirleri 3 | hello4me | Güzel Sözler & aŞka Dair | 4 | 27.08.17 09:37 |