#1
|
|||
|
|||
Gökyüzündeki Kentler
Zaman zaman ufukta bilinmeyen kentlerin görüntülerinin belirdiği bir çok eski kayıtta anlatılmaktadır. Hâlen çözülemeyen bu sır insanın hayal ürünü müdür yoksa zaman içinde bir yansıma mıdır? Bilinmez. Belki de başka boyutlara açılan kapıdan sızan bir imajdır. Kim bilir!
İngiliz Bilim Cemiyeti'nin yayın organı olan Transactions'ta 1847 tarihinde Dr. D. P. Thomson, 27 Eylül 1846 günü, öğlen saat 3 sıralarında Liverpool Hayvanat Bahçesi'nde Edinburg kentinin panoramik bir modelinin gözlemlendiğini bildirmektedir. Edinburg Liverpool'un yaklaşık 325 kilometre kuzeyindedir. Dergiye göre “Birkenhead'daki Büyük Parkta oturan iki kişi Liverpool üzerinde bulutlar arasında yükselen Edinburg'un görüntüsünü yaklaşık kırk dakika izlemişlerdir”. Londra Times gazetesine göre 28 Temmuz 1846 tarihinde saat sabah 3:30 sularında Stralsund yakınlarında bir başka mucize görüntü oluşmuştu. Baltık kıyılarından kısa bir yürüyüş mesafesi kadar uzaklıkta bulunan Rugen Adası üzerinde Stalsund kentinin mavi soluk hayâli, 15 dakika kadar gözlemlenmiştir. Görüntü o kadar netti ki, Gotik St. Mary kilisesinin ön yüzü kolayca seçilmekteydi. Amerikalı maden arayıcısı Willoughby, Alaska-Yukon sınırında bululan Fairweather Dağı yakınlarında her yaz bir kentin gökyüzünde belirdiğini yerlilerden duyduğunu bildirmiştir. Willoughby 1887 senesinde bu mûcizeye tanıklık yaptığını söylemiş ve olayın doğruluğunu kanıtlamak için bir resim sunmuştur. 1889 yılında New York Times Willoughby'un fotoğrafındaki kentin İngiltere'deki Bristol olduğunu açıklamıştır. Hikâye ve fotoğraf Madenci Bruce'un Alaska adlı kitabının sonraki basımlarında yayınlanacaktır. Alexander Badlam'ın Wonders of Alaska – Alaska'nın Harikaları adlı kitabında başka iki şehrin Muir Glacier üzerinde görüldüğünden bahsedilir. Badlam Willoughby'un Bristol'a ait olduğu kabul edilen ve açık bir şekilde kilise ve evlerin ön cephelerinin görüldüğü resmini yeniden bastırdı. Bunun yanında Afrika veya Asya'ya ait buzullar üzerinde ikinci bir şehir resmi eklenmişti. Badlam, fotoğrafı çeken kişinin cıva tavasına yerleştirdiği bir kamera ile mucizeyi görüntüleyebildiğini ve kentin körfez sularına battığına inanıldığını belirtir. Üçüncü şehir bir fotoğrafa bakılarak çizilmiş bir taslaktı ki, silik olarak görülen kule ve kilise bacalarının sivriliğinden Fata Morgana veya Messina körfezine ait olduğu kanısı uyandırmaktaydı. Badlam'ın yenilip yutulması zor uçuk öyküleri içinde bulunan gökyüzünde görülen kente dair olanları başka tanıklar tarafından da tekrarlanacaktır.Bunlardan biri St. Elias Dağı Dük d'Abruzzi Keşif Gezisi üyesi olan C.W.Thornton, madenci Bruce'a 1887 yazında böyle bir kenti kendinin de gördüğü anlattı. L.B. French 1889 senesinde New York Times gazetesinde çıkan Fairweather Dağı yakınlarında içindeki evler, sokaklar, geniş binalar ve hatta cami ve kiliselerin görüldüğü kente dair haberlerinden alıntılar yapar. Londra'nın haftalık Times ve Echo gazeteleri 1897 senesinde “Yukon Goldfields” da gökte bir kent görüldüğü haberini şöyle yazar; “…Kuzey Kutbunun öte tarafında bilinmeyen bir ülkeye ait bir kent olsun veya olmasın yıl içinde zaman zaman açığa çıkan bu mucizeyi gören tek bizler olamazdık.” Benzer bir fenomen İrlanda'da gerçekleşti. Peri kaleler veya “Duna Feadhreagh” görüldüğü uzun süredir rapor edilmektedir. Antrim, Donegal ve Waterford kıyılarında büyüleyici adalar denizden göğe doğru uzanarak görülürler. Connaught'un Tarihçesi'nde 1684 senesi kayıtlarında şunlar yazılmaktadır; “Arran'ın batısında büyük bir kayalıkada vardır. Bazen uzaklarda; içinde atları, kaleleri,kuleleri ve bacaları ile bir kent silueti görülür. Bazen bu bacalardan dumanlar tüter ve kentte sağa sola giden insanlar seçilebilir. Bazen de yelken ve gövdeleriyle birkaç gemiden başka bir şey görülmez.” 1817 yılında Rathlin'de her sekiz yılda bir denizden yükselerek dışarı çıkan yeşil bir adanın görüldüğüne inanılırdı. Dikkatlice bakıldığında ada içerisinde mücadele eden insanlar görülmekteydi. Youghal'da 1797 yılı ekim ayında hareket eden bir kent görüldü. Haziran 1801'de bilinmeyen bir kent evleri ve arkasında ormanı ile belirdi. Dr. Thomas Introduction to Meteorology-Meteolojiye Giriş adlı eserinde 1833 Haziranında okyanus açıklarında Portbalintrea'da gittikçe yükselen hayalet bir kent gördüğünü yazmaktadır. Seçkin jeolojist Sir Charles Lyell, Kuzey Amerika'yı ikinci ziyareti sırasında Ontario Gölü üzerinde gökte Toronto kentinin görüntüsünü seyrettiğini yazmaktadır. Gökyüzünde sadece hayalet kentler değil; ordular, gemiler görüldüğüne dair detaylı bilgiler bulunmaktadır. Bu fenomen hava şartlarının insanı yanıltan görüntüler üretmesinden çok daha detaylı ve bilinmeyen bir gücün etkisiyle açığa çıktığı düşünülmelidir. İngiliz bilim dergisi Nature'de 1882 Mayısında Alaska ve İrlanda efsanelerinde geçenlere bezer mucizelerden bahsedilmektedir; İsveç'in güneyinde sıklıkla görülen bir olay dikkate değerdir. Bize zaman zaman yüksek binalar, şehirler ve kaleleri ile hareket eden nesnelerin görüntülerinin gökte saatlerce gözlemlendiği anlatıldı ve yine öğrendiğimize göre benzer görsel doğa olayları geçen hafta Orsa gölü üzerinde seyredilmişti. Çok sayıda gemi silueti sanki uçarcasına göl üzerinde hareket etmekteymiş. Hatta bacalarından duman tütmekteymiş. Manzara değişmeye başlayınca araçlar gölde üzerinde az sayıda bitki bululan bir ada görüntüsüne dönüşmüş. Daha sonra manzara ince bir sis gibi dağılmış. Bu olay saat 4'ten 7'ye kadar sürmüştür. Seyredilmeye değer bir manzara oluşmuştur. Yazının orijinali İngilizce olarak ilk kez 19 Ocak 1991 tarihli "Whig-Standard Magazine" isimli derginin 14. sayısında yayınlanmıştır ____alıntı____ Cities in the Sky (English) A mirage is usually defined in terms of an atmospheric distortion and an optical illusion. Light from an object may be bent (refracted) or reflected by air, and the mind of the beholder is liable to see something which is not what it appears to be. For example, a thirsty traveler in the desert may be looking at the sky reflected on a layer of hot air over the sand. The mind, however, sees instead a pool of water and may even add to the imagined scene the palm trees of a surrounding oasis. Some Canadian scientists have used "mirages" to explain a lake monster as being nothing more than a piece of wood floating on a placid lake or a UFO as a bright planet seen through a turbulent sky. Although this may be true sometimes, I would rather see some explanation as to how a vast and detailed image of a city might be projected into the sky, if it is only a mirage. In the Transactions of the British Association for the Advancement of Science of 1847, Dr. D.P. Thomson reported that "during the exhibition of a panoramic model of Edinburgh, in the Zoological Gardens at Liverpool, on Sept. 27, 1846, about 3 P.M., an erect image of Edinburgh, depicted on the clouds over Liverpool, was seen by two residents in the Great Park at Birkenhead, for a period of forty minutes." Edinburgh is about 325 kilometers north of Liverpool. Another extraordinary mirage was reported in the London Times as having occurred on July 28, 1846, at 3:30 A.M., near Stralsund (then part of Pomerania and now Germany). During a short walk from the city on the Baltic shore, witnesses saw in a pale blue light the image of Stralsund looming over the Isle of Rugen on the opposite shore for a period of 15 minutes. The image was clear enough that details of the facade of the Gothic church of St. Mary could be "distinguished with ease." An American prospector, Mr. Willoughby, claimed he heard an Indian legend of a city appearing in the sky each summer near Mount Fairweather, on the Alaska-Yukon border. Mr. Willoughby said he first saw the mirage in 1887 and offered a photograph as proof that the phenomenon was real. In 1889, the New York Times reported that the city in Willoughby's photograph had been identified as Bristol, England. This story and the photograph were included in a later edition of Miner Bruce's Alaska. Two other cities were said to have been seen over the Muir Glacier in Alexander Badlam's Wonders of Alaska. Badlam reprinted Willoughby's photograph, which depicts a view of a city from a hillside with house fronts and church steeples clearly visible; and, if not claimed to be photographed in Alaska, it could readily be accepted as a photograph of Bristol. However, a second photograph is presented with an African or Asian city superimposed upon another of a glacier. Badlam writes that the photographer had captured the mirage's image by aiming his camera into a pan of quicksilver and that the city seen in the sky was believed to be sunken in the waters of the bay in front of the glacier. The third city was supposedly sketched from a photograph, but the fanciful spires and towers of the artist more closely resemble the looming mirages of Arctic icefields or the Fata Morgana of the Straits of Messina than anything else. Badlam's stories are as hard to swallow as a plate of "snow worms" set before a tenderfoot in Alaska, yet the stories of cities in the sky were repeated by other witnesses. One of the members of the Duke d'Abruzzi's expedition to Mount St. Elias, C.W. Thornton, told Miner Bruce he saw what looked like a city in the summer of 1897; L.B. French was quoted by the New York Times in 1889 as seeing houses, streets, and large buildings, either mosques or cathedrals, near Mount Fairweather; and, a correspondent of London's Weekly Times and Echo returning from the "Yukon Goldfields," saw a city in the sky in June of 1897 and wrote: "...whether this city exists in some unknown world on the other side of the North Pole, or not, it is a fact that this wonderful mirage occurs from time to time yearly, and we were not the only ones who witnessed the spectacle." Phantom cities may have loomed over Alaska, but the fact that no sizeable city could be found within a thousand kilometers of Mount Fairweather did not deter the scientists of the time from speculating that some extraordinary property of the atmosphere would show a scene from distant Bristol. What other evidence apart from the testimony of witnesses and Willoughby's photograph would offer any credence to cities being seen above the wilderness of Alaska? The same phenomenon exists in Ireland. The "Duna Feadhreagh," or fairy castles, have long been reported. On the coasts of Antrim, Donegal, and Waterford, enchanted islands have been seen rising from the depths into the skies. The Chronological Description of Connaught, written in 1684, says: "There is, westward of Arran in sight of the next continent Skerde, a wild island of huge rocks; there sometimes appear to be a great city far off, full of houses, castles, towers, and chimneys, sometimes full of blazing flames, smoke, and people running to and fro. Another day you would see nothing but a number of ships, with their sailes and riggingsa; then so many great stakes or reekes of corn and turf." At Rathlin, in 1817, a green island was believed to arise out of the sea every seventh year upon which could be distinctly seen people "engaged in various other occupations common to a fair." At Youghal, a walled town was seen distinctly in October of 1797. By June of 1801, the mirage had grown into an unknown city with mansions and forests behind. Such marvels were recounted by Dr. Thomson in his Introduction to Meteorology and before the British Association for the Advancement of Science in 1852 by Mr. M'Farland (who had witnessed a fairy island arise from the ocean off Portbalintrea in June of 1833). Sir Charles Lyell, the distinguished geologist, wrote of seeing a mirage of Toronto in the sky over Lake Ontario during his second visit to North America. What I find intriguing is that such accounts of extraordinary mirages take on forms which are recognizable, they are seen on repeated occasions, and sometimes a panorama of images and events are observed. Not only have phantom cities been seen in the skies, but also armies and ships, described in detail. Such phenomena may have less to do with atmospheric conditions than with displays of a ghostly nature on a vaster scale. In the British science journal Nature, accounts of mirages in Scandinavia, such as the one here in May of 1882, may have helped prompt an earlier acceptance of tales from a sourdough in Alaska and the legends of the Irish: The frequent observations of the mirage in the south of Sweden is [sic] very remarkable. From time to time we are told that whole landscapes, cities, and castles, with moving objects, have been observed reflected on the sky for hours, and we again learn that a similar display of the forces of Nature was seen one afternoon last month over the lake of Orsa, in a remote part of Dalcarlia, lat. 61 degrees, which is stated to have reflected a number of large and small steamers, as if plying on the lake, and from whose funnels even the smoke could be observed to rise. Later on the scene changed to a landscape, the vessels now taking the form of islands in the lake, covered with more or less vegetation, and at last the mirage dissolved itself in a haze. The phenomenon, which lasted from 4 to 7 o'clock, is said to have furnished a most magnificent spectacle. When I read of the latest sensational sightings of Ogopogo, the Loch Ness monster, or another flying saucer in the newspapers, I am as inclined to wonder as do modern scientists if the object viewed was nothing more than a "mirage." However, would the scientists of today be as willing to swallow reports of cities seen in the skies as mirages of distant places? Such a phenomena requires closer examination. Not all mysteries are what they first appear to be. "Snow worms" taste just like spaghetti |
|
|