Selam arkadaşlar. Nasılsınız ? Umarım iyisinizdir...
İlk olarak 10 Aralık 2011 'de,
Son olarak ta 23 Nisan 2012 'de paylaştığım konu devam ediyor. Yen,i üyeler veya aslında bu seriyi takip etmeyenler için kısa bir tekrar yapayım :

Konumuz, yazı dizimizin amacı aslında çok basit kokutmak. Akşama doğru paylaşıyorum ki korkunun etkisi daha fazla olsun ve bazen video bazen hikaye bazen de fotoğraf olarak devam ediyor bu konumuz.
Fazla uzatmadan sizi yeni - 16. bölüm - ile başbaşa bırakıyorum. Yine klasik bir David Tennant fotoğrafı ile giriş yaparak. Bugün ki konumuz : Korku Hikayeleri.
Slm
almanyadan yaziyorum ...olay türkiyede basima geldi bundan 17 yil öce ..
bir gün ben tv seyrederken teyzem anneme anlatiyor iki günden beri uyuyamiyorum her gözünü kapadiginda kedi yüzünü tirmaliyormus ..gerekcesi disarida yerde olan küle basmis besmele cekmemis..
bende ozaman 12 yasindaydim tabi inanmadim önce ..ertesi gün disarda top oynarken top yuvarlanarak külün tam üstünde durdu ...
bende merak varya bakalim nolacak diye külün üstünde tepindim ..
aradan bir kac saat gecdi eve cikdim susamisdim.. mutfakta dola pdan bir bardak aldim muslugu acdim suyu doldurdum ...tam orda basladi sanki hareketlerim cok hizli oluyordu nekadar yavas davransam bile yürürken atigim adim bile delirtiyodu sanki kosuyorum gibi oluyordu elim yavasca hava kaldirsam sanki cok hizli kaldirdim gibi oluyordu ...etrafimda ailem insanlar falan hersey önce normal.. sora anladim neden oldunu aklima kül geldi ..cinler oldunu biliyom ama bilmiyom neden bi türlü anlatmadim anneme...
aksam oldu annneme hasta rolü yaptimki biseyler yapsinlar artik diye annem geldi eline alnima koydu atesin yok dedigi anda sanki kulagima haykirarak bagiriyor gibi oluyordu ...geri bagirdim niye bariyon be diye ...
anneannem okudu üfledi beni kendi yatak odasina yatirdi ..
ama arada iki duvar olan misafir odasindaki konustuklari sanki kulamin dibinde gibi duyuyodum zor uyudum ...

ertesi sabah kalktigimda beni misafir odasinda cekyatin üzerine yatirmislar kizkardesim ve anneannemde ayni odada yatiyordu üzerim acik di üsümüsdüm hersey normallesmisdi önce ...
baktim anneannemin üzerinde 3 tane kalin yorgan vardi birini rahatsiz etmeden aliyim derken...gine basladi ..anneannem kilolu.. boyuda 170 var ..yorganan beraber havalandi sanki sihirbazlarin yanindaki mankenleri kaldirdigi gibi ve dönmeye basladi ben delircem gibi oldum bagirdim dönme delircem o sirada kizkardesim abi noldu diye agliyordu ... annem nen yingem girdi odaya ..ben söyleyin dursun dönmesin dedigim anda hava da durdu basi 180 derece bana dönerek sanane dönerim dedi kendi sivesinen yani kendi sesiydi sonra yavasca indi sanki uykudan kalkti bisey olmamis gibi noldunu bize sordu ama havadayken annemde yingemde kizkardesimde anneannemin yataginda uyurken görmüs ...
aradan birkac saat gecdi hareketlerim kafamin icinde gine hizlanmaya basladi ....
annem : oglum git disari bi hava al iyi gelir belki dedi ciktim disari kapidan cikinca iki basamakli bi merdiven var bir adim attim birden arkamdan cok sertce beni itten biri oldu 4-5 metre uctum ama tam arabalirin gitigi yolun ortasina iki ayamin üstüne düstüm arkama baktimda kimse yoktu yürümeye basladim evden uzaklastim, biden bi hafifleme geldi bidahada olmadi ...
daha sonra aklima geldi o yol hemen hemen hersaniye araba gecer insan gecer ama o sirada kimse yoktu sokakta tahaki evden uzaklasdim insanlar arabalar ortaya cikti .....

sorna artik arastirmaya basladim kül cinlerin ekmegi oluyor dediler küle istemiyerek basdiginda bile besmele cekilcekmis ...
almanyaya döndümde benim, kizkardesimin ve erkekkardesimin basina buna benzer deyisik cinlernen olaylar geldi ...
misal kizkardesim üc gün den beri odasinda uyuyamiyordu bir insan seklinde gölge yanina geliyor mus her gözünü kapatip acmada bir kac adim geri kaciyormus sora kapinin araligin dan iceri bakiyormus ...
1 hafta kada benimim odada yatti korktugundan ...erkekkardesim kizkardesime bir gün beraber senin odada uyuyalim dedi..
gece üc mü neydi iksi hem gülerek patir patir kosarak benim odaya girdiler ben uyku sersemi bagirdim uyuyun sesyapmayin diye...
sabah oldu aklima geldi erkek kardesime sordum noldu diye...
aksam erkek kardesimde kizkardesimde uyuyamamis
.. bisey düsünüyodum kulama birisi ''dogru'' diye fisiltiyla cevab vermis ..dönmüs ablasina senmi dedin diye sormus o da yok demis aradan 5 dk kadar zaman geciyor kizkardesimin kulagina ismini biri fisildiyor dönuyor soruyor senmiydin diye o da yok deyince bular yataklarindan firliyor bu gibi olaylar daha oldu tabi arka arkaya deyil 3-4 yil araynan ...

bir gün eve gec saatte geldim baktim annem kardesim misafir odasinda kardesim hasta annemin dizine dayamis basini yatiyor ...noldu diye sordum annem gülümseyerek kardesin borcluymus dedi ...olayi kardesim tam anlatti yatarken birisi bunu bi sayilar rakamlar söylüyormus o sayiya kadar saymassa borclaniyormus ...
ben tabi dalgasina anneme diyom 1 milyon derim sabaha kadar sayar gibisine ama ..cinler dicek mis öyle olmuyormus
gece uykumdan bi seslernen uyandim baktim kardesim yorganin altinda kivraniyor oturur halde bende tirstim yorgani cektim yere attim bana uzun uzun bakti yatti uyudu.

küçükken babaannemgilde akşam tek başıma televizyon izliyordum evde tekdim malumdur ki çocukluk işte evde tek kalınca içimde korku oluyordu çok geçmedi odanın kapısının arkasında bir küçük çocuk eli gördüm ve hayalde değildi hayal olması imkansız üstelik evde çocukta yoktu acaba sizce o gördüğüm el neydi sanki 4 yaşındaki çocuğun elleri gibiydi yaklaşık beş saniye hiç çekmeden kapının camına yapıştırmış ellerini hiç çekmeden öylece tuttu benim halim nasıl mıydı korkudan resmen bitmiştim camdan atlıyım desem dördüncü kat kapıdan çıkıyım desem o gördüğüm elin sahibi ya salondaysa diye korkudan ölmüştüm bağırsam kim duyardı sesimi evde tektim yaklaşık beş dakika filan öylece korkulu şekilde bekledim hep kapıya bakıyordum acaba yine görürmüyüm diye aklım yerinden oynamıştı sanki bir şeyler yapmalıydım orada öyle babaannemlerin gelmesini bekleyemezdim aklımca planlar yaptım içimden üçe kadar sayacak ve hiç bir yere bakmadan o kapıyı açıp dış kapıdan çıkacaktım aynı planı uyguladım çıkarken korkunç bir heyecan yaşadım hemen halamı bizim evden çağırdım dedim evde küçük bir çocuk var delimisin dedi direk bana ama yeminler edince inanır gibi olmuştu eve beraber gidip baktık ama ortada ne çoluk vardı ne de çocuk ehli olan biri varsa desin acaba o gördüğüm el cin eli olabilir mi fizikleri hakkında pek bilgim yok ama galiba istediği şekilleri alabiliyorlarmış cenab-ü rabbül ala kimseye böyle bir anı yaşatmasın çok korkmuştum.

acemi birliğim manisa kırkağaç idi.tabi askerlik psikolojisi ciddi zor günlerden sonra dağıtıma iyice yaklaşmıştık.eski askerler son günlerde sürekli fısıldaşıyor sanki acemi askerler korksunlar istiyorlardı.kırkağaçtaki askeri alayın ( bilen bilir oldukça büyüktür) kuzey yamacı ormana sınırdı.ve sınır noktalarda belirli aralıklarla yerleştirilmiş nönet kulubeleri bulunmakta idi.dağıtım dönemlerinde ( askerlik yapanlar bilirlerki ) mermisiz tüfekler ile eğitim amaçlı nönetler tutturulur.9.kulubede ise ö dönemde hiç bir kadronun (usta eğitim askerleri) nöbet tutmak istemediklerine şahit oluyorduk.gerçektende hiç birisi oraya gitmek istemiyordu.tabi bu konu duyula duyula açığa çıktı.neyse...o kulubede benim nöbet sıram gelmişti.iki asker orada nöbet tutuyorduk.sürekli tedirgin olarak bekledik.yukarıdan yani ormanın içerisinden tuhaf sesler ve aşağıya atılan toprak ve taşlar dikakt çekiyordu.olay karşısında ilginç hissiyatlara girmiştim.ben tabi hemen koruyucu ayetleri okumaya başladım.ve yanımdaki arkadaşımada önerdim...asıl ilginci ve anlatmak istediğim olay şu; burada ilk bu olayın yaşanılışı hatırlanıyor.yakın bir dönemde başlamış.bir gün nöbetçi subay nöbet kulubelerini gezerken bir bakıyor 9 nolu kulubede kimse yok.sinirleniyor aşağıya iniyor.bakıyorki askerler sipere yatmışlar.subay kzııyor bağırıyor.askerlerde başlıyorlar anlatmaya.

''komutanım burada nöbete yeni gelmiştik.bizi bırakan araç uzaklaşmıştı.bu sırada yukarıda ormandan hışırtılar gelmeye başladı.dikkatlice baktık ama bir şey göremedik.daha sonra bebek ağlaması bir kadın sesinin bağırışlarını duyduk.daha sonrada kulubeye ve üzerimize taşlar gelmeye başlayınca buraya siper edindikki siz geldiniz''

bunun üzerine komutan aracın farlarını ormana çevirtir.askerlerede o bölgeyi taratır.silahlar ile ateşler açılır.hatta subayda olaya şahit olur.karar söyledir '' her kulubede tek asker nöbetçi iken bundan sonra bu kulubede iki asker kalacak.ondan sonra sadece o kulubeye iki asker nöbetçi verilir.

her dağıtım döneminde bu olaylar tekrarlanır.duymayan kalmaz...

olayın sebebi ise öğrenilmiştir.orada askerlik yapan bir er kırkağaçlı bir köylü kızını ayartır.evlenme vaadiyle nöbet sırasında oraya gizlice gelen kızla birlikte olur.dağıtım iznine gittiğimde seni isteteceğim falan diyerek kandırdığı kız hamile kalmıştır.tabi bizim asker dağıtım olur gider.kaybolur.kız çocuğu ile birlikte kendisini o kulubenin yukarısına denk gelen yerde öldürür.lanet eder.bebeği ile birlikte orada ölmüştür.ve her dağıtımda oradad bu olay cereyan etmeye devam eder..

ben askerlik yaptığım 1997 senesinde devam ediyordu.ama şimdi ne oldu bilemiyorum..

Resim

Başımdan geçen ilginç olayı sizlerle paylaşmak istedim. 6 sene önce, askeriyede çalışıyordum. Bir akşam göreve gittik. Görev yerim, Bingöl -Sütlüce Köyü yakınında bir tepe. Ben, her zamanki gibi öncüydüm. Araçlardan indik. Ben önden, yaklaşık 4 saat yürüdük. Ortalık bayağı kararmıştı. Bölük komutanımıza sorduğumuzda bize bir açıklama yapmıyordu. Neyse, vara vara bir tepeye vardık. Ben giderken bir duvar yakınından geçtiğimi iyi hatırlıyorum. Neyse, biraz oturup mevzilerimizi yaptık. Daha sonra her mevziye 2 kişi gelecek şekilde girdik. Sayımız az olduğu için diğer arkadaşlarımı zor görüyordum. Aralar bayağı açıktı. Gece saat 1-3 nöbeti geldiğinde, arkadaşim beni uyandırdı. Ben de kalktım, nöbet yerine gittim. Nöbet yeri de mevzinin yaklaşık 7 metre falan uzagındaydı. Dedim kendi kendime, "Bir tuvalet ihtiyacını göreyim." Neyse, onu hallettim geri geldim. Hava da esiyor diye kafamı taşın arkasına biraz eğdim. Sen misin başını eğen! Bana bir taş mı yoksa yumruk mu, ne olduğunu anlayamadiığım sert bir sey, fena vurdu. Bir sıçradım, arkama bir baktım kimse yok. Gece görüşle diğer arkadaşlara bakıyorum, onlar uyuyor. Tek tek, herkese sordum; kimse birşey bilmiyor. Kaş yarık, surat kan içinde, bölük komutanına olayı anlattım. Bana neler yaptığımı sordu. Ona sadece küçük tuvalet yaptığımı, sonra da nöbet yerine döndüğümü anlattım. Bana, "Nereye?" dedi. Ben de gösterdim. Bana bir güldü. "Sabah, anlarsın" dedi. Sabah oldu, bir de ne göreyim: Önümüzde kocaman bir Yatır! Eski ismi tekke denilen, eski evliya mezarı gibi birşey. Meğer, her sene insanlar oraya adak kesmek için gelirmiş. Biz de emniyet için gitmişiz. Tabii bu arada benim kaş, oldu yumruk gibi şiş. Anladım ki dünya boş değil.


Görseller ve Hikayeler Alıntıdır.

Okuyanlara çok teşekkür ediyorum, bu zamana kadar beni yanlış bırakmadınız.

Teşekkürler.

Allah razı olsun inş

PayLaşım İçin TeşekküRLeR

teşekkürler.

Sayın aşk, konu paylaşımınız için teşekkür ederiz.