Urfa Balikligol Efsanesi - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Evrensel Enerjiler & Parapsikoloji > Parapsikoloji & Spiritüalizm > Gizemli Olaylar ve Mekanlar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27.03.17, 00:46
DiLara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 28.11.15
Bulunduğu yer: Yesil Gunes
Mesajlar: 630
Etiketlendiği Mesaj: 29 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Urfa Balikligol Efsanesi

Bir zamanlar bu şehirde zalim bir hükümdar yaşarmış. Yaptığı bu zalimliklerle kendinden geçen Nemrut gün gelmiş kendisini Tanrı zannetmeye başlamış ve büyük tapınaklar yaptırıp içine de kendi heykellerini koydurmuş. Halkına da baskı yaparak kendisine Tanrı diye tapmalarını istemiş.
Bir gece Zalim Nemrut uykusunda korkunç bir kabus görmüş. Kan ter içinde fırlamış yatağından. Hemen sarayın bütün kahinlerini ve büyücülerini çağırtmış ve rüyasını anlatmış onlara. Nemrut'un rüyasını dinleyen kahinlerin ileri gelenleri şöyle yorumlamış Nemrut'un rüyasını: "Efendim, krallığınızda dünyaya gelecek bir çocuk sizin tahtınızı ve saltanatınızı yıkacak, ülkeniz üzerindeki hakimiyetinize son verecek."
Sarayındaki danışmanlarına çok güvenen Nemrut korku içinde kaskatı kesilmiş. Panik halinde nasıl önlemler alabileceklerini sormuş onlara. Sarayın baş kahini atılmış öne hemen; "Değerli efendim" demiş, "Eğer bu sene krallığınızda doğacak bütün erkek çocuklarını öldürtürseniz , erkekler ve kadınların da bu yıl boyunca birbirlerine yakınlaşmalarını yasaklarsanız ve aksine yapan herkesi asarsanız bu sorunu da çözersiniz" .
Nemrut kahinlerin önerisiyle doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesi emrini vermiş. Ülkesinde yaşayan her on aileye bir gözlemci düşecek şekilde kuralların uygulanıp uygulanmadığını izlemeye başlamış. Sadece başdanışmanı Azer'e çok güvendiği için onun ve ailesinin başına gözlemci koymaya gerek duymamış. Böylece şehirde bir yıl sürecek dehşet ve zulüm dönemi başlamış. Nemrut bu bir yıl süresince on binlerce çocuğu öldürtmüş, aileleri darmadağın etmiş. Bütün ülke Nemrut'un bu büyük zulmü altında inim inim inliyormuş. Bir yılın sonunda Nemrut yine bütün danışmanlarını etrafına toplamış. Müneccimleri ona demişler ki "Hükümdarım maalesef aldığımız tedbirler yeterli olmadı. Sizi ve tahtınızı yok edecek çocuk yarın gece ana rahmine düşecek."
Nemrut kâhinlerinin bu sözleri üzerine daha da büyük bir paniğe kapılmış. Ve hemen şehirdeki bütün erkeklerin toparlanıp şehir dışına çıkarılmasını ve iki gün boyunca da şehre girmelerinin yasaklanmalarını emretmiş. Nemrut şehri dolaşırken aniden krallık mührünü sarayında unuttuğunu farketmiş. Hemen en güvenilir adamı Azer'i göndermiş saraya mührünü alıp kendisine getirmesi için. Azer, saraya gidip mührü almış. Geri dönerken aklına karısı gelmiş. Evine varınca nefsine hakim olamamış ve karısıyla birlikte olmuş. Ve böylece Zalim Nemrut'u yok edecek olan Hz.İbrahim ana rahmine düşmüş.
Kahinler sabaha doğru Nemrut'a onu korkudan tir tir titreten haberi vermişler. "Efendimiz maalesef aldığımız tüm önlemlere rağmen o çocuk bu gece ana rahmine düştü" Nemrut sinirden küplere binmiş ve ülkesinde bu yıl doğacak bütün erkek çocuklarının öldürülmesin emretmiş. O gece Azer'den hamile kalan karısı bu durumu kocasından saklıyor, kendisini şişmanlamış gösteriyormuş. Doğum vakti yaklaşınca da bugünkü Urfa Kalesinin kuzeyinde bulunan küçük bir mağaraya gitmiş ve tek başına doğurmuş çocuğunu.
Çocuğunun öldürüleceği korkusuyla onu iyice sarıp sarmalayıp mağaranın en dibine gizlemiş. Her gün bir defa onu emzirmeye geliyormuş mağaraya. Gelemediği günlerde açlıktan ve soğuktan oğlunun ölmüş olabileceğini düşünüp ağlıyormuş ama her seferinde telaşla gittiği mağarada küçük çocuğu sağ salim görünce mutluluktan uçuyormuş. Mağarayı kendilerine korunak olarak kullanan ceylanlar bu küçük çocuğu kendi sütleriyle besliyorlarmış. Aradan 15 ay geçmiş ama Hz.İbrahim 15 yaşında bir delikanlı gibi görünüyormuş Günlerden bir gün kralın askerleri şehrin hemen yamacındaki dağa avlanmaya çıkmışlar. Dağda dolaşırken ceylanların arasındaki İbrahim'i görmüşler. Hemen yakalayıp saraya getirmişler. Nemrut, ceylan sütüyle beslenmiş 15 yaşındaki genç, gürbüz ve güzel bir delikanlı olan İbrahim'i hemen yanına almaya karar vermiş. Böylece genç İbrahim sarayda yaşamaya başlamış ve burada Nemrut'un bir diğer evlatlığı genç Zeliha ile tanışıp dost olmuş. İbrahim sarayda geçirdiği günlerde kendisini evlatlık alan Nemrut'un halka yaptığı zulümlerden ve putlara tapınmasından dolayı kızmaya başlamış. Bir gün bu düşüncelerini arkadaşı Zeliha ile paylaşmış ve ona taştan yapılmış bu putlara tapınmanın anlamsızlığını anlatmış.
İbrahim bir gün tapınağın boş olduğu bir saatte eline bir balta almış ve tapınaktaki bütün putları tek tek kırmaya başlamış. Hepsini kırdıktan sonra elindeki baltayı da tapınağın baş köşesine yerleştirmiş ve Nemrut'a benzeyen en büyük heykelin omzuna asmış. Nemrut olanları duyunca sinirden çılgına dönmüş ve derhal bunu yapanın bulunmasını emretmiş.
Kısa bir araştırmanın ardından İbrahim Nemrut'un huzuruna çıkarılmış.Nemrut "Sen mi yaptın" diye sorunca, son derece sakin bir şekilde cevap vermiş "Hepinizin gördüğü gibi balta en büyük heykelin omzunda duruyor. Yapsa yapsa o yapmıştır." Demiş. Nemrut Hz.İbrahim'in bu cevabı üzerine daha da sinirlenmiş, "Olur mu böyle saçmalık. O cansız bir taş parçası. Nasıl eline bir balta alıp da böyle bir şey yapabilir ki?" Hz. İbrahim de gülümseyerek cevap vermiş Nemrut'a ."İşte benim de anlatmak istediğim buydu. Siz kendi elinizle yaptığınız bu taş parçalarına nasıl olur da taparsınız ve onlardan adalet, huzur, bereket beklersiniz? Bu taşlar gerçekten Tanrı olsalardı kendilerini koruyabilirlerdi"
Bu cevaba çok sinirlenen Nemrut hemen İbrahim'in yakalanıp ateşe atılmasını emretmiş.
Nemrut, kalenin kuzeyinde kalan dağın tepesindeki iki büyük sütunu mancınık olarak kullanıp, Hz.İbrahim'i buradan ateşe atmaya karar vermiş. Tam bu esnada Allah : "Ey ateş, serinlik ve esenlik ol" diye buyurmuş. Hz. İbrahim ateşin üzerine düşer düşmez ateşin yerinde berrak küçük bir göl oluşuvermiş. Allah'ın emri ile hazırlanan o devasa ateş bir göle; ateş için toplanan odunlar da balıklara dönüşmüşler. Odunlar biraz yanmış oldukları için balıkların sırtında kara lekeler oluşmuş. Varlığına inandığı ve sürekli onu aradığı için Allah, Hz.İbrahim'e "Halilim" yani dostum demiş. Bu göle de bu yüzden "Halilurrahman Gölü" denmiş.
Zeliha'nın döktüğü gözyaşlarından oluşan göle ise "Zeliha'nın gözyaşları" anlamına gelen "Ayn-ı Zeliha Gölü" ismi verilmiş.
Nemrut bütün bu olanlar karışsında daha da sinirlenmiş. Ve Allah'ı inkara devam etmiş. Allah da ona bir kanadı sakat sivrisinek göndermiş. Bu sivrisinek bir gece Nemrut yatarken kulağından içeri girmiş ve beynine kadar gitmiş. Günler geçmiş ve Nemrut bu sinekten dolayı kafasında büyük ağrılar hissetmeye başlamış. Ülkesindeki bütün büyücüleri ve hekimleri derdine derman bulsunlar diye çağırtmış. Ancak hiçbiri Nemrut'a yardım edememiş. Nemrut, ağrıları biraz olsun azaltabilmek için kendi hazırlattığı özel tahta bir tokmakla kafasına vuruyormuş her gün. Ağrı arttıkça tokmakla vuruşlarının şiddetini de arttırmış. Sonunda tokmağın acısına dayanamamış ve kafası parçalanarak can vermiş.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 03.04.17, 12:51
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 21.12.16
Mesajlar: 10,466
Etiketlendiği Mesaj: 1587 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Emeğine sağlık teşekkürler.

__________________
Kaybettiklerim arasında en çok kendimi özledim, oysa ne güzel gülerdim..
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 20.04.17, 16:16
Güvenilir
 
Üyelik tarihi: 07.01.15
Bulunduğu yer: Adana
Mesajlar: 4,671
Etiketlendiği Mesaj: 131 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

PayLaşım İçin TeşekküRLeR

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 16.06.18, 00:04
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 28.04.15
Bulunduğu yer: Nefes Aldığım Yerde
Mesajlar: 14,873
Etiketlendiği Mesaj: 900 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sayın DiLara, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.

__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan,
Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren..

Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
balikligol, efsanesi, urfa


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Şambala Efsanesi Sam45545 ilginç konular & Teoriler 2 12.01.24 01:57
Deniz kızı efsanesi Logos Paranormal Varlıklar 2 31.07.20 14:43
Lilith Efsanesi madlen Parapsikoloji & Spiritüalizm 1 28.01.19 14:54
Lanetli Mary Efsanesi - Bloody Mary madlen Gizemli Olaylar ve Mekanlar 2 15.06.18 22:56


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 23:25.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147